Yalçınkaya, tecrübeleriyle yeni döneme hazır!

Ahmet Oktay’la Enine Boyuna programının canlı yayın konuğu olan Bartın Belediye Başkan Adayı Muhammet Rıza Yalçınkaya, önemli birçok konuya değinerek gençlerle ilgili “8,5 yıllık belediye başkanlığı çok büyük bir tecrübe kazandırdı. Bartın milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Bartın’ın sesi olarak o mecliste görev yaparken de devleti öğrendim. Belediye başkanlığında kazandığım tecrübe, milletvekilliğinde kazandığım o 11 yıllık tecrübe bana çok şey kazandırdı. Ben de kendi bilgimle, birikimimle ve kazandığım bu tecrübeyle Bartın'a faydalı olacağını düşünerek tekrar bir yola koyulduk. Yani inşallah 31 Mart’ta yapılacak seçimlerde Bartın halkının vereceği destek ve katkılarla eğer seçilirsek biz de bıraktığımız yerden görevi devralarak inşallah nerede kalmıştık diyerek Bartın halkına hizmet etmenin mutluluğunu yaşayacağız.” dedi.
Bu haber 2024-03-11 09:30:52 eklenmiş ve 299 kez görüntülenmiştir.

 

Kübra Nur AK

 

 

Bartın Pusula Gazetesi, Bartın Halk Gazetesi, Bartın Manşet Gazetesi ile Bartın’ın ilk resmi internet haber sitesinden biri olan bartınhalkgazetesi.com.tr ile şehrin medya gücü EYBEY Medya’da Gazeteci Mustafa Ahmet Oktay’ın canlı yayın konuğu Bartın Belediye Başkan Adayı Muhammet Rıza Yalçınkaya oldu.

 

 

Oktay’ın sorularını yanıtlayan Yalçınkaya, Belediye Başkanlığı ve Milletvekilliği tecrübeleriyle Bartın’da yeni dönemde gerçekleştireceği projelere de değinirken detaylarını anlattı.

 

 

“Çalışmak bana dinçlik veriyor”

 

 

“Sahada her dakika halkın içerisindesiniz. Bunu nasıl başarıyorsunuz?” sorusu üzerine Yalçınkaya, “Yani gerçekten çalışmak bana dinçlik veriyor. Ben koşturdukça biraz daha güç kazanıyorum. Dolayısıyla belediye meclis üyesi arkadaşlarla beraber bir çalışmaya başladığımızda işte esnaf gezmesi olsun, ticarethaneleri gezmek olsun, organize sanayideki fabrikalarımızı gezmek olsun. Bu anlamda başladığım anda durmak bilmiyoruz. Yani koşturuyoruz. Meclis üyesi arkadaşlarımız da hatta bana takılıyorlar maşallahın var hepimizden önde gidiyorsun diye. Yani bilmiyorum yani herhalde koşturmak beni zindeleştiriyor. Bir amaç doğrultusunda koşmak. O amaç doğrultusunda çalışmak herhalde bana güç veriyor. Heyecan veriyor. Yani gayet zinde bir şekilde güçlü bir şekilde yolumuza devam ediyoruz.” diye konuştu.

 

 

“Çok şey öğrendik”

 

 

Yalçınkaya, “Uzun bir aradan sonra yeniden belediye başkanlığına bir karar verdiniz. Bu kararı nasıl aldınız? Neyi eksik gördünüz? Ya da hayallerinizde neler var?” sorusu üzerine ise şöyle konuştu:

 

 

“Ya şimdi şöyle gerçekten 8,5 yıllık belediye başkanlığı görev süremi içerisinde çok büyük bir tecrübe edindim. Yani belediye başkanlığı nedir? Belediye başkanlığı nasıl yapılır? Belediye başkanlığını yaparken nelere dikkat etmek gerekir. Belediye çalışanlarıyla, personeliyle kolektif bir çalışma örneği ortaya koyarsan işte Bartın halkının beklediği hizmetleri daha çabuk yapabilme olanağını ortaya koyabilirsin anlamında çalışma programlarımız da çok şey öğrendik. Aynı zamanda Bartın Belediyesi'nin kasasında bulunan halkın parasını halk için harcadığımızda gerçekten tasarruflu bir şekilde israftan kaçınarak kullanıldığında bu belediye bütçesinin de Bartın halkının beklediği hizmetleri yapmaya yettiğini gördük. Yani bunların hepsi bir tecrübeydi. Yani bana gerçekten 8,5 yıllık belediye başkanlığı çok büyük bir tecrübe kazandırdı. Bunun ötesinde 2007 yılında görevimden istifa edip Bartın milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Bartın’ın sesi olarak o gazi mecliste görev yaparken de devleti öğrendim. Devletin kurumlarını öğrendik. Devletin hangi kapısını çaldığımızda neyi, nasıl kimden isteyeceğimizi öğrendik. Dolayısıyla bu kurumlarla diyaloğun nasıl yapıldığında, Bartın için, halkımız için gerekli olan sorunların çözümü konusunda kimlerin yardımcı olacağını da öğrendik.

 

 

“Bartınlılara hizmet etmenin mutluluğunu hissetmek istedim”

 

 

Ve bu da büyük bir tecrübeydi. Belediye başkanlığında kazandığım tecrübe, milletvekilliğinde kazandığım o 11 yıllık tecrübe bana çok şey kazandırdı. Ben de kendi bilgimle, birikimimle ve kazandığım bu tecrübeyle Bartın'a faydalı olacağını düşünerek tekrar bir yola koyulduk. Yani inşallah 31 Mart’ta yapılacak seçimlerde Bartın halkının vereceği destek ve katkılarla eğer seçilirsek biz de bıraktığımız yerden görevi devralarak inşallah nerede kalmıştık diyerek Bartın halkına hizmet etmenin mutluluğunu yaşayacağız. Ben çalışmayı seviyorum. Yani ben duramıyorum. Evde oturmak bir şeyle meşgul olmamak bana biraz enerjinin kaybına yol açtığını görüyorum. Ve dolayısıyla da gücümüz yerindeyken, sağlığımız yerindeyken tekrar Bartın için çalışarak Bartınlılara hizmet etmenin mutluluğunu hissetmek istedim. O nedenle böyle bir yola koyuldum. Sonucunda bugün bir fani dünyada yaşıyoruz. Dolayısıyla yarın öbür dünyada öbür dünyaya gideceğiz. Ahirete gideceğiz. Bu fani dünyadan ayrıldığımızda arkamızda en azından hoş bir seda ile tekrar anılmak istiyorum. Yani bir 5 yıl içerisinde Rıza Yalçınkaya'nın Bartın’a kazandırdıkları, daha önce de belediye başkanlığı görevini yaparken milletvekilliği görevini yaparken Bartınlının sorunlarına sahip çıkarak onların iyi gününde, kötü gününde yanlarında olarak, onların hayır dualarını alan birisi olarak ben de inşallah 31 Mart'ta seçilip belediye başkanı olduğumda bir 5 yıl daha Bartın’a hizmet etmenin mutluluğunu yaşamak istediğim için böyle bir adaylık konusunda kararımı verdim. Ve hem de o 5 yıl içerisinde yapacaklarımla Bartın halkının beklediği hizmetleri gerçekleştirerek en azından dediğim gibi görevi bıraktıktan sonra Allah hepimize uzun ömür versin. Ama diyelim ki bu fani dünyada ayrılmak zorunda kaldık. O zaman o zaman en azından arkamızda iyiliğimizi konuşan, çalışkanlığımızı konuşan, doğruluğumuzu, dürüstlüğümüzü konuşan, hoş bir seda anlamında bizi anan bir halkın izleniminin iyi olması yönünde böyle bir yola koyulduk.”

 

 

“Çalışmalarını unutmuyorlar ve sana sahip çıkıyorlar”

 

 

“Kadınların o dönemde büyük desteğini aldınız. Ve seçimlere direk etki ettiğini düşünüyorum. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Hem kadınlarımıza bir mesaj vermek ister misiniz? Hem de benim anekdotuma katılır mısınız?” sorusuna da Yalçınkaya şöyle yanıt verdi:

 

 

“Öncelikle bütün kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum. Özellikle emekçi kadınlarımızın da fabrikalarda çalışan, istihdam alanlarında çalışan, devlette çalışan, özel sektörde çalışan tüm emekçi kadınlarımızın kadınlar gününü kutluyorum. Sağlıklı, güzel günlerde tekrar böylesine anlamlı günleri anmak nasip etsin. 1999 seçimlerinde aday olduğunda da 2004 seçimlerinde de aday olduğunda Bartın halkının özellikle kadın seçmeninde çok büyük bir destek ve katkısını görmüşüm. Çünkü gerçekten hizmeti getirdiğin anda bence kadın seçmen yapılan hizmetlerden dolayı sana karşı bir vefa borcu duyuyor. Yani şöyle mesela yolu çamurluysa o yolu çamurdan kurtardıysan onun çocuğu orada temiz gidip geliyorsa ve dolayısıyla üstü çamurlanmadan evine giriyorsa bir anne olarak onun hoşuna gidiyor ve dolayısıyla diyor ki Allah razı olsun başkanımdan diyor. Aynı şekilde mesela özellikle evin bir ihtiyacı olduğunda, işte rahatlıkla bunu karşılayabilecek anlamda destek ve katkısını görünce Allah razı olsun diyor. İyi gününde, kötü gününde yanında olduğunu görünce seviniyor. Dolayısıyla kadın seçmen aslında evin temel direği ve bu evin temel direği olarak da çocuklarına, ailesine, nasıl özen gösteriyorsa bence kentine de sahip çıkıyor. Yani o da kentinin güzel olmasını istiyor. Kentteki kendisine yönelik, çocuklarına yönelik, eşine yönelik veya tanıdığı dostlarına, akrabalarına yönelik hizmetlerin farklı bir şekilde yapıldığını görünce o zaman onu yapan kişiye de bir vefa borcu içerisinde, duygu seli içerisinde yaklaşıyor ve destekliyor. Ben bunu dolayısıyla 1999 ve 2004 yılları arasında 5 yıl gece gündüz demeden çalışarak, onların bu sorunların giderilmesinde yanlarında olduğum için gerçekten bana inandılar, güvendiler ve sevdiler. Ve 2004 yılında DSP’den tekrar aday olduğumda aslında partimizin oyları yüzde bire inmiş bir partiydik. Ama ben o dönem gene o 5 yıllık çalışmalarıma inanarak, güvenerek diğer siyasi partilerden gelen tekliflere sıcak bakmadım. Çünkü dedim ki ben çalıştım emeğimin karşılığında ben Bartın halkının vereceğine inanıyorum dedim ve yüzde birlik partiden aday oldum. Bartın halkı da siyaseti bir kenara bıraktı. Her siyasi görüşten insan çalışmalarımızı takdir ederek destek ve katkı vererek yüzde 61’e yakın bir oy ile bizi ikinci kez seçti. Bu çalışınca ve insanlara dokununca, o insanların hayır duasını alınca onlarda çalışmalarını unutmuyorlar ve sana sahip çıkıyorlar.”

 

 

“Gençlerimize önem vermemiz gerekiyor”

 

 

Oktay’ın “6 bin civarında Bartın’da yeni seçmen var. Yani belediye başkanlığına oy kullanacak. Onlara da bir mesajınız olacak mı? Gençlerle ilgili neler yapacaksınız?” sorusuna da Yalçınkaya, şu ifadeleri kullandı:

 

 

“Gerçekten gençlerimiz bizim için çok önem arz ediyor. Mustafa Kemal Atatürk'ün Ulu Önderimizin de ülkemizin geleceğini onlara emanet ettiğini hepimiz biliyoruz. Dolayısıyla bu gençlerimize önem vermemiz gerekiyor. Gençlerimize sahip çıkmamız gerekiyor. Gençlerimizin iyi yetişmesi konusunda gençlerimizin hak ettikleri hizmetleri alabilme konusunda bir belediye yönetimi olarak her zaman yanlarında olduğumuzu hissettirmemiz lazım. Bu anlamda mesela bizim projelerimiz içerisinde ilk etapta bir gençlerimize yönelik Kültür sanat Merkezi'ni hayata geçirmek istiyoruz. Çünkü yani gençlerimizin bir uğraş alanı kalmadı. Gidecekleri mekan yok. İşte yalı bölgesindeki kafelere gidiyorlar. Orada arkadaşlarıyla oturuyorlar. Çayını içiyorlar. Kahvesini içiyorlar. Orada bir iki saatlerini geçirmeye çalışıyorlar. Aslında bu gençlerimizi, kuracağımız kültür ve sanat merkezinde eğer bir uğraş içerisinde tutabilirsek, onların kütüphanesinde o merkezin kütüphanesinde ders çalışmalarını olanak verirsek, orada kuracağımız bilgisayar odasında derslerinde takviye olarak ücretsiz internet sistemiyle derslerini ve orada bilgisayar üzerinden gerekli destek ve katkıları alabilirse, o merkezin içerisindeki yer alacak kafeteryada kahvesini ve çayını içebilirse, ders çalışmaktan yorulduğunda işte orada gene merkezin içerisindeki bir dinlenme odasında bir müzikle uğraşabilirse, veya gidip bir başka odasında bir başka sanatla uğraşma imkanı olursa bence gençlerimizi topluma daha faydalı olmaları yönünde bir uğraş alanı içerisinde olmalarının önünü açacağız. Ve böylelikle bu gençlerimiz, bence hem bilgi anlamında donanımlı olacaklar, hem de başka yetenekler anlamında da yetenek sahibi olarak üniversite hayatlarına atıldıklarında bence daha böyle kendilerinden emin, daha güvenli bir şekilde üniversitelerini bitirmek için özveriyle bir çalışma içerisinde olacaklar.

 

 

“Üniversiteye giderken cep harçlıklarını çıkarmalarına yardımcı olacağız”

 

 

Aynı şekilde bu gençlerimizi Bartın Belediyesi olarak bence kendi belediye çatısı altında da değerlendirmemiz lazım. Şöyle ki gençlerimizin hepsi bence zehir gibi. Yani gerçekten bilgili, birikimli ve güncel hayatı çok yakından takip ediyor ve güncel hayatı içerisinde de bildiklerine bir hayata geçirme konusunda kendilerine yardımcı olacak bir kuruluş arıyor. Bu da Bartın Belediyesi olacak. Kılavuz gençler merkeziyle Bartın Belediyesi altında bu gençlerimizin bizimle birlikte çalışmasını sağlayacağız ve gençlerimiz bu çalışmaları sırasında Bartın’a yönelik olarak düşüncelerini bizle paylaşacaklar. Belki Bartın'a yönelik olarak projelerini biz de paylaşacaklar. Ve sonucunda ortaya koydukları o emek, o uğraşla da biz de Bartın Belediyesi olarak onlara part time bir çalışma ücreti vererek onların da yarın üniversiteye giderken cep harçlıklarını çıkarmalarına yardımcı olacağız. Ama aynı zamanda o gençler memleketi için ne yapabiliriz? Memlekete, Bartın’ımıza ne kazandırabiliriz anlamında bir uğraş içerisinde olacaklar. Yani o, o gençler daha fazla şehrine sahip çıkmaya başlayacak. Daha fazla içindeki Bartın sevdası yeşerecek ve diyecek ki biz de üzerimize düşen görevi yapalım. Bartın’ı hak ettiği yere getirelim diyecek. Dolayısıyla gençler bizim için çok önemli. Eğer onların elinden tutabilirsek onlara bu destek ve katkıları verebilirsek inan ki bu Bartın’ın kaderini o gençler çok çabuk değiştirebilecek yetenekte ve bilgi sahibi olarak bizim karşımızda duruyorlar. Önemli olan onlara bu güveni verebilmek önemli olan hadi gelin bakalım sizde şu Bartın’ı hak ettiği yere getirmek için taşın altına elinizi sokun dediğimizde onlara o cesareti verebilirsek, onlarda bence yüreğini ortaya koyarak yaşadığı şehre faydalı olabilmek için uğraş içerisinde olacak.

 

 

“Bir eğitim bursu olarak yardım düşünüyoruz”

 

 

Gençlerimize yönelik özellikle Bartın'dan üniversite okumaya giden gençlerimize yönelik de bir eğitim bursu olarak yardım düşünüyoruz. Yani şöyle diyelim ki İstanbul'a ve Ankara'ya gidiyor. Ama diğer ailelerin ekonomik durumunun iyi olamadığı için belki orada hani daha istediği canı istediği bir şey alıp yiyemiyor. Veya işte eksik kalan bir giyim eşyasını alamıyor. Ve dolayısıyla da biraz orada kıt kanaat geçiniyorlar. İşte biz bu arada Bartınlı gençlerimizin yanında olacağız. Bartınlı gençlerimize eğitim bursu olarak her yıl 250 öğrencimize biner lira eğitim bursu vermeyi düşünüyoruz. Üniversiteyi kazanıp üniversiteyi kazandım belgesini getiren 250 öğrencimize biz uygun kriterlerini değerlendirerek üniversite eğitim bursu vermeyi düşünüyoruz. Böylelikle bu çocuklarımız bence Bartın Belediyesi'nin yapacağı bu eğitim bursu sayesinde biraz daha meslek sahibi olduktan sonra Bartın'a sahip çıkma arzuları daha da çoğalacak. Yani memleketimin belediyesi böyle bir güzellikte bulundu. Bana 4 yıl bu eğitim bursunu verdi. Dolayısıyla ben de meslek sahibi oldum. Şimdi Bartın'a belediyeme, şehrime hizmet etmek için görev bana düşüyor anlamında daha fazla Bartın’a bir sıcak bakış açısıyla, bir heyecan içerisinde yardımcı olacağız. Bartın’ın kalkınması konusunda bu taşın altına ellerini sokacaklar. Ve yine aynı zamanda yani meslek sahibi olduktan sonra ya Bartın Belediyesi bize burs vermişti. Bende Bartınlı bir tane çocuğa burs vererek onun da bir meslek sahibi olmasının önünü açayım. Bu güzel bir şeymiş diyerek o duygu içinde belki onların da birer tane burs verdikleri öğrenciler olacak.  Sonucunda belediye bütçesine baktığımızda belediye bütçesinden, bu tür daha fazla imkan, daha fazla eğitim bursu verebilme imkanı varsa tabii arttıracağız. Yani sonucunda belediye bütçesine şöyle bir bakıyoruz. 2 yıllık bir bütçeyi incelediğimiz de gerçekten çok şeyin rahatlıkla yapılabileceğini görüyoruz.”

 

 

“Çok büyük bir para”

 

 

“O zaman belediye kaynaklarını doğru kullanmakla yola çıkarsak dediğiniz gibi bir sürü kaynak yaratılabilir. Siz de hep eleştiriyorsunuz. Söylemlerinizde, kaynakların doğru kullanılması, eşit ve adaletli kullanılmasına bahsediyorsunuz. Bununla ilgili eleştirilerinizi tekrar alabilir miyiz?” sorusunun sorulması üzerine Yalçınkaya, şu yanıtı verdi:

 

 

“Bartın Belediyesi benim zamanımda belediye sınırları içerisinde yaşayan nüfus 34 bindi. Şimdi Bartın Belediye sınırları içerisinde yaşayan nüfus 75 bin. Dolayısıyla Bartın Belediyesi'nin gelirleri hem devlet tarafından gönderilen o İller Bankası kanalıyla gönderilen destek anlamındaki bütçeye konan para artıyor. Hem de öz geliri kaynakları artıyor. Ve dolayısıyla bütçe çok fazla bir rakamlarla artık telaffuz edilmeye başlandı. 2023 yılı Bartın Belediyesi Bütçesi belediye meclisi tarafından kabul edilen 640 milyon liraymış. Sonra bu 640 milyon liralık bütçe yüzde 15 ek bütçeyi arttırma yapılarak 740 milyona çıkarılmış. 740 milyon TL, eski parayla 750 trilyon 2023 yılında harcanmış. Yani yüzde yüz gerçekleşmiş. Harcanmış. 2024 yılına geldiğimizde gene Bartın Belediyeci Meclisi tarafından kabul edilen bütçede şu anda 1.1.2024 tarihi 31 Aralık 2024 tarihine kadar harcanması gereken bütçe olarak 750 milyon TL olarak belirlenmiş. Yani 2023 de de yaklaşık 740 milyon TL bir bütçe harcanmış. Dolayısıyla baktığınızda iki senelik Bartın Belediyesi'nin bütçesi 1 milyar 500 milyon lira. Gerçekten çok büyük bir para. 1 milyar 500 milyon lira 75 bin nüfuslu bir belediye için gerçekten çok güzel bir para. Çok büyük bir para.

 

 

“Bartın Belediyesi'nin bütçesiyle çok şey yapılabilir

 

 

Bakın şimdi size bir örnek vereyim. Bartın Belediyesi'nin 22 mahallesi var. Bu parayla 22 mahalleye hizmet getirecek. Peki, özel idaremiz Bartın'ın il geneline hizmet getirecek. Bartın İl Özel İdaresi'nin 2023 bütçesi 250 milyon TL. 2024 bütçesi 400 milyon TL. Bunun yarısı da personel gideri düşün belki de yarısından fazla.  Yani yaklaşık 300 milyonla ilin genelinin köylerindeki hizmeti getiriyorlar. Bütün Bartın'daki 264 köy, 270 köye  hizmet getiriyor. Neyle getiriyor? O 300 milyonluk bütçeyle. Yolunu yapıyor, altyapısını getiriyor. İşte oradaki parke taşını döşüyor. Çocuk parkı yapıyor. Yani oradaki yaşayan sakinlerimizin, kırsalda yaşayan sakinlerimizin ihtiyaçlarını gideriyor. Peki, o zaman Bartın Belediyesi, Bartın Belediyesi'nin bütçesi o 300 milyonun neredeyse 5 katı büyüklükte. Dolayısıyla diyelim ki bu 1 buçuk milyarın 500 milyonu personele gideri olsun. Çalışanların maaşları olsun. Geriye 1 milyar TL, eski parayla 1 katrilyon kalıyor. Yani 2 senede 1 katrilyon Bartın Belediyesinin hizmet için veya sosyal belediyecilik anlamında yapması gereken işler için harcanabilecek bir para miktarı önümüzde duruyor.  Mesela benim söylediğim üniversite öğrencilerine burs veya işte sosyal belediyecilik anlamında bir gençlik, kültür merkezi yapılması veya çocuklarımıza part time belediye çatısı altında çalıştırarak Bartın’a proje üretmeleri, yani bu bütçenin içerisinde belki onda birini bile tutmaz yani. Dolayısıyla bu anlamda bence Bartın Belediyesi'nin bütçesiyle çok şey yapılabilir.

 

 

“Halka hizmet için halkın parası olarak gönderiliyor”

 

 

Geçen sene 750 milyonluk TL'lik bir bütçe gitmiş harcanmış. Sonucunda bu sene de 750 milyon harcansa yani 1 buçuk milyar lira har vurup harman savrulup çarçur edilmiş olabilir. Ama sonucunda önümüzdeki döneme geldiğinde en azından bir sene sonra bize nakit belki 2 milyarlık bir bütçe karşımıza gelecek. Sonucunda biz onu israftan kaçırarak kullanırsak, tasarruflu bir şekilde kullanırsak, belediyenin parasının halkın parası olduğunu düşünerek kullanırsak, o paranın fakirin fukaranın yetimin hakkı olduğunu düşünerek harcarsak bence bu sene düze çıkamazsak önümüzdeki sene bize çıkarız. Bir de şunu belirtmek istiyorum. Bu paranın önemli oranda çok büyük bir orandaki kısmı devletin kanuni düzenlemesi doğrultusunda belediyelere gönderiyor. Yani devlet demiş ki bu ayın bütçesini ben halktan topladığım vergilerle yapıyorum yani devlet bütçesini. Bu devlet bütçesinin içerisinden de yüzde 6’lık payı belediyelerin nüfusuna göre gönderiyorum. Bu gönderdiğim parayı niçin gönderiyorum? Halka hizmet olarak halkın beklediği hizmetleri yapılması için gönderiyorum. Belki belediyenin kendi öz gelir kaynakları bunu yapmasına imkan yoktur. Az gelir kaynakları vardır. Ama o zaman ben de devlet olarak devletten topladığım verginin yüzde altısını nüfusa göre belediyelere göndereyim. Ve halkın beklediği hizmetleri belediyelerle çok çabuk yapsın diyor, gönderiyor. Yani bunu devlet gönderiyor. Bir örnek vereyim. 2024 Ocak ayı devletin gönderdiği İller Bankası'yla kanalıyla gönderdiği mesela 60 milyon TL Bartın belediyesi için. Sadece devletin gönderdiği. Yani bu Türkiye'de toplanan verginin yüzde 6’lık payı. Sonucun da devlet bu parayı gönderiyor. Bu para MHP'li belediye de olsa geliyor. AKP'li belediye de olsa geliyor. CHP'li belediye de olsa geliyor. Başka siyasi partinin bir belediye de olsa geliyor. Devlet kanuni düzenlemeyle gönderiyor. Tabii yani iş şöyle bir şey yok. Yani bu para sadece AKP'li belediye olursa gelir. CHP'li belediye olursa gelmez. Böyle bir şey yok. Yani bu nüfusa göre gönderiliyor. Bartın’ın 75 bin nüfusu varsa, işte diyelim ki kişi başı bin lira 75 milyonu bize gönderiyor. Amasra'nın nüfusu kaç? 6 bin. 6 bini de 6 milyon olarak binle çarpıyor. Oraya gönderiyor. Sonucunda devletin kanunu düzenlemesiyle bu paralar halka hizmet için halkın parası olarak gönderiliyor.

 

 

“Liman şu anda çok büyük bir gelir kaynağı Bartın Belediyesi için”

 

 

Sayın Cumhurbaşkanımız tabii bu konuda işte hani AKP'li belediye olmazsa hizmet gelmez anlamında bir sürçülisan eyledi. Ama sonucunda ertesi gün de aynı şekilde biz hiçbir belediyeyi ayırım yapmaksızın devlet olarak herkese nüfusuna göre gönderiyoruz dedi. Sonra ertesi gün düzeltti Sayın Cumhurbaşkanı. Dolayısıyla bu paralar eğer tasarruflu bir şekilde kullanırsa israftan kaçınılarak kullanılırsa o paranın devlet tarafından halka hizmet olarak yapılacak hizmetler için gönderildiği düşünülerek yani Allah'tan korkarak, kul hakkı yemeden o parayı harcarsa bence o zaman Bartın'ın beklediği hizmetleri rahatlıkla yapabilme imkanın var. Ama bu sadece devletin gönderdiği parayla Bartın belediyesinin bütçesi oluşmuyor. Aynı zamanda Bartın Belediyesi'nin kendi öz kaynak gelirleri var. Mesela kira gelirimiz var. Mesela su gelirimiz var. Ruhsat gelirimiz var. Her şeyden önemlisi Türkiye'de tek Bartın Belediyesi'nin belediyesi olarak işletmeciliğini yaptığımız bir Bartın Limanı var. Dolayısıyla bu liman şu anda çok büyük bir gelir kaynağı Bartın Belediyesi için. Dolayısıyla bu öz gelir kaynaklarından oluşan ve devletin gönderdiği o bütçeden gönderdiği yardımlarla oluşan bütçe 2 yılda 1 milyar 500 milyon lira olarak önümüzde duran bir rakam.”

 

 

Yalçınkaya, “Siz bunların tespitini yaptınız mı?” sorusuna “Tam net söyleyemem ama 110 milyon vardır, 117 milyon vardır. Tabii yani ben 110 milyon TL'den olduğunu zannediyorum. Bilemiyorum tam rakamı. Ama şöyle bir şey var. Devlete vergi borcu vardır. Devlete sigorta prim borcu vardır. Bankalardan çektiği krediler vardır. Daha önce biliyorsunuz Hüseyin Bey Belediye başkanı olarak makama oturduğunda ya kasada para kalmamış dedi. Hemen gitti EYT’lilerin emekli maaşını ödemek için çalışanların işte ikramiyelerini ödemek için 35 milyon mu? 40 milyon mu? Belediye meclisinin kararı ile bankadan kredi çekti borçlanma yaptı. Dolayısıyla Belediyesi'nin borçları bence şu anda 110’un üzerinde benim bildiğim kadarıyla. Ama bunun içerisinde işte dediğim gibi vergi borcu mu vardır, SSK borcu mu vardı? Banka kredi borcu mu vardır? İller bankası olan borcu mu vardır.” dedi.

 

 

“Bartın belediyesi işçi alımı yapabilir”

 

 

“Son işçi alımı ile ilgili sizin engellediğiniz yönünde de söylemler oldu. Ne söylemek istersiniz?” sorusu üzerine de Yalçınkaya, şu ifadeleri kullandı:

 

 

Ya bir kere Bartın belediyesi işçi alımı yapabilir. Ya sonucunda eğer halka hizmet getirmek için işçi lazımsa, temizlik işçisi lazımsa, park bahçelerde çalışacak işçisi lazımsa, itfaiye eri lazımsa, zabıta lazımsa tüm bunları alabilir. Bak buraya kadar hiçbir şey diyemem almak hakkıdır. Halk hizmet bekliyorsa sonucunda da Bartın Belediyesi de çalıştıracak personeli bünyesinde elbet alacak ve çalıştıracak. Ama bunu adil olması lazım. adil ve eşit olması lazım. Bu alımların yani hangi birime ne kadar personel ihtiyacı varsa İŞKUR üzerinden yürütülmesi lazım. Yani Bartın Belediyesi ilanen şunu duyurması lazım. Ben 20 tane Fen işlerinde çalışacak inşaat ustası alacağım…Mimar alacağım. Şimdi bunu İŞKUR vasıtasıyla ilan edersek Bartın Belediyesi. Bütün Bartın'daki işsiz gençlerimizin de haberi olur. İşsiz insanlarımızın haberi olur ve giderler müracaatını yaparlar.

 

 

“Kara propaganda yapıyorlar”

 

 

Bartın belediyesi de o müracaatlara göre eğer çok şey varsa yani müracaat varsa 4 bin, 5 bin, 10 bin. Herkese eşit ve adil bir kurayla iş başı yaptırıyor. Mesleki bilgilerine göre, birikimlerine göre değerlendirerek alabilir. Buraya kadar bunlar normal ama adil yapılması lazım. Yasa ve kanuna uygun yapılması lazım. Yani saat 11 de telefon açıp. Ya Ahmet Bey senin oğlan çalışıyor mu? Yok çalışmıyor. Yarın sabah gönder. Kültür sanat da iş başı yaptırayım diyorsa bu adaletli bir olmaz. İşte orada bence adalet ortadan kalkmış olur. Ben şunu iyi biliyorum ki gittiğim yerlerde çok aileler bana çocuklarımız işe gidemiyor diyor yakınıyorlar. Benim diyor kocamın maaşı diyor on bin lira diyor. Emekli maaşı on bin lira diyor. İki tane çocuğum diyor üniversite bitirdi. Evde oturuyor. Biz onlara bakıyoruz. Onlar bize bakıyor. Onlar da üzülüyor. Biz de üzülüyoruz. Ya neden benim bir tanesi işbaşı yapamıyor.  On bin lira maaş alan insanın eşi bana bunu söylüyor. Şimdi bunlardan bir tanesi üniversitenin bir tane iki gençten o on bin lira maaşla 4 kişiye bakmak zorunda olan babanın yani o ekonomik…  O çocuğun bir tanesini işe alsalar hayır işlemezler mi? Sevap işlemezler mi? O zaman herkese eşit ve adil davranmış olursun. Bu alımları duyan vatandaşlarımız da hemen belediyeye gidiyorlar. Diyorlar ki işçi alıyor musunuz? Bak çok alım yapmışsınız. Benim oğlum da işsiz diyor. Benim oğlum da diyor kızım da işsiz alır mısınız diyor. Ya biz diyor alıyorduk ama Rıza Yalçınkaya bizi mahkemeye verdiği için diyor biz diyor şimdi alımlarını durdurduk diyor. Rıza Yalçınkaya’nın yüzünden alım yapamıyoruz diyorlar. Yani böyle bir kara propaganda yapıyorlar. Ya bu yazık günah. Ben savcının karşısına çıksam hakimin karşısına çıkan 20 yıllık siyasetçi olarak böyle bir şeyi asla yapmam. Hakim der ki sana ne der ya der. Komik olma başkanım, komik olma vekilim derler yani. Ama böyle bir propaganda yapıyorlar. Artı ikinci bir kara propaganda Rıza Yalçınkaya gelirse sizi işten atar. Yani bunlar biraz çaresizlikten dile getirilen ve bizim herhalde bu seçimi kazanacağımızı görerek nasıl karalayalım da onun üzerinden biz biraz daha kendimize oy alabilir miyiz hesabıyla yapılan bence Allah korkusu olmadan söylenen sözler.”

 

 

“Ben gerçekten çok mutlu oluyorum”

 

 

Yalçınkaya, “Saha çalışmaları yapıyorsunuz. Evlere gidiyorsunuz, fabrikalara gidiyorsunuz. Oradaki tablolar nasıl?” sorusuna yanıt olarak ise şu ifadeleri kullandı:

 

 

“Bence çok güzel. Yani gerçekten 20 yıllık bir siyasetçi olarak bir de 5 yıl siyasete ara vermiş bir insan olarak 25 yıl sonra eğer bu kent insanının karşısına çıkıp Bartın Belediye Başkanı adayı olarak onların yanına gidebiliyorsak ve onların sana karşı olan sevgisinin halen devam ettiği ve onların sana karşı hala güvenin devam ettiğini görüyorsan bir siyasetçi olarak ben gerçekten çok mutlu oluyorum. Yani ben gittiğim her mekanda, her evi toplantısında, her kahve toplantısında her zaman binlerce kez teşekkür ettiğim, binlerce kez onlara minnet ve şükran duyduğum kadirşinas Bartın halkı tarafından hala bir sevginin onların gönlünde olduğunu görüyorum güveniyorlar.

 

 

“Halkın beklediği hizmetleri yapabilmişim”

 

 

Demek ki o zaman düşünüyorum. Ya ben geriye bir baktığımda o 20 yıllık siyasi hayatımda ben bu insanlara demek ki doğru, dürüst ve onlar için çalışan bir siyasetçi profilini ortaya koymuşum, halka dokunabilmişim. Halkın beklediği hizmetleri yapabilmişim. İyi gününde, kötü gününde yanında olmuşum. Hastalığında yanında olmuşum. Demek ki 25 sene geçmesine rağmen beni hala seviyorlarsa demek ki biz o 20 yıllık siyasi hayatımızda halka dokunan siyaset yapmışız. Halk için çalışan bir siyasetçi olarak onların kalbinde yerimiz olmuş. Ve dolayısıyla bugün bize hala sahip çıkıyorlar. O nedenle ben çok mutluyum. Yani sokakta geziyorum, vekilim diye kucaklıyorlar. Başkanım diyor kucaklıyor. Ev toplantısına gidiyorum. Başkanım diyorlar, vekilim diyorlar. Allah razı olsun diyorlar. Allah razı olsun senden. Biz senin sayende çocuğumuzu tedavi ettirdik diyorlar. Biz senin sayende annemizi tedavi ettirdik. Sayenizde babamızı tedavi ettirdik. Ben ölmek üzereydim beni hayata döndüren sensin diyorlar.  Benim çocuğum kalp hastasıydı diyor. ve bugün çocuğum kucaklayabiliyorsam diyor sizin sayenizde diyor. Dolayısıyla size vefa borcum var diyor. Bunlar güzel şeyler.”

 

ETİKETLER : Bartın Belediye Başkan Adayı Muhammet Rıza Yalçınkaya
Diğer YAŞAM haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 ›