Bankoğlu’ndan kadına şiddete karşı duyarlılık çağrısı!
CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, “Önemli olan, yasaların kağıt üzerinde yürürlüğe girmesi ya da Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ne İstanbul Sözleşmesi denmesi değil, kadınlarımızın yaşam haklarının korunmasıdır. Gelin, kadına karşı şiddet meselesini bir politika malzemesi, parti meselesi olmaktan çıkarıp siyaset üstü bir konu şeklinde ele alalım ve Meclis olarak bu duyarlılıkla hareket edelim.” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Bartın Milletvekili Av. Aysu Bankoğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi(TBMM) Genel Kurulu’nda, İYİ Parti Grubu’nun “Ülkemizde kadına yönelik şiddetin ve kadınların diğer sorunlarının tespit edilerek bunlara çözümler üretilmesi” konusunda vermiş olduğu Meclis Araştırması önergesine dair Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz aldı.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin 27. Dönem’deki en genç vekili olan Av. Aysu Bankoğlu, konuşmasında öncelikle kadına yönelik şiddetin önlenmesine dair yürürlükte olan uluslararası sözleşmelerden ve ulusal mevzuattan bahsederken Meclis Genel Kurulu’na da bir çağrıda bulunarak şu ifadeleri kullandı:
“İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, ‘CEDAW’ olarak kısaltılan ‘Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’ ve İstanbul’da imzalanması sebebiyle İstanbul Sözleşmesi olarak da bilinen ‘Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi’, Türkiye'nin de taraf olduğu uluslararası hukuki metinler olarak sayılabilir. Bunların yanı sıra 6284 sayılı ‘Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’ da 2012 yılında yasalaşarak yürürlüğe girmiştir. Ülkemizin hemen hemen her alanındaki sorunu gibi kadına yönelik şiddet konusunda da pratikteki uygulamalar, yasaların çok gerisinde kalmaktadır. Mevcut düzenlemelerin eksiksiz şekilde ve samimiyetle hayata geçirilmesi gerekiyor.
“Siyaset üstü bir konu şeklinde ele alalım”
Ayrıca, ‘Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun Eylül ayındaki Raporu’na göre, yalnızca Eylül ayında 45 kadın, erkek şiddetinin kurbanı oldu. Bu yılın 9 aylık döneminde katledilen kadın sayısı ise 262’ye ulaştı. 2011 yılında, 121 olan kadın cinayeti sayısı, 2017’de ise 409’a kadar yükselmiştir, ki dile getirdiklerimiz yalnızca resmi verilere yansıyanlardır. Bu utanç tablosunun kabul edilemez. Ayrıca Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın resmi verilerine göre; yaşadıkları şiddeti kimseye anlatamayan kadınların oranı da yüzde 48,5’dir. Mevcut tüm bu veriler, mevzuatımızdaki düzenlemelerin yalnızca ama yalnızca ‘Avrupa Birliği’ne uyum maksadıyla yapıldığı hissini fazlasıyla uyandırmaktadır. Önemli olan, yasaların kağıt üzerinde yürürlüğe girmesi ya da Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ne İstanbul Sözleşmesi denmesi değil, kadınlarımızın yaşam haklarının korunmasıdır. Gelin, kadına karşı şiddet meselesini bir politika malzemesi, parti meselesi olmaktan çıkarıp siyaset üstü bir konu şeklinde ele alalım ve Meclis olarak bu duyarlılıkla hareket edelim.”
