Futbol ve Kalite


Bu makale 2021-01-13 11:46:03 eklenmiş ve 302 kez görüntülenmiştir.
ZEKAİ PEKERBAŞ

 

 

Evrensel hale gelerek kitlelerin beğenisini ve ilgisini çeken futbolda, en temel unsur olarak futbolcu dediğimiz insan faktörü ilk sırada bulunmakta. Örgütlenmesini Uluslararası Futbol Birliği bünyesinde kıtalararası konfederasyonlar, ulusal federasyonlar , ligler ve kulüpler marifetiyle bütünleştiren oyunda futbolcular ürün olarak karşımıza çıkıyor. Öyle ki bu ürün sayesinde kulüpler, kentler, devletler rekabet ve tanıtım içerisinde yer alıyor; üründe kaliteyi yakalamak için yatırım yapıyorlar ve gençlik gelişim programlarını hayata geçiriyorlar. Gol atmak ve gol yememek üzerine kurgulanan oyuna ait becerileri geliştirmek, davranışların organizmada kalıcı olmasını sağlamak için öğrenme ve öğretme yöntemlerini uyguluyorlar. Erken başlanıp geç özelleşen spor dalı olan futbolda antrenman devamlılığı ve bunun için gerekli olan koşulların sağlanması vaz geçilmez unsur oluyor. Antrenman kavramına kısaca tekrar bir göz atalım. Sporcunun tepki süresinin kısaltılması amacıyla yapılan teknik, taktik, fiziksel ve zihinsel yönde yapılan sistematik çalışmaların tümünü antrenman olarak ifade ediyoruz. Temel prensip yaş gruplarına göre basitten karmaşığa, hafiften ağıra, kolaydan zora doğru olmalıdır. Antrenmanın sıklığı, şiddeti ve süresi de aynı şekilde artmalıdır. Futbolun geçirdiği evreleri incelediğimizde, basit bir ayak oyunu olmaktan çıkarak, taktik ve zekanın beceri ile birleştiği oyuna dönüştüğünü görmekteyiz.  Örneklemek gerekirse  topu kazanmak , kaybetmemek ve topa göre pozisyon almak için yapılan mücadelelerde  koşu mesafeleri de artmış olup, oyuncuların müsabakalarda 8-12 km. mesafe kat ettikleri izlenmekte; hatta gelişim liglerinde yer alan U-16 takımı (Beşiktaş) üzerinde yapılan çalışmalarda oyuncuların 9-11 km. koşu mesafesine çıktığı bilinmektedir. Teste alınan takımın rakipleri ile kolaylıkla rekabet edebileceğinden, sistematik çalışma ile kalite sağladığından söz edebiliriz.

Futbolun gelişimi ve eğitimi üzerine çalışanlar, bilimsel araştırmalar sonucunda öğrenmenin en iyi olduğu çağı 9-12 yaş grubu olarak kabul ediyorlar. 11 yaşa kadar olan sürenin eğlence+ oyun içerdiğini belirterek, oyuncuların gelişimlerine ait dönemleri şu şekli ile açıklayabiliriz.  Bu nitelikte   çalışmaların profesyonel ve amatör kulüplerimizin bir bölümünde gerçekleştiğini görüyoruz.

9 yaş 10 ay süre ve haftalık 2-3 antrenman; 10, 11 ve 12 yaş 10 ay süre ve haftalık 3 antrenman; 13 yaş  11 ay süre ve haftalık 3 antrenman; 14 yaş 11 ay süre ve haftalık 4 antrenman; 15, 16 yaş 11 ay süre ve haftalık 4-5 antrenman, 17 yaş ve üstü performans gruplarında ise 11 ay süre ve haftalık 5-6 antrenman verimlilik yönünde gerekli olmakta. Doğru yönlendirilen temel eğitim çalışmaları sonucunda   günümüz  standartlarına uyum sağlayan, beklentilere cevap verebilen, en kısa zamanda en doğru kararı veren  oyuncular futbol kalitesinin artmasında etkili olmaktadır.

Temel eğitim çalışmalarının sadece sportif amaca yönelik olmadığını, hayatın içerisinde  faydalanılacak davranışların kazanılmasına katkı sağladığını belirtmemiz gerekir. Bunları bedensel ve zihinsel gelişim, birlikte hareket etme alışkanlığı, sosyalleşme, sorumluluk alma, farklı olaylara karşı çözüm arayışı olarak özetleyebiliriz. Oyun ihtiyacının ve beklentilerin karşılanmasının yanı sıra hayata yönelik rehberlik yapılması çalışmalara anlam kazandırır.

Günümüzde izlediğimiz gibi futbolda temsil edilme ve kaliteye ulaşma adına tartışmalar yapılmakta, düşünceler belirtilmektedir. Tartışmaların odağında futbol ekonomisinin, olanakların ve insan kaynaklarının nasıl değer kazanacağı bulunmakta;  burada iki farklı model öne çıkmaktadır.

1- Sadece kazanarak temsil edilmeyi hedefleyen, öznel olan ve tek taraflı bakış açısına  dayalı tercihler.

2-Evrensel ölçülerde kabul görmüş temel eğitim çalışmaları doğrultusunda kaliteyi yakalamak adına yapılan tercihler.

Bu satırların sahibi olarak ikinci tercihin daha doğru ve olumlu olacağını ifade etmek isterim. Gerekçesini şöyle özetleyeyim. Kalite; rekabet edebilmeyi, kazancın artmasını, maliyetlerin azalmasını,  sürekli gelişmeyi ve kalıcı olmayı sağlar, beraberinde yüksek motivasyonu getirir. Uluslararası düzeyde ülkemiz gençlerinin diğer ülkelerdeki yaşıtlarından, ilimizdeki  gençlerin  diğer illerdeki arkadaşlarından yetenek düzeyinde  yetersiz olmadıklarını, fırsat eşitliğinin gençlerimizin gelişimine katkı sağlayacağını düşünüyorum. Kendi dinamiklerimizle oluşturduğumuz kalitenin GELECEĞİMİZ  olduğunu  belirtmek isterim.

Sağlıklı günler dileğiyle hoşça kalın.

 


Diğer yazıları...
Köşe Yazarları
 ‹ 
 ›