“Neden olayı taşımalı yemeğine bağlamaktan kaçınmaktadır?”

Bartın’da geçtiğimiz gün birçok okuldaki 400’ü aşkın öğrencinin mide, bulantısı ve ishal şikayetleriyle hastaneye başvurması üzerine Eğitim-Sen Bartın Şube Başkanı Sedat Bora, Milli Eğitim Müdürlüğü önünde bir basın açıklaması yaptı. Kantin fiyatlarına da dikkat çeken Bora, “Bartın’da bazı okullarda bu dönemin başında kantin fiyatlarının piyasanın üzerinde olmasına rağmen Bartın Valiliği kararı ile okulların kapısı öğlen araları kapatılmış, öğrenciler okul kantinlerine mahkûm edilmiştir” derken “Yüzlerce hastaneye topluca taşınan öğrencilerin hepsinin taşımalı kapsamında olduğu halde Valilik hastalanan öğrencilerin belirtilerinin zehirlenme belirtisi olduğunu bilmesine rağmen neden olayı taşımalı yemeğine bağlamaktan kaçınmaktadır?” diye sordu.
Bu haber 2021-11-13 09:25:25 eklenmiş ve 89 kez görüntülenmiştir.

 

 

 

Nilay Meryem ÇÖMLEK

 

 

 

Bartın Eğitim-Sen Şubesi ve KESK’e bağlı sendikalar değişik bölgelerde taşımalı kapsamında yaklaşık 25 okulda görülen ve yaklaşık 400’ü aşkın öğrencinin hastaneye kaldırılmasıyla ilgili basın açıklaması yaptı.

 

Ellerinde “Öğrenci yemekleri tadımlık değil doyumluk olsun istiyoruz”, “Taşımalı yemeği şirket rantına kurban edilemez”, “Zehir değil sağlıklı gıda istiyoruz” yazılı pankart ve afişlerle Milli Eğitim Müdürlüğü önünde toplanan Eğitim-Sen Üyeleri adına basın açıklamasını Eğitim-Sen Bartın Şube Başkanı Sedat Bora yaptı.

 

“Taşımalı yemeği lütuf değil haktır”

 

Bartın’da kantin fiyatlarının piyasanın üzerinde olduğunu belirten Bora, birçok soruyu da gündeme taşıyarak şöyle konuştu:

“Mesleğimiz ve öğrencilerimizin sağlıklı beslenme hakkı için görev başındayız, zehirlenmek istemiyoruz.

Okulların açılmasının üzerinden iki ay geçmiş olmasına rağmen eğitim öğretimin sağlıklı şekilde yapılabilmesi için gerekli önlemlerin halen alınmadığı görülmektedir.

Sınıfların düzenli olarak havalandırılması, okul içinde ortak kullanım alanlarının temizliği, bahçe ve açık alan düzenlemelerinin yapılması, öğrenci giriş çıkışlarının düzenlenmesi ve sınıf mevcutlarının azaltılması konusunda ciddi eksiklikler bulunmaktadır.

Ayrıca yemek adı altında taşımalı öğrencilerimize yemek bile denmeyecek, kuru gıda reva görülmüş küçük bir ekmeğin arasına sadece marul konularak,  öğrenciye verilir hale gelmiştir.

Bartın’da bu durum öğrencilerimize lütuf diye gösterilmiş ve bazı okul müdürleri öğrencilere ‘devlet size bedava yemek veriyor yemek zorundasınız’ diyebilmiştir.

Biz, öğretmenler ve eğitim emekçileri olarak çok iyi biliriz ki eğitimim 12 yıl zorunlu olduğu günümüz koşullarında taşımalı yemeği lütuf değil haktır. Ve biz öğretmenler öğrencilerimizin yemek kırıntılarıyla değil gelişim düzeylerine uygun ve gerekli kalori düzeyine sahip sıcak yemek ile beslenmesini talep eden bir mesleğin mensuplarıyız. Çünkü biz öğretmeniz.

 

“Neden standart bir fiyat tarifesi uygulayamamaktadır?”

 

Ayrıca yine Bartın’da bazı okullarda bu dönemin başında kantin fiyatlarının piyasanın üzerinde olmasına rağmen Bartın Valiliği kararı ile okulların kapısı öğlen araları kapatılmış, öğrenciler okul kantinlerine mahkûm edilmiştir. Bir küçük su marketlerde bir lira iken bir okul kantininde neden iki liraya satılmaktadır? Kantinciler birliği okul kantinlerinde neden standart bir fiyat tarifesi uygulayamamaktadır? Okul kapılarının kapatılması ve yüzlerce öğrencinin küçücük okul kantinlerine sıkıştırılması Covid vaka sayısını artırmamış mıdır? Covid tedbirleri nedeniyle taşımalı öğrencilere sulu yemek yerine kuru gıda parçacıklarını reva gören Bartın’ın ileri giden yöneticileri Öğrencileri okul kantinlerine kapalı ortamlara mahkûm etmek salgın riskini artırmamakta mıdır? Kantin fiyatlarının yüksek olmasında Kantinciler Birliği Başkanının rolü nedir?

 

“Bartın’ın çok ileri giden yetkililerinin istifasını gerektirir”

 

Bir başka konu ise 10 Kasım 2021 tarihinde Bartın ili genelinde yaşanan öğrenci zehirlenmesidir. 20 değişik bölgede 417 öğrencide görülen zehirlenme vakaları Bartın Eğitim Sen olarak okullara yönelik başlattığımız ‘Sağlıklı Beslenme, Sağlıklı Yaşam Hakkı’ hakkındaki kampanyamız ne kadar haklı olduğumuzu göstermiştir. Bu vakalarla beraber velilerde panik yaşanmış, pek çok okula ertesi gün öğrenci gitmemiş eğitim aksamaları yaşanmıştır. Valilik açıklamasına göre olay suya bağlanmıştır. Yüzlerce öğrencinin topluca hastaneye kaldırılması ve olayın suların kirlenmesine bağlanması, bu daha feci bir durumdur. Daha genel bir sorunu yansıtmaktadır. Çünkü hastaneye Bartın’ın 20 değişik bölgesinden okullardan öğrenci acile kaldırılmıştır ki Bartın’da 20 bölgenin içme ve kullanma suyunun kirli olması demek ayrı bir sağlık vakası ve Covid salgını ortamında ayrı bir salgının habercisidir. Zaten Valiliğin açıklaması doğru kabul edilmesi durumunda yüzlerce öğrencinin kirli su nedeniyle acil servislere kaldırılması Bartın’ın çok ileri giden yetkililerinin istifasını gerektirir.

 

“Neden hep aynı firma almaktadır?”

 

Soruyoruz. Yüzlerce hastaneye topluca taşınan öğrencilerin hepsinin taşımalı kapsamında olduğu halde Valilik hastalanan öğrencilerin belirtilerinin zehirlenme belirtisi olduğunu bilmesine rağmen neden olayı taşımalı yemeğine bağlamaktan kaçınmaktadır? Yemek firması geçmişte de bu tip olaylarla muhatap olan bir firma olmasına rağmen cezalar kesilmesine rağmen neden ısrarla kayırılmaktadır?

Soruyoruz. İlk ve  ortaokullarda taşımalı yemek ihalesini değişik isimler adı altında neden hep aynı firma almaktadır? Firmanın siyasi erk ve Milli Eğitim Bakanlığı ile nasıl bir bağlantısı vardır? Merak ediyoruz. Öğrencilerimizin sağlıklı beslenmesi adına soruyor ve sorguluyoruz. Çünkü biz bazı idareciler gibi geçiştiren durumu şirketler lehine çeviren kıvraklıkta bir meslek değil sorgulayan tüp çıplaklığı ile gerçeği ortaya koyan bir mesleğiz. Çünkü biz öğretmeniz.

 

“Görevlileri börekleri yiyemediği” söylentisi!

 

Yanı sıra sendikamıza ulaşan bazı duyumlar üretici firmayı işaret etmektedir. Bir gün önce üretici firmada numune kontrolü yapan görevliler börekleri yiyemediğini dile getirdikleri söylenmektedir.

Soruyoruz.  Eğer çocuklarımız zehirlemediyse bir açıklama ile geçiştirilecek bir durum ise bugün Bartın’da birçok okulumuzda özellikle vakaların yaşandığı okullarda neden eğitim öğretim yapılamamıştır? Neyi saklamaktasınız. Öğrenmek ve kamuoyu ile paylaşmanızı istiyoruz.1915 şartlarından daha mı kötüyüz ki asker tayınından daha az öğrenci yemeğine reva görülmekteyiz. Sorguluyoruz. Çünkü biz öğretmeniz.

 

“Saraya değil halka ve çocuklarına bütçe ayrılmalı”

 

Zira yemek için, bir öğrenci için firmaya MEB tarafından ödenen ücret 6 TL’dir. Firmanın personel, vergi, kira ve benzeri gibi giderleri düşünüldüğünde öğrencilere 6 TL’nin ancak 2 ile 3 TL arasında bir meblağı ayırabilecektir. Peki, ucuz, kalitesiz ya da bozuk olmadığı müddetçe 2-3 TL ile ne alınabilir? Bu rakamlarla sağlıklı beslenme mümkün müdür? Sağlıklı beslenme olmadan başarılı bir eğitimin olanağı var mıdır?

Geleceğimiz olan çocuklar her şeyden daha önemlidir. Saraya değil halka ve çocuklarına bütçe ayırılmalıdır.

MEB’in lüks otellerde yaptığı toplantılara son 6 ayda 2 milyon 355 bin lira ödediği daha önce basına yansımıştır. Kendilerine gelince sınır tanımayanlar bizlere, bizim çocuklarımıza gelince günde 6 lirayı yeterli görmektedirler.

Ama bizler öğretmenler ve eğitim emekçileri olarak, Öğrencilerimizi ranta kurban etmemek için mücadelemize devam edeceğiz.  Buradan bir kez daha haykırıyoruz ki çocuklarımız adına sürecin takipçisi olduğumuzu beyan ederiz.”

Açıklamanın ardından sloganlar atılırken Eğitim-Sen Üyeleri ve diğer katılımcılar olaysız bir şekilde Milli Eğitim Müdürlüğü önünden ayrıldı.

ETİKETLER : Bartın Eğitim-Sen Bartın Milli Eğitim Müdürlüğü Eğitim-Sen Bartın Şube Başkanı Sedat Bora
Diğer YAŞAM haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 ›