‘Sendikacılığın kitabını yeniden yazacağız’

Erkan Hızoğlu

Kongrede yaptığı konuşmada Bartın’da sağlık sektöründe ve hastanede yaşanan sorunları gündeme getiren Sağlık- Sen Bartın Şube Başkanı Naci Durmuş, şunları söyledi:

“Hastanede oda ve personel yer değişiklikleri ilk günden başladı. Tüm Bürokratlara sonsuz yetki verilerek istediği gibi karar alma yetkisi verildi. Geçmişte verilen sağlık hizmetlerine yönelik karalama politikası yaptılar ve yapıyorlar. Sağlık çalışanlarının fikir ve desteği alınmadan başlayan, oda ve yer değişiklikleri ile huzursuzluk virüsü yayılmaya başlandı. Kararların yanlış olduğu beyanında bulunanlara haksız algı ve ithamlarda bulunuldu ve itibarsızlaştırma politikası yapıldı. ‘Acil Servis benim için çok önemli’ denildi, tüm personelin görev yerleri değişikliği yapıldı. Şu ana kadar 10 ayda 5 Acil Sorumlu Hemşiresi 2 Acil Sorumlu Hekimi değişti. Acil Servisle başlayan yer değişiklikleri tüm servislere sıçradı, virüs gibi yayıldı. Kimsenin anlam veremediği amacı bilinmez kararlar huzursuzlukların artmasına hizmet akışının durmasına kadar devam etti. İtibarsızlaştırılmaya çalışılan uzman hekim sağlık çalışanları, teknik ekipler, tayin isteyip gitmeye başladı. Hizmet daraldı, il dışından gelen hasta gelmez, il içinden hasta vatandaşlarımız il dışına gider oldu. Gelir düştü ödemeler daraldı. Laboratuvar ihalesi zamanında yapılamadı, 21 özel sektör Laborantı işlerinden edildi. Mevcut laborantlarla devam edilen yola ilçe entegre hastanelerinin laboratuvar hizmetlerinin kapatılması suretiyle oradaki vatandaşlar göz ardı edilerek, personel çekilerek hizmete devam edilir hale gelindi. Laboratuar hizmetlerinin geçmiş ile kıyaslanmayacak noktada olduğu görülmektedir.  Servis sorumluları değiştirildi, mesleki tecrübesi az olan 3-5 yıllık personeller sorumlu yapıldı. Personel arasında ayrışmaya yol açıldı.

“Herkesin görevleri ve yerleri ile oynandı”

Böl parçala, korkut yönet, ne kadar doğru politika? İlk bir ayda iki başhekim yardımcısı gördükleri karşısında görevlerinden istifa etti. Nisan ayında iki müdür yardımcısı taraf olmamaları nedeniyle kendi istekleriyle görevlerinden ayrıldılar. 9. ve 10. aylarda iki müdür görevlerinden ayrıldılar. Görevden alınanların yerine getirilenler sonsuz yetkilerle donatıldı ve huzursuzluk virüsüne katkı sağlamaları istendi. Son bir hafta içinde az sayıda olan röntgen çalışanları ile uğraşılmaya başlandı. Yine duyumlarımıza göre acil çalışanları tümden yeniden değiştirilecekmiş. İdari personeller teknisyenler ve benzeri gibi arkadaşlarım, yer değişikliklerinden doğan huzursuzluklar unutulur değildir. Kaç ama kaç kez oda değişir, görev değişir akıl almaz. Yılda ilimizde 2 bin 300-2 bin 500 bebek hayata gözlerini açıyor. Buna yönelik hizmet den bebek hemşiresi teke düşürülüyor. Yine yeni doğan gibi önemli biriminde çalışanlara ekstra görevler verilmeye çalışılıyor. Ameliyathane, yoğun bakımlar, servisler, bürolarda çalışan memurlar, teknisyenler, hizmetli statüsünde çalışanlarımız ama herkesin görevleri ve yerleri ile oynandı. 

“Daha çok şey var ama...”

Yandaşçılık ve haksızlıklar hat safhada. Önemsediklerini Sağlık Müdürlüğü’ne gönderiyorlar rahat etsin diye. Süpervizör, sorumlunun sorumlusu bunlar akıl almaz şeyler. 400 yataklı tek hastane ve yönetilemez halde. Tüm bunlar olurken; bu zamana kadar Başhekimin makam aracı yoktu. Hükümetimiz tasarruf tedbiri ile ilgili genelgeler gönderiyor, genelge dikkate alınmıyor Başhekimin makam aracı oluyor. Güvenlik şefi kardeşim, makam şoförü olarak görevlendiriliyor. Makam aracı şoförü hangi hakla kullanılıyor, vicdanlarına soruyorum. Daha çok şeyler var ama kelimeler yetmiyor. Tüm bu olaylar karşısında Sağlık Bakanlığımızca Tek Yetkili olan Sağlık Müdürümüz ne yapıyor? Allah için ilk birkaç ay beraber çözüm aradık. Olağan dışı üçlü ve servis sorumluları ile çözüm görüşmeleri yaptık. Sonra anlam veremediğim şekilde bir tutum, biraz daha karışsın bende gideceğim, yarın istifa edeceğim vb. söylevler. Huzursuzluk virüsü Sağlık İl Müdürlüğü çalışanlarımıza da sıçradı. Kimse mutlu değil. İnsanlardan taraf olma yönünde zorlanıyor. Yandaşlık başladı, yandaşlık ile başlayan uygulamalar haksızlık ve adaletsizliği doğurdu.

“Olayla ulusal basına intikal etti”

Bartın basını tarihinde yapılmamış haberleri yapar hale geldi, hatta ulusal basına kadar olaylar intikal etti. Kişi bazlı hizmet bazlı şikayetleri yazmaya başladı.  Bartın Halkının sesi oldu, adeta. Basında çıkan haberleri sendika sızdırıyor diye çıkartılan yalan beyanlar siyaset sendika arasını açmak için çıkarılmıştır. Buradan tekrar tekrar beyan ederim ki biz açıklama yapma gereği duyarsak bunu gizli yapmayız. Biz yaptırdık ve yaptık demekten korkmaz aksine geçmiş de olduğu gibi beyanatlarımızın arkasında dururuz.”

“Sendikada da oyunlar oynandı”

Sendikada da çeşitli oyunlar oynandığını iddia eden Durmuş, açıklamalarına şöyle devam etti:

“Sendika tüm bu olaylarda, tarafını hizmeti alan ve veren tarafında oldu. İlk 3 ay sabırla ama sabırla istişare yollarını denedi, sonuç alınamaz noktayı gördü ve gereği için sendikal hakkını kullandı. 30 Mart ve 4 Nisan açıklamaları ile hakkın ve haklının yanı oldu. ‘Sen misin? Bunu yapan’ dediler. Sendika odasını aldılar. Görev değişiklikleri ile ekonomik ve sosyal düzenimizi bozdular. Yeni birlik adı altında yeni bir yapı oluşturdular. Yeni birlik hareketini destekleyen toplantılar yaptılar. Yeni birlik hareketini, Sağlık Sen içindeki demokratik seçim sürecini hazırladılar. Onlara sonsuz yetki ve süresiz izinler verdiler. 24 Haziran seçim günü bile Hastanede toplanmalarına ve delege çalışmalarına izin verdiler. 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda resmi kurumu açıp, onların toplantı yapmalarına izin verdiler. Seçim sürecinde delege adaylarını aradılar, tehdit ettiler. Delege seçim günü İl Sağlık Müdürü, Yeni Birlik Hareketi’ne destek olmak için; İl Sağlık Müdürlüğü bahçesine çadır kurdurmakla kalmamış, tüm üyelere yetkisi dışında demokratik kararlarını etkilemeye yönelik konuşmalar yapmıştır. Başhekim ve Bürokratları, Sağlık Müdürü ve Bürokratları yanlı ve haksız tavırlar ile Sağlık Bakanlığı Bürokratlığına yakışmamışlardır. Taraflarını ödüllendirme, taraf olmayanları cezalandırma, yöntemlerini kullanarak mobinge maruz bırakmışlardır, çalışanlarımızı. Soruyorum İl Sağlık Müdürüne; Hastane Başhekimin dediği kadar kötü mü? Kötü değilse Başhekimi görevden alırsın, kötü ise 7 yıldır sistemin başında görev yapan biri olarak Seni Ben istifaya davet ediyorum. Ben biliyorum ki her ikinizde istifa edeceksiniz. İl Sağlık Müdürünün bir odası var, tüm Bartın'da. Başkanların tek odaları, iki tane başkan yardımcısının tek odası var. Peki bir tane başkan yardımcısının aynı hizmet binasında 30 metre arayla 2 odasının olmasının amacı nedir? Sağlık Müdürlüğünü kim yönetiyor?

“Bu maç biz bitti demeden bitmeyecek”

Bartın Sağlık Sen Şube Yönetimi kavga ve kaostan yana değildir. Şube olarak makamlardan güç almadık. Şube olarak sağlık ve sosyal hizmet çalışanları için, sizleri ne kadar meşgul ettiğimizi, yaşatılan tüm bu olumsuzlukları, sizlerle paylaştım. Bizzat buralara sayısız defalarca geldiniz. Duydunuz gördünüz, burada yanlış giden bir şeyler olduğunu biliyorsunuz. Bunlar karşısında sessiz kalmayacağımızı da çok iyi biliyorsunuz. Gördüklerimiz karşısında mücadelemiz hız kesmemiştir. Yaşanan tüm sıkıntılar bizi birbirimize kenetlemiştir. Maçın daha ilk yarısı bu maç biz bitti demeden bitmeyecektir. Bugün bu salonda herkes ama herkes Şube Yönetiminde görev almayı çok ama çok hak ediyor. Tercih yapmakta çok zorlandığımız bir seçim listesi oldu. Ancak şunu bilmenizi isterim ki hangi liste seçilirse seçilsin Bartın Sağlık Sen Şubesini en azından 4 yıl bu salondakiler yönetecek. Alınacak önemli kararlar, bu delegasyonla istişareyle alınacak, Kadın Kollarımız, Şube Yönetimimiz ve siz delegasyonla sendikacılığın kitabını Bartın’da Bartın için yeniden yazacağız. Bu duygu ve düşüncelerle; Şubemizin 4. Olağan Genel Kurulunun Bartın'ımıza, Sağlık Sen’imize, Türkiye’mize hayırlar getirmesini Cenab-ı Hakk' tan dilerim. Allah Yar ve Yardımcımız olsun.”

Yalçın: “Her birey bizim için önemli”

Sağlık-Sen Genel Başkan Vekili Semih Yalçın da kongrenin hayırlı olmasını temenni ederek “Nasıl 15 Temmuz darbe girişiminde Memur-Sen sokaklara çıkıp, darbeye karşı mitingler düzenlemişse başörtüsüne özgürlük noktasında 12 milyon 300 bin imza toplayıp özgürlük alanı sağlamışsa bugün sendika olarak biz de ülkenin en zorda olduğu dönemlerde Necip Fazıl'ın dediği gibi sağımıza ve solumuza bakarak elimizi taşın altına koyuyoruz. Bu genelde böyle olduğu gibi yerelde de şube teşkilatlarımız tarafından aynı şekilde yerine getirilmektedir. İdareci körlüklerine karşı yöneticileri uyarıp, bu konularda dikkatlerini çekeceğiz. Çünkü Türkiye'nin içinde bulunduğu süreçte her bireyin bizim için ayrı bir önemi var. Sendika olarak bizler şair, yazar, mütefekkir Mehmet Akif İnan'ın kurduğu bir sendikayız. Sendikal mücadeleyi tanımlarken söylemiş olduğu çok önemli bir söz var. Kurduğu ‘Geleceğin Türkiye'sini yeniden inşa edecek erdemler’ ifadesinin anlamı ‘İnsana çok değer veririz, ülkeyi merkeze alırız. Ülkenin merkezine de tekrar insanı koyarız.’ Biz bu tip düşünen bir anlayıştan geliyoruz.” dedi.