Yaşanan depremler sonrası yapılacak ilk ders için yardımcı rehber

Bartın Üniversitesi (BARÜ) Psikolojik Danışma ve Rehberlik Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından yaşanan depremler sonrası eğitim-öğretim sürecinin yeniden başlamasıyla birlikte işlenecek ilk derslerde öğretim elemanlarına yardımcı olacak bir rehber hazırlandı.
Bu haber 2023-03-01 10:02:49 eklenmiş ve 279 kez görüntülenmiştir.

 

 

Nilay Meryem ÇÖMLEK

 

Bartın Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Uygulama ve Araştırma Merkezi (PDRM), deprem sonrası öğretim üyeleri ve öğrencileri psiko-sosyal açıdan desteklemek, yaşanılan travmatik sürecin olumsuz etkinlerini azaltmak amacıyla çalışmalarına devam ediyor.

 

Bu kapsamda yaşanan depremler sonrası eğitim-öğretim sürecinin yeniden başlamasıyla birlikte işlenecek ilk derslerde öğretim elemanlarına yardımcı olacak bir rehber hazırlandı.

 

Bartın Üniversitesi (BARÜ) Psikolojik Danışma ve Rehberlik Uygulama ve Araştırma Merkezi’nce hazırlanan rehberde ders öncesi ve ilk ders sırasında dikkat etmeleri gereken önemli notlar paylaşılırken şu bilgiler aktarıldı:

 

Ders öncesi dikkat edilmesi gerekenler…

 

“Öğretim elemanı olarak kendinizi ilk ders ve öğrencilerle ilk karşılaşma için hazır hissetmiyor olabilirsiniz, ancak duygusal olarak dengeli olmanız oldukça önemlidir. Eğer kendinizi iyi hissetmiyorsanız, okulun açılacağı güne kadar bir süre sosyal medyadan ve ekranlardan uzak durmak, rutinlerinize dönmek, fiziksel aktivitelerde bulunmaya çalışmak iyilik halinizin güçlenmesine yardımcı olabilir.

 

Beslenme ve uyku gibi temel ihtiyaçlarınızı karşılamak, aile üyelerinizle vakit geçirmek de gün içinde duygu düzenlemenizde faydalı olacaktır.

 

Öğrencilerle iletişim sırasında duygularınızın yoğunluğu artabilir. Önce derin bir nefes alın, bu süreçte öğrencilerin güvenli limanı olabilmeniz için sizin sakin kalmanız oldukça önemlidir. Duygu yoğunluğunuzun arttığını fark ettiğiniz durumlarda dikkatinizi beden duyumlarınıza yönlendirmek kontrol hissinizi artırabilir. Örneğin; ayaklarınızı yere tam basmak ve yeri hissetmeye çalışmak, çevrenizde gördüğünüz nesnelere bakmak, kulağınıza gelen seslere ya da masada oturuyorsanız masaya dokunmak ve dokusuna odaklanmak gibi dikkat yöneltme egzersizleri uygulayabilirsiniz.

 

İlk ders sırasında bunlara dikkat!

 

Öğrencilerin depremle ilgili hangi durumlara (deprem, aile içi konuşmalar, ekrandan gördükleri vb.) maruz kaldığını bilmiyoruz. Bu nedenle, ilk karşılaşmada sakince ‘Büyük bir deprem oldu, yardım çalışmaları devam ediyor, zor zamanlar yaşıyoruz ve burada hepimiz beraberiz’ gibi kısa bir konuşma yapılması uygun olabilir. Bu konuşmada; yargılayıcı, suçlayıcı, nasihat edici bir üslupla yaklaşmak yerine sakinliğinizi korumanız ve öğrencinin duygularına ve düşüncelerine empatik bir şekilde yaklaşmanız önemli olacaktır.

 

Daha sonra ‘Siz nasılsınız? Neler hissediyorsunuz?’ gibi sorularla iletişim başlatılabilir. Yaşadıkları olayları, izledikleri görüntüleri ya da duydukları olayları anlatan öğrencileri duygularını ifade etmeleri için teşvik edebilirsiniz. Duygu yansıtmaları yapmak (Örneğin; Çok üzüldüğünü anlayabiliyoruz. Gerçekten çok zorlayıcı deneyimler...) öğrenciye kendisinin anlaşıldığı mesajını iletmenizde yardımcı olabilir.

 

Üzgün değilmiş gibi davranmamalıyız. Herkesin üzgün ve kaygılı olabileceğini, bunun normal olduğunu söyleyin. Öğrencilerin üzüntülerini, kaygı ve korkularını dile getirmesine yardım edin. ‘Ben de çok üzüldüm ve korktum. Şimdi daha iyiyim’ gibi, cümlelerle duygularınızı ifade edin ama kaygılı davranmayın. Samimi, şefkatli, açık net ve dürüst olmamız öğrencilerin de güvende hissetmesini kolaylaştıracaktır.

 

Bazı öğrenciler deneyimlerini daha ayrıntılı anlatmak isteyebilir. Bu öğrencileri, soru sormadan dinlemek, konuşmanın sonunda bu süreçten ne kadar etkilendiğinizi ifade etmeniz ve duygularınızı paylaşmanız ya da benzer duyguları yaşayan öğrenciler olup olmadığını sorup isteyenlerin paylaşım yapmasını desteklemek yararlı olabilir.

 

Paylaşımlar çok uzun tutulmamalı, ancak; öğrenciler, yaşanan olayla ilgili içsel deneyimlerini (duygu ve düşüncelerini) paylaşmaları için teşvik edilmeli. Kaybı olan ya da konuşmak istemeyen öğrenciler paylaşımda bulunmaları için zorlamamalı.

 

Paylaşımlar sırasında afetten görece daha az etkilenen öğrencilerin zarar görmemesi amaçlanmalıdır. ‘Herkesin duygularını ifade etmesini istiyorum. Ayrıca detaylı konuşmak isterseniz bu dersin sonunda konuşmaya devam edebiliriz. Bu yüzden, şu an için yaşadıklarımızdan kısa kısa bahsedebiliriz.’ şeklinde bir ifade kullanılabilir. olaydan herkesin farklı şekillerde etkilenebileceğini, tüm duyguların ve tepkilerin normal olduğunu ve bu zor günlerden birbirimizi destekleyerek ve hep birlikte çıkılacağı vurgulanmalı.

 

Öğrencilerimizin depremden sonra okula karşı ilgileri azalabilir. Ancak; travmatik olaylardan sonra günlük rutinlere dönmek normalleşebilmek adına büyük önem taşır. Bu sebeple, çevrim içi derslere katılımlarının ve günlük rutinlerin sürdürülmesinin önemi anlatılmalıdır.

 

Öğrencilerin derslerde anlattıklarınıza odaklanması zaman alabilir. Öğrencilerinizin odaklanmakta zorlandıkları durumlarda onlara bunun beklenen bir tepki olduğunu anlatın. Üzgün olduğumuzda, korktuğumuzda ya da endişelendiğimizde odaklanmada güçlük yaşayabiliriz. Ancak böyle durumlarda yeni şeyler öğrenmek, zihnimizi öğrendiklerimize odaklamak iyi gelebilir. Öğrencilerin üzgün, korkmuş, kaygılı vb. duygu durumunda olduklarında da günlük rutinlerini devam ettirmeleri konusunda yardımcı olun. Böylece belirli bir konuya odaklanmanın ve bu konu hakkında bir şeyler öğrenmenin kendilerine iyi geldiğini fark edebilirler.

 

Öğrencilerinize gerçekleştiremeyeceğiniz vaatlerde bulunmayın. Bilmediğiniz konularda ‘Bu konuda bilgi aldıktan sonra seni bilgilendireceğim.’ diyebilirsiniz. Depremden etkilenen öğrencinizin herhangi bir şeye ihtiyacı olup olmadığını sorabilirsiniz ve ihtiyacı olan konularda bilgilendirebilirsiniz.

 

“Öğrencileri PDREM’e yönlendirebilirsiniz”

 

Deprem bölgesinden gelmiş olan ya da depremden etkilenen kişilerin en son ihtiyacı olan şey kendilerine acınmasıdır. Bu nedenle bu öğrencilere onları acıdığınızı içeren ifadeler kullanmayın. Bu şekilde davranmak diğer öğrencilerinize de rol model olmak açısından önemlidir.

 

Bu yaşanan durum hepimizi bir süre daha etkilemeye devam edecektir. Yaşanmamış gibi davranmamalı, üzülecekler diye öğrencilerimizle konuşmaktan kaçınmamalıyız. Görmezden gelici ve kaçınmacı bir yaklaşım normalleşme sürecini daha da uzatacaktır.

 

Öğrencileri gözlemleyin. İlk günlerde gözlenen yoğun belirtilerin zaman içinde sönmesi olasıdır. Ancak beklenenden daha korkulu, çok üzgün, travma belirtileri olan ve bu belirtileri deprem olduktan sonra yaklaşık bir ay boyunca göstermeye devam eden öğrencileri PDREM’e yönlendirebilirsiniz. Öğrencilere bireyle danışma hizmeti sunuyoruz. Eğer öğrencilerinizden bir grubun zorlandığını gözlemliyorsanız bu grup için grupla psikolojik danışma ya da psikoeğitim hizmeti sunabiliriz. Akademik danışman olarak belirtilen öğrencilerin listesiyle beraber birimimizle iletişime geçebilirsiniz.”

 

Bartın Üniversitesi (BARÜ) Psikolojik Danışma ve Rehberlik Uygulama ve Araştırma Merkezi daha önce de Kahramanmaraş merkezli 10 ilde etkili olan depremlerden etkilenen kişilere doğru yöntemlerle psikolojik destek vermek amacıyla bir rehber hazırlayarak yayımlamıştı. Ayrıca yine yaşanan depremler sonrası akademik danışmanlar için de bir destek rehberi hazırlanmıştı.

 

 

 

 

ETİKETLER : Bartın Bartın Üniversitesi Bartın Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Uygulama ve Araştırma Merkezi (PDRM)
Diğer EĞİTİM haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 ›