Top tarlası ve vefa


Bu makale 2020-12-01 15:43:36 eklenmiş ve 273 kez görüntülenmiştir.
ZEKAİ PEKERBAŞ

 

Anadolu’nun futbol ile tanışması 1877 yılında, ticaret ve liman kenti İzmir’de oluyor.

Yabancı azınlıklar kendi aralarında kurdukları takım ve kulüplerde futbol oynamaktalar.

Daha sonra meşin yuvarlak 1880’lerin sonunda İstanbul ile tanışıyor. İzmir’de Bornova

çayırlarında oynanan oyun, İstanbul’da yine yabancılar ve gayrimüslim Osmanlı vatandaşları tarafından Kuşdili çayırında, Moda çayırında ve Papazın çayırında oynanıyordu. Müslümanların ilgiyle izlediği oyunun sosyal hayatta ve toplumdaki etkilerini görüyoruz.

Hepimizin üç büyükler olarak tanımladığı futbol kulüplerinin kuruluşuyla beraber, Ankaragücü, Karşıyaka, Altay ve Altınordu kulüplerinin kurulması futbolun Anadolu’ya yayılmasına öncü oluyor.

-II.Meşrutiyetin ilanının toplumda serbestlik ve özgürlük havası yaratması futbol kulüplerinin kurulmasında önemli etken.

-Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun öncesi ve sonrasında Milli devlet kurulmasına katkı sağlayan, Cumhuriyet  ilkelerini halka tanıtmayı amaçlayan Türk Ocakları’nın,

-Yine aynı ilkelerin, değerlerin geniş halk kitlelerine anlatılması ve benimsetilmesi için kurulan Halkevlerinin;  toplumsal ve sosyal faaliyetler içerisine sporu alması, halkın futbola olan ilgisini artıran diğer nedenler. Etkilerini Bartın futbol tarihinde görüyoruz. Bunlara değinmeden önce bölgenin idari yapısına bakalım. Osmanlı döneminde Bolu sancağına bağlı olan Bartın, Cumhuriyetimizin  kurulmasından sonra Zonguldak’ın 1924’te il olmasıyla bu ile bağlı ilçenin merkezi oluyor. Bartın’ın ticaret şehri olması, Zonguldak havzasında zengin taş kömürü kaynaklarının bulunması yörenin toplumsal ve sosyal yaşamını belirleyen önemli faktörler. Konumuza dönelim ve ‘’Top Tarlasına’’ gidelim. Şu anda Atatürk Stadyumunun olduğu yerde doğal zemine sahip boş bir alan. Çimlerinin inek pisliği ile beslendiği, kaybolan topun çayırlarda arandığı, kalelerinde ağ olmayan, ağ yerine işlemeli tül perde takılan, etrafında oturacak tribün ve soyunma odası bulunmayan; büyüklerimizin futbol oynadığı, seyrettiği ‘’Top Sahası’’.

Bartınlı gençlerin 1926’da Türk Ocağı takımı bünyesinde Safranbolu Yeşilyurt futbol takımı ile karşılaşmasıyla başlayan serüven günümüze kadar geliyor. İldeki diğer Türk Ocakları ile yapılan spor faaliyetlerinde Bartın at yarışlarında, Kdz.Ereğli  ise futbolda öne çıkıyor. Futbolun ivme kazanmasında Zonguldak’ta kurulan Maden Mühendisi Mektebinin etkileri görülüyor. Futbol müsabakaları 1935’te Bartın Halkevi ve Halkevi Spor Komitesinin  kurulmasıyla daha da yoğunlaşıyor. Bu tarih Bartınspor’un kuruluş tarihi olarak spor severlerce kabul görmekte. Bartınlı gençler 1963 yılına kadar çevre il ve ilçe takımları ile gayri federe olarak müsabaka yapmışlardır. Yapılan müsabakalarda rekabetin yanı sıra, karşılıklı misafirperverlik ve sosyalleşme dikkat çekiyor. Ancak koşulların günümüz olanaklarının çok gerisinde olduğunu belirtmeliyim. Ulaşım güçlüğü nedeniyle takımların zaman zaman deniz ulaşımını tercih etmesi, maçları yönetecek resmi hakemlerin olmaması dönemin koşullarını özetlemekte. Bu şartlarda futbol adına katkı sağlayan yöneticiler ile oyuncu büyüklerimizi saygı ve minnetle anmak görevimiz olmalı diye düşünüyorum. Bu değerlerden olan bir büyüğümüz için ayrı bir parantez açmak istiyorum.

-Bartın’ın meşhur merkez müdafi ŞABAN topu kaptı güzel bir iki çalım..

-Şekibin hafif bir atışı top kalecinin başı üstünden kaleye giriyor. ŞABAN’ın her tarafı çınlıyor..

ŞABAN’ın kuvvetli atışı top içerde gol..

Alıntılar Bartın futboluna tartışılmaz katkılar sunan spor adamı, eğitimci, idareci ve Bartın’a futbolu sevdiren Şaban DALAY hocamıza ait. Kendilerini çocukluk yıllarımda şöyle böyle hatırlamaktayım. Dönemini iyi bilenlerden öğrendiğime göre saygı duyulan, takdir edilen, özellikle spor konusundaki ciddiyetinden dolayı biraz çekinilen hocamız. Kent kültürü için değerlere sahip çıkmanın, yapılan katkıları gelecek nesillere aktarmanın önemi  inkar edilemez. Ülkemizde bunun örneklerini görmekteyiz. Türk futboluna damga vuran Hakkı Yeten, Süleyman Seba, Metin Oktay’ın isimlerinin yaşatılması adına yapılanlar güzel örnekler. Bir yenisi kentimizde Şaban DALAY adına yapılamaz mı ? Kent kültürünü yaşatmak için merkez ilçe Belediyemiz tarafından çalışmalar yapılıyor, şık ve güzel oluyor.  Hocamızın isminin bir tesise veya caddeye verilmesi, büstünün yapılması gibi öneriler daha önce getirilmiş, ancak  gerçekleşmemiş. Belediyemiz yetkililerinin, belediye meclis üyelerimizin, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğümüzün; ASKF yöneticilerimizin, Futbol İl Temsilcimizin  ve kulüplerimizin konuyu değerlendirip sonuçlandırması kentimiz ve futbol camiası adına alkışlanacaktır. Spor kültürünü ve futbol kimliğini geliştirmek için Şaban DALAY isminin yaşatılması, emek ve katkılarının taçlandırılması olumlu olacaktır.


Değerli okurlar,

Bartın spor tarihi üzerine yüksek lisans tezi hazırlayan, akademik çalışma yapan, yaptığımız sohbette kendisini kentimizin hemşehrisi  olarak gören  öğretim görevlisi Sayın Betül AYHAN hocamıza teşekkür eder; değerli çalışmalarını benimle paylaştığı için minnetlerimi  sunarım. 

Sağlıklı günler dileğiyle hoşça kalın.




 








-


-

-



-


Diğer yazıları...
Köşe Yazarları
 ‹ 
 ›