Vali Arslan, Meclis’teki programa katıldı

Bartın Valisi Dr. Nurtaç Arslan, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un ev sahipliğinde Türk Kadınının Seçme ve Seçilme Hakkının 89. Yıl Dönümü dolayısıyla TBMM’de düzenlenen programa katıldı.
Bu haber 2023-12-07 15:28:30 eklenmiş ve 33 kez görüntülenmiştir.

 

Nilay Meryem ÇÖMLEK

 

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM), Türk Kadınının Seçme ve Seçilme Hakkının 89. Yıl Dönümü programı gerçekleştirildi. Programa, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ve eşi Sevgi Kurtulmuş, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu (KEFEK) Başkanı Çiğdem Erdoğan Atabek, Bartın Valisi Dr. Nurtaç Arslan, eski ve yeni dönem milletvekillerinin yanı sıra çok sayıda davetli katıldı.

 

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, programa gönderdiği mesajda, Türkiye’de kadınların, seçme ve seçilme hakkına, dünyanın pek çok ülkesinden daha önce kavuşmasının onurunu taşıdıklarını vurguladı.

 

 

“Kadınların söz sahibi olması açısından çok değerli”

 

 

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Türk kadınının seçme ve seçilme hakkı kazandığı 5 Aralık’ın, Cumhuriyet Tarihi’nin dönüm noktalarından biri olduğunu dile getirerek, “Bu adım, kadınların, kurucusu oldukları ülkenin geleceğine ve gidişatına dair söz sahibi olmaları açısından sembolik olarak çok değerli, oldukça anlamlıdır” diye konuştu.

 

 

Türkiye’nin de içinde bulunduğu coğrafyada kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere, sivillerin katledildiğine dikkati çeken Göktaş, “İsrail bu vahşeti dünyanın gözü önünde pervasızca işlerken tüm dünyanın buna sesiz kaldığını” belirtti. Türkiye’nin, zalimin karşısında durduğunu, mağdurların yanında olduğunu kaydeden Göktaş, “Filistin halkının ilk gün olduğu gibi bugün de sesini dünyaya duyurmak için, var gücümüzle bu zulme son verilmesi için elimizden geleni yapıyoruz.” sözlerini sarf etti.

 

 

Göktaş, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olarak Filistin'de acı çeken, mağdur olan çocukları en kısa sürede Türkiye'ye getirmek için girişimlerde bulunduklarını vurgulayarak, "İnşallah en kısa sürede bu yetim ve öksüz çocukları da mahiyetimizde Türkiye'ye getireceğiz." dedi.

 

 

"Türkiye Yüzyılı ancak güçlü kadınlar ile mümkün"

 

 

Eski Türk toplumlarından Selçuklulara, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e kadar kadınların, tarihin her döneminde güçlü ve toplumsal hayatın içinde son derece görünür olduğunu dile getiren Göktaş, kadınların, Cumhuriyet’in kuruluşunun hemen ardından dünyadaki birçok devletten önce, seçme ve seçilme hakkını elde ettiğini hatırlattı.

 

 

Kadınların, karar alma mekanizmalarına katılımının, sadece siyasetle sınırlı olmadığının altını çizen Göktaş, "Türk kadınları, Milli Mücadele'den günümüze kadar toplumsal yaşamın her alanında aktif rol almıştır. Dolayısıyla bu çabanın karşılığı olarak kadınların hak ettikleri pozisyonlarda bulunmaları da toplumsal adaletin bir gereğidir." değerlendirmesinde bulundu.

 

 

Mahinur Özdemir Göktaş, 2002’de 24 olan kadın milletvekili sayısının 2023'te 119 olduğuna işaret ederek, "Kadınların parlamentonun yanı sıra parti yönetim kademelerinde, bürokraside, iş dünyasında, akademide, sivil toplumda ve bütün kurumsal yapılanmalarda karar alıcı pozisyonda yer alması, ülkemiz kadınları adına önemli kazanımlardır.” görüşünü paylaştı.

 

 

Bakan Göktaş, kamuda görev yapan personelin yüzde 42'sinin, üniversitelerdeki öğretim görevlilerinin yüzde 51'inin, öğretmenlerin yüzde 60'ının, hakimlerin yüzde 46'sının kadınlardan oluştuğunu aktardı.

 

 

5 Aralık tarihinin sadece bir kazanım değil, sürekli bir mücadelenin de parçası olduğunu söyleyen Göktaş, gelinen noktada büyük ilerlemeler sağlandığını, bu kazanımların temelinde kayda değer bir mücadele ve birikimin yattığını dile getirdi.

 

 

"Kadınların daha güçlü olduğu bir Türkiye'yi emanet edeceğiz"

 

 

Kadınların seçme ve seçilme hakkının önüne çıkarılan fiili engellerin bertaraf edilmesinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde, AK Parti hükümetleri zamanında olduğunu ifade eden Göktaş, "Nitekim seçme ve seçilme hakkının tam ve eksiksiz kullanılabilir hale gelmesi ancak başörtüsü yasağının tarihe karışması ile mümkün olmuştur." diye konuştu.

 

 

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş, hayatın tüm alanlarında kadınların konumlarının güçlendirilmesi için çalıştıklarını anlatarak, genç nesillere, eğitimden istihdama, karar alma mekanizmalarına, katılımdan girişimciliğe kadar kadınların daha güçlü olduğu bir Türkiye'yi emanet edeceklerini vurguladı. Göktaş, "Bu bakışla, aile yapımızı, milli, manevi ve kültürel değerlerimizi koruyarak, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarmak için hiç durmadan çalışmaya devam edeceğiz. Türkiye Yüzyılı ancak güçlü kadınlar ile mümkün. Kadınların, hayatın her alanında daha güçlü ve daha görünür olmaları için elimizden geleni yapacağız.” ifadesini kullandı.

 

 

KEFEK Başkanı Atabek'in konuşması

 

 

KEFEK Başkanı Çiğdem Erdoğan Atabek ise Türk kadınının seçme ve seçilme hakkını, birçok Avrupa ülkesinden önce elde ettiğini anımsattı. İlk kadın milletvekillerinin 5. Dönem'de Meclis'e geldiğini belirten Atabek, "Kadınlarımızın siyasal alanda var olmasına imkan veren düzenleme, kadınlarımıza bağışlanmış bir lütuf değildir. Seçme ve seçilme hakkı, Türk kadınının, Milli Mücadele ve kuruluş yıllarında ortaya koyduğu destansı kahramanlığın doğal bir sonucudur." dedi.

 

 

Atabek, 1999 seçimlerinde temsil hakkına sahip kadın milletvekillerinin başörtüsüyle yemin edemediğini anlatarak, kadın milletvekillerinin başörtüsüyle yemin edebilmelerinin 16 yıllık mücadele sonucunda, 2015 yılında mümkün olduğunu kaydetti.

 

 

Gazze'de yaşananlara da değinen Atabek, İsrail'in aralıksız devam eden saldırıları nedeniyle hamile kadınların erken doğum yaptığını, bazı kadınların bebeklerini kucaklarına dahi alamadan kaybettiklerini söyledi. Atabek, Filistin'de zulüm gören çocuklar için acil önlem alınması gerektiğine dikkati çekti.

 

 

Gazze'de kadın olmanın, kız çocuğu olarak doğmanın zorluğunu hissettiklerini ifade eden Atabek, bunu tüm dünyanın da bir nebze hissetmesi için Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'un himayesinde, "Gazze'de Kadın Olmak" başlıklı fotoğraf sergisi düzenleyerek, kadınların acısını gözler önüne sermek istediklerini belirtti.

 

 

"Kadınlar, Meclis'te 18 milletvekiliyle temsil edildi"

 

 

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Önümüzdeki dönemlerde Türk kadınlarının çok daha güçlü bir temsille TBMM içerisinde yer almasını arzu ediyoruz, bunun için hep beraber çalışıp gayret göstereceğiz.” dedi.

 

 

TBMM Başkanı Kurtulmuş, Türk milletinin zihin kodlarında, kadının, yönetimde var olan, sözünü dinlenen, aile içerisinde ve toplumun diğer kesimlerinde itibar edilen, bu anlamda her zaman toplumun içerisinde aktif bir şekilde yer aldığını ifade etti.

 

 

Kurtulmuş, Türk kadınının, sadece toplumsal hayattaki varlığı dolayısıyla değil aynı zamanda toplumdaki yardımlaşma duygularını yönetme becerisi bakımından da kayda değer üstün bir başarının sahibi olduğunu dile getirerek, Osmanlı dönemindeki yardımlaşma sandıklarının hemen büyük çoğunluğunda kadınların etkin ve egemen olduğuna işaret etti.

 

 

"Tempo tutularak dışarıya atıldığını dün gibi hatırlıyoruz"

 

 

TBMM Başkanı Kurtulmuş, kadınların seçilme hakkını elde etmeleri üzerine 18 kadın milletvekilinin Meclis'te yer aldığını ve kadınların temsil oranının yüzde 4,2 olarak gerçekleştiğini belirterek, "Şu andaki TBMM'de kadın milletvekili arkadaşlarımızın oranı yüzde 20,1. Büyük bir merhaledir ama yeter mi? Yetmez. Önümüzdeki dönemlerde Türk kadınlarının çok daha güçlü bir temsille TBMM içerisinde yer almasını arzu ediyoruz, bunun için hep beraber çalışıp gayret göstereceğiz." diye konuştu.

 

 

Kadının sadece siyasette değil hayatın her alanında var olmasının esas olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, şöyle konuştu:

 

 

"Bunun için Türk kadınının önündeki bütün ayrımcılıkların kaldırılması, siyasetin başından beri bir numaralı ödevi olmuştur ve bundan sonra da öyle olmak zorundadır. Türk kadınlarının, eğitim, istihdam, özellikle kamu görevi alanında, özellikle milletvekili seçilerek TBMM'de temsil edilme noktasında maalesef zaman zaman fevkalade yanlış kesintilerin muhatabı olduğunu biliyoruz. Bu çerçevede 28 Şubat sürecinde yaşananları sadece bir hatırlatma olarak gündeme getirmek istiyorum. O zaman bir tek milletvekiline dahi müsaade edilmediğini, tempo tutularak dışarıya atıldığını dün gibi hatırlıyoruz. Aynı şekilde bir tek öğretim üyesine müsaade edilmediğini, üniversitelerin dışına atıldığını, benzer şekilde bırakın kamu görevi yapan başörtülü insanların varlığına tahammül edememek, ülkenin halk oyuyla seçilmiş olan başbakanının eşinin bile resmi toplantılara sokulmadığı zamanları dün gibi hatırlıyoruz. Ümit ediyoruz ve öyle inanıyoruz ki bir daha Türkiye, böylesine çağ dışı günlere geri dönmeyecektir. Türk kadını, ister kültürel ister yaşam tarzı farklılıklarıyla, ne olursa olsun farklılıklarıyla toplumun içinde yer alacak, eğitim alanında iş, kültür, sanat, spor dünyasında, hiç şüphesiz siyaset dünyasında da layık olduğu yeri alacaktır."

 

 

TBMM'de bu dönemde bir ilkin yaşandığını vurgulayan Kurtulmuş, "TBMM'nin ilk kadın Genel Sekreter Yardımcısı Kübra Teymur hanımefendi burada, aramızda. Kendisine de Türk kadınları adına Meclis'te görevinde başarılar diliyorum." ifadelerini kullandı.

 

 

"Kadın haklarından bahsetmek aileyi zayıflatmaz"

 

 

TBMM Başkanı Kurtulmuş, kadın ve erkek rol çatışması üzerine oturan bir aile anlayışının, Türk toplumsal yapısına ve kültürel kodlarına uygun olmadığını söyledi. Kadın ve erkeğin, hayatta rekabet içerisinde, hatta düşmanlık ilişkisi içerisinde iki unsur olmadığını vurgulayan Kurtulmuş, "Tam tersine toplumu bütünleştiren, aile yapısını oluşturan, bunun dışında da ana direğini oluşturan, birbirlerinin rollerini tamamlayan, aynı toplumsal şemsiye altında bulunan bir bütünün parçalarıdır." diye konuştu.

 

 

Kadın haklarından bahsetmekle aile değerlerinden bahsetmenin, sanki birbirleriyle çelişen, çatışan ve rekabet eden iki farklı siyasal alanmış gibi ele alındığını ifade eden Kurtulmuş, "Kadın hakları, her bakımdan yaradılışta erkekle eşit haklara sahip olan kadının, eksiltilmiş olan haklarının yerli yerine oturtulması, hakkının teslim edilmesi için verilen büyük ve ortak mücadelenin ortak adıdır. Bu anlamda kadın ve erkeği ya da toplumun farklı kesimlerinden ayırt etmek, bir cahiliye adetidir." dedi.

 

 

Kurtulmuş, kadın haklarıyla ailenin gelişmesini de birbirinin rakibi iki alan olarak görmenin yanlış ve tutarsız bir tavır olduğuna işaret ederek, kadının güçlü olmasının, ailenin zayıflaması anlamına gelmediğini; ailenin güçlendirilmesinden bahsetmenin de kadını zayıflatmak anlamına hiç gelmediğini söyledi.

 

 

Kurtulmuş, "Hakim olan modern öğretinin aksine kadın haklarından bahsetmek aileyi zayıflatmaz, aile değerlerinden bahsetmek de kadını zayıflatmaz, geriletmez. Onun için diyoruz ki 'güçlü aile güçlü kadın.' Bunlardan bir tanesi zayıf olursa toplumun ayağı aksak olur. İnşallah güçlü aile güçlü toplumu ortaya çıkarmak için çalışacağız, gayret edeceğiz." ifadelerini kullandı.

 

 

Gelecek dönemde kadınların haklarının ve ailenin daha güçlü hale getirilmesi için çalışmalar gerçekleştireceklerini dile getiren Kurtulmuş, "İnşallah bu toplantılar vesilesiyle 'Sözü güçlü gücü tesirli Türkiye Yüzyılı'nın, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılının kadınlar için çok daha güçlü, başarılı, fırsatların ortaya çıkarıldığı yeni bir dönem olmasını temenni ediyorum." dedi.

 

 

Öte yandan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ve beraberindekiler, program öncesinde "Gazze'de Kadın Olmak" adlı fotoğraf sergisini gezdi.

 

 

Anadolu Ajansı (AA) foto muhabirleri tarafından Gazze’de çekilen fotoğrafların yer aldığı sergiyi inceleyen Meclis Başkanı Kurtulmuş, katılımcılara teşekkür etti.

ETİKETLER : TBMM
Diğer YAŞAM haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 ›