Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim için 14 Mayıs’ı işaret etti

AK Parti Grup Başkanvekili ve Bartın Milletvekili Av. Yılmaz Tunç’un da katıldığı Grup Toplantısı’nda konulan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “2023, bizim için hem 20 yıllık eser ve hizmet siyasetimizin sembolüdür hem de yeni vizyonumuz Türkiye Yüzyılı’nın başlangıcıdır” derken seçim için tarih verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rahmetli Menderes 14 Mayıs'ta ‘Yeter söz milletin’ diyerek sandıktan ezici bir zaferle çıkmıştır. Aynı şekilde Rahmetli Özal, darbenin gölgesinde girdiği seçimde önemli bir başarı kazanmıştır. Biz de ‘Artık hiçbir şey eskisi olmayacak’ diyerek hükümete gelmiştik. Şimdi de ‘Söz de karar da gelecek de milletindir' diyerek milletin desteğine talibiz. Milletimiz 73 yıl sonra aynı gün altılı masaya yanıtını verecek. Vesayet heveslilerine rağmen Türkiye Yüzyılı’nı başlatacağız. Milletimiz aynı gün, bu darbe şakşakçılarına 'yeter' diyecektir” dedi. Dikkat çeken açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ın İHA sözlerine de çok sert tepki gösteren gösterirken gündeminde, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile İYİ Parti Genel Başkanı Akşener'in “başörtüsü” çıkışı da vardı.
Bu haber 2023-01-18 14:10:26 eklenmiş ve 1062 kez görüntülenmiştir.

 

 

“Milletimiz 73 yıl sonra aynı gün altılı masaya yanıtını verecek”

 

 

Nilay Meryem ÇÖMLEK

 

 

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Grup Başkanvekili ve Bartın Milletvekili Av. Yılmaz Tunç’un da katılımıyla gerçekleştirilen Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) AK Parti Grup Toplantısı’nda bir konuşma yaptı.

 

Sözlerinin başında “Biliyorsunuz, ikinci haftasını geride bıraktığımız 2023, bizim için herhangi bir yılbaşı değildir” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzun yıllardır hayallerini, hedeflerini 2023 menziline göre belirlemiş ve buna göre yol almış bir hükümet olduklarını kaydetti.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan,  “Cumhuriyetimizin 100. yılında ülkemizi ulaştırmak, milletimizi kavuşturmak istediğimiz hedeflere hamdolsun, büyük ölçüde kavuştuk. Ülkemizin son 10 yıldır maruz kaldığı ağır saldırılar ve küresel krizler, bazı alanlarda gecikmeye yol açsa da bunlar kazanımlarımızın büyüklüğüne halel getirecek hususlar değildir. Evet, 2023, bizim için hem 20 yıllık eser ve hizmet siyasetimizin sembolüdür hem de yeni vizyonumuz Türkiye Yüzyılı’nın başlangıcıdır. Önümüzdeki aylarda yaşanacak seçimi önemli ve tarihi kılan da işte budur” şeklinde konuştu.

 

2023 seçimlerine de ilişkin önemli mesajlar veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk kez tarih vererek konuşmasında şu değerlendirmede bulundu:

 

“Her seçimden zaferle çıkmayı başardık”

 

“Bizim hayatımızda hiçbir seçim kolay olmadı. Her seçime büyük bir mücadele ile azimle, gayretle hazırlandık, girdik. Allah’a şükür her seçimde de sandıktan zaferle çıkmayı başardık. Peki bu seçimi diğerlerinden farklı kılan nedir? Mesela, 2002 seçimlerine kuruluşunun üzerinden henüz 15 ay geçmiş bir parti olarak siyasete yeni bir ses yeni bir soluk getirerek hatırlayın adım atmıştık. 2007 seçimlerine vesayetin, akıl ve ahlak dışı oyunları ile uğraşarak girmiştik. 2011 seçimlerini milletimize 2023 hedeflerinin sözünü vermenin coşkusu ile tamamlamıştık. 2015 seçimleri sürecini FETÖ, PKK, DEAŞ terör örgütlerinin ağır saldırıları altında yaşamıştık. 2018 seçimlerini yeni yönetim sisteminin beraberinde getirdiği tereddütleri göğüsleyerek geçirmiştik. 2023 seçimlerine ise bir yandan son dönemde dünyada yaşanan krizlerin ülkemize etkileri ile mücadele ederek girdik. Diğer yandan karşımızda oluşturulan ucube ittifakın hezeyanları ile uğraşarak beri yandan milletimize verdiğimiz sözleri yetiştirebilmenin tatlı telaşını yaşayarak, hepsinin ötesinde 20 yılda kurduğumuz demokrasi ve alt yapısı üzerinde Türkiye Yüzyılı vizyonunu inşa etmenin heyecanıyla hazırlanıyoruz.

 

“Türkiye'nin teslim alınamayacağını herkes gördü”

 

Türkiye bugün hem dünyadaki gelişmelerin etkisiyle hem kendi serencamının tabi bir neticesi olarak öyle bir yol ayrımında ki böyle fırsatlar milletlerin önüne asırda bir gelir. Ardı ardına nükseden küresel krizler dünyanın siyasi ve ekonomik ağırlık merkezlerinde köklü değişikliklerin başlamasına yol açtı. Geçmişte kendi krizleri içinde boğulan bir Türkiye vardı. Bu defa Türkiye sahip olduğu güçlü eser ve hizmet alt yapısı sayesinde küresel sarsıntıları kendi atılımlarının dayanağı haline dönüştürebiliyor. Yatırımları, istihdamı, üretimi, ihracatı, cari açığı elhamdülillah kontrol ederek büyümesi ile her başlıkta bu gerçeği ispatlayan bir ülke olduk.

 

Türkiye yatırımlarıyla, istihdamıyla cari açığı kontrol ederek büyümesiyle her başlıkta bu gerçeği ispatlayan bir parti oldu. Sıkıntılarımız elbette var. Bunlar üstesinden gelinemeyecek hususlar değil. Enflasyon da düşüşe geçti. Enflasyonu önümüzdeki aylarda yüzde 50'lere, 40'lara, 30'lara hızla düştüğünü hep birlikte göreceğiz. Enflasyona sebep olan tuzakları bozduk, mekanizmalarımızı kurduk. Türkiye'nin teslim alınamayacağını herkes gördü. Yaşanan sıkıntılı sürecin milletimize ödettiği bedellerin telafisini sürekli yaptık, yapıyoruz.

 

Asgari ücrette artışı, EYT’yi, sözleşmeli kadro meselelerini çözdük, sosyal yardımları genişlettik, konut kampanyaları düzenledik, üreten herkesi destekledik. İstihdamı 31,6 milyonla tarihimizin en yüksek seviyesine çıkardık. Ziyaret ettiğimiz illerde ve programlarda insanımızın gözündeki samimiyeti, umudu yaşayarak müşahede ediyoruz.

 

 

Seçim tarihi için 14 mayıs mesajı

 

Siyasetin günlük merci içinde insanların söyledikleri sözler elbette önemlidir. Ancak aynı insanların sandık başında nelere bakacaklarıdır. Rahmetli Menderes 14 Mayıs'ta ‘Yeter söz milletin’ diyerek sandıktan ezici bir zaferle çıkmıştır. Aynı şekilde Rahmetli Özal, darbenin gölgesinde girdiği seçimde önemli bir başarı kazanmıştır. Biz de ‘Artık hiçbir şey eskisi olmayacak’ diyerek hükümete gelmiştik. Şimdi de ‘Söz de karar da gelecek de milletindir' diyerek milletin desteğine talibiz. Milletimiz 73 yıl sonra aynı gün altılı masaya yanıtını verecek. Vesayet heveslilerine rağmen Türkiye Yüzyılı’nı başlatacağız. Milletimiz aynı gün, bu darbe şakşakçılarına 'yeter' diyecektir. Bir nevi ipi 10 ayrı kişinin elinde kukla bir Cumhurbaşkanı ile ülkeyi idare etmek istiyorlar. Cumhurbaşkanı fiilen altılı masanın emir eri gibi davranacak.

 

“Milletim oyunlarını çözdü”

 

Karşımızda ibretlik bir tablo var. İşin özünde eskilere giden bir hesaplaşma yatıyor. Cumhuriyet'in iki asrı boyunca Türkiye'yi kendi çıkarlarının yörüngesinde tutabilmek için her yolu denediler. Şimdi umutlarını 2023 seçimlerine bağlamış görünüyorlar. Şimdi Meclis'ten meydan okuyorum; ne yaparsanız yapın yine başaramayacaksınız.

 

Benim milletim artık tüm oyunlarınızı çözdü. Aksi olsaydı 2007'de bize Cumhurbaşkanı seçtirmek istemediğinizde başarılı olurdunuz. Aksi olaydı gazete kupürleri üzerinden partimizi kapatmaya çalıştığınızda başarılı olurdunuz. Bakın bu ülkenin Cumhurbaşkanı, bakın Türkiye'nin en büyük partisinin başı olarak karşınızdayım. Gündemi 2023 hedefleri, Türkiye Yüzyılı olan bir lider olarak karşınızdayız. 2023 seçimlerinden sonra da Türkiye Yüzyılı mimarı olarak milletimin görevlendirmesiyle yine karşınızda olacağız. Biz, kimsenin inayetiyle değil, Allah'ın yardımıyla, milletimizin desteğiyle ayağa kalktık bugünlere geldik, yarınlara yürüyoruz. Biz gerektiğinde yedi düveli karşımıza alma pahasına milletimize hizmet ediyoruz.

 

“Bunlar masa krizini konuşuyor”

 

Karşımızdaki tabloya bakarak gülsek mi ağlasak mı bilemiyoruz. Dünya küresel krizi konuşuyor, bunlar masa krizini konuşuyor. Milletimiz ülkesinin bu kaostan en az zararla nasıl çıkacağının işaretini bekliyor. Biz yaptıklarımızla ve vizyonumuzla milletimizi hayallerine kavuşturmanın peşindeyiz. Bu altı başlı hilkat garibesinin milletimizin tepesine çökmeleri dışında başka vizyonu yoktur. Bu çarpık zihniyet farklı tezahürleriyle hep vardı. Biz köprü, yol, havalimanı, baraj, fabrika inşa eden, petrol, doğalgaz ararken yatırımcılara 'gelmeyin' çağrısı yapanları iyi hatırlıyoruz. İnsan bir ülkenin ordusu, komutanları, savunma sanayi şirketleri kimler tarafından hedef alınır diye düşünmeden edemiyor. Bir ülkenin ordusuna ve savunma sanayine ancak kendisine tehdit olarak görenler saldırır. Yunanistan'ın feveranlarını yersiz bulmakla birlikte anlayabiliyoruz. PKK'nın feryatlarının sebebi yerindedir. Anlamakta zorlandığımız husus bu ülkenin bir partisinin, parti liderinin ordumuz ve savunma sanayine karşı sergilediği hazımsızlıktır. Bu işte bir terslik var demekten kendimizi alamıyoruz.

 

“Öyle bir yerden öyle bir yere geldik ki…”

 

Bu habis zihniyetin son eseri, küresel bir marka haline dönüşen Baykar şirketi oldu. Baykar'ın nezdinde tüm şirketleri, ürünleri ve başarılarıyla savunma sanayimiz hedef alınıyor. Bizimle olan akrabalık ilişkisi üzerinden Baykar'ı hırpalayabileceklerini düşünüyorlar. Bu alçak saldırıya hak ettiği cevabı vermek sorumluluğumuzun gereğidir.

 

Ülkemizde Milli Mücadele'nin de etkisi ile Cumhuriyetimiz kurulduktan hemen sonra başlayan bir savunma sanayi hamlesi vardı. 2022 ve şu anda malum 2023 bu kardeşiniz başbakanlık makamını da gördü Cumhurbaşkanlığı makamını da gördü. Kiminle nasıl çalıştık hepsi kayıtlarımızda mevcut. Öyle bir yerden öyle bir yere geldik ki doğru dürüst helikopterin yok. Şimdi biz bir de de Gökbey helikopterini üretmenin hazırlığı içindeyiz. Bu Kızılötesi denilen adımı nasıl attık, bunun hazırlıkları yapılıyor.

 

“Hukuk karşısında da hesabını verecekler”

 

Olay sadece savaş aracı değil, bunun ürünlerini de üreteceksin. Ülkemiz bu mühimmatı da üretmeye başladı. Biz Türkiye'deki maalesef bu muhalefetle çok uğraştığımız için adım atmakta zorlanıyoruz. En son Arifiye’deki olay... Arifiye’deki olaydan hemen sonra, biz ne yaptık Arifiye’de. Fırtına obüslerinin teslim törenine gittik, komutanlarımız ve milletvekillerimizle... Düşünebiliyor musunuz muhalefetin başındaki adam; düşünün siz diyor siyasetçi değilsiniz. Tamam da neyi alkışlıyorlar, neden alkışlıyorlar. Alkışladıkları şey dünyayı titreten fırtına obüslerinin teslim töreni. Bay Kemal, konuşan anayasamızın hükmüne göre başkomutan konuşuyor. Ve sen ne Savunma Bakanımıza ve kuvvet komutanlarımıza hakaret edecek çapta değilsin, önce haddini bil. Bu bir cibilliyet meselesidir. Karakter zaafı olan bir insan olarak bizim ordumuzun komutanlarına saldırmak herkesin karı değildir. Bunlarla ilgili işin hukuki boyutu devam ediyor, edecek. Hukuk karşısında da hesabını verecekler.

 

“Bay Kemal, sana Özdemir Bey'i tanıtayım”

 

Bay Kemal sen tanımazsın ama sana ben edebi alemde olan Özdemir Bey’i bir tanıtayım. Biz tahsisleri yaparken biliyorsunuz onlara bu tahsisi yaptıkları üretime göre yaparız. Nedir bu tahsis? Bugüne kadar nice firmalara bu verildi fakat Özdemir bey öyle bir insan ki; 'Hayır almam' Yahu hadi ben sana bir lütufta bulunmuyorum, bu devletin aldığı bir karar. Bu kararla firmalara bunu veriyoruz, bu bir hak. ‘Hayır almam, ben paramı veririm, paramla satın alırım’ Böyle bir insan.

 

Biz yerli ve milli projelere destek verdikçe, kendi siyasi ve ekonomik programlarımızı uyguladıkça parasıyla savunma sanayi ürünü vermemeye başladılar. Bayraktar İHA'ları yetiştiremiyor. Aynı şekilde mühimmat yetiştiremiyorlar. Türkiye artık büyüdükçe, güçlendikçe birileri rahatsız oluyor. Onlar rahatsız oldukça yolumuza devam ediyoruz. Bu ahlaksız çıkmış, geleceklermiş de hesabını soracaklarmış. Rekabetin oluşması lazımmış. Sen git çocuk bezi satmaya devam et, senin işin değil bu. 15 sene yanımda bulundu ama demek ki benden bir şey alamadı.

 

“Bunlardan bir şey olmaz”

 

Yanında bir tanesi daha var o da öyle. Bizden üniversite istediler, vakıflarına üniversite tahsisi yaptım. Kendisi ne zaman Başbakanlık koltuğuna oturdu, o tahsis yapılan yeri bilabedel vakfına mülk edindi. Türkiye'de başka örneği yok. Kalk bunu milletimize anlat. Devlet Bey ona 'Serok Ahmet' diyor, bu tür işler yapıyor. Helalinden en yaptı? Kurduğunuz üniversiteyle başarı grafiğiniz ne, yok. Biz de bu üniversiteyi, yolsuzlukları nedeniyle aldık, devletimize mal ettik. Şimdi Şehir Üniversitesi, Marmara Üniversitesi'nin mülkü olarak devam ediyor. Biz bu millete yakışır eserler inşa ediyoruz, sen de ne yaptın bunu söyle bakalım. Bunlardan bir şey olmaz.

 

“Bay Kemal bunlar seni neden rahatsız ediyor?”

 

İHA projesi yöneten 8 ayrı firmamız bulunuyor. Bayraktar TB-2 pek çok yerde öyle başarılara imza attı ki, pek çok ülkede adına marşlar, şarkılar yazıldı. Karabağ'da çocuklara Baykar'ın adı verildi. Yeni bir ürün, farklı bir ürün; o da Kızılelma. Tabi Kızılelma'nın sadece cismi yok, Kızılelma aynı zamanda bir hedeftir. Bu kutlu davaya inananların çok çok önemli bir hedefidir Kızılelma. Projelerimizle ülkemizi artık bambaşka bir lige taşıyoruz. BAYKAR'ın özelliği tüm projelerini kendi öz kaynaklarıyla geliştirmesidir. BAYKAR tasarım ve geliştirme çalışmalarına her türlü desteği hak eden bir şirkettir. 3 bini aşkın genç burada çalışıyor. Şirketin tercihi bu çalışmaları kendi öz kaynağıyla yapmaktır. Şirketin 20 yıllık gelirlerinin yüzde 75'i ihracatından geliyor. Ya Bay Kemal bunlar seni neden rahatsız ediyor? Yanındaki bazı terör yandaşlarını rahatsız ediyor da seni neden rahatsız ediyor? Çünkü onlar teröristlerle beraber. Çünkü bu İHA ve SİHA'larımız nice teröristleri yok ettiler.

 

Baykar'ın aldığı tek destek gümrük vergisi, KDV, sigorta primi, stopaj indirimi gibi nakdi olmayan her firmanın yararlandığı kolaylıklardır. Baykar'ın hedef alınmasının sebebi ürettiği araçlarla ülkemizin kazandığı zaferlerdir, sahip olduğu kazanımlardır.'

 

“Milletimiz bunlara iktidar yüzü göstermez”

 

Lafı da sahibini de milletimizin vicdanına havale etmek en doğrusu olur. Altılı masa adına birilerinin karanlık mahfillerde yürüttükleri pazarlıklarda, önemli projeleri durduracakları, yapılanları yıkacakları sözü verdiği anlaşılıyor. Milletimiz bunlara iktidar yüzünü göstermez. Böyle kirli pazarlığa girilmesi faciadır. Ülkemizin büyük projelerini yürüten isim ve firmaların yıllarca nasıl hedef olduğunu hatırladık. Nice yatırımları akim bırakmak için her yolu denediler. Yatırım, üretim, turizm, çevre yönleriyle yaptığı katkılarla İstanbul Havalimanı'nın 80 milyar dolar, Osmangazi Köprüsü’nün 10 milyar dolar, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün 5 milyar dolar katkısı oldu.

 

“Biz dersimizi çıkardık, milletimizden helallik bekliyoruz”

 

Karadeniz'deki doğalgazın değeri 1 trilyon doları buluyor. Pazar günü Kağıthane-İstanbul Havalimanı metrosunu da açıyoruz. Nişan alıp hedef ettikleri asıl hedef Türk milletidir. Bunlar milletimizi tanımıyor. Milletimiz namusunu kimseye laf söyletmeden yoluna devam eder. Milletimiz projelerine, eserlerine, hizmetlerine dokunacak adamı doğduğuna pişman eder. Bizim ah ettiğimiz husus ise bunları adam yerine koyup görev vermemizdir. Hatayı kabul etmek de erdemdir. Biz dersimizi çıkardık, milletimizden helallik bekliyoruz.

 

“AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak bu işin gerçeğini yapıyoruz”

 

Altılı masadaki hanımefendi, bizim başörtüsü konusunu istismar ettiğimizden bahsediyor. Hanımefendi, Erdoğan ve arkadaşlarının istismarcı olup olmayacağını milletim gayet iyi bilir. Dürüstsen, haysiyet sahibiysen... Bay Kemal'den farkın yok. Saraçhane'de verdiğin görüntüyle hangi istikamette gittiğini ortaya koyuyorsun.

 

AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak bu işin gerçeğini yapıyoruz. Biz şu anda yola çıktık, milletimize de aile olayını, başörtüsü konusunu anlatacağız. Bu konuda sizinle bu işin mukayesesini yapacak konumda değiliz.

 

Sizin birlikte yürüdükleriniz bu ülkede başörtülü milletvekilini 'Meclis'ten atın' diyecek kadar sınırsız tiplerdir. Siz onlarla yürüyorsunuz. Bu işin istismarıyla yargılamak istiyorsunuz. Varsa projeniz bize gönderirsiniz, ona göre çalışır adım atarız. Aile bizim kutsalımızdır. Siz ortağınızla birlikte LGBT'cilerle yürüyebilirsiniz, bizim onlarla da işimiz yok. Çünkü aile kurumumuzu çok sağlam zemine oturmanın adresi AK Parti'dir, Cumhur İttifakı’dır.”

 

 

ETİKETLER : Bartın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AK Parti Grup Toplantısı seçim
Diğer SİYASET haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 ›