Amasra ile ilgili komisyon raporuna “Muhalefet Şerhi”

Bartın’ın Amasra ilçesindeki TTK’ya ait maden ocağında meydana gelen maden faciasının tüm yönleriyle araştırılarak benzer kazaların önlenmesine yönelik tedbirlerin alınması amacıyla kurulan TBMM Araştırma Komisyonu, raporunu tamamladı. TBMM Amasra Maden Kazası Araştırma Komisyonunun CHP’li üyeleri, komisyon raporunun yetersiz ve eksik olduğunu savundu. CHP Bartın Milletvekili Av. Aysu Bankoğlu, komisyonun 4 aylık çalışma sonucunda hazırlanan raporunda, facianın asıl nedenlerine ilişkin birçok noktaya hiç değinilmediğini ya da birçok konunun sadece birer cümleyle geçiştirildiğini ileri sürerken “Amasra Maden Araştırma Komisyonu Raporu'na karşı şerhimizi 66 öneriyle beraber verdik. Göz göre göre 42 madencimizin ölüme gönderildiği Amasra faciasını unutmamız mümkün değil. Sözümüzün arkasındayız, hesabı tek tek verilecek” dedi.
Bu haber 2023-03-27 09:13:55 eklenmiş ve 417 kez görüntülenmiştir.

 

Raporun eksik ve yetersiz olduğunu savundular!

 

 

Nilay Meryem ÇÖMLEK

 

 

Amasra’daki maden kazasının tüm yönleriyle araştırılarak benzer kazaların önlenmesine yönelik tedbirlerin belirlenmesi amacıyla kurulan TBMM Araştırma Komisyonunun CHP'li üyeleri Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, Zonguldak Milletvekilleri Ünal Demirtaş ve Deniz Yavuzyılmaz, İzmir Milletvekili Kani Beko ve Antalya Milletvekili Aydın Özer, Meclis’te basın toplantısı düzenledi.

 

 

CHP’li komisyon üyeleri, TBMM Araştırma Komisyonu’nun hazırladığı raporda, facianın asıl nedenlerine ilişkin birçok noktaya hiç değinilmediğini ya da birçok konunun sadece birer cümleyle geçiştirildiğini öne sürerek, raporunun yetersiz ve eksik olduğunu iddia etti.

 

 

Bankoğlu: “Asıl nedenlerine ilişkin birçok noktaya hiç değinilmedi”

 

 

Amasra Maden Araştırma Komisyonu Raporu’na karşı muhalefet şerhini 66 öneriyle beraber verdiklerini belirten CHP Bartın Milletvekili Av. Aysu Bankoğlu,  “14 Ekim 2022 günü liyakatsizliğin, disiplinsizliğin, teknik yanlışların ve personel azaltmanın bedelini 42 madencimiz canlarıyla ödediler. Bu facianın nedenlerinin araştırılması için kurulan Meclis Araştırma Komisyonu 4 aylık çalışma ardından Taslak Komisyon Raporu hazırladı. Ancak, bu taslakta facianın asıl nedenlerine ilişkin birçok noktaya ya hiç değinilmedi ya da bu sorunlar birer cümleyle geçiştirildi. Öyle ki; maden mühendisleri ve bilirkişiler ocağa inip asıl incelemelerini yapmadan, alelacele komisyon raporu yazıldı. Niyet elbette alelacele nedenlerin ve sorumluların üzerini örtmek, onları saklamak ve korumak. CHP Milletvekilleri olarak Meclis kürsüsünden Amasra’da yitirdiğimiz madencilerimizi unutmayacağımızın, faciada sorumluluğu bulunanların her biri tek tek yargılanana kadar mücadelemize devam edeceğimizin sözünü verdik. Sözümüzün arkasındayız. Bu yüzden de facianın ardındaki idari, siyasi ve teknik sorunları kamuoyunun bilgisine sunmak için, hazırlanan eksik ve yetersiz Komisyon Raporu’na karşı detaylı bir Muhalefet Şerhi hazırladık. Böyle facialarının bir daha yaşanmaması için önerilerimizi sıraladık” dedi.

 

 

“Yolsuzluk, sorumsuzluk, cezasızlık”

 

 

Bankoğlu, 21 yıldır hukuk devleti ilkesinin yozlaştırıldığını ve tek adam rejiminin sonucunda ülkenin kılcal damarlarına kadar yolsuzluk, sorumsuzluk, cezasızlık ve liyakatsizlik yerleştiğini belirtti. Kozlu Faciası sorumlusunun TTK Genel Müdürü yapılmasını liyakatsizlik, Soma Faciasının sorumlusu Enerji Bakanı’nın Amasra Araştırma Komisyonu Başkanı yapılmasını sorumsuzluk, meslekte yeni madencilerin alt kotlarda görevlendirilmesini de iş bilmezlik olarak değerlendiren CHP Bartın Milletvekili, hazırlanan rapora karşı detaylı bir muhalefet şerhi hazırladıklarını ve bu şerhte 66 maddelik bir öneriyle geldiklerinin altını çizdi.

 

 

“Kader değil olası kast”

 

 

Amasra Müesesesinde hayatını kaybeden 42 madencinin kader yüzünden değil; olası kast yüzünden hayatını kaybettiğini ifade eden Bankoğlu, “TTK Genel Müdürü’nün emeklilikle ödüllendirilmesi, şüpheli sıfatıyla yargılananların müessesede çalışmaya ve maaş almaya devam etmesine göz yummak siyasi iradenin tercihidir. Ocağın organizasyonlarının liyakatsiz kişilerin elinde teamüllere uygun olarak yapılmadığı aşikar olduğu halde; hiçbir idareciye ve sorumluya soruşturma yapılmasına izin vermeyen irade, bir kez daha hukuk tanımaz, yasalara ve kurallara saygısız olduğunu ispatlamıştır. Bir kere bile ocağa inmemiş kişiler, müessesede önemli konumlara getirilirken, Sayıştay bas bas sorun var derken, uyarılara kulak tıkayıp, önlem almayıp; yeterli işçi almamak, daha fazla üretin demek, bilinçli bir açgözlülüğün yansımasıdır. Savcıların soruşturma izinlerine bakanlıklar yoluyla istisnasız ‘hayır’ demek, maden facialarını normalleştirmek, madenci ölümünden sorumlu olanları düpedüz cesaretlendirmek demektir. Yaşananların sorumlusu kader değil iktidardır. Bu sorumluluğun hesabı, hem adli hem de siyasi olarak sorulacaktır” diye konuştu.

 

 

“Amasra faciası bir milat olacak”

 

 

Bankoğlu Komisyon Üyesi CHP’li milletvekilleri ile yaptıkları basın açıklamasında; Türkiye’nin benzer hatalara feda edecek tek bir canı daha olmadığını halkın benzer acıları yaşamaya tahammülü olmadığını belirtirken Amasra’yı bir milat olarak kabul ettiklerini ve madenciler ile madenci yakınlarının aynı acıları yaşamaması için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi.

 

 

“İnsanımızı bir daha böyle cinayetlere mahkûm etmeyeceğiz”

 

 

CHP Bartın Milletvekili Bankoğlu, konuşmasına “Aynı hataları tekrarlayarak, başka sonuç alınmaz. Biz, hazırlanan Komisyon Raporu’nun Soma raporu gibi, hükümsüz bırakılarak tozlu raflara kaldırılmasına izin vermeyeceğiz. İnsan hayatı ve emek karşısında daima sermayeden yana tavır sergilemiş ve sergileyen AKP hükümetinin muhalefet şerhimizde altını çizdiğimiz 66 öneriyi hayata geçirme vizyonunun da motivasyonunun da olmadığını biliyoruz. ‘Felaket başa gelmeden evvel önleyici ve koruyucu tedbirleri düşünmek lazımdır, geldikten sonra dövünmenin yararı yoktur’ diyen Ata’mızın izinden giderek bu önerileri kendimiz hayata geçireceğiz.  Göreceksiniz, 42 madencisine bir Suudi Kralı kadar değer vermeyen, facianın ardından yas bile ilan etmeyen bu kadir bilmezlere karşı, insanımıza, işçimize ve emeğe hak ettiği değeri vereceğiz. Ülkemiz madenlerine gerekli teknolojik yatırımları yapacağız. İnsanımızı bir daha öngörüldüğü halde önlenmeyen böyle cinayetlere mahkûm etmeyeceğiz” sözleriyle son verdi.

 

 

Yavuzyılmaz, faciadaki zincirleme ihmallere dikkat çekti

 

 

Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz ise Komisyon raporundaki kaza senaryosunun eksik, hatalı ve bilime aykırı olduğunu öne sürerek, kazanın sorumluluğunun madende patlatma yapan barutçunun üzerine atılmak istendiğini ancak faciada zincirleme ihmaller olduğunu söyledi.  Maden ocağında patlama meydana gelen bölgedeki metan seviyesini ölçen sensörün bağlantısının yanlış yapıldığını ispatladıklarını ancak söz konusu evrakın üzerinde kazadan sonra değişiklik yapıldığını iddia eden Yavuzyılmaz, konuyla ilgili suç duyurusunda bulunacaklarını bildirdi.

 

 

Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş da kazanın gerçek sorumlularının yargı önünde hesap vermediği sürece bu tür faciaların yaşanmaya devam edeceğini belirterek, “14 Mayıs'ta iktidar değişimi yaşanacak. Yargı, tarafsız ve bağımsız olduktan sonra Amasra faciasındaki yargı süreci de olması gerektiği gibi ilerleyecek” ifadelerini kullandı.

 

 

İzmir Milletvekili Kani Beko da Türkiye’nin Uluslararası Çalışma Örgütünün (İLO) sözleşmelerine uymadığı için bu tür kazaların sürekli yaşandığını savunarak, “İş sağlığı ve güvenliği uzmanları yıllarca işverenlerin ve siyasi iktidarın denetimi altında görev yaptılar ve maalesef iş cinayetlerinin bazılarına neden oldular. İş sağlığı ve güvenliği uzmanları mutlaka bağımsız şekilde görev yapmalıdır” dedi.

 

 

Antalya Milletvekili Aydın Özer de Komisyon başkanlığını yapan AK Parti Kayseri Milletvekili Taner Yıldız'ın, geçmişteki 6 büyük maden kazasının yaşandığı dönemde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olarak görev yaptığını anımsatarak, “Böyle bir siyasi sorumluluğu almamış bir bakanın gelip de Komisyon Başkanı olması, bu işi sorumluya teslim etmek demektir. Biz buradan ‘hiç kimseden bir şey sormayacağız’ mesajını alıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

 

 

KUTU KUTU

 

 

TBMM Araştırma Komisyonu’nun hazırladığı raporda, Amasra’nın Bartın ilçesindeki kazanın tüm nedenleri, kazanın oluşumuna etki edebilecek tüm faktörler ve aksaklıklar anlatıldı. Ayrıca, kazanın meydana gelme nedenleri; doğrudan nedenler, dolaylı nedenler ve temel nedenler olarak sınıflandırıldı.

 

 

Komisyon raporunda, kazanın yaşandığı 14 Ekim 2022 tarihinde metan ölçüm değerlerinin incelendiği ve burada uygulanan havalandırma projesinin metanın patlama alt limitlerinin altında kalması gerektiğine dikkat çekilerek, “Metanın patlama alt limitlerinin altında kalması için yeterli olmadığı görülmektedir. +40 kotunda başlayan hava giriş kuyusunun üretim ve hazırlık galerilerine olan mesafesi (yaklaşık 3 bin metre) ve ocak havasının aynı anda faaliyet gösteren birbirinden bağımsız ve uzun birçok ocak açıklıklarını dolaşması nedeniyle ocak direncinin artması, ocak hava debisinin yetersizliği, tali fanların lokal olarak yoğun kullanılması gerekliliği, kaza anında tali fanlardan birine bağlı fantüpün kelepçe arızasının P3 vardiyasında giderilmemiş olması, hızlarının yasal sınır değerlerin altında olması potansiyel metan tabakalaşmasına yol açabilecek ortamların oluşma ihtimalini doğurmuş ve patlamaya elverişli ortam oluşmasında etkili olmuştur” denildi.

 

 

Personel eksikliğine dikkat çekildi

 

 

Kazanın meydana gelmesinde ana havalandırmadaki eksiklikten daha önemli derecede olmak üzere tali havalandırmadaki yetersizlik en önemli nedenler arasında sıralandı. Metan patlamasının tetiklemesi ile art arda gerçekleştiği düşünülen kömür tozu patlamasının ve patlama şiddetinin ocağı yatay ve dikey yönde geniş bir alanda etkilemesinin nedeninin de başarılı bir tozla mücadele yapılamaması, su/toz barajlarının yetersiz olması ve doğru konumlandırılmamış olmasından kaynaklandığı belirtildi. Raporda kaza nedenlerine ilişkin ayrıca şu ifadelere yer verildi:

 

 

“Üretim ve hazırlık sırasında yapılan patlatmalı kazı faaliyetlerinin mevzuatta belirtilen şartlara uymaması ve bunları kontrol eden ve denetleyen etkin bir denetim ve kontrol mekanizması olmaması ortam güvenliğini riske atmıştır. Kaza anında personel eksikliği nedeni ile merkezi gaz izleme odasında tek operatörün çalışıyor olması, merkezi gaz izleme sisteminin sesli alarm sistemi ile entegre olmaması yer altı iletişim ağının zayıflamasına ve bilgi akışında aksaklıklara neden olmuştur. Yapılan dış denetimlerde kaza ile illiyet bağı olan tespit ve önerinin olmadığı görüldü. Etkin denetim işlevini yerine getiremeyen denetim sistemlerinin de bu facianın yaşanmasında etkisi oldu. İş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin ve tatbikatların teorik eğitimleri pratik hayata geçirecek yeterlikte ve nitelikte olmaması kazanın etkisinin yaygınlaşmasında rol oynamıştır.”

 

 

Kazaların önlenmesine yönelik öneriler

 

 

Raporda, bu tür kazaların bir daha meydana gelmemesi için de öneriler sunuldu. Öneriler, şöyle sıralandı:

 

 

"İş kazalarında ihmal ve kusuru bulunanlara uygulanan cezai müeyyideler ve iş teftişlerinde denetim sırasında tespit edilen iş sağlığı ve güvenliğini tehlikeye atan eksiklikler konusunda ihmal ve sorumluluk sahibi olanlara uygulanan idari yaptırımların caydırıcılığı artırılmalıdır. Ruhsatsız işletildiği tespit edilen ve kapatılan madenleri işleten kişilere hapis cezası verilmesi ve bu kişilerin ömür boyu madencilik faaliyetlerinden menedilmesine yönelik yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Madencilik mevzuatı gözden geçirilmeli, kömür madenciliğine ilişkin tüm faaliyetler için ayrı bir mevzuat düzenlemesi yapılmalıdır. Madenlerde iş sağlığı ve güvenliği yönetim sisteminin oluşturulması, iş güvenliği ikliminin iyileştirilmesi ve bunun sürdürülebilir kılınması için madencilik faaliyetlerinin tek bir çatı kuruluş altında toplanmasını sağlayacak, uluslararası standartlarda, bağımsız bir ulusal maden iş sağlığı ve güvenliği kurumu kurulmalıdır."

 

 

Havalandırmanın önemi

 

 

Raporda yer alan öneriler arasında, 'havalandırma' konusuna özellikle dikkat çekildi. Gazlı ocaklar için ayrı bir havalandırma mevzuatının hazırlanması gerektiğine dikkat çekilerek, “Havalandırma projelerinin her ocağın özel şartları dikkate alınarak hazırlanması, ocak faaliyet değişikliklerine bağlı olarak güncellenmesi ve ilgili kurum/kuruluşlar tarafından onaylanarak uygulamaya geçirilmesi gerekmektedir” denildi.

 

 

Ayrıca maden ocaklarındaki tecrübeli personel ihtiyacına vurgu yapılarak, “Görevlendirilecek personelden en az birinin 5 yıl ve daha fazla yer altı madenciliğinde tecrübeli maden mühendisi olması zorunlu olmalıdır. Yer altı madenciliğinde çalışanların çalışma yerlerine ulaşımını sağlayacak mekanik araçların belirlenmesi, belirlenen mekanik araçlarla ilgili imalat standartlarının ve insan taşınmasında alınacak güvenlik önlemlerinin tespit edilmesi, kurulumdan sonra ilk kullanımda uygunluk onayının ve devamında periyodik kontrollerinin nasıl ve kimler tarafından yapılacağı gibi detayları kapsayan düzenleme yapılmalıdır” ifadelerine yer verildi.

ETİKETLER : Aysu Bankoğlu TBMM Araştırma Komisyonu CHP TTK Amasra
Diğer YAŞAM haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 ›