“Sağlık ekip işidir, herkese insanca yaşayacak eşit ücret istiyoruz”

SES üyesi bir grup sağlık çalışanı, Bartın Devlet Hastanesi önünde basın açıklaması düzenleyerek, “Sağlık ekip işidir, herkese insanca yaşayacak eşit ücret istiyoruz. Haklarımız için alanlardayız” dedi.
Bu haber 2021-12-08 13:30:51 eklenmiş ve 135 kez görüntülenmiştir.

 

 

Erkan Hızoğlu

 

 

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyesi sağlık çalışanları, Türkiye’nin birçok ilinde olduğu gibi Bartın’da da insanca yaşayacak ücret, insanca yaşayacak çalışma koşulları talebinde bulundu.

 

SES’in gerçekleştirdiği basın açıklamasına diğer sendika bileşenleri ile sağlık çalışanları da destek verdi. 

 

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Bartın İl Yönetim Kurulu Sözcüsü Çağlar Kuzu, tarafından okunan basın açıklamasında, sağlık çalışanlarının sorunlarına ve beklentilerine de dikkat çekti.

 

 

“Birçok sorun yaşamaktayız”

 

 

Tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçileri için döner sermaye performans uygulamalarının kaldırılarak yoksulluk sınırı üzerinde emekliliğe yansıyan temel ücret verilmesi, 3600’den başlayarak kademeli olarak 7200 ek gösterge verilmesi, Covid-19’un iş kazası ve meslek hastalığı sayılması ve yıpranma payı talepleri hayata geçinceye kadar mücadeleye devam edeceklerini belirten Kuzu, yaptığı açıklamada şunları söyledi:

 

“Sağlık ve sosyal hizmet emekçileri olarak yılladır ‘sağlıkta dönüşüm’ adı ile ifade edilen, halk ve emekçiler lehine olmayan uygulamalara karşı alanlardayız. Bu güne kadar uygulanan bu politikalara karşı dediğimiz her konuda maalesef haklı çıktık. Hizmeti üretenlerin ve halkın temsilcilerinin içinde yer olmadığı bir programın başarı şansı olmadığını söyledik. Kapitalist üretim-tüketim ilişkilerine indirgenen sağlık ve sosyal hizmetlerde başarı olmaz dedik.

 

Niçin alanlarda olduğumuzu daha iyi anlatmak için sadece sağlık iş kolumuzda mevcut duruma bakmamız yeterli olacaktır; 10 dakika da 2 hasta muayenesi, aile hekimliğinde yaşanan sorunlar, keyfi ve kuralsız cezalandırma, yeterli kadro açılmaması nedeniyle; hemşire başta olmak üzere yüzbinlerce personel açığından kaynaklanan artan iş yükü ve angarya çalışma ve çok sayıda yeni mezun sağlıkçının işsiz olması, pandemi ile mücadelede yaşamını yitiren yüzlerce ve enfekte olan yüzbinlerce sağlık emekçisi olmasına rağmen COVID-19’un meslek hastalığı sayılmaması, Yıllardır oyalanarak seçim yatırımına dönüştürülen 3600-7200 ek gösterge sorunu, açlık sınırının az üstünde yoksulluk sınırının çok çok altındaki temel ücretler, angarya çalışma, mesleklerin değersizleştirilmesi nedeniyle istifa edip yurtdışına göçmek zorunda kalan sağlık emekçileri, sağlık hizmetlerinin planlanmasından sunumuna kadar geçen süreçlerin hiçbirinde işkolu emekçileri ve sağlık emek meslek örgütleri aracılığıyla dahil olamamaktadır. İktidarda hangi parti olursa kendine yakın kişileri liyakat esasları gözetmeden idareci olarak atamaktadır. İdareci seçimlerinde işkolu emekçilerinin tercih hakkı yoktur. Bu nedenle de çalışma rejimi açısından da demokratik olmayan koşullar mevcuttur.

 

KHK rejimi, güvenlik soruşturmaları nedeniyle işten atmalar, göreve başlatmamalardan kaynaklı örgütlenme önündeki kaygılar, yöneticilerin dili, kışkırtılan sağlık talebi ve bilime de aykırı olan sağlık sisteminin sonuçları arasında yer alan şiddet gibi birçok sorun yaşamaktayız.

 

 

Sağlığa erişim zorlaşıyor

 

 

Ekonomik krizle birlikte iyice yoksullaşan halkın verdiği vergiler sağlık hizmeti almasına yetmiyor. 14 kalem de halkın cebinden çıkan katkı-katılım payları ve ilave ücretler, pandemi koşullarının tıkattığı sağlık sistemi nedeniyle kronik hastalıkları olanların dahi sıra alamaması, koruyucu sağlık hizmetleri yerine tedavi edici sağlık hizmetlerine ve özel sektöre bütçeden ayrılan payların büyüklüğü, İnsanların yaşam alanlarına yakın hastanelerin kapatılması, erişim olanaklarının zor olduğu şehir hastaneleri bünyesinde sermayeye kaynak aktarılan uygulamalar başta olmak üzere birçok sorun sayabiliriz.

 

 

“Bu durum kabul edilemez”

 

Bunca sorunun yaşandığı işkolumuzda işyerlerimizde ekip olarak çalışan emekçileri ekonomik özlük haklarla da bölmeye yönelik uygulamalara sıklıkla şahit oluyoruz. TİS döneminde ek ödemelerin belli sayıda meslek grubuna verilip diğerlerine verilmemesi, en son 1 Aralık’ta torba yasada yaşatılan benzer durum çalışanlar arasında tartışmalara neden olmuştur. Torbada yasada hekimlerin sabit ek ödemeleri ile emekli ek ödemelerine yönelik az da olsa yapılan artışı olumlu bulduk. Bu düzenlemenin tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçileri içinde yapılması için yasa teklifleri hazırladık. Mücadele yürüttük. Ancak hükümet yetkilileri, muhalefetin bizler için verdiği teklifi kabul etmedikleri gibi emekli hekim ve diş hekimleri için yaptıkları düzenlemeyi de geri çektiklerini ifade edip görüşmeleri ileri bir tarihe ertelediler. Bu durum kabul edilemezdir! İş bilmezliktir! Sağlık ortamının iş barışını, huzurunu kökten dinamitlemektir.

 

Hepimizin çalışma koşulları ağır ve hepimizin maaşı çok düşük ve her geçen gün mum gibi erimektedir. Hangi meslek mensubunun ekonomik ve özlük haklarına yönelik bir kazanım elde etsek ya da düzenleme sağlansa hepimiz mutlu oluruz. Dayanışma ve ortak mücadele ile ekibin bir parçası olan her çalışanın ve meslek mensubunun haklarının iyileştirilmesi için birlikte mücadele etmekte geri adım atmamalıyız. Ülkeyi yönetenler angarya koşullarında, sefalet ücretleri ile bizleri çalıştırırken ayrım yapmamaktalar. Ne zaman haklarımızı elde etmek için ortaklaştığımızda, güçlü ses çıkardığımızda bizleri ayırmak için ekibin bir kısmına yönelik kısmi yasal düzenlemeler yapmakta, mobbing uygulamakta, ötekileştirme dahil her türlü yöntemle bizi baskı altına almaya çalışmaktalar.

 

 

“Hakkımız ödenir, ödeyin”

 

Sağlık ekip işidir. ekibin her bir üyesi, insanca yaşayacak bir ücret ve güvenli çalışma koşullarında ekip olarak, iş barışı bozulmadan çalışmak istemektedir. Bizleri ayrıştırmaya çalışan bu politikalara karşı birlikte mücadele ederek birlikte kazanacağız.

 

Her geçen gün fakirleşiyoruz, bu gerçeği biz yaşarken bizi yalan sözlerle kandırmaya çalışmayı bırakın. TÜİK verileriyle, iktidar demeçleriyle geçiştirilemeyecek bu duruma karşı ücretlerimizde iyileştirme yapılmıyor. İktidar bir taraftan, Sağlık Bakanlığı öte taraftan, yetkili sendika diğer taraftan sağlık emekçilerinin aklıyla dalga geçiyor. Bıçak kemikte. Biz sağlık emekçileri COVID ile mücadele ederken, hastalanırken, hayatımızı kaybederken ‘emekleriniz ödenmez’ edebiyatı yapanlara cevabımız netti. Hakkımız ödenir, ödeyin.

 

 

“Mücadeleye devam edeceğiz”

 

 

2022 yılı TİS masasına 100 den fazla talebi Konfederasyonumuz KESK üzerinden yollamıştık. Ancak birçok talebimiz ne hükümet tarafından ne de yetkili sendika tarafından tartışmaya dahi açılmamıştı. Evet sorunlarımız çok, derdimiz büyük. Mücadele edecek çok başlığımız, kazanacak çok hakkımız var. Kısa vadede acil taleplerimiz var. Bunlar; tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçileri için döner sermaye performans uygulamalarının kaldırılarak yoksulluk sınırı üzerinde emekliliğe yansıyan temel ücret verilmesi, 3600’den başlayarak kademeli olarak 7200 ek gösterge verilmesi, Covid-19’un iş kazası ve meslek hastalığı sayılması ve yıpranma payı taleplerimiz hayata geçinceye kadar mücadeleye devam edeceğiz.”

ETİKETLER : Bartın Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) sağlık çalışanları
Diğer GÜNCEL haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 ›