Kooperatif yönetimini eleştiri yağmuruna tuttu

Tepe, ‘Enine Boyuna’ konuştu

Tepe, geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen ancak kendisinin korkunç sonuçları olan bir deprem felaketinin ardından yapılıyor olması yüzünden adaylıktan çekildiği S. S. Bartın Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi’nin Genel Kurulu’nu zamanlama açısından eleştirirken, Kooperatifin yönetim şeklinin de doğru olmadığını ifade etti.  Yönetimde sadece sanayi sektöründen değil kooperatifin üyesi olan diğer ağırlıklı sektörlerden de isimlerin olması gerektiğini dile getiren Tepe, kooperatif tarafından üyelere kullandırılan kredilerde de bir adalet ve hakkaniyet gözetilmediğini vurguladı.

Oktay’ın gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Tepe, sözlerine “asrın felaketi” olarak nitelendirilen Kahramanmaraş merkezli depremlerin neden olduğu büyük yıkım ve on binlerce can kaybından duyduğu tarifi imkânsız acıyı dile getirerek ölenlere rahmet, yaralılara da acil şifalar diledi.

Tepe, her ne kadar büyük bir yıkım yaşanmış olsa da Türkiye’nin güçlü bir devlet olduğunu ve zorlukların üstesinden devlet ve milletin bir bütün olarak kalkacağına olan inancını belirtti.

“Aşacağız”

Depremin ciddi ekonomik sıkıntılar doğuracağının uzmanlarca ifade edildiğini anımsatan Tepe, 85 milyar dolar gibi bir rakamın telaffuz edildiğini, doğal olarak ilimiz Bartın’ın da bunun yaratacağı olumsuzluklardan payına düşeni alacağını ifade etti. Tepe, “Etkilenmememiz mümkün değil. 2 yıl süren pandeminin sancılarını yaşarken böylesi bir acı yaşanmış olmamız nedeniyle etkilenmemiz mümkün değil. Ama beterin beteri var denir. Sabırla, mücadeleyle bir şekilde el birliği ile aşacağız. Zorluklar öyle kolay aşılmaz, belli bir fedakârlık ister. Özveri ister. Ben ülkemizin ve milletimizin bu özveriyi ve fedakârlığı yapabileceğini, kötü günleri ve hep birlikte aşacağımıza inanıyorum” şeklinde konuştu. 

“Aldığımız geri dönüşler gerçekten olumlu”

Yönetim Kurulu Başkanı da olduğu Türkiye Kantinciler Platformu’nun ‘TÜRKAP afet bölgesine ve depremzedelere ilişkin ne gibi bir çalışması olduğunun sorulması üzerine Tepe, “Hem üyelerimizden hem çevremizden kimse kayıtsız kalmadı. Bizim en çok umudumuzu artıran nokta da burası. Bunu görünce biz de yardımlarımızı TÜRKAP üzerinden değil valiliklerimiz üzerinden yönlendirdik. Çünkü bu işin belli bir koordinasyon içerisinde olması gerekiyordu. Geçen hafta Sayın Valimiz, biz oda başkanları ile bir toplantı yaptı. Yardımların uzun soluklu sürmesi gerektiğine dikkat çekti. Çünkü ilk başta insanlarımız acıyla belli bir fedakârlık yapıyor ama belli bir zaman sonra durum rutine dönüyor ve yardımlar azalıyor. Bu rutine dönmeyi aşmamız gerekiyor. Bu noktada biz de oda başkanları süreci gerekirse üyelerimizi tek tek arayarak süreci koordine etmemiz gerekiyor. Zaten bunu yaptığımız zaman üyelerimizden aldığımız geri dönüşler gerçekten olumlu. Hiç kimse üzerine düşen sorumluluktan kaçmıyor. Gücü nispetinde ne yapabilecekse bunu yapmaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.

“Fedakârlık yapmak gerekiyor”

Deprem nedeniyle üniversitelerin uzaktan eğitime geçmesinin ilimiz ekonomisine nasıl bir etki yapacağın ilişkin görüşleri sorulan Tepe, şunları kaydetti: 

“Bu durum A’dan Z’ye tüm esnafımızı etkiliyor. Bu bir gerçek ama içinde bulunduğumuz durumu da atlamamız lazım. İster istemez burada bir fedakârlık yapmak gerekiyor. Günümüzde birçok okul çağındaki insanımızın hayatından gitmişlik var. Uzaktan eğitimle yüz yüze eğitimin aynı olma şansı yok. Ama onlarda yaşadıklarından edindikleri tecrübe ile bence böyle bir derste almış oluyor. Gelecekte hayata daha doğru, daha anlamlı bakabilecekler diye düşünüyorum. Hızlandırılmış eğitimler yapılabilir. Kurslar düzenlenebilir. Eğitim açığını kapatabiliriz.”

“Kantin kiraları zamlandı”

Ayhan Tepe, okul kantinlerinin pandemi döneminden itibaren yaşadığı sorunların giderilmesine yönelik çabaları anımsatılarak bu süreçte kantinciler açısından durumun nasıl olduğunun sorulması üzerine ise çok dertli olduğu konuya ilişkin şunları söyledi:

“Kamudaki kantinlerde kiraların yüzde 300’e çıktı. Bazı yerlerde yüzde 400 hatta 600 gördük. İnanın anlamakta güçlük çekiyorum. Bazen vatandaşa kızıyoruz ‘fırsatçılık yapıyor’ diye, devletin memurunun fırsatçılık yapmasına anlam veremiyoruz. Böyle bir gerçek var. İşin garip ve en acı tarafı şu; Milli Eğitim Bakanlığı bir genelge yayınladı. Yüksek kira artışlarından öğrencinin de etkileneceğini düşünerek yüzde 25’lik bir sınır getirdi. ‘12 Eylül 2022 ile 11 Eylül 2023 arasına denk gelen sözleşmelerde en fazla yüzde 25 artış yapılacak’ dedi. Ve bununla ilgili yönetmelik değişikliği yaptı. Ama hala o yönetmeliği görmezden gelmeye çalışan idarecilerimiz var. TÜFE yüzde 60-70 ama zam oranları yüzde 400, 500 hatta 600.

Gerçekten anlamakta zorluk çekiyorum. Ama bunların listesini yapıyoruz. Önümüzdeki hafta bizzat il il, ilçe ilçe, okul okul bakanlığa ileteceğiz ve soruşturma talep edeceğiz. Bakanlıkla paylaşacağız, soruşturma talep edeceğiz. Yine Cumhurbaşkanlığımızı da aynı şekilde bu konuda bir bilgilendirme yapacağız. Çünkü bu artık kabul edilir bir şey değil. Depremde yağmacılarla nasıl karşı çıkıyorsak burada da hiçbir farkı yok. İleriki dönemlerde bu yönetmeliğin değişmesi gerekiyor. Kirayı verenin Milli Eğitim değil de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Milli Emlak Genel Müdürlüğü olması gerekiyor diye düşünüyorum. Ayrı bir özel yönetmelik yapılması gerekebilir.”

Tepe, açtı ağzını yumdu gözünü

S. S. Bartın Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi’nin Genel Kurulu’na gösterdiği tepkinin nedeni ve adaylıktan çekilmesinin nedenleri sorulunca ise Tepe, “Yaklaşık 4 yıldan beri oda başkanıyım. 4 yıldan beri Kredi Kefaletle ilgili olumsuz bir yazı yazdığımı görmemişsinizdir. Hiçbir zaman da sorunum olmadı. Ufak tefek sorunlar olduğu zaman çözüm üretme veya aracılık yapmaya da gayret gösterdim. Kooperatif ile ilk karşı karşıya gelmemiz pandemi döneminde oldu. 25 bini kredi kartı 25 bini de nakit 50 bin TL destek vardı. Bankaya müracaat eden esnafımız geri dönmüştü. Kredi skoru bin 500 altındaysa veya sicilinde en ufak bir problem varsa banka bu parayı vermeye yanaşmamıştı. Böyle bir durum söz konusu olunca oda başkanı olarak rahatsız oldum. Tanıtım Medyada Mahir Ünal başkan yardımcımızdı ve bir toplantı yapılmıştı. O toplantıda paketle ilgili gözlemler değerlendirildi. Nisan ve Mayıs aylarının cari primleri ertelendi Mart ayınınki ertelenmedi. Yine yapılandırma taksitleri ertelenmedi. Kurumların icra servislerine yapılan taksitler ertelenmedi. Böyle bir durumla Nisan ve Mayıs cari primlerinin ertelenmesi yeterli değil. 50 bin TL kredi olayında da zorluk yaşandığını belirttim. Böyle deyince de Mahir Başkan, ‘Federasyonlar üzerinden yazın biz de takip edip genel müdürlükten yazı çıkarttıralım’ dedi. Bu yazılar yazıldı. Halk Bankası’ndan da talimat geldi. ‘Kredi ve skora bakılmaksızın sağlansın’ diye. Devlet de burada üzerine düşeni yaptı. İlk hafta gidip ret olanlar bir daha gitmeyeceği için ben kendi sosyal medya hesabımdan paylaşım yaptım. ‘Kredi başvurusunda bulunup da ret olanlar değerlendirme kriterleri değiştirdiğinden tekrar başvuru yapsınlar’ dedim. Kredi Kefalet Kooperatifinde çalışan bir arkadaşımız da ‘Başkan bu iş senin işin değil, yok böyle bir şey’ dedi. Bunun üzerine ben de üslubumu bozdum” ifadelerini kullandı.

Yönetim anlayışını da eleştirdi

Bir başka soru üzerine Kooperatifin yönetim anlayışını da eleştiren Ayhan Tepe, 4 tane yönetim kurulu üyesinin birden sanayi esnafından olmasının doğru olmadığını savundu.  Sanayi esnafı içinde de bu durumdan memnun olmayanların çoğunlukta olduğunu dile getiren Tepe, “Şu kadar iddialıyım sadece sanayi esnafında oylama yapalım ben öyle bile seçime girmeye razıyım. Ben artık siyasetten kopmak bile istiyorum. Benim siyaset anlayışımda hangi parti olursa olsun, iktidar olsun, muhalefet olsun. Herkes inandığı sorunu bilmeli. Ama herkes birbirinin hukukuna saygı duymalı. Ben iktidar partisi mensubu olarak bir yanlışa ‘yanlış’ demezsem bu işin doğasına aykırı. Uzun zamandır siyasi paylaşım yapmamaya özen gösteriyorum. Neden? Sen iyi niyetli bir şekilde bazı yanlışları dile getirip, düzelmesi ile ilgili mücadele ediyorsun, Ama hep bunun siyasete malzeme edilip heba edilmesi insanı üzüyor. Ben İstanbul seçimlerinden sonra ayrılacaktım. İstanbul seçimlerini AK Parti kaybedince ‘Sanki parti erimeye başladı, kaçıyor’ gibi. Bu algıya da girmek istemedim. Geçen CHP’den Özgür Özel geldiği zaman, kendisine şunu söyledim; Özgür Özel’de siyasette geçmişte Eczacılar Odası Başkanlığı yapmış, CHP’de olunca eczacılar odası başkanı oluyor, bu göze batmıyor. Ama AK Parti’den olunca, bir esnaf odası başkanı olunca göze batıyor. Bu çifte standart. Eleştirilecekse hepsi eleştirilmeli. Onun için çok siyasetin içine girmek istemiyorum” dedi.