BARÜ’nün “Öğrenci Odaklı” eğitim stratejisi canlı yayında anlatıldı

Bartın Üniversitesi (BARÜ) Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun, üniversitenin “Öğrenci Odaklı” eğitim stratejileri temelinde elde ettiği başarılar ve sunduğu imkânlarla ilgili Üniversite TV canlı yayınında bilgiler verdi. Bartın Üniversitesi olarak rekabet etmekten hiç çekinmediklerinin altını çizerek iddialı bir üniversite olduklarını da vurgulayan Rektör Uzun, “Bartın Üniversitesi olarak biz iddialı bir üniversiteyiz. Rekabet etmekten hiç çekinmiyoruz. Ve bunu da aldığımız sonuçlar sadece rektör değil, ‘biz büyük bir aileyiz ve birlikte başarıyoruz’ diyoruz. Bu ailenin bileşenleri öğrenciler, akademik ve idari insan kaynağımız ve diğer paydaşlarımız” dedi.
Bu haber 2023-07-26 10:36:48 eklenmiş ve 413 kez görüntülenmiştir.

 

“İddialı bir üniversiteyiz”

 

 

Kübra Nur AK

 

 

Üniversite TV’nin ilgiyle takip edilen “Akademik Gündem” programına konuk olan Bartın Üniversitesi (BARÜ) Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun, üniversitedeki güncel gelişmelerle ilgili bilgiler verdi. Kotan Dilmaçünal’ın sorularını yanıtlayan Rektör Uzun, YKS sonuçlarının ardından tercih sürecine giren aday öğrencilere tavsiyeler verdi.

 

 

BARÜ’nün öğrencileri merkeze alarak gerçekleştirdiği faaliyetlerden bahseden Rektör Uzun, “Tribünde değil odağında ol” sloganıyla sunulan kaliteli eğitim ortamı, güvenli şehir, sosyal hayat ve konaklama imkânları gibi konularda açıklamalarda bulundu.

 

 

Rektör Uzun, BARÜ’nün Türkiye’nin en çok öğrenci projesi üreten yükseköğretim kurumlarından biri olduğunu da aktararak “Akran Öğrenmesi” doğrultusunda elde edilen kazanımların ülkemizin geleceği için oldukça değerli olduğunu kaydetti.

 

 

BARÜ’yü büyük bir aile olarak gördüklerini de ifade eden Rektör Uzun, eğitim-öğretim, araştırma-geliştirme ve sosyal sorumluluk alanında yapılan çalışmalardan uluslararası sıralamalara, kalite süreçlerinden 6. Ar-Ge Proje Pazarına kadar birçok konuda değerlendirmeler yaptı.

 

 

İngilizce hazırlık okulu ve Lisansüstü Eğitim Enstitüsü

 

 

Tercih yapacak olan üniversite adayları için Bartın Üniversitesi hakkında bilgi veren Rektör Uzun, şunları kaydetti:

 

 

“Ülkemizin 81 ilinden ve 72 farklı ülkeden öğrencilerimiz olan yaklaşık 18 bin 19 bin civarında öğrencimiz olan, 72 farklı ülkeden de 2 bin civarında da Uluslararası öğrencisi olan 9 fakülte ki bu fakültelerin isimlerini de söylemiş olalım. Bartın Orman Fakültesi, Edebiyat Fakültesi, Eğitim Fakültesi, Fen Fakültesi, İktisadi idari Bilimler Fakültesi, İslami İlimler Fakültesi, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi ve Spor Bilimleri Fakültesi ile 9 fakülte. 3 Meslek Yüksek Okulu Bartın Meslek Yüksek Okulu, Bartın Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu ve Ulus Meslek Yüksek Okulu. 1 Yüksek Okulumuz var. Yabancı Diller Yüksek Okulu. Yabancı dil hazırlık sınıfları, zorunlu olan yabancı dil hazırlıklarımız var. İngilizce ve Arapça. İslami İlimler Fakültemizde Arapça, Mütercim Tercümanlık ve İngilizce Öğretmenliği bölümlerinde İngilizce zorunluluğu hazırlık var ama diğer bütün bölümlerimizde isteğe bağlı hazırlık var. O yüzden bizi izleyen öğrencilerimize de buradan duyurmuş olalım. İsteyen tüm öğrencilerimiz önlisans, lisans dahil olmak üzere yabancı dil hazırlık İngilizce hazırlık okulumuz var, bir de lisansüstü eğitim enstitümüz var.”

 

 

“Yüreğinin sesini dinlesinler”

 

 

Bartın Üniversitesi’nin diğer üniversitelerden farklı kılan özelliklerinden de bahseden Rektör Uzun, şöyle konuştu:

 

 

“Hepimiz elbette farklılaşmak istiyoruz. Bütün üniversiteler kendi özgür modellerini geliştirip onun peşinden koşmak ister, biz de hayaller kuruyoruz. Aynen kişiler gibi bireylerin de hayalleri var. Bu vesile ile şunu da öğrencilerimize söylemek isterim. Belki tercih yapacak öğrencilerimize. Şu tartışmayı çok duyuyoruz, üniversite mi, bölüm mü, neye göre tercih yapacaklar? Elbette ikisinin haklı olduğu taraflar var ama ben daha çok, hani hepimizin bildiği bir söz vardır. ‘Sevdiğin işi yap çalışmak zorunda kalma’ diye. O yüzden öğrencilerimize mutlaka ve mutlaka gönüllerini dinlemelerini başkaları için yaşamamalarını… Hepimiz bu süreçten geçtik. Tercih yaparken ailelerimiz, çevremiz işte şu meslek popüler, bu kazandırıyor. Benim inancım şu, eğer bir insan sevdiği işi yaparsa onu en iyi şekilde yapacaktır. Fark yaratacaktır dolayısıyla. Her meslekte pekala hayatımızı idam ettirebilecek, geçindirebilecek şartlar sağlanabilir ama çalışmak zorunda kalmayız. Sevdiğimiz işi yaptığımız için fark yaratırız. Dolayısıyla daha çok yüreğinin götürdüğü yere git noktasındayım gençlerimize ifade edecek olursam. Yüreğinin sesini dinlesinler.

 

 

“Çok önemli işler yapılıyor”

 

 

Eğitimin pek çok tarifi var. Ama farklı perspektifler, farklı bakış açılarıyla. Herkesin aklında kalabilecek bir eğitim tarifi yapabiliriz. Şöyle, eğitim insanın kendini keşfetme yolculuğudur. Yani içe dönük bir şeydir. Aslında biz pek çok yetenek ve yetkinliğimiz mevcut olarak zaten bu dünyaya doğuyoruz. Ama pek çok yeteneğimizin farkına varmıyoruz, onları geliştirmiyoruz. Belki eğitim bu anlamda hem kendimizin farkına varmak, kendimizi keşfetmek sonrada keşfettiğimiz şeylerin üzerine onu geliştirerek yani kendimizi inşa ederek bir anlamda. Eğitim bunun için var. Dolayısıyla bizim yetenek ve yetkinliklerimiz nelerdir? Hangisinden hoşlanıyoruz? Doğal olarak hoşlandığımız şeyleri daha iyi yapabiliriz. Dolayısıyla orada rekabet üstünlüğü elde edebiliriz. O yüzden öğrencilerimize daha çok ne yapmak istediklerini kendilerine sorup ona uygun programlarla ona uygun programlara yönelmelerini tavsiye ederim. Ayrıca akreditasyon, kalite üniversitelerde son dönemde kalite anlamında kalitelerine geliştirmek adına, sürekli iyileştirme adına çok önemli işler yapılıyor. O bölümlerin, mesela kalite göstergelerinin bir tanesi de akreditasyon süreçleridir. Bölümlerinin akredite olup olmadığını, bölümlerdeki hocaların özgeçmişlerini, hocaların eğitim durumlarını inceleyerek bir karar vermelerini arzu ediyoruz.”

 

 

“Böyle bir iklim oluşturmaya çalışıyoruz”

 

 

Rektör Uzun, BARÜ’nün “Tribünde Değil Odağında Ol” sloganından da bahsederek de “Şuanda öğrencilerimizde, bizi izleyenler seyirci pozisyonundalar. Biz konuşuyoruz odağındayız onlar bizi izliyorlar. Eğitim süreçlerimizde çoğunlukla böyle. Sınıflarda sıralarda otururuz. Tahtada bir hocamız vardır ve anlatır. Artık bunu değiştiriyoruz. Öğrencilerimize diyoruz ki seyircisi olma. Yani sadece sırada oturarak seyirci konumunda olma. Ne yapmak istiyorsun hayalini kur sonra bunu projelendir ve bunu hayata geçir. Odağında ol. Bizzat merkezinde ol yapacağın işin. Eğitim sürecinde de böyle. Dolayısıyla biz eğitimi sadece sınıflar ya da duvarlarla sınırlı bir eğitim olarak görmüyoruz. Hayatın kendisini bir öğrenme ortamına dönüştürme çabasındayız. En etkili öğrenme yollarından bir tanesi de akran öğrenmesi. Dolayısıyla öğrencilerimiz mesela eğer projeler yapan, hayallerinin peşinden koşup uygulanan hatta hayata dokunan, hayata geçiren öğrencilerin bulunduğu bir ortamda elbette diğer öğrencilerimizde onlardan etkilenerek akran öğrenmesi en etkili öğrenmelerden bir tanesi. Böyle bir iklim  oluşturmaya çalışıyoruz. Hatta bilgi üretim süreçlerinin merkezinde olmalarını, hem öyle bir iklim oluşturuyoruz, öyle bir ekosistem oluşturuyoruz ve bir taraftan da onları sürekli bunu telkin ve teşvik ediyoruz” dedi.

 

 

“Önemli olan yetkinliğiniz”

 

 

Uzun, Proje Pazarı ve Proje Festivali’nden de söz ederken Bartın Üniversitesi öğrencilerinin hayata geçirdiği projeleri de anlatarak şu bilgileri verdi:

 

 

“Çok sık duyduğumuz bir söz vardır. Öğrenci merkezli eğitim diye. Evet, tüm üniversitelerimiz artık öğreten merkezliden öğrenen merkezliye dönüş, geçiş yapmak için çeşitli stratejiler uyguluyor. Bizimde öğrenen merkezli yani öğrenci merkezli eğitim anlayışımız proje tabanlı öğrenme. Proje Festivali’nden bahsedeceğim ayrıca proje pazarımızdan bahsedeceğim ama birazcık daha bu biz üniversitemizde birbirini besleyen yapılar, birbirini besleyen yani bir anlamda  birbirini besleyen yapılar kurmaya çalışıyoruz. Öğrenen merkezli ya da öğrenci merkezli eğitimimizi proje tabanlı öğrenme stratejisi üzerinden yapıyoruz ve diyoruz ki ‘tribünde değil odağında ol’ yani projeni hayal kur projeye dönüştür buna fon bul. Üstelik fon da sağlıyoruz elbette ama fonu da dışarıdan bul. Bu anlamda gerçekten TÜBİTAK Türkiye Bilimsel Araştırma Kurumuna da buradan Sayın Başkanımız Prof. Hasan Mandal hocamıza, TÜBİTAK ailesine şükranlarımızı iletelim. TÜBİTAK 2209 koduyla öğrenci projeleri hayata geçirildi ve bundan en fazla yararlanan üniversitelerin ilk 5 üniversiteden bir tanesiyiz. 4 yılda yaklaşık 535 tane TÜBİTAK projesi geliştirdi öğrencilerimiz ve TÜBİTAK’tan desteklendi. Bunların büyük bir kısmı bitti hala daha devam ediyor. TÜBİTAK tarafından desteklenen projeler. Diplomaların raf ömürleri diye bir şey de var artık. 10 yılı aşmıyor. Önemli olan yetkinliğiniz.

 

 

“O proje kültürünün içerisine adeta yerleşiyorlar”

 

 

Neler yapabildiğiniz. Evet, yabancı dil yetkinlik, yazılım dilleri başka bir yetkinlik ama onların dışında proje yönetme yetkinliği. Bunu en iyi bir TÜBİTAK projesi yöneten öğrencisi  bu tür işe giren öğrencilerimizde var. Yani TÜBİTAK projeleri yönetip başvurduğu şirkette ya da araştırma merkezinde ya da başka bir yerde evet o TÜBİTAK… Bunları öğrencilerimiz yönetiyor. Hocalar burada danışman. Öğrencilerimiz yönetiyor. 535 tane öğrenci. bunlar sadece lisans öğrencileri değil  yıllık önlisans öğrencilerimizde proje yönetiyor. Böyle bir iklimin içerisine sokuyoruz. İşte böyle bir iklimi besleyen yapılardan bir tanesi de bu yıl 6’ıncısını düzenleyeceğimiz Bartın Üniversitesi 6.ARGE Proje Pazarı. TEKNOFEST’in bir benzeri. Ondan biraz daha küçük. Bu yıl 6’ıncısını düzenliyoruz. TUSAŞ’ta bahsetti Murat Özpala Bey. TUSAŞ’ta staja çağırıyor öğrencilerimizi. Bizim TUSAŞ’ta, ASELSAN’la, HAVELSAN’la Türkiye Petrolleriyle anlaşmalarımız var. Öğrencilerimiz sadece staj değil iş yeri eğitimi dediğimiz 3+1, 7+1 dediğimiz yani 7 dönem okulda 1 dönem sektörde. Dolayısıyla onlar TUSAŞ’ı tanıyor TUSAŞ onları tanıyor ve bu şekilde pek çok işe yanaşan öğrencimiz var. 2 yıllık programda 3 dönem okulda 1 dönemlerini genellikle de bunlar son dönemlerini sektörde. Evet, bilgi olarak öğrenciler yetişiyor ama sektörü tanımıyor. İşte bu da buna bir model 7 dönem okulda 1 dönem sadece staj değil bir dönemden bahsediyoruz. 16 haftaları ilave olarak staj. Dolayısıyla bu imkanı sağladığınız içinde sizlere ayrıca teşekkür ediyorum. Bakın burada öğrenciler gelip staj yapıyor ve bu programın arka planında, mutfağında görev yapıyorlar ve bu programın seyircilerimize ulaşması için görev yapıyorlar. Bizimde benzer bölümlerimiz var. Pek çok kurum ve kuruluşla anlaşma yapıyoruz. 3+1 ve 7+1. İşte proje tabanlı öğrenme ‘tribünde değil odağında ol’ anlayışı daha önce mayıs ayında düzenliyorduk bunu ama 2-3 Kasım’a aldık. Şunun için, öğrencilerimiz üniversiteler Eylül’ün son haftalarında  Ekim’in ilk haftalarında açılıyor. Geliyor ve o proje kültürünün içine yerleşiyor. Geldiklerinden 1 ay sonra Türkiye’nin dört bir tarafından projeleri olan lise kategorisi var üniversite kategorisi var. Sadece üniversitemiz için değil Türkiye’nin dört bir tarafından katılımcılar var. Dolayısıyla oraya gelen bir öğrenci daha birinci sınıfta gelen öğrenci bir projenin ne olduğunu, bazıları diyor ‘AA bunu pekala bende düşünebilirdim’ ya da diyorsunuz ki size ilham verecek çok güzel müthiş bir düşünce helal olsun. Ama size o ilham veriyor. Dolayısıyla o proje kültürünün içerisine adeta yerleşiyorlar. O yüzden 2-3 Kasım tarihleri arasına aldık.

 

 

“İşte tam da onu oluşturmaya çabalıyoruz”

 

 

Öğrencilerimizi ilk andan itibaren bu proje ekosisteminin içerisine yerleştiriyoruz. Dolayısıyla buradan bizi tercih edecek öğrencilerimize de şunu söylemek isterim, geldiklerinde 1 ay kadar sonra Türkiye’nin dört bir tarafından adeta TEKNOFETS ile benzer bir biçimde bazıları poster olarak bazıları prototip ürün olarak. Mesela bizim öğrencilerimiz var bu anlamda. Elektrikli araç üreten, model uydu yapan, insansız teknolojiler, insansız su altı sistemleri, insansız hava araçları, biyoteknoloji. Mesela öğrencilerimiz COVİD döneminde COVİD‘in tanısında kullanılacak enzim ürettiler mesela. Ben bunu Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı tarafından desteklendi bu proje. Bunlar hiç zor şeyler değil. Yeter ki ortak aklı oluşturacak, sorgulayacak, araştıracak, hayallerinin peşinden gidecek o iklimi oluşturalım. İşte tam da onu oluşturmaya çabalıyoruz.”

 

 

“İddialı bir üniversiteyiz”

 

 

Bartın Üniversitesi olarak rekabet etmekten hiç çekinmediklerinin altını çizerek iddialı bir üniversite olduklarını da vurgulayan Rektör Uzun, “Bartın Üniversitesi olarak biz iddialı bir üniversiteyiz. Rekabet etmekten hiç çekinmiyoruz. Ve bunu da aldığımız sonuçlar sadece rektör değil. Biz büyük bir aileyiz ve birlikte başarıyoruz diyoruz. Bu ailenin bileşenleri öğrenciler, akademik ve idari insan kaynağımız ve diğer paydaşlarımız. Mesela şehir, şehirden bahsettik. Başta Sayın Valimiz olmak üzere çok güzel bir sinerji var. Çok güzel bir iş birliği ekosistemi var.  Bartın’ı tercih edecek öğrencilerimiz için şunu söyleyelim, her 2 öğrenciden birinin 18 bin öğrenci desek 9 bin yurt kapasitesi var. Her iki öğrenciden biri kredi yurtlar kurumuna yerleşebileceği gibi ki bu çok azdır. Kız öğrencilerimiz daha da şanslı onların kapasitesi biraz daha fazla. Geçen yıl Bartın Üniversitesini kazanıp yurdu tercih eden hiçbir kız ya da erkek öğrencimiz dışarıda kalmadı. Bu yılda öyle olacak. Bu müthiş bir imkan. Bartın Üniversitesi TÜBİTAK’ın 2 hafta önce yaptığı bir analizde 2 alanda Türkiye birincisi, 7 alanda Türkiye’de ilk 5’te, 27 alanda da en iyiler arasında. Dünyada yeşil ölçüm sıralamasında dünyada 159’uncu, Türkiye’de 9’uncu. Daha yeni açıklandı üniversite deneyimlerinden öğrenci memnuniyeti bir kuruluş tarafından devlet üniversiteleri aralarında genel sıralamada 18’inci sıralamadayız. Öğrenci memnuniyeti açısından. Kurumun yönetim ve işleyişi bakımından 5’inci sıradayız böyle pek çok uluslararası sıralamalarda 4 bin basamaktan fazla 4 yıl içerisinde yükselme başarısı gösterdik. İlk bine bir iki yıl içinde girebilecek bir üniversite” ifadelerini kullandı.

ETİKETLER : BARÜ Orhan Uzun
Diğer YAŞAM haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 ›