Krizi her gün yaşıyoruz…


Bu makale 2018-10-02 09:55:30 eklenmiş ve 368 kez görüntülenmiştir.
Mustafa Ahmet OKTAY

 

 

 

Geçtiğimiz günlerde sosyal paylaşım sitesinin birisinde çok güzel bir yazı okudum.

 

Aslında tam da yaşadığımız hayatı özetleyen bir yazıydı.

 

Okuduğum yazının dışında malumunuz ekonomik ortam ile ilgili görüşlerimi yazıp, bizim nasıl bir durum içinde olduğumuzu özetlemek istiyorum.

 

Bir dolar krizi Türkiye’de olumlu giden her şeyi tersine çevirdi.

 

Benim fikrime göre biz dolar krizinden önce de bazı ekonomik sıkıntılar yaşıyorduk.

 

Kafalarımızı ayın başı, ayın ortası, ayın sonu, bayram öncesi, yılın sonu gibi sabit fikirlere sokmuş gidiyoruz.

 

Aslında her günümüz aynı.

 

İçinde bulunduğumuz ve yaşadığımız bu gün bile aslında aynı şeyleri yaşıyoruz.

 

Örneğin bir arabamız var.

 

Arabanın lastikleri, bakımı, vergisi, sigortası veya kaskosu;

 

Devam edelim arabamızın yakıtı…

 

Sigara paramız, hafta sonu arkadaşlarla veya hafta içi dışarıda yemek veya başka organizasyonlar…

 

Ev kirası, yada ev kredisi;

 

Taşıt kredisi, çocukların okul masrafları….

 

Evin mutfak masrafı;

 

Elektrik, telefonlar, su, doğalgaz, sitelerde aidat…

 

Üstümüze, başımıza aldığımız ayakkabı, kıyafetler…

 

Ayda bir veya bir den fazla kuaför…

 

Çay parası, kahve parası…

 

Daha bir sürü şey yazılabilir.

 

Ben sadece birkaç örnek verdim.

 

‘Yaşamayalım o zaman’ diyebilirsiniz.

 

Ama yazının başında bahsettiğim okuduğum paylaşım aslında tam da bunları anlatıyor.

 

Biz de zaten her gün bir yaşam sıkıntısı var.

 

Şimdi hayallerimizi güncelleyelim.

 

İyi bir araba, güzel bir ev, iyi marka cep telefonu, birikim, çocukların geleceği…

 

Farkında mısınız? Yaşlandık, ömür gitti.

 

Tüm bunlar hayatımızın şu an dediğimin zaman diliminde gerçekleşiyor.

 

Ve bizler tüm bunları yaşarken zaman su gibi akıp gidiyor.

 

Tüm bu sıkıntılar veya kriz dediklerimiz her zaman vardı, bundan sonra da yaşadığımız sürece olacak.

 

Peki ne yapmamız gerekiyor?

 

Bu dönemde biraz daha masraflarımızı azaltmalıyız.

 

Bazı şeylerden feragat etmeliyiz.

 

Yani ayağımızı yorganımıza göre uzatmalıyız.

 

Hayatta bazı olumsuzluklar olabiliyor.

 

İşte bu dönemlerimizi bir olumsuzluk olarak görmeli ve yaşamımızın var olan gerçeklerini yine eskisi gibi vazgeçmeden sürdürmeliyiz.

 

Elbette bu günler gelip geçecek.

 

Tüm bunları da bu hayatımız içerisinde yaşayacağız.

 

Okuduğum o güzel ve bizlere bu günleri anlatan hikayenin temelinde ‘BİZ’ olgusu vardı.

 

Bir bütün halinde davranmalıyız.

 

Morale ihtiyacımız olduğu bu günlerde yaşadığımız hayatın döngüsünü olumlu yolda ilerletmeliyiz.

 

Kaldı ki, nefes aldığımız sürece bunlar var olacaktır.

 

 

Diğer yazıları...
Köşe Yazarları
 ‹ 
 ›