“Siyasetten de küme düştük”

Nilay Meryem ÇÖMLEK

Bartın Dijital TV’de yayınlayan Ahmet Oktay’la Enine Boyuna Programı’nın son konuğu Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Bartın İl Başkanı Ali Yıldırım oldu.

Canlı yayın olarak gerçekleştirilen programda Gazeteci Mustafa Ahmet Oktay’ın sorularının yanı sıra program sırasında vatandaşlardan gelen soruları da yanıtlayan Yıldırım, gerek ülke gündemi gerekse Bartın özeline ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

“Pandemi olmasına rağmen rekor”

Bartın’daki teşkilat çalışmaları hakkımda bilgiler veren Yıldırım, pandemi olmasına rağmen rekor denilebilecek bir durumda siyaset tarihinde bir ilki başardıklarını belirterek “Partimiz pandeminin ilk başladığı zaman Mart ayında kuruldu. Zoom toplantılarıyla ve gönüllülük esasına dayanan müracaatlarla partinin tabanı oluşturuldu. Partinin genel amacı doğrultusunda ve insanları bir araya gelmesi için 24 Haziran tarihinde Genel Merkezin davetiyle görevlendirmeler verildi. Bu süreç içerisinde üç unsura üye ve gönüllü kaydı yapmaya özen gösteriyoruz. Sayın Babacan’ın bir önerisi vardı; ‘İşini iyi yapan, iyi insan ve demokrat insan temelli herkesle yola çıkabiliriz’ dedi. Genç bir ekibimiz var. Daha önce siyasete karışmamış arkadaşları tecrübeli arkadaşlarımızla kaynaştırarak bir kurucu liste oluşturuldu. Sonrasında olan ilçe ve il kongrelerimiz gerçekleştirildi. Geçenlerde yaptığımız kongremiz de süreci hızlandırdı. 6 ay sonra olası bir seçimde DEVA Partisi olarak seçime girme hakkını kazandık. Genel Başkanımız buna rekor diyor. Çünkü hızlı oldu pandemi olmasına rağmen rekor denilebilecek bir durumda siyaset tarihinde bir ilki başardık.” dedi.

“Bizim bir farkımız var”

DEVA Partisi’nin herhangi bir partinin devamı ya da kopan insanların değil, hiç siyaset yapmayan ve birbirini tanımadan ortak noktada buluşanların partisi olduğunu ifade eden İl Başkanı Yıldırım, “Sokağa çıktığımızda esnaf ziyaretlerimizde ve insanlarla iletişim kurduğumuzda kesinlikle önyargısız davranıyorlar. Bunun sebebi Sayın Babacan’ın 13 yıllık bakanlık süresince hiçbir şaibe hiçbir usulsüzlükle anılmaması ve tenkit yememesi, 13 yıllık bir bakanın özellikle ekonomi Bakanı iken bir lekesinin olmaması bizim rahat iletişim kurmamızı sağladı. Ekibimizde de daha önce siyaset yapan arkadaşlarımızın hepsi kendilerinde de bize geçtikten sonra da sorun olmadı. Çünkü iyi insanlardı işini iyi yapıyorlardı ve demokratlardı. Değişim şart. Gidişattan memnun olmayan arkadaşların da bize katılması tabii ki olumlu oldu. Bizim bir farkımız var; herhangi bir partinin devamı ya da kopan insanların değil hiç siyaset yapmayan ve birbirini tanımadan ortak noktada buluşanların partisidir. Akraba veya tanıdık ilişkileri ile üye olmak biz de yok.” diye konuştu.

“Gönüllü müracaat daha fazla oldu”

Üye çalışmalarıyla ilgili de bilgi veren Yıldırım, “İki tür üyelik sistemimiz var. Bana göre gönüllülük daha önemli üye olmaktan ziyade bizim görüşümüze fikirlerimize inanan insanlar gönüllü destek olmak istiyor. Gönüllü müracaat daha fazla oldu. Yazılı kâğıttaki üyelikler suni kalıyor genellikle. Üyeliklerde son dönemlerde rekor kırıldı falan deniliyor ama sayı seçimlerde belli olur. Pandemi ortamında herkese ulaşmak mümkün olmuyor tabii ki. Günümüz artık teknoloji çağında bize maille, telefonla, mesajla ulaşan insanlar çok. Zoom toplantılarıyla bir araya geliyoruz. Beklentilerimiz tabii ki yüksek.” İfadelerini kullandı.

“Herkes siyasetten korkar hale geldi”

29 Aralık’ta Ankara’da teşkilatların yoğun katılımıyla gerçekleştirilen DEVA Partisi 1. Olağan Kongresi’ne katılan Bartın İl Başkanı Ali Yıldırım, kongreye ilişkin değerlendirmede bulunarak gözlemlerini şöyle aktardı:

“Kongremizde atmosfer çok iyiydi. Birçok kez kongreye katıldım ama ilk kez böyle genç, coşkulu ve heyecanlı arkadaşı bir arada görmek bizi mutlu etti. Sayın Başkanımızın ‘korkma’ diye bir mesaj var. Çünkü ‘Türkiye konuşacak, herkes mutlu olacak’ ifadesini kullanıyor. Herkes siyasetten uzaklaşmaya çalışıyor. Herkes siyasetten korkar, ürker hale geldi. DEVA Partisi demokrasinin tekrar güçlenmesi için ciddi bir atılım yaptı. Demokrat bir Türkiye, hukuk ve adaletin tekrar tecelli edeceği bir yönetim anlayışı, güçlendirilmiş parlamenter sistem geri dönüş hedefimiz. Türkiye tek kişi üzerinden yönetilecek bir ülke değil. Önemli bir mesaj var. Belki Türkiye tarihinde ilk olduğu söyleniyor. Egolarından arınmış sadece hedefe kitlenmiş, ekip hareketi olduğunu söyleyen bir Genel Başkanımız var. Bize talimatı üzerine kendi parti binalarımızda resmi yok. Bize diyor ki kişilere bağlı olmayan bir harekettir. Bence Türkiye’ye verilebilecek en büyük mesaj, tek kişiyle değil ekip ile yapılabilecek güzel şeylerdir.”

“Siyasetten de küme düştük”

Kendisine yöneltilen soru üzerine Bartın Milletvekilleri Yılmaz Tunç ve Aysu Bankoğlu’nun çalışmaları hakkında da konuşan Yıldırım, “Ellerinden geleni yapıyorlar. Bartın’da siyaset yapan insanların imzaları var. Bartın bizim dönemimizde her yıl bir bakan çıkarırdı. Bartın’ın temsil yönünden güçlü olduğu dönemler yaşadık şimdi maalesef Komisyon Başkanlıkları ile övünüyoruz bu ciddi bir sorun. Bartınspor istediği durumda değil. Yatırım konusunda Zonguldakspor ve Karabükspor’u da katarsak durum iyi değil. Takımlarımız nasıl küme düştüyse siyasetten de küme düştük. Silkilmemiz lazım. Temsil gücümüz daha fazla olmalı. Seçilecek kişiyi kendimiz belirleyemiyorsak bir gücümüz yok. Demokratik ortamda mutlaka ön seçimde insanların kararıyla seçim olmalı.” değerlendirmesinde bulundu.

“İlk hedefi parlamenter sisteme geçiş”

Parti olarak ilk hedeflerinin “parlamenter sisteme geçiş” olduğunu vurgulayan İl Başkanı Yıldırım, Bartın ile ilgili hedeflerini de açıklayarak “Biz yeni kurulan bir partiyiz önce kendimizi iyi anlatmamız lazım. Biz demokrasiyi isteyen, kuvvetler ayrılığına inanan bir siyasi zemin oluşturmaya çalışıyoruz. O süreci iyi geçirmek istiyoruz. Partimizin ilk hedefi parlamenter sisteme geçiş. Bu olmadığı sürece Türkiye’nin sorunlarının çözüleceğine inanmıyoruz. Seçimlerin ne zaman olacağı belli değil ama her an seçim olacakmış gibi hazır olmalıyız. Türkiye partisi olma yolundayız. Rakamsal olarak 8’de 8 belediyeyi alma durumuna katılmıyorum. Arıt’ın tekrar belediye olması lazım. Kozcağız’a ise yıllardır ilçe olma sözü veriliyor ama olmadı, bunun değiştirilmesi lazım.” dedi.

“Tabii ki eksikler var”

“Bartın Belediyesinin çalışmalarını, yönetimini nasıl buluyorsunuz?” sorusuna da Yıldırım, “Tabii ki eksikler var. Elindeki imkânlar doğrultusunda ekonomik bütçenin nasıl olduğunu bilmiyorum ama Bartın turizmden istediğini alamıyor. İnsanlar çevre yolunun yeterli olmadığını söylüyor. Bartın’da sivil toplum örgütlerinin, üniversitelerin, kent konseylerinin olması lazım özellikle kent konseyleri Bartın için çok önemli.” yanıtını verdi.

“Siyaset üstü bir arada çalışmaları lazım”

Amasra Belediye Başkanlığı yaptığı dönem ile günümüz belediyelerini kıyaslayan bir değerlendirmede bulunan Yıldırım, “Birkaç konuda hala tamamlayamadığımız için üzüldüğüm nokta var. Yat limanı projesi bizim dönemimizde finansmanı yapıldı sonrasında inşa faaliyetlere geçildi. Fakat şu an bakımsızlıktan kullanılamaz halde. Yolcu yanaşma iskelesi aynı dönemde projelendi. Dönemin bakanlarından sözler alındı. Bizim dönemimizde başlanmadı sonraki dönemde yapıldı. Fakat şu an bakımsızlıktan kullanılamaz halde. Bölgede konferans, kongre turizmin daha fazla gelişmesi için çaba sarf ettik. Bartın’da birlik ve beraberliğin tekrar sağlanması gerekiyor. Bizim zamanımızda belediyeler arasında dayanışma vardı. Şuan bunu göremiyorum. İnsanların siyaset üstü bir arada çalışması lazım.” diye konuştu.

“Bunların nedeni: Kötü yönetilen bir Türkiye”

Pandemi sürecinin iyi yönetilemediğini ifade ederek esnafa yapılan yardımların yeteli olmadığını söyleyen DEVA Partisi İl Başkanı Ali Yıldırım, “Ekonomiyi sadece pandemi yönünden eleştirmek olmaz. Pandemi öncesinde de iyi değildi. Son yapılan kira yardımları ve diğer yardımların yeterli olmadığını düşünüyoruz. Hükümet hazırlıksız yakalandı çünkü özellikleri iyi belirleyemedi. Türkiye’nin eğitimde ve sağlıkta ciddi yatırımlar yapması lazımdı. Sadece kira yardımları desteği ve faiz üzerinden kredilendirme ile olması çalışanların sorunlarını çözmedi. Asgari ücrete de aynı şey oldu. Rakamların daha ciddi bir oranda artması lazımdı. TÜİK‘in enflasyonuna kimse inanmıyor. Rakamlar istendiği gibi çıkıyor yüzde 50 enflasyon olan bir yerde yüzde 20 mantıklı değil. Enflasyona ezdirilmeyecek şekilde bir artış olması gerekiyordu. Asgari ücret üzerinden vergiler alınmamalıydı. Bunların nedeni kötü yönetilen bir Türkiye olmasıdır.” dedi.