“Devletimizin bölünmez bütünlüğü kıyamete kadar baki kalacaktır”

15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla mesaj yayımlayan Bartın Belediye Başkanı Cemal Akın, “darbe kisveli işgal girişimine direnen büyük Türk milleti 15 Temmuz’da destan destan büyümüş, bağımsızlık onuruna, bekasına ve kutlu varlığına şehadeti göze alarak leke düşürmemiştir” dedi.
Bu haber 2022-07-15 10:41:55 eklenmiş ve 103 kez görüntülenmiştir.

 

Bartın Belediye Başkanı Cemal Akın, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla mesaj yayımladı.

 

 

Akın, mesajında şu ifadeleri kullandı; “15 Temmuz 2016 gecesi uzun asırlar boyunca milli hafızalardan çıkmayacak vahim hadiselere, vandal saldırılara, vahşet dolu teşebbüs ve tertiplere sahne olmuştur. Tam altı yıl önce, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin içine sirayet etmiş ipotek ve icazet altındaki dar bir kadro devleti işgal, iç barış ve huzur ortamını imha etmek için harekete geçmiştir. 15 Temmuz’da Fetullahçı Terör Örgütü zalimlerin tetikçiliğini alenen üstlenip cani ve hain yüzünü hayâsız ve hunhar şekilde göstermiştir. Türkiye üzerinde hesap yapan, aziz millet varlığının birliğine, dirliğine ve tarihsel sürekliliğine kanlı cephe açan iç ve dış işgal güçleri FETÖ’yü kullanıp silahlandırarak emellerine ulaşmak istemişlerdir. 15 Temmuz darbe ve istila teşebbüsü Gezi Parkı kalkışmasının bir devamı, 6-8 Ekim olaylarının bir etabı, bazı il ve ilçelerimizde yaşanan barikat ve hendek terörünün menfur ayağıdır.

 

 

“15 Temmuz her şeyden önce terörist darbe kalkışmasıdır”

 

 

Türkiye’miz bilhassa son on yıldır pek çok felakete maruz kalmıştır. Hem içerden hem de dışardan siyasi, ekonomik ve diplomatik dayatmalar kanalıyla ağır operasyonlara uğrayan ülkemizin 15 Temmuz’da iç kargaşa ve kaosa düşmesi, hatta bölünerek devrilmesi amaçlanmıştır. Zorlu bir coğrafyada yaşadığımız malum ve mazbut bir gerçektir. Fetihlerimizin intikamını, zaferlerimizin rövanşını almak için kuyruğa giren Türk düşmanlarının hiç boş durmadığı ya doğrudan ya da devşirdikleri hainlerle rehavetimizi kollayıp müsait bir ortam yokladıkları bilinen bir husustur. Çağlar değişip tarih nehri hızla aksa da karanlık senaryoların hep aynı, değişenin ise sadece zulüm figüranları olduğu bellidir, milli bellekte bütünüyle mahfuzdur. 15 Temmuz her şeyden önce terörist darbe kalkışmasıdır. Sevk ve idare merkezi Pensilvanya, emir ve komuta zinciri de Türk Silahlı Kuvvetleri’nin hiyerarşik yapısının dışındadır.

 

 

“Halkımız tankların ve kurşunların önüne geçerek demokrasiye siper olmuştur”

 

 

FETÖ on yıllar boyunca devlete sızarak yerleşmiş, stratejik ve kritik mevkilere takiye ile yığınak yapmıştır. Devlet ve toplum hayatının hücrelerine kadar nüfuz eden bu hain örgüt Türkiye’nin yıkımı için yıllarca hazırlık içinde olmuştur. TSK, emniyet, yargı, bürokrasi, medya, iş dünyası, üniversite ve diğer eğitim kurumlarıyla birlikte siyasete yuvalanan FETÖ, Türkiye’yi tıpkı bir ahtapot gibi sarmıştır. Melanet Gülen çetesi 15 Temmuz’da Türk milletine silah çekmiş, son şansını denemiş, son kozunu oynamıştır. İlk olarak Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli, genel merkezimizde tüm kurmaylarını toplamış ve bu yaşananların karşısında, hükümetin yanında olduklarını açıklamıştır. Saat 23.10’da Sayın Başbakan Binali Yıldırım bunun bir kalkışma olduğunu belirtmesi ve gece 00.04’de Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısı ile Türk halkı sokaklara dökülmüş, kahraman halkımız haince hareket eden tankların ve kurşunların önüne geçerek demokrasiye siper olmuştur. Darbe kisveli işgal girişimine direnen büyük Türk milleti 15 Temmuz’da destan destan büyümüş, bağımsızlık onuruna, bekasına ve kutlu varlığına şehadeti göze alarak leke düşürmemiştir. Darbecilerin gasp ettiği tanklar altında ezilseler de teslim olmayan, korsan savaş uçaklarının sortileri ve sonik patlamalarına boyun eğmeyen, helikopterlerden açılan ateşlere hedef olsa da korkmayan, meydanlarda, yollarda, köprülerde direne direne devleşen aziz millet evlatlarıyla ne kadar övünsek azdır.

 

 

“Bizim ne kaybedecek vatanımız ne bölünecek milletimiz ne de yıkılacak bir devletimiz vardır”

 

 

15 Temmuz’da ihanet imanı yenememiştir. 15 Temmuz’da batıl Hakk’ı alt edememiştir. Milli birlik ve dayanışma ruhu şerefsiz akını yerle bir etmiştir. Türk milleti vatanında Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı’ndan sonra ilk kez namus ve haysiyet müdafaası yapmıştır. O gece okunan selalar Türk milletinin istiklal sancağının manevi ve maşeri temsili olmuştur. Vaiz görünümlü kardinalin ve terör örgütünün silahlı suikastları bizzat milletin muazzam ve insanüstü mücadele azmiyle boşa çıkarılmıştır. FETÖ ve benzeri yapılanmaların devletin ve milletin güvenliğine, geleceğine, tarihi gerçeklerine ne kadar zararlı oldukları sarsıcı ve somut tecrübelerle sabitleşmiştir. Aidiyet ve tabiiyeti doğrudan hukuksal çerçeveye bağlı olmayanların eninde sonunda devleti ele geçirme sapkınlığına heveslendikleri açıktır. Bu illetten kurtulmak hakikaten bir varoluş meselesidir. Aynı zamanda yaşanan acıklı tramvalar bir ibret vesikasıdır. Türk devlet geleneğinin iki mühim ve müessir özelliğinden birisi adalet ise, diğeri akıldır. Bu iki esasa müteveccihen devlet yönetimi millete hizmetle mükellef ve mesuldür. Bizim ne kaybedecek vatanımız, ne bölünecek milletimiz, ne de yıkılacak bir devletimiz vardır. Milletin kaderi devletle bir ve aynıdır. Ecdadımızın zamanlar üstü çağrısı da bu ilkesel kararlılığa dayanmaktadır.

 

 

“Çare milli kucaklaşmanın her zemine taşınmasıdır”

 

 

Üç tarafı denizlerle, dört tarafı düşmanca hedeflerle çevrilmiş Türkiye’nin milli birlik ve kardeşlik bağlarını güçlendirmekten, sanal anlaşmazlıkları zayıflatmaktan, tehlikeli kutuplaşmaları bertaraf etmekten başka seçeneği yoktur. Çare milli kucaklaşmanın her zemine taşınması ve bunun tecellisidir. FETÖ, PKK, DEAŞ, DHKP-C ve diğer terör örgütlerinin dış destekçileri olduğu kadar iç zaaf ve cepheleşmelerden beslendikleri de inkâr edilemez bir durumdur. 15 Temmuz’a kontrollü darbe ya da tiyatro demek işbirlikçiliktir, ihanet ortakçılığıdır. Nitekim yanlıştır, muhataplarını tarih ve millet önünde mahcup edecektir. Altı yıldır FETÖ’yle tavsama ve taviz kabul etmeyen iradeli bir mücadele süreci devrededir. Türkiye’nin küresel şantajlara diz çökmesini, düğme iliklemesini ima ve ihsas edenler Bizans’ın son dönem uzantılarıdır. İnanıyorum ki, Bizans hayranları Türk milletinin büyüklüğü karşısında şaşkına dönecekler, felç geçireceklerdir. Bir Yunan’lıdan daha fazla Yunanlı olan, bir Fransız’dan, bir ABD’liden, bir Rus’tan daha çok fanatiklik yapan, ezan sesi yerine kilise çanı dinlemeyi hasretle bekleyen kim varsa fetihle zulmü aynılaştıran alçaklardır. Bunlar dine karşı değil İslamiyet’e karşıdır. Hiç kuşkusuz aziz milletimiz her şeyin farkındadır. Bu vesileyle 15 Temmuz şehidi 251 vatan evladımıza, terörle mücadele esnasında şehit olan kahramanlarımıza Cenab-ı Allah’tan rahmetler niyaz ediyor, gazilerimize sağlık, sıhhat, şifa ve uzun bir ömür diliyorum. Devletimizin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü kıyamete kadar baki kalacaktır.” (Haber Merkezi)

ETİKETLER : 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Cemal Akın
Diğer YAŞAM haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 ›