Karakaş: “Arama-kurtarma çalışmalarında geç ve yetersiz kalındı”

Kübra Nur AK

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bartın İl Başkanı Selim Karakaş, Kahramanmaraş’ta yaşanan ve 11 ili etkileyen depremin ardından açıklamada bulundu.

“Ayrımcılık yapılmıştır”

“Deprem öncesi ve sonrası yapılan uygulamaların yarattığı sonuçlar, ilk seçimde tek adam rejiminden kurtulmanın önemini bir kez daha tüm ülkeye göstermiştir” diyen Karakaş, deprem felaketi sonrasında müdahaleye geç kalındığını da söyleyerek şunları kaydetti:

“Afet süreci ne yazık ki iyi yönetilememiştir. Arama-kurtarma çalışmalarında geç ve yetersiz kalınmıştır. Başlangıçtan itibaren, temel ihtiyaçların temini ve yardım faaliyetleri doğru koordine edilememiştir. Deprem sonrasında yardımların ulaştırılmasında belediyeler ve sivil toplum kuruluşları arasında ayrımcılık yapılmıştır. Böylesi büyük bir felakette bile talimat bekleyen liyakatsiz yöneticiler, enkaz altından kurtarılmayı bekleyen canlar için çok önemli olan ilk iki günü heba etmişlerdir. Organize olamamanın bedelini ne yazık ki enkaz altındakilere ve dışarıda çaresiz bir şekilde bekleyen yakınlarına ödetilmiştir.

“Aslında suçluyuz itirafında bulunuyor!”

Cumhurbaşkanı Erdoğan algı çalışması yaparken, aslında suçluyuz itirafında bulunuyor! Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘yıkılan binaların yüzde 98’i 1999 öncesine ait’ açıklaması ile iktidarları boyunca 1999 depreminden sonra alınan kararların, çıkartılan yönetmeliklerin bile bile yok sayıldığının, yıkılması gereken binaların yıkılmadığının, güçlendirilmesi gerekenlerin güçlendirilmediğinin, depreme karşı tek bir çivi çakılmadığının, ağır siyasi ve insani ihmalini itiraf etmektedir. Yıkılan binaların yüzde 98’i 1999 öncesine ait demek, iktidarımız boyunca 21 yıldır binaları, şehirleri depreme hazırlamak için hiçbir şey yapmadık demektir.

“İnsanların geleceğini, güvenliğini rant uğruna hiçe saydık demek”

Yıkılan binaların yüzde 98’i 1999 öncesine ait demek, toplanan deprem vergilerinin, depreme dayanıklı binalara, güçlendirmeye, deprem hazırlıklarına değil, şimdi ortadan yarılan duble yollara, depremde çalışamayan havaalanlarına, rezidanslara, AVM’lere iktidar müteahhitlerine harcadık, insanların yaşamını, şehirlerin geleceğini, güvenliğini rant uğruna hiçe saydık demektir. Yıkılan binaların yüzde 98’i 1999 öncesine ait demek, iktidarımız boyunca çıkardığımız 8 adet imar affı ve torba yasaların içine yerleştirdiğimiz çok sayıda mini imar aflarının neden olduğu büyük yıkımı kabullenmek ve ‘biz SUÇLUYUZ’ demektir.

“Umudumuzu büyüttüler”

Tek adam rejiminin ve deprem felaketinin yarattığı tüm olumsuzlara rağmen, ülkemin güzel yürekli insanları, göstermiş oldukları özveri ve dayanışma ile gelecekle ilgili umudumuzu büyüttüler ve büyütmeye devam etmektedirler.

“‘İyi ki sivil dayanışma var’ dedirtmişlerdir”

Deprem bölgesine adımını bile atmayan deprem sonrasında ilk altı gün susarak, tam bir sessizliğe bürünen Devlet Bahçeli, bölgede dayanışmayı, iyiliği örgütleyenlere, yedinci günden sonra ağır hakaretler ederek hedef göstermiştir. İktidarın ve küçük ortağının hedefine koyduğu halkımızın iyi ki varsınız dediği, sivil toplum örgütleri, demokratik kitle örgütleri, duyarlı sanatçılar, belediyeler, meslek odaları, barolar, siyasi partiler çok kısa sürede organize olarak, halkımızın yapmış olduğu yardımları soğukta aç, susuz, uykusuz şekilde depremzedelere ulaştırmaya çalışmışlar ve iyi ki sivil dayanışma var dedirtmişlerdir. 7’ den 7’ e ayrımsız şekilde dayanışmayı örgütleyenlere, deprem bölgesinde depremzedelerin yaralarına bir nebze de olsa merhem olmak için canhıraş şekilde koşturan başta gençlerimiz olmak üzere duyarlı tüm yurttaşlarımıza, partim adına, ülkem adına çok ama çok teşekkür ediyor, depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifalar ve geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.”