“Madendeki kazalar sonucu ölümler noktasında Türkiye birinci sırada!”

Amasra maden ocağında meydana gelen patlama sonrası Bartın’a gelen Saadet Partisi Kadın Kolları Genel Başkanı Nurgül Beytiye Ekinci, “Türkiye’nin ve dünyanın son zamanlardaki en büyük sorunlarından bir tanesi de liyakat sorunu. Aslında Amasra’daki maden faciasının nedenlerinden bir tanesi olduğunu görmekten üzüntü duyuyoruz. Buradan hükümete sesleniyoruz, lütfen bunlar birer maden birer eşya değil hepsi birer can hepsi bizim kıymetlimiz ve değerlerimizdir” dedi.
Bu haber 2022-10-21 12:41:12 eklenmiş ve 504 kez görüntülenmiştir.

 

 

Kübra Nur AK

 

 

Saadet Partisi Kadın Kolları Genel Başkanı Nurgül Beytiye Ekinci, Amasra’daki maden ocağında 14 Ekim Cuma günü 41 maden işçisinin hayatını kaybettiği maden faciasıyla ilgili incelemeler yapmak ve şehitlerin ailelerine taziye ziyaretinde bulunmak üzere Bartın’a geldi.

 

 

“Yaşanan facia hepimizi çok derinden üzdü”

 

İncelemeler ve ziyaretleri öncesinde Partisinin İl Başkanlığı binasında basın açıklaması yapan Başkan Ekinci, madendeki bu kazalar sonucu ölümler noktasında Türkiye’nin birinci sırada olduğunu görmekten dolayı duyduğu üzüntüyü dile getirerek sözlerinin devamında şu ifadeleri kullandı:

 

 “Tabi isterdik ki Bartın’a daha güzel olaylar, daha güzel gelişmeler için gelelim. Bugün Bartın’a geliş nedenimiz 14 Ekim’de Bartın’ın Amasra ilçesinde meydana gelen maden faciası dolayısıyla hem Bartın’daki durumu incelemek hem de faciada eşlerini kaybeden canlarımızın aileleri ile birlikte olmak. Yaşanan facia hepimizi çok derinden üzdü. Bir anne bir eş olarak bizleri daha da derinden üzdü. Çünkü ailelerin babasız ve eşsiz kalması vatanın ve milletin değerlerini insanını kaybetmiş olması bir siyasetçi olarak da vatandaşlarımızı kaybetmiş olmamız özellikle elim bir şekilde kaybetmiş olmamız bizi derinden üzdü ve yaraladı maalesef.

 

“Madendeki kazaları ölümleri noktasında Türkiye birinci sırada!”

 

Söylenen sözler, sarf edilen cümleler, kullanılan tabirler ve söylemler üzüntümüzü katladı, katmerleştirdi, derinleştirdi maalesef. Neden, evet maden işçilerinin özellikle yaşamlarını yitirmesi dünyada sürekli olası olarak görülen nedenlerden bir tanesidir. Bununla birlikte baktığımızda maden facialarına ve madendeki bu kazalar sonucu ölümler noktasında Türkiye’nin birinci sırada olduğunu görmekten dolayı da üzüntü duyuyoruz. Evet maden işçileri her zaman riskli işçiler grubundadır. Ama alınan tedbirlerle ve alınan tedbirlerin gerçekten uygulanması ve bununla birlikte liyakatli insanların bu uygulama noktalarında olması faciaların kazaların ve ölümlerin önüne geçecek en büyük etkenlerdendir.

 

“Türkiye’nin en büyük sorunu liyakat sorunu”

 

Türkiye’nin ve dünyanın son zamanlardaki en büyük sorunlarından bir tanesi de liyakat sorunu. Aslında Amasra’daki maden faciasının nedenlerinden bir tanesi olduğunu görmekten üzüntü duyuyoruz. Buradan hükümete sesleniyoruz lütfen bunlar birer maden birer eşya değil hepsi birer can hepsi bizim kıymetlimiz ve değerlerimizdir. Yani ölenler hepimizin çocuğu ve evladı. Bu yüzden dönüp baktığımızda neler yapılabilirdi neler olması gerektiğine girmeden önce birkaç rakamı paylaşmak istiyorum. Dünyada özellikle taş kömürü noktasında üretim yapan büyük ülkelerin başında Çin ve Amerika geliyor. 100 bin ton karşılığında yapılan maden kazalarındaki ölüm oranlarının Çin’de 74, Amerika’da ise 1 ila 6 arasındaki bir oranda değiştiğini görüyoruz. Türkiye’de ise bu durumun 700-800’lere çıktığını görüyoruz. Arada artık bir iki kat değil 100 kat farklardan bahsettiğimiz bir durumla karşı karşıya kalıyoruz. Dediler ki ‘kader’. Evet biz kadere inanan insanlarız, ölümün hak olduğuna inanan insanlarız. Ama kaderden önce biz tedbire inanır, tedbir alınması gerektiğini, gerekli ön şartların, çalışmaların yapılması gerektiğine inanır ondan sonra kader deriz. Bütün şartlar, tedbirler sağlandıktan sonra bir kaza gerçekleşip ölüm olduğu zaman gene canımız yanar ancak o zaman kader diyebiliriz.

 

“Bu kadar tedbirsizliğin açıklanmasını istiyoruz”

 

Soruyorum; Türkiye Taş Kömürü Kurumu, Türkiye’deki maden ocaklarını işleten kurum olarak karşımıza çıkıyor. Bu kurumun her geçen yıl ne yazık ki zarar ettiğini görüyoruz. Neden zarar ediyor? Kar etmesi gerekirken, dünyada taş kömürü üretiminde belirli bir yere sahip olan Türkiye nedense her sene bir zarara gitmektedir. Bununla birlikte Türkiye Taş Kömürü Kurumunun madenlerde kurmuş olduğu belirli sistemler var. Bunlardan bir tanesi erken uyarı sistemi. Diğer bir tanesi sensörlerle okuma. Erken uyarı sisteminde belirli noktalara kurulmuş olan sensörler aracılığıyla  düzenli okumalarla maden içindeki metan gazının birikme oranı ve yoğunluğu ölçülüyor. Bu yoğunluk ve oran bulunan bölge içerisinde yüzde 5 ile 10 arasını geçmemek zorundadır. Metan gazı taşkömürünün oluşumunda olmazsa olmazdır. Yani doğal olarak biriken bir durumdur. Ama maden içerisinde yoğunluğunun ayarlanabileceği bir durumla karşı karşıyayız. Metan gazı birikir ama biriken gaz sondaj yöntemiyle dışarıya atılır. Maden taşkömürü ocaklarımızda erken uyarı sistemi var bu erken uyarı sistemi de merkeze bağlı olarak çalışır. O zaman erken uyarı sistemleri neredeydi. Bundan birkaç hafta öncede bakanımızın buraya gelip taşkömürü ocağını gezdiğini görüyoruz. Bir Bakanın geldiği yerde bu kadar tedbirsizliğin nasıl açıklanabileceğini lütfen hükümetin bize açıklamasını istiyoruz.

 

“Bu kadar kardeşimizin hesabı verilmek zorunda”

 

Diğer bir sistem ise vak vak sistemidir. Vak vak sistemi basıncı ölçen ışıklı ve sesli bir sistemdir. Yani basınç yüzde 5 ile 15 arasında değiştiği takdirde ötmeye başlar. İkinci sorumuz vak vak sistemleri de mi çalışmıyordu? Hadi bunları geçtik ne yazık ki canları yanan birçok kardeşimizin söylediklerini hepimiz duyduk. Ne diyorlardı; ‘Abin 10 gün önce gaz sızıntısı olduğunu, hatta bizi patlatacaklar’ tabirini kullanan ablamız var. Ha keza iki yaşındaki yavrusuyla kalan ablamız diyor ki, ‘Burada gaz sızıntısı vardı, eşim bunu sürekli dile getirdi ama kimse dikkate almadı.’ Hatta şunu biliyoruz ki bir önceki vardiyada gaz sızıntısının yükselmesinden dolayı vardiyanın erken bittiğini ama buna rağmen sonraki vardiyanın başlamış olduğunu görüyoruz ve 18:15’de maalesef alınmayan tedbirlerden dolayı insanlarımızı uğurlamak zorunda kaldık. Ölüm haktır dedik kadere inanırız ama bu tedbirler alınmadan bize kimse bunu ne kaderle ne de başka bir şeyle açıklayamaz. Evet burada geçimleri için çalışan kardeşlerimiz şehit olmuştur. Ama şehit olan bu kadar kardeşimizin hesabı verilmek zorundadır.

 

“Bunların acilen yapılmasını istiyoruz”

 

6 tane Cumhuriyet Savcısı atandı biz ivedilikle, titizlikle ve tarafsız olarak savcılarımızın görevini yerine getireceğini ihmallerin ortaya konulup gerekli tedbirlerin sadece sonuçların değil gerekli tedbirlerin alınması gerektiğine inanıyoruz. O yüzden Saadet Partisi olarak diyoruz ki öncelikle bu çalışmalarda hükümetin bir olay meydana gelmeden önce tedbirini alması gerekiyor. Bu olayda ve bundan sonraki olaylarda da. İki, olay vuku bulduktan sonra Cumhurbaşkanımız ifade etti: ‘Kısa sürede ölülerimize ulaştık.’ Bir Cumhurbaşkanı için söylenmeyecek bir cümledir. Çünkü ölülere kısa zamanda ulaşmak değil, biz insanların ölmesi değil yaşaması için çalışan siyasetçiler olmalıyız. Bundan sonrası üçüncü adım ise ölümler gerçekleştikten sonra varsa bir ihmal bununla ilgili kimse sorumlusu bulup cezasını vermekte hükümetin işidir. Bu noktada hükümete seslenerek bunların acilen yapılmasını ifade ediyoruz.

 

“Aynı faciaları tedbirsizlikten dolayı yaşamak istemiyoruz”

 

Ne yazık ki biz Soma’yı unutamıyoruz, Turgutlu’yu unutamıyoruz, Zonguldak’taki daha önce yaşanan faciaları unutamıyoruz. Biz aynı faciaları tedbirsizlikten dolayı yaşamak istemiyoruz. O yüzden diyoruz ki bizim insanımız milletimizin her biri önemli ve değerlidir. O yüzden insanımızın canı Saadet Partisi olarak bize emanettir. Bu emaneti biz gerektiği şekilde korumak için öncelikle önleyici tedbirlerin yani maden ocağında çalışan işçilerimizin şartlarının uygun olarak yapılması için bütün tedbirlerin alınması gerektiğine inanıyoruz. İkincisi, olay meydana geldikten sonra bütün zararların giderilmesi ve bu noktada sorumlu olan insanların da cezalandırılması gerektiğini buradan bütün Bartınlılara ifade ediyoruz. Biz duyarken izlerken canımız yandı. Bir kardeşimizin şu feryadı kulaklarımdan hiç gitmeyecek. Eşi için, ‘ben uğurlayamadım, yanmıştı her tarafın onu öpemedim, koklayamadım ve yolcu edemedim.’ Çünkü bizde ölüm hak olduğu kadar ölümü yolcu etmekte bizim için öyle bir vefa öyle bir sorumluluktur. İşte bu noktada bizim tekrar dönüp işçilerimizin ölenler hep mi işçi olacak sorusunu gündeme getirerek hayır ölenler hep işçi olmayacak bunu için de biz gerekli tedbirleri ve önlemleri almak zorundayız.”

 

Saadet Partisi Kadın Kolları Genel Başkanı Nurgül Beytiye Ekinci, beraberindeki teşkilat üyeleriyle beraber şehit madencilerin ailelerine taziye ziyaretinde bulunarak acılarına ortak oldu.

 

 

ETİKETLER : Bartın Amasra maden faciası Saadet Partisi Kadın Kolları Genel Başkanı Nurgül Beytiye Ekinci
Diğer SİYASET haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 ›