“Beceriksiz iktidarın aksine, bizim çok daha fazla çalışmamız gerekiyor”

Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun (TTK) Amasra Müessesesini ziyaret eden CHP Bartın Milletvekili Av. Aysu Bankoğlu, “Enkaz altından çıkardıkları çocukları kendi evlatları gibi seven, bölgedeki depremzede çocukları sevindirmek için emeğinden, cebinden, uykusundan feragat eden madencilerimiz var. Sınırlı gelirine rağmen, evini ve sofrasını depremzedelere açan madenci yakınları, maden şehitlerimizin yakınları var. Bunları görmek, bizi duygulandırdığı kadar, geleceğe daha büyük bir umutla sarılmamızı da sağlıyor. Bu aziz millet, bu güzel insanların çok daha iyi şartlarda, çok daha rahat yaşamaları gerekiyor. Bunun için de bu insanlara kibir ve öfkeyle yaklaşan beceriksiz iktidarın aksine, bizim çok daha fazla çalışmamız gerekiyor. Bu güzel insanlara hak ettikleri şartlarda huzur ve güven ortamı yaratmak bizim en büyük hedefimiz ve aynı zamanda da sorumluluğumuz” dedi.
Bu haber 2023-03-08 10:00:16 eklenmiş ve 235 kez görüntülenmiştir.

 

Kübra Nur AK

 

 

6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli olarak meydana gelen depremlerin ardından afet bölgesinde yoğun çalışmalar yapan CHP Bartın Milletvekili, Parti Meclis Üyesi ve Anayasa Komisyonu üyesi Av. Aysu Bankoğlu, bu hafta da çalışma ve ziyaretlerini Bartın’da sürdürdü.

 

 

Bankoğlu, ziyaretlerinde deprem bölgesindeki arama kurtarma çalışmalarıyla enkaz altından birçok kişinin canlı olarak kurtarılmasını sağlayan madencileri de unutmadı.

 

 

Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun (TTK) Amasra Müessesesine (ATİM) giden Bankoğlu, Müessese Müdürü Ümit Yılmaz Değirmenci’yi, Genel Maden-İş Amasra Şube Başkanı Ümit Çınar’ı, Amele Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Timur Yüksel’i ve madencileri ziyaret etti.

 

 

“Ne kadar teşekkür etsek az”

 

 

Bankoğlu, madencilerin işini en iyi bilen ekiplerden biri olduğunu söyleyerek “Biz Amasra’da 42 canımızı yitirdiğimiz bir facia yaşadık. Bu facianın ardından daha 4 ay geçmedense, bütün bir ülkeyi yasa boğan depremi yaşadık. Çok canlar yandı, ülkece atlatmakta zorlandığımız bir duygusal çöküş içerisindeyiz. Ancak bu zorlu günlerde, enkazdan sağ bir şekilde çıkarılan her bir can yüzümüzü güldürdü, umudumuzu tazeledi. İşte bu arama kurtarma ekiplerinin arasında, daha 4 ay öncesinde büyük bir facia yaşamış olan madencilerimiz de vardı. ATİM’de çalışan 540 işçinin, 331’i deprem bölgesindeki arama kurtarma çalışmalarına katıldı. Tabi yeraltında çok büyük zorluklarla çalışan madencilerimiz, enkaz altı çalışmalarda da en büyük desteği verebilen, işini en iyi bilen ekiplerden biriydi. Sayelerinde birçok insan enkaz altından sağ çıkarıldı, ailelerine ve yaşamlarına kavuştular. Kendi yaşadıkları facianın ardından daha 4 ay geçmeden, başka yaralara merhem olmaya, can kurtarmaya gelen bu madencilerimize gerçekten ne kadar teşekkür etsek az. Yalnız ben değil, millet olarak kahraman madencilerimize minnettarız” dedi.

 

 

“Beceriksiz iktidarın aksine, bizim çok daha fazla çalışmamız gerekiyor”

 

 

Çok daha fazla çalışmaları gerektiğini belirten Bankoğlu, “Bu elim olay bizlere çok şey öğretti. Bir kere afet durumunda yönetimin topladığı vergilere rağmen ne kadar hazırlıksız olduğunu gördük. Çok büyük bir organizasyon sorunu vardı. Kurum ve kuruluşların yıllar süren liyakatsiz yönetiminin bedelini bu afette de yine canlarımızla ödedik. Bununla beraber, millet olarak ne kadar yüce gönüllü ne kadar iyilik sever olduğumuzu, kara günde nasıl fedakar olabildiğimizi de gördük. ATİM madencilerimizin bölgedeki zorlu çalışmaları bunun en açık örneklerinden biridir. Maden kazasını yaşadığı için, afet bölgesine gidecekler listesinden silindiği halde ismini tekrar yazdıran madencilerimiz var. Enkaz altından çıkardıkları çocukları kendi evlatları gibi seven, bölgedeki depremzede çocukları sevindirmek için emeğinden, cebinden, uykusundan feragat eden madencilerimiz var. Sınırlı gelirine rağmen, evini ve sofrasını depremzedelere açan madenci yakınları, maden şehitlerimizin yakınları var. Bunları görmek, bizi duygulandırdığı kadar, geleceğe daha büyük bir umutla sarılmamızı da sağlıyor. Bu aziz millet, bu güzel insanların çok daha iyi şartlarda, çok daha rahat yaşamaları gerekiyor. Bunun için de bu insanlara kibir ve öfkeyle yaklaşan beceriksiz iktidarın aksine, bizim çok daha fazla çalışmamız gerekiyor. Bu güzel insanlara hak ettikleri şartlarda huzur ve güven ortamı yaratmak bizim en büyük hedefimiz ve aynı zamanda da sorumluluğumuz” ifadelerini kullandı.

 

 

“Millet teselli değil; hak, hukuk, adalet ve liyakat istiyor”

 

 

Bankoğlu, 14 Ekim 2022 tarihinde yaşanan maden faciasının yaralarının hala sarılamadığını belirterek “Bir facianın ardından yaraları sarmak için, önce sorumluluğun kabul edilmesi gerekir. Amasra’da yaşanan facianın ardından asıl sorumluların hiçbiri sorumluluğunu kabul etmedi. Ne TTK Genel Müdürlüğü’nden ne de işini doğru yapmamış bakanlıklardan herhangi bir istifa geldi. Üstelik TTK Genel Müdürlüğü’nün sorumluluğu hukuk yoluyla bile doğru düzgün tartışılmıyor. Sorumlular yerinde oturursa, cezalandırılmaz hatta ödüllendirilirse, canını yitirmiş insanların yaralarını kuru taziyeler ve sadaka gibi verilen paralarla saramazsınız. Bu faciaların bu kadar büyük yaralar açmasının sebebi hükümetin yıllardır uyguladığı liyakatsiz yönetim anlayışı ve pervasız kibridir. 14 Ekim’de yaşananlar ATİM’in ve TTK’nın yıllardır liyakatsizlik esasıyla yönetilmesinin sonucudur. 6 Şubat’ta yaşanan depremin sonucunda bu kadar can kaybının olmasıysa, yine AFAD’ın yıllardır içinin boşaltılmasının ve imar konusunda yapılması gereken denetimlerin sürekli olarak aksatılmasıdır. İnsanlar günlerce enkaz altından yardım isterken, koordinasyonun bir türlü sağlanamaması; dondurucu soğukta depremzedelerin yine günlerce çadırsız kalması bunlar bu milletin hafızasından kolay kolay silinmeyecek şeylerdir. Buna rağmen 14 Ekim’de şehit madenci ailelerine kader edebiyatı yapanlar, yine 6 Şubat’ta aynı sözlerle teselliye uğraşmışlardır. Arama kurtarma ekibinin gönderilmesi gerekirken, camilerden hutbe okutulmaya çalışılmıştır. Millet teselli değil, icraat istiyor; millet teselli değil, sorumluların cezalandırılmasını istiyor; millet teselli değil hak, hukuk, adalet ve liyakat istiyor” diye konuştu.  

 

 

“Hükümete asla ve asla yakışmayan şeyler”

 

 

Hükümetin önleme ve tedbir konusunda sınıfta kaldığını belirten Bankoğlu, sözlerinin devamında şu ifadeleri kullandı:

 

 

“Bir önleme süreci vardır, bir de olay yaşandıktan sonraki yönetim süreci. Hükümet ATİM’deki faciada da yaşanan depremde de bu iki süreçten sınıfta kalmıştır. Uzmanların bu kadar uyarısı varken, depremin yıkıcı sonuçlarının önlenmesi için, uzmanların dinlenmesi ve inşaat ve binaların güvenliğinin denetlenmesi gerekiyordu. Hükümet bu önleme sürecinden sınıfta kaldı. Deprem olduktan sonra da gerek enkaz kurtarma gerekse depremzedelerin ihtiyaçlarını karşılama konusunda yine sınıfta kaldı. Biz milletvekillerimizle oradaydık, ilk üç gün zaten tam bir koordinasyon fiyaskosuydu. Birçok insanı enkaz altından gönüllüler çıkardı. ATİM’de de facianın önlenmesi için, liyakat ilkelerinin uygulanması, havalandırma modernizasyonun sağlanması, bu sağlanmadan üretim yapılmaması, havza madenciliğinin uygulanması, personel ve norm kadroların yeterli sayıda olması ve gelen ikaz ve alarmların dikkatli bir şekilde denetlenmesi gerekiyordu. Bunlar yapılmadığı için madencilerimizi kaybettik, hükümet önleme ve tedbir konusunda sınıfta kaldı. Ancak facia yaşandıktan sonraki sürece baktığımızda da bir ciddiyetsizlik bir aymazlık söz konusu. Yol arkadaşlarını kaybeden madencilerimize idari izin verilmedi, müessesedeki delillerin toplanması konusunda birçok sorun yaşandı, facia sonrasında facianın sebepleri konusunda ne kamuoyu ne de madenci aileleri doğru düzgün bilgilendirilemedi, sorumlulardan hiç kimse istifa etmedi, görevden el çektirilmedi. Sadaka gibi verilen paralarla övünmek, maden şehit ailesine ‘kader’ demek, ‘yine olacak’ demek, ölümlerin ardından hala kendini övmek bir hükümete asla ve asla yakışmayan şeyler. Bunlar yaşandı bu ülkede.”

 

 

“Bu ülke madencisine çok şey borçlu”

 

 

Sendika Başkanı’nı da ziyaret eden Bankoğlu madencilerin çalışma koşullarının çok zor olduğunu belirtirken, “Bu insanlar her madene girdiklerinde helalleşiyorlar. Ölümle kol kola yapılan bir iş var burada. Buna rağmen taban yevmiye ücretiyle çalıştırılan maden işçilerimiz var. Yerüstü ve yeraltında çalışan işçilerimize verilen maaşların yurtdışında madencilere verilen maaşlarla karşılaştırılması mümkün değil. Dağlar kadar fark var. Üstelik, elverişsiz iş ve çalışma koşulları da cabası. Bu böyle gitmez, bu ülke madencisine çok şey borçlu. Hem iş ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi, hem de verilen maaşların ülke koşulları ve iş riski göz önünde bulundurularak insanca belirlenmesi gerekiyor” diyerek iktidara gelmeleri durumunda maden işçilerinin özlük haklarının tekrar düzenleneceğini belirtti.

 

 

“Elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz”

 

 

Bankoğlu, “Yaşanan deprem hepimizi derinden yaraladı, zor zamanlar geçiriyoruz. Ancak bu durum bizim Amasra’da yaşanan facianın nedenlerini araştırmamızı etkilemeyecek, 14 Ekim’de yaşanan facianın bütün sorumlularının ortaya çıkması ve cezalandırılması için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

 

ETİKETLER : Aysu Bankoğlu TTK
Diğer YAŞAM haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 ›