CHP’li Bankoğlu’ndan Adalet Bakanı Tunç’a “vicdanın rahat mı?”

43 madencinin hayatını kaybettiği, 9’unun da yaralandığı Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) ait Amasra Müessesese Müdürlüğü’ndeki maden ocağında meydana gelen maden faciasına ilişkin davanın 3. duruşmasına başlandı. Duruşma öncesinde Adliye önünde basın açıklaması yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Bartın Milletvekili Av. Aysu Bankoğlu, “Ailelerimiz ve hepimiz adalet arayışımızı sürdüreceğiz. Bu adalet arayışının yerini bulabilmesi için birilerinin bu davadan kaçırılmaya çalışmasına son verin. 5 dönemdir halkın teveccühü ile Milletvekili olan AKP Milletvekili şu anda Adalet Bakanı’dır. Ona çağrı yapıyorum. Senin vicdanın rahat mı? 43 madencimizin hayatını kaybetmesine neden olan sorumluların yargıdan kaçırılmasına müsaade etme. Üçüncü duruşmadayız, hiçbir iktidar mensubu buraya gelmedi ama ben sadece bir Milletvekili, hukukçu olarak değil, bu toprakların bir çocuğu olarak ailelerin yanındayım” diyerek adalet arayışına çağrı yapmaya devam edeceğini söyledi.
Bu haber 2023-07-25 10:15:06 eklenmiş ve 233 kez görüntülenmiştir.

 

Nilay Meryem ÇÖMLEK

 

 

Bartın'ın Amasra ilçesinde 14 Ekim 2022 tarihinde meydana gelen ve 43 işçinin hayatını kaybettiği maden kazasıyla ilgili 23 kişinin yargılandığı davanın 3. duruşması başladı.

 

 

Bartın Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri, 3. Duruşmasına başlanan Amasra maden faciası davasına ilişkin Bartın Adliye Sarayı önünde şehitlerin aile yakınları ve avukatları ile birlikte kameraların karşısına geçerek değerlendirmelerde bulunurken, beklentilerini de açık ve net ifadelerle dile getirdi.

 

 

Platformun açıklamasına CHP Genel Başkan Yardımcısı Bartın Milletvekili Av. Aysu Bankoğlu, Amasra Belediye Başkanı Recai Çakır ve CHP Bartın İl Başkanı Selim Karakaş da destek verdi.

 

 

Bora: “Emek ve demokrasi mücadelemiz devam edecek”

 

 

Platform Sözcüsü Eğitim Sen Bartın Şube Başkanı Sedat Bora, maden şehitlerinin ailelerinin acılarını paylaştıklarını ifade ederken başından beri takip ettikleri davayı sonuna kadar izlemeyi sürdüreceklerini belirterek, “Madenlerin acilen kamulaştırılması için, bir daha tek bir canımızı daha kaybetmemek için tüm sendikalarla ve halkımızla birlikte emek ve demokrasi mücadelemiz devam edecek” dedi.

 

 

Bankoğlu: “Sorumluları korumayı bırakın”

 

 

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bartın Milletvekili Av. Aysu Bankoğlu da facianın üzerinden 282 gün geçtiğini ve hala adalet arayışının sürdüğünü belirtirken, ilk günden beri bu adalet arayışının ve şehit ailelerinin yanında olduklarını söyledi. Bartınlı Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a da çağrı yapan Bankoğlu, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

 

 


“‘Maden şehidi ailelerimiz yalnız değildir’ diye en başından beri söyledik. Ama hala acımız yüreğimizde. 43 canımızı kaybettik. Geriye acılı anneler, acılı babalar, eşler, kardeşler ve şehitlerimizin pırıl pırıl evlatları kaldı. Yıllardır aslında Amasra Müessesesi’nde süre gelen liyakatsizliklerin, disiplinsizliklerin, teknik sorunların ihmal edilip denetlenmemesi sonucu olarak biz olarak ne yazık ki 43 canımızı yitirdik. İhmalleri denetlemekle yükümlü olan TTK Genel Müdürlüğü yetkilileri, bu ihmalleri denetlemekle yükümlü olan Enerji Bakanlığı, Çalışma Bakanlığı ve buradaki denetmenler şu anda bu davada yoklar. Bu ihmalleri denetlemekle yükümlü olan sorumluları korumayı bırakın.

 

 

Enerji Bakanlığı’na ve Çalışma Bakanlığı’na savcılık tarafından soruşturma talebinde bulunulmuştu, bu yetkililere. Ama Enerji Bakanlığı ve Çalışma Bakanlığı bu talebi reddetti. O yüzden iktidar yetkilileri bu iş için ‘Adalet yerini bulacak’ diye bize masal anlatmayı bıraksın.

 

 

“Ailelerimiz ve biz adalet arayışımızı sürdüreceğiz”

 

 

Biz gerçekten burada havalandırmadaki teknik aksaklıkları denetlemeyen, Amasra Müessesesi’ndeki eksik işçi problemini gidermeyen TTK Genel Müdürlüğü’nün de, buradaki teknik aksaklıkları denetlemekle yükümlü olan ama görevini yerine getirmeyen Enerji Bakanlığı ve Çalışma Bakanlığı yetkililerinin acilen bu davaya dahil edilmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatıyorum. Kamuoyu vicdanı rahat değildir.  Ailelerimiz ve biz adalet arayışımızı sürdüreceğiz.

 

 

“Bu sorumluların yargıdan kaçırılmasına müsaade etme”

 

 

Ama bu adalet arayışının yerini bulabilmesi için birilerinin bu davadan kaçırılmaya çalışılmasına son verilmelidir. Bakın 5 dönemdir halkın teveccühü ile Bartın Milletvekili olan AKP Milletvekili şu anda Adalet Bakanı’dır. Ona çağrı yapıyorum; senin vicdanın rahat mı? 43 madencimizin şehit olmasına neden olan ihmallerden dolayı bu sorumluların yargıdan kaçırılmasına müsaade etme. 3. duruşmadayız, hiçbir iktidar milletvekili, iktidar mensubu buraya gelmedi ama ben sadece bir milletvekili ya da bir hukukçu olarak değil, bu toprakların bir çocuğu olarak ailelerin yanındayım.

 

 

“Amasra davasının siyasi hesabı da sorulacaktır”

 

 

Adalet arayışına çağrı yapmaya devam edeceğiz. Ama en önemlisi bu adalet arayışında ihmalleri olan sorumluların bu davadan kaçırılmaya çalışılmasıdır. Bunu asla kabul etmiyoruz. Amasra davasının siyasi hesabı da sorulacaktır. O gün de gelecektir.

 

 

Bakın bugün yine 43 canımızı yitirdiğimiz kamuoyunun yakından takip ettiği bu kadar önemli bir dava Bartın Adliyesi koridorlarında görülmeye devam edecek. Buradan Bartın Milletvekili olup şu anda Adalet Bakanı olan kişiye bir kez daha sormak istiyorum; ‘Maden faciası davasının adliye koridorlarında görülmesi senin vicdanını yaralamıyor mu?’ Kamuoyunun bu kadar yakından çok kalabalık bir şekilde takip ettiği bu davanın Adliye koridorlarında görülmesi kabul edilemez. Koridor diyorum; çünkü kolonlardan avukatlar heyeti göremiyor, heyet avukatları göremiyor. Bu davanın sağlıklı bir şekilde adil ve etkin bir yargılanın yapılabilmesi için daha büyük bir salonda görülmeye ihtiyacı var. Daha önceki duruşmalarda bu talepte savcılık bulunmuş ve Bartın Adliyesi’nde böyle bir yer olmadığı için Bartın Gençlik Merkezi’nde bunun yapılmasını talep etmişti. Ancak ‘Gençlik Merkezinin kullanımı amacına uygun değildir’ denilerek bu talep reddedilmiştir. Ama biz o Gençlik Merkezi’nin AKP organizasyonları için, temayül yoklamaları için kullanıldığını biliyoruz. Bunun için izin verildiğini biliyoruz. AKP’nin organizasyonları için Gençlik Merkezi kullanıma uygun, ama 43 madencimizi kaybettiğimiz bir duruşmanın görülebilmesi için Gençlik Merkezi’nin kullanımı amacına uygun değil öyle mi? Buradan Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın bu tavrını halkımızın ve kamuoyunun takdirine ve vicdanına bırakıyorum.

 

 

“Kendi soruşturmalarınızı açıklayın”

 

 

Bakanlıklar değişti. Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı’ndaki denetçilerin TTK’nın Amasra Müessesesi’ni denetlemekle yükümlü kişilerin bu davada ifade vermeleri gerekiyor. O yüzden Bakanlara çağrımdır; ‘Hiçbir sorumlunun adalet önünde yargılanmasından çekincemiz yok’ diyorsanız, şeffafsanız, gerçekten bu işin arkasındaki sorumluların kim olduğunun tespit edilmesini istiyorsanız kendi soruşturmalarınızı açıklayın ve Amasra Müessesesinde görevini yapmayan kişiler ile ilgili gerekli açıklamaları yapın.

 

 

“Bu düzeni kabul etmiyoruz”

 

 

Bakın, Amasra Müessesesi’ndeki yetkililerin ve müdürlerin yargılandığı bir dava bu evet. Ama Amasra Müessesesi nereye bağlı? Ankara’ya TTK Genel Müdürlüğü’ne bağlı. Peki, TTK Genel Müdürlüğü kime bağlı? Bakanlığa bağlı. Peki, şimdiye kadar bir tane istifa, bir tane görevden alma var mı? Yok. Ama ne var? TTK Genel Müdürü ifadesi alınmak yerine EYT’den emekli edildi. Biz bu düzeni kabul etmiyoruz. Biz öngörülebilir ve önlenebilir her kazanın cinayet olduğunu bir kez daha söylüyoruz. Daha önce söylemiştim; bu memlekette Suudi Kral öldü diye 3 gün yas ilan edildi, 43 madencimizi kaybettik yas bile ilan etmediniz.

 

 

Bu davanın takipçisiyiz, ailelerimizin de yanındayız. Onları asla yalnız bırakmayacağız. Maden şehitlerimizin aileleri asla ama asla yalnız değillerdir. Adalet mücadelesini onlarla birlikte sonuna kadar sürdüreceğiz. Gerekli tüm açıklamaları da her yerde ve her koşulda yapmaya devam edeceğiz.”

 

 

Şehit ağabeyi: “Herkes elini vicdanına koysun”

 

 

Basın açıklamasında daha sonra şehit madencilerimizin ailelerini temsilen iki kişi konuştu. Bunlardan ilki şehit Madenci Serkan Nakkaş’ın ağabeyi Mustafa Nakkaş oldu. Mustafa Nakkaş, “Biz sadece adalet arıyoruz. Herkes elini vicdanına koysun. Saklı kalanları ortaya çıkarsın. Herkes doğru konuşsun. Namusları, şerefleri varsa herkes doğruyu konuşsun” dedi.

 

 

“Hak istiyoruz, hukuk istiyoruz”

 

 

Sonrasında ise şehit madencilerimizden Yener Saygın’ın ablası Ayşe Saygın söz alırken “Acımızın ikinci turundayız maalesef. Duyuyoruz, ediyoruz içerideki tutuklular aileleri yakınlarına diyorlarmış ki, ‘Bizlere söz verildi dışarıya çıkartılacaklar’. Bize kimse söz vermiyor. Bizim 43 canımız yerin altında. Biz de hak, hukuk, adalet istiyoruz. Biri de bizlere söz versin ama biz adalet istiyoruz, hak istiyoruz, hukuk istiyoruz” ifadelerini kullandı.

 

 

Av. İşler: “Üstü kapatılamaz nitelikte”

 

 

Şehit ailelerinin ardından ise müdahil avukatlardan Evren İşler, sürece ilişkin kısa bir bilgilendirme yaptı. Geçen celse sanık beyanları ile yargılamanın başladığını, anımsatan Av. İşler, sanık beyanlarının kendilerine bu müessesede insan hayatının sadece yazışmaların konusu olduğunu gösterdiğini söylerken “Herhangi bir eksiklik ya da herhangi bir sorun bildirildiğinde herkes yazı yazmakla yetinmiş. TTK Genel Müdürlüğü’nün bu katliamdaki sorumluluğu yadsınamaz, üstü kapatılamaz nitelikte. Gerek personel eksikliği, gerek personel atamaları, gerek satın almalar, gerek yapılacak uygulamaların belirlenmesi, planlamanın yapılması ve havalandırma projeleri başta olmak üzere TTK Genel Müdürlüğü bu katliamdan sorumludur. Cezasızlık pratiğinden vazgeçilip üst düzey sorumluların da mutlak yargı önüne getirilmesi gerekir. Bu olmadan Amasra maden faciası yargılaması eksik kalacaktır. Bugün ailelerin, müştekilerin ve tanıkların dinlenmesi ile devam edeceğiz. Dosyalara giren bütün belgelerin gösterdiği katliamın göz göre göre geldiği gerçeğini bir kere de tanıklardan ve ailelerden dinleyeceğiz. Zor bir duruşma olacak. Kolay değil acıyı dinlemek. Hepimiz için zor olacak ama biliyoruz ki, bizler vazgeçmediğimiz takdirde gerçek sorumluların yargılanması mümkün olacaktır” değerlendirmesini yaptı.

 

 

Çakır: “Davanın takipçisi olacağız”

 

 

Amasra Belediye Başkanı Recai Çakır da acının ve olayın sıcaklığı ile yaşanan öfkenin ilk günlerinde “Bundan sonra en öncelikli işimiz ‘neden oldu’ ve ‘bir daha olmasın mücadelesi’” dediklerini anımsatırken, “Bu sürecin sonunda Türkiye’de bir madencimizi daha ihmaller nedeniyle kaybetmeyeceğimiz günler yaşamak için hep birlikte takipçisi olacağız bu davanın” dedi.

 

 

EMEP: “Asıl sorumlu AKP iktidarı”

 

 

Emek Partisi (EMEP) bölge örgütü adına yapılan açıklamada ise yaşanan katliamın sorumlularının aslında burada yargılananlar değil AK Parti iktidarı olduğu şu sözlerle dile getirildi:
“14 Ekim 2022 tarihinde TTK Amasra Müessesesi’nde bir grizu patlaması gerçekleşmiş ve 43 işçi yaşamını yitirmişti. Bunun bir kaza değil katliam, cinayet olduğunu biliyoruz. Her geçen gün Zonguldak’ta, Amasra’da, Soma’da maden işçilerini yitiriyoruz. Amasra’da olduğu gibi birçok maden ocağında üretim baskısı ve sağlıksız çalışma koşulları var. Kapitalist politikalar, işçilerin ölümüne sebep oluyor. İktidar ise katliamlara ‘kader’ diyerek sorumluluktan kaçıyor. Bu katliamın sorumlusu bugün burada yargılanan yöneticiler değil AKP iktidarıdır. İktidarın ‘fıtrat’ ve ‘kader’ söylemleri iş cinayetlerinin üzerini örtemez. Soma’dan Ermenek’e, Zonguldak’tan Amasra’ya kadar yaşanan bütün iş cinayetlerinde siyasal iktidarların ve hükümetlerin sorumluluğu vardır. Ayrıca en başından beri takip ettiğimiz bu davada yargılananların değişen ifadeleri, ilk duruşmanın mahkeme salonunda değil de koridorlarda gerçekleşmesi, dava sürecinin ne koşullarda işletildiğini de gözler önüne seriyor.

 

 

2019’daki Sayıştay Raporu’na dikkat çekildi

 

 

Bu grizu patlaması, yer ve meydana geliş yekli bakımından 2019 yılında yayınlanan Sayıştay Denetim Raporu’nun dikkat çektiği risklerin gerçekleştiğini ortaya koymuştur. Sayıştay Raporu’nda değinilen eksiklikler dahilindeki önlemler ivedilikle hayata geçirilmiş olsaydı maden işçilerimizin canına mal olan işçi cinayetleri yaşanmamış olacaktı. İlgili Sayıştay Denetim Raporu’na göre maden ocağında üretim derinliğinin eksi 300 metreye ulaştığı, çalışılan damarların tamamında gaz içeriklerinin yüksek olduğu, arıza durumlarında riskin daha da arttığı, işçi sayısının tehlike doğuracak boyutta azaltıldığı ve arızaların giderilemediği, yer altı haberleşmesinde uzun süreli kesintiler oluştuğu, 24 saat yapılması gereken gaz ölçümü sisteminin sağlıklı işlemediği ve gündüz vardiyası dışında arızalara müdahale edilmediği tespit edilmiştir. Bütün bunlar ortadayken maden kazaları kader değildir. Kazaların nedeni aşı kar ve rant hırsıyla sürdürülen kapitalist politikalardır.

 

 

Partimiz, yaşamını yitiren 43 madencimizin hesabını sormak için dava sürecinin sonuna kadar takipçisi olacaktır. Duruşmaya Perşembe günü İstanbul Milletvekilimiz İskender Bayhan da katılacak. Ailelerle dayanışmaya devam edecek, bu katliamın sorumlularının ceza alması için her birlikte mücadele vereceğiz.”

 

 

 

KUTU

 

 

 

Bartın'ın Amasra ilçesindeki TTK Amasra Müessesesi’ne ait maden ocağında 14 Ekim Cuma günü saat 18.15 sıralarında meydana gelen patlamada 41 işçi hayatını kaybetmiş, 11 işçi yaralanmıştı. Bir işçi sevk edildiği hastanede 4 Kasım 2022'de, bir işçi de 5 Nisan'da tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirmiş böylece şehit madencilerimizin sayısı 43’e yükselmişti.

 

 

Amasra Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında aralarında TTK Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir'in de bulunduğu 24 şüpheli gözaltına alınmıştı. Şüphelilerden TTK Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir, Müessese Müdür Yardımcısı Salih Atmaca, İşletme Müdürü Selçuk Ekmekci, İş Güvenliği ve Eğitim Başmühendisi Volkan Soylu ve Başmühendis Mehmet Tural ile kartiyelerden sorumlu maden mühendisleri Levent Aydın ve İbrahim Hakan Mengeş ile emniyet mühendisi Şahan Kahraman, “Bilinçli taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olmak” suçundan tutuklanırken, 4 şüpheliye adli kontrol hükümleri uygulanmış, şüphelilerden 3'ü çıkarıldıkları hakimlikçe, 9'u da savcılık sorgularının ardından serbest bırakılmıştı. Sonrasında bu şüpheliler arasında yer alan bir kişi hakkında takipsizlik kararı verilmişti.

 

 

43 cana mal olan maden faciası ile ilgili açılan davanın iddianamesinde, tutuklu sanıklar Özdemir, Ekmekci, Soylu ve Tural hakkında 42 kez ‘olası kastla öldürme’ suçundan toplam 840 yıldan bin 50 yıla kadar, 4 kez ‘olası kastla yaralama’ suçundan da toplam 4 yıl 16 aydan 12 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Söz konusu 4 sanığın iki suçtan toplam 844 yıl 16 aydan 1062'şer yıla kadar hapsi istenen iddianamede, diğer 4'ü tutuklu 19 sanığın ise ‘Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma’ suçundan 2 yıl 8 aydan 22 yıl 6'şar aya kadar hapsi isteniyor.

ETİKETLER : Bartın Emek ve Demokrasi Platformu Aysu Bankoğlu Recai Çakır Selim Karakaş TTK Amasra
Diğer YAŞAM haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 ›