“Hiçbir Bartınlı istemiyor”
Nilay Meryem ÇÖMLEK
Bartın Irmağı Islah Projesi, Bartın kamuoyunca tartışılmaya devam ederken tepkiler de sürüyor.
Yapımına başlandığı andan itibaren eleştirilerin odağı olan proje için Bartın Mimarlar Odası öncülüğünde bir toplantı düzenlendi. Sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve Bartın Belediye Başkanı Muhammet Rıza Yalçınkaya’nın katıldığı toplantıda projeyi yürüten Devlet Su İşleri (DSİ) yetkililerine çağrı yapıldı.
Çelikyay: “Kesinlikle onaylamıyoruz”
Mimarlar Odası adına açıklama yapan İl Temsilcisi Yüksek Mimar Selda Çelikyay, cevaplanması gereken sorular olduğunu belirtirken projenin yeniden masaya yatırılması gerektiğini savunarak şöyle konuştu:
“Geçtiğimiz yıl Ağustos ayında toplantı olmuştu. Biz projenin başlangıç aşaması olduğunu düşünüyorduk. Eylül’de Mimarlar Odası burada Bölge Toplantısı yaptı. Ekim’de bu uygulama başladı. Gördük ki o tartışma aşamasına geçmişiz. Sonra tabelalar asıldı, ihale geçen Şubat'ta açılmış. Projeler hala hazırlanıyor deniliyor. Şubat'ta neyin ihalesi yapıldı? Birinci sorumuz bu. Uygulama başladığından beri Sayın Vali, Çevre Şehirciliği DSİ’yi bütün kurumları ziyaret ettik. Bu konudaki hassasiyetlerimizi, kaygılarımızı, proje noktasında alternatif fikirlerimiz olduğunu, ırmağın Bartın halkı için çok önemli olduğunu, bu yapılan çalışmanın çok önemli olduğunu, defalarca ilettik. Suç duyurusunda bulunduk, basın açıklaması yaptık. Ankara’daki arkadaşlarımız, genel müdürlükle bu diyalogları kurma çabasına girdi. Bugüne kadarki görüşmelerimiz sonucunda bu diyalog ortamını oluşturamadık. Ve en son bu noktaya gelen uygulamada bunun durdurulması gerektiği, en azından ara verilmesi gerektiği, geçen gün başkanın da İl Koordinasyon Kurulu Toplantısında söylediği gibi çelişkiler olduğu, sorular olduğu, bunların cevaplanması gerektiği.
Özellikle bu duvar uygulaması gerçekten bizi çok üzdü. Bartın’ı biz ırmağını canlandırmaya, turizme kazandırmaya, hayata yeniden katmaya yaşamıyla barıştırmaya çalışırken gerçekten bu duvarla birlikte ırmağa küskün, ırmağı şehrin yaşamına katamaya, hiç arzu etmediğimiz sonuçlar doğuran bir uygulama oldu. En önemli üzüntümüz şu proje anlayışımızdaki farkımız. Çünkü biz bir proje yapacağımız zaman önce bakarız neredeyiz? Nereye yapıyoruz? Ne özelliği var? Neyin üstüne düşünmemiz gerekiyor? Neyin önemi var? İhtiyaç nedir? Yani selin önlenmesi meselesiyle bu kadar üstümüzde baskı kurup peyzajını yok sayan, ırmağın tarihini yok sayan, bugüne kadarki önemini vesaireyi önemsemeyen bir çalışmayı kesinlikle onaylamıyoruz.
“İçimize sinen bir durum değil”
Bugün burada aceleyle buluşmamızın sebebi bu uygulamanın durması gerekiyor. Yeniden şimdi yeni yerel yönetimle birlikte, yeni başkanla birlikte masaya yatırılıp yeniden değerlendirilip bu hassasiyetleri dikkate alıp o önemde devam edilmesi gerekiyor. Kot açısından sorunları var. Uygulama açısından sorunları var. Yani şu an yapılan uygulama herhangi bir dere kenarında köyde bir derenin kenarında yapılan bir DSİ çalışması görünümünde. Oysa Bartın Irmak'a çok daha fazlasını, çok daha özelini hak ediyor. Ayrıca başından beri neden bu duvarlar dere kenarında ya da setlerde değil de yolun kenarına kadar çıktı? Neden bu kadar riskli çalışmalar oldu? Neden bu doğalgaz hatlarında Enerji-Sa’yı vesaireyi tehlikeye sokacak kadar yani hoyratça, bizce gelişigüzel, gereken özen, gereken önem gösterilmeden hatta seçim dönemi oldukça hızlandırılarak hiç içinize sinmeyen sonuçlar doğuran bir çalışma.
Başkan Bartın’ın rızası var sloganıyla geldi. Bu projeye bu şekliyle Bartın halkının hiçbir şekilde rızası yoktur. Başkanın da desteğini alarak yerel yönetim, TMMOB bileşenleri, DSİ yeniden masaya yatırılması gerektiğine inanıyoruz. TMMOB üyeleriyle toplantımız var, onlarla da birkaç eylem planı yapacağız. Çarşamba günü bir Mayıs’ın ana temalarından biri Bartın Irmağını korumak. Cuma günü Ankara yönetim kurulu başkanı ve sekreteri genel müdürlükten proje ve dokümanları alarak başkanımızı ziyaret edecekler. O projelerle de o görüşmelerle de bir yol olamazsak dava sürecine de aynı zamanda bir hazırlık sürecindeyiz. Hiçbir şekilde bunun böyle devam etmesi arzumuz değil, içimize sinen bir durum değil.”
TSO Başkanı Balık: “Diğer su basan yerleri ne yapacağız?”
Geçtiğimiz günlerde Bartın Valiliği’nde gerçekleştirilen İl Koordinasyon Kurulu Toplantısı’nda da projeyle ilgili DSİ Bölge Müdürüne sorular yönelterek saha incelemesiyle projenin yeniden değerlendirilmesini isteyen Bartın Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Başkanı Halil Balık da cevapsız kalan sorularını bir kez daha dile getirirken “Bu konuyu ilk duyduğumuz andan itibaren bu işin yanlış olduğunu söyleyen kişilerden biriyim ben. Açıkça en fazla da bu işe önem veren bu işe karşı çıkan odam adına kişiyim. Şimdi o kadar çok sıkıntılar yanlışları var ki.. Her şeyden önce Bartın Irmağı hem bizim için büyük değer hem sel tehlikesi arz eden bir yer hem de Amasra'dan sonra en önemli turizm kaynağımız olacak bir yer. Bu projenin açıkça yerelleriyle konuşulması ve tartışılması gerektiği için toplantılar talep ettim fakat hiçbir talebimize cevap verilmedi. Burada Selda Hanımın söylediği gibi bir kotlamayla ilgili de hata var. Orduyeri Köprüsü'nden başlandığı için orada baktılar benim anladığım yüksek, duvar yüksek burada ciddi tepkiler alacaklar, burada duvar daha alçaldı. Aslında duvar burada 3 metre falan olması gerekiyordu. Tepkilerden korkulduğu için alçaltıldı ve daha cam gelecek. Camların kırılmayacaklarını söylüyor ama bunları tutan pimler o basınca dayanabilecek mi? Bize burası ile alakası olmayan Rize Güneysu’yu söylüyorlar. Ya burada insanlar arada sıkışırsa, yağan yağmur dışarı çıkmazsa? Buraya yağan yağmurun, daha doğrusu duvarın Bartın tarafına yağan yağmurun pompalarla basılacağını söylüyorlar. Bunu basacak pompa nasıl bir pompadır? Sular geldiğinde suların altında kaldığında çekecek midir? Elektrikli midir, mazotlu mudur? Elektrikliyse elektrikler kesildiğinde ne yapılacak? Hepsinin bunların açıklamasının yapılması lazım. Bu duvar bununla bitmiyor açıkçası. Bununla birlikte 900 metre civarında bu duvar. Toplamda bildiğim kadarıyla 4 bin 100 metre ve karşıya Milli Eğitim'in arkasına kadar giden bu duvar.. Kemer Köprüyü ne yapacağız? Diğer su basan yerleri ne yapacağız? Bunların hepsi bir soru işareti. Ama şimdiye kadar bize buna cevap veren olmadı. Bizim amacımız açıkça halkımızın duymasıydı. Arkadaşlar zaten kararını vermişti. Halkımıza şimdiye kadar duyuramadık. İnşallah bu toplantıdan sonra inşallah duyurabiliriz diye düşünüyorum.” dedi.
Yalçınkaya, Çin seddi benzetmesi yaptı
Yanlış bulduğu projeyi gündeminden düşürmeyen Bartın Belediye Başkanı Muhammet Rıza Yalçınkaya da projeyle ilgili endişelerini bir kez daha dile getirirken projedeki hatalara dikkat çekerek şöyle konuştu:
“Bartın Belediye Başkanı olur olmaz ‘Bartın Belediyesi’nde bir yönetim değişikliği olmuştur. Seçilen yeni başkana ırmak kenarındaki ıslah çalışmalarıyla ilgili bilgi verilmesini ve belediye yönetiminin aydınlatılması’ konusunda DSİ İl Müdürlüğüne yazı yazmıştım. Bunun ardından DSİ Müdürü ve müteahhit temsilcileri gelerek brifing verdi. Kendilerine sorular sorduk ve bazı sorulara cevap veremediler. Biz de kendi değerlendirmelerimizi yaparak İl Koordinasyon Toplantımızda DSİ Bölge Müdürümüzün bilgi vermesinin ardından ben de söz alarak bu projenin yanlışlığını dile getirmiştim. En azından bir oldubitti ile Bartın halkına böyle bir projenin dayattırılmaması gerektiğini dolayısıyla bu proje hayata geçirilirken ilk baştan STK’ların görüşü, Bartın Belediyesi’nin görüşü, TSO’nun görüşü ve tüm Bartın halkının görüşü alınarak böyle bir projenin hayata geçirilmesi konusunda inşai faaliyetlerin başlaması gerektiğini söylemiştim. Orada da Bölge Müdürü projenin Bartın için çok faydalı olduğunu ve dolayısıyla Bartın’da bir daha sel taşkının yaşanmayacağını ve onun için yapıldığını dile getirmişti. Ben de bu anlamda yine sorularımı yönelterek projenin başta yanlış olduğunu ve oldubitti ile Bartın halkına kabul ettirilmek istendiğini, bu nedenle en azından yeni seçilen bir belediye başkanı ve yönetimi ile belediye meclisi ile yeniden Bartın halkının aktörlerini de yanımıza alarak kendilerinin de bize masada bilgi vererek projenin eksikliklerini, hatalarını tartışarak, en azından kötü bir proje olarak yapılması yerine, Bartın’ın doğal güzelliğini elimizden alan, Bartın halkının yaşam alanını bence bir Çin Seddi gibi duvarla örerek Bartın halkının nefes alabileceği yeri halkımız için yaşanamaz bir hale getiren bu projenin yanlışlarını görerek düzeltilmesini ve düzeltildikten sonra da inşai faaliyetlerin devam edebileceğini söyledik.
Ama maalesef İl Koordinasyon Kurulu Toplantısından çıktığımız andan itibaren bizim ricalarımızın kabul görmediğini, bildiklerini okumaya devam ettiklerini gördük. Bu da bizi üzdü. Bu kentin TSO Başkanı, bu kentin Mimarlar Odası Başkanı, Belediye Başkanı ve yönetiminin görüşlerini almadan biz yaparız anlayışı ile bu işin devam etmesi Bartın halkına karşı yapılan çok büyük bir yanlışlık. Bizi kaale almadan ‘siz istediğiniz kadar konuşun, istediğiniz kadar karşı çıkın, biz yaparız’ anlamında bir işle karşı karşıyayız.
“Gelin bu yanlıştan bir vazgeçin”
Dolayısıyla bugün burada yapılan işlemlerin en azından devam etmemesi konusunda bir kez daha uyarıda bulunuyoruz. Yani gelin bu yanlıştan bir vazgeçin, birlikte oturalım bir değerlendirme yapalım. Bartın’ın güzelliklerini elimizden almayın, Bartın halkının senelerdir bu Bartın Irmağında çok güzel hatıraları vardır. Bu hatırların elimizden alınmasını kaybolmasını istemiyoruz. Bizden sonraki nesil de bu güzellikleri yaşasın, Bartın Irmağı’nın bu güzelliklerinden faydalansın istiyoruz. Bizim öyle bir art niyetimiz yok. Devletin yatırımı devam etsin, ama bu yatırımda eksiklikler varsa, hatalar varsa bu hatalardan bir an önce vazgeçilmesi gerektiğini söylüyoruz. Bu alan nitelikli doğal koruma alanı yani birinci derece doğal sit alanı. Bu alanda bir inşai faaliyet başlıyor ve kimseye bu proje gösterilmeden hemen fore kazıklarla çalışmalara başlıyorlar. Aslında normalde belediye sınırları içerisinde veya il sınırları içerisinde DSİ bir projeye başlıyorsa bir izin alınır. Burada ise belediye sınırları içerisinde yapılıyorsa Bartın Belediyesi’ne proje ile başvurarak inşaat iznini alması gerekiyor. Ama bunların hiçbiri yapılmamış. Mesela Bartın Belediyesi nitelikli doğal koruma alanı ile ilgili bir imar planı yapmış. Bu plan belediye tarafından yapılmış, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na göndermiş, oradaki doğal koruma kurulu da bu planı onaylamış. Onaylanan plan içerisinde ama bu inşai faaliyet yok.
Çıldır Mahkemeleri karar verecekmiş!
Bu plan sonra Meclis’e gelerek Bartın Belediyesi ile DSİ Bölge Müdürlüğü müteahhiti korumak amacıyla işbirliği protokolü yapılıyor. Bu protokol içerisinde ‘Biz burada inşai faaliyete başlıyoruz. Bu faaliyet öncesinde bize Bartın Belediyesi olarak işlem yapılacak olan alanlardaki alt yapıları deplase ederek bu alanı bize teslim edin’ anlamında bir protokol yapılıyor. Bu protokolün gerçekleşmemesi halinde de Bartın Belediyesi’nin olabilecek gecikmeler nedeniyle müteahhite ödenecek tazminatlardan sorumlu olacağı, aba altından sopa göstererek belediyeyi korkutarak siz bunu kabul edin bu iş böyle gitsin anlamında bir dayatma ile Meclisten geçirmeye çalışıyorlar ve meclisten de bu planın onayı ve protokol kabul ediliyor. Ama bu planın içerisinde yani belediyenin sadece koruma amaçlı yaptığı planın içerisinde böyle bir inşai faaliyeti belirten bir şey tartışılmıyor. Bartın Belediyesi’nin bu projenin yapım anlamındaki planından haberi yok. Plan gelmemiş, yapılacak şeyler gösterilmemiş. Sadece protokol gelmiş, bu protokole uymadığınız takdirde eğer işi geciktirirseniz, eğer müdahale edersiniz tazminata mahkum olursunuz gibi bir korkutma ile kabul edilmiş. İşin ilginç tarafı da eğer bu anlamda bir anlaşmazlık olursa DSİ ile Bartın Belediyesi arasında müteahhittin zararına olan bir şeyde Çıldır Mahkemeleri bu kararı değerlendirecektir diyor. Yani böyle bir şey olabilir mi. Çıldır’daki mahkemeler Bartın’daki olabilecek DSİ ile müteahhit ile Bartın Belediyesi arasındaki bir anlaşmazlıkta çözüm yolu olarak Çıldır Mahkemesi gösteriliyor. Hukuka aykırı. Çünkü inşai faaliyet burada sürüyor. Eğer burada bir yanlışlık varsa buranın mahkemeleri çözüm yolu olarak gösterilir. Çözemiyorsa idari mahkemeler, istinaf mahkemeleri gösterilir. Çıldır niye gösterildi bunu da anlamakta zorlanıyorum.
Burası doğal sit alanı. Bu alanın kimler tarafından korunacağı belli. Bu alan Doğal Koruma Kurulu tarafından korunması gereken bir alan. Ben şimdi soruyorum; doğal Koruma Kurulu Başkanı ve heyet acaba Bartın Irmağı’nı bu anlamda mı koruyorlar, bu şekilde mi koruyorlar? Birinci derece nitelikli korunacak alanda bu inşai faaliyete nasıl müsaade ederek böyle bir korunması gereken mutlak alanın elimizden kayıp gitmesine nasıl göz yumuyorlar ben gerçekten anlamakta zorlanıyor ve çok üzülüyorum.
“Aklı sıra bizi geçiştirdi”
Bir kez daha şunu söylüyorum; devletin yatırımları devam eder, devlet şehrin ihtiyaçlarına göre yatırımını yapar. İlgili müdürlükleri vasıtasıyla bu yatırımları devam ettirir ve bu kentte yaşayan insanların yaşadıkları sorunların ortadan kalkması için alınması gereken tedbirler varsa bunu yapar. Bu devletin gerçek görevi. Ama bu çözüm yolu bir duvarla Bartın Irmağı’nın etrafının kapatılarak Bartın’ı sel taşkınlarından koruyacağız anlamında bir projenin olmaması lazım. En azından bizi bir dinleyin sesimizi duyun dedik ama duymuyorlar. Ben bir kez daha DSİ Bölge Müdürünün İl Koordinasyon Kurulu Toplantısında söylediği sözü hatırlatmak istiyorum. ‘Gelin oturalım, sizin eleştirilerinizi masa başında çözelim, siz anlatın alternatif proje sunun, yapılabilecek ortak çalışma varsa birlikte yapalım dedi. Ama DSİ Bölge Müdürü sözünde durmadı. Toplantıda aklı sıra bizi geçiştirdi, tepkiyi azaltmak istedi ve sonucunda da bildiğini okumaya devam ediyor. Ben bir kez daha DSİ Bölge Müdürünün verdiği sözü tutmasını istiyorum. Sanayi Ticaret Odası, Bartın Belediyesi ve STK’lar ile tekrar bir araya gelerek bu projenin devamı konusunda gördüğümüz yanlışlıkları bizim karşımızda bir kez daha dinlemesini ve ondan sonra karşılıklı bir fikir alışverişinde bulunarak ortak biz çözüm yolunda bu projenin sağlıklı bir şekilde devam etmesi konusunda bir fikir birliğine varmamız gerektiğini söylüyorum. Verdiğiniz sözü tutun. Bartın’da bir toplantı daha yapalım en kısa zamanda da oldubitti ile dayatılan bu projenin doğru bir istikamete gitmesini istiyorum. Gerçekten üzüldüğüm bir nokta var; bu kentte bu oldubittilere karşı sesini çıkarma cesaretini ortaya koyan az sayıda insanın bu feryatlarına birilerinin hala kulak vermeyerek bildiklerini okuması beni üzüyor.
“Partiler üstü bir mesele”
Ben yeni seçilen bir belediye başkanı olarak belediye meclis üyesi arkadaşlarımla birlikte bu anlamda üzerimize düşen görevi yapacağız. Yani Bartın halkı bize güvendi, inandı, Bartın’a her konuda sahip çık dedi. Dolayısıyla biz de Bartın halkının bize desteğiyle elimizden gelen gayreti göstereceğiz ve Bartın Belediyesi olarak, yönetim olarak Meclis Üyesi arkadaşlarımız ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle birlikte bir mücadele içerisinde olacağız. Bu bir siyasi parti meselesi değil, kimse de bunu yanlış anlamasın. Cumhuriyet Halk Partili bir belediye başkanı buna karşı çıkıyor anlamında bir anlayış olursa buna üzülürüm. Bu Bartın’ın ortak meselesi ve siyasi görüşleri farklı olan insanların da canı sıkılıyor ve üzülüyor. Yani bir hilkat garibesi gibi Çin seddini andıran duvarlarla, bu canım güzelliklerin ortadan kaybolmasını hiçbir Bartınlı istemiyor. O yüzden siyaset üstü bir tavır ve davranış içerisinde olmaya gayret ediyorum. Ben hiçbir zaman zaten o siyasetçi anlayışı içerisinde olmadım. Çünkü Bartın’ın zararına olan ve Bartın’da yaşayan insanların hak ettikleri yaşam alanlarında sağlıklı bir yaşam sürdürebilmeleri konusunda biz her zaman yapılan yanlışlıkların karşısında olduk. Termik santral olayında nasıl ki 15 yıl mücadele ettiysek bugün de aynı şekilde bu projeyle ilgili de hataları ve yanlışları söylemeye devam edeceğiz. Dolayısıyla da birileri inşallah bizim bu feryadımızı duyar, birileri bizim bu şikayetlerimizi kendi vicdanlarında hissederler ve sonucunda da doğru bir karar alarak yapılanlardan en azından yanlışlardan dönerek devam etmeleri sağlanır. Bir kez daha üzerine basarak söylüyorum; bu siyasi anlamda yapılan bir basın açıklaması değildir. Çünkü tarafsız olan bir Ticaret ve Sanayi Odası Başkanımız var, yine her görüşten mimar arkadaşları temsil eden bir meslek örgütü olarak Mimarlar Odası ve ben de Bartın Belediye Başkanı olarak bu kentte yaşayan 75 bin insanı ocusun, bucusun demeden hizmet etme anlayışıyla halk tarafından seçilmiş bir yerel yönetim temsilcisiyim. Dolayısıyla bizler Bartın sevdası içerisinde olan insanlar, yapılan bu projenin yanlış olduğunu ve düzeltilmesi gerektiğini söylüyoruz. Bu işin bir siyasi yanı yok, lütfen birileri bunu siyasi olarak değerlendirmesin. Bu, halkın bir sorunu ve biz de bunu tarafsız bir şekilde dile getiriyoruz.
“Düşünülerek yapılan bir proje olduğunu zannetmiyorum”
Devlet Su İşleri (DSİ) Bölge Müdürlüğü yetkilileri; bu projenin Bartın’a çok büyük fayda getireceği, bu projenin Bartın’ı sel taşkınlarından koruyacağını üstüne basa basa söylüyorlar. Bu proje üzerinde çok çalışıldığı, bu proje üzerinde termodinamik, hidrodinamik ve yapay zeka kullanılarak 2 boyutlu alan çalışmaları yapılarak böyle bir projenin hayata geçirildiğini ve Bartın’da yaşanan sel felaketlerinin bir daha yaşanmaması için yapılabilecek en iyi proje olduğunu söylediler. ‘Biz Bartın Irmağı’nın suyunu yükselteceğiz ve dolayısıyla denize dökümü kolay olacak’ diyorlar. Ama arka tarafta eksi 8’de, eksi 9’da ve eksi 10 kotlarında yapılan ve daha önce imar izni verilen evlerin de sular altında kalacağını düşünmüyorlar. Yani bir taraftan ırmağı denize rahat dökeceğiz ama diğer tarafta daha önde yapılmış inşai faaliyetlerde oturan insanların can ve mal güvenliğini nasıl çözeceklerine yönelik de net bir bilgi vermiyorlar. Bu nedenle de projenin üzerinde düşünülerek, tartışılarak, eksileri artıları iyi bir şekilde değerlendirilerek yapılan bir proje olduğunu zannetmiyorum.”
Ticaret Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre; tüketici hakem heyetleri tarafından bugüne kadar yaklaşık 17 milyon uyuşmazlık yargıya intikal etmeden
Bartın Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Yönetimi, yapılan indirim protokollerine bir yenisini daha ekledi. Bartın TSO ile anlaşma sağlayan Bartın Sınav K
Amasra’daki madenciler başta olmak üzere Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) bağlı müesseselerde çalışan maden işçileri, Genel Maden İşçileri Sendikası’
Ülkemizde düzenli kan bağışı bilincinin gelişmesi amacıyla Türk Kızılayı tarafından “Birbirimize Candan Bağlıyız” sloganıyla başlatılan kan bağışı kam
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, nisan ayında Türkiye genelinde hizmet veren havalimanlarında toplamda 17 milyon 973 bin 101 yolcu taş
Bartın İl Sağlık Müdürlüğü, Merkezi Hekim Randevu Sisteminde (MHRS) “Onaylı Randevu” döneminin 13 Mayıs Pazartesi (dün) itibariyle başladığını duyurdu
Kestane gal arısına karşı faydalı böcek olan Gökçebey'de bulunan Orman Zararlılarıyla Mücadele Laboratuvarında üretilen 600 adet “Torymus sinensis” Ki
Bartın Üniversitesi (BARÜ) ihtisaslaşan üniversitelerin bir araya geldiği Bitlis Eren Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirilen ‘Bölgesel Kalkınma
Amasra Kum Mahallesi’ndeki doğalgaz çalışmalarını yerinde inceleyen Amasra Kaymakamı Kadir Perçi, “Amasra ilçemiz için olmazsa olmazlardan olan doğalg
Tarım ve Orman Bakanlığı Kırsal Dezavantajlı Alanlar Kalkınma Projesi kapsamında yapılan ve işletmesi Bartın İl Özel İdaresi’ne devredilen bölgenin en