Bankoğlu: “Biz bu hükümetin adaletine güvenmiyoruz”

CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, Amasra’daki maden faciasına ilişkin TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, “Diyebilirsiniz ki bunlar iddia. Soruşturma açıldı, bakılacak, incelenecek. Ama biz bu hükümetin adaletine güvenmiyoruz” dedi.
Bu haber 2022-10-20 12:13:26 eklenmiş ve 394 kez görüntülenmiştir.

 

 

Nilay Meryem ÇÖMLEK

 

Bartın’da Amasra’daki maden ocağında 14 Ekim Cuma günü 41 maden işçisinin hayatını kaybettiği maden faciasına ilişkin Araştırma Komisyonu kurulması teklifi geçtiğimiz gün TBMM Genel Kurulu’nda görüşüldü.

 

CHP Bartın Milletvekili Av. Aysu Bankoğlu Genel Kurul’da bir konuşma yaparken AK Parti Grubu’ndan katılımın az olmasına tepki gösterdi.

 

Facianın yaşandığı andan itibaren bölgede bulunan CHP Bartın Milletvekili Av. Aysu Bankoğlu Genel Kurul’da yaptığı konuşmada, “Bu benim bu kürsüde yapacağım en zor konuşma” derken “Ben oraya, sadece bir milletvekili olarak gitmedim, o toprakların çocuğu, o insanların kızı, kardeşi ve bir hukukçu olarak gittim. O gece endişeli bekleyiş sürerken, ocağa geri inen madencilerin, ‘Kurtaramadık vekilim,’ deyip acıyla birbirlerine sarılıp ağlamaları; oğlundan haber alamayan bir babanın, ‘Ben de aşağı inmek istiyorum, oğlumu almak istiyorum. Vekilim bana ne olduğunu söyleyin, n’olur,’ demesi gözümün önünden gitmiyor” ifadelerini kullandı.

 

Cumhurbaşkanı afet diyor ama, biz bir facia yaşadık”

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Parti Grup Toplantısında Amasra’da yaşanan maden patlamasına ilişkin, afet söylemini de eleştiren Bankoğlu, “Cumhurbaşkanı afet diyor ama, biz bir facia yaşadık. 41 canımızı yitirdik. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, sevdiklerine ve ailelerine sabırlar diliyorum. Hepimizin başı sağ olsun” dedi.

 

“41 canımızı yitirmişiz, burada AKP’den 41 vekil bile yok”

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Amasra ziyaretindeki, “Kader planına inandığımız için bunun dünü, bugünü, yarını olmayacaktır. Bunlar her zaman olacaktır” sözlerini de sert bir şekilde eleştiren Bankoğlu, AK Parti’ye tepki göstererek “Bizler, temsil ettiğimiz milyonların, maden emekçilerinin ailelerinin vicdanı olmak zorundayız. Kortejlerle Bartın’a gelenler, bu vicdandan nasibini alamamış olacaklar ki, babasını kaybetmiş iki yaşında çocuğun, eşini kaybetmiş hamile bir kadının, evladını kaybetmiş bir anne babanın karşısına çıkıp da ‘Bunlar kader, sonrasında yine olacak’ diyebiliyorlar. Burada başı önde hesap vermesi gerekenler, faciadan sonra çok iyi iş çıkardık, bu kadar ekiple müdahale ettik, şu kadar saatte madene ulaştık da diyebiliyorlar. Yahu biz 41 canımızı yitirmişiz, burada, şu sıralarda AKP’den 41 vekil bile yok” ifadelerini kullandı.

 

Biz bu hükümetin adaletine güvenmiyoruz”

 

Enerji Bakanı Fatih Dönmez’in Meclis Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmayı da hatırlatan Bankoğlu, “Dün burada sorumlu Bakan 25 dakika bize her şeyin yolunda olduğunu anlattı. Her şey bu kadar yolundaydı, bu kadar iyi denetleniyordu da neden bu acılar yaşandı?  Bakan’ın konuşmasından aklınızda ne kaldı? Sayılar mı? Ödenecek tazminatlar mı? Yitirdiğimiz emekçilerden birer sayı olarak bahsedemeyiz sayın milletvekilleri.  Her biri bir annenin evladı, bir çocuğun babası…  Acılı ailelerin sözlerini bu bilinçle dinleyin. Diyorlar ki, ‘Biz tazminat istemiyoruz. 100 arabayla geliyorlar. Bu çocuklar yetim kaldı. Gencecik evlatlarımız yanmasaydı da yaşasaydı.’ Diyorlar ki, ‘İşçileri çıkarıp orayı temizleyeceklermiş. Öyle demişti. Toptan temizlik yaptılar, evlatlarımızı temizlediler. Toptan temizlediler.’ Bu ocağa yıllarını vermiş maden emeklisi bir baba diyor ki, ‘Sorunun tedbirsizlikten kaynaklandığını söyleyemediler. Üstü kapatılmasın, başkaları da ölmesin diye kanımın son damlasına kadar takip edeceğim.’ Bir şehit eşi, ‘11 aylık bebeğim var. Önümüzdeki ay doğum günü yapacaktık. Bak, çorap kokluyorum ben’ diyor” diye konuştu.

 

Konuşmasına yürütülen soruşturmanın etkin ve sağlıklı olacağına inanmadıklarını belirterek devam eden Bankoğlu, “Diyebilirsiniz ki bunlar iddia. Soruşturma açıldı, bakılacak, incelenecek. Ama biz bu hükümetin adaletine güvenmiyoruz” dedi. 

 

“TTK Genel Müdürü yapıp ödüllendirdiniz”

 

Bankoğlu, 2018 yılında TTK Genel Müdürlüğü’ne atanan Kozlu maden faciası baş sorumlusu Kazım Eroğlu’ndan da bahsederek “Güvenmiyoruz, çünkü bakın, 2013’te 8 işçimizi kaybettiğimiz Kozlu’nun baş sorumlusu Kazım Eroğlu. Ceza almıştı, cezası indirildi, sonra infaz yasalarından bu ceza adli para cezasına çevrildi. Cezasız kalması yetmezmiş gibi, adli para cezasını hala öderken, gittiniz TTK Genel Müdürü yapıp ödüllendirdiniz. Bu Genel Müdür’ün bir de yardımcısı vardı. Şimdi emekliye ayrıldı. İsmail Güven. 2010’da 30 işçimizi kaybettiğimiz Karadon faciasının baş sorumlusuydu. Yargılandı, cezalandırıldı. Cezası indirime uğradı, adli para cezasına çevrildi. Cezasız kalması yetmezmiş gibi, gittiniz Genel Müdür Yardımcısı yapıp ödüllendirdiniz” ifadelerini kullandı.

 

2014’te tüm ülkeyi yasa boğan Soma maden faciasının sorumlularının da cezasız kaldığını hatırlatan Bankoğlu, “Bu ülke, yüzyılın en büyük maden faciasını yaşadı Soma’da. Dava 7-8 yıl sürdü. Hakimler değiştirildi. Evraklara el kondu. Sonuç, sorumlular sadece birkaç gün hapiste kalarak, cezasız kaldı. Üstelik orada maden işçisine tekme atan dönemin Başbakan Müşaviri, hiçbir ceza almadığı gibi, ticari ateşe olarak atandı. Şimdi, bu hükümetin Bakanı çıkmış dün burada, ona güvenmemizi bekliyor” dedi.

 

Delil karartma şüphesine rağmen ocağa girdiler mi?”

 

Bölgede soruşturma yürüten savcıların, delillerin karartılma şüphesine rağmen gerekli önlemleri çok geç aldığını ifade eden Bankoğlu, “Buradan soruyorum, savcılar idari binaya giriş çıkışları ne zaman kontrol altına aldı? Delilerinin tamamına ne zaman el kondu? Bu sırada şüphelilerin, idari müdürlerin, yetkililerin ocağa girmesine izin verildi mi? Yani, delil karartma şüphesine rağmen bu amirler ocağa girdi mi, girmedi mi? Ağustos’ta denetim yapıp onay veren şüpheli bakanlık denetmenleri, şimdi kurulan tahkikat komisyonuna hangi sıfatla alındılar?” diye sordu.

 

“Ağzından nedenine ilişkin tek kelime çıkmıyor”

 

Bankoğlu, kamuoyunda çokça tartışılan Sayıştay Raporları’na değinerek “Sayıştay Raporunun 8 bulgusu var.  Bakan birinin bile cevabını vermiyor. Burada çalışan işçi az diyor Sayıştay. Bakıyoruz, geçtiğimiz yıllarda binlerce çalışanı olan yerin şimdi yalnızca 500-550 işçisi var. Bu madenin yıllara göre üretim ve işçi sayısı nasıl değişti? Sonra, alınan önlemlerde aksamalar var diyor Sayıştay. Sayın Bakan burada geçiştirdi, ancak Sayıştay açıkça gaz içeriklerinin yüksek olduğunu, riskin arttığını, bu nedenle burada mevzuat hükümlerinin yanı sıra ‘Kurum Degaj Yönergesi’nin uygulanması gerektiğini yazıyor. Bunlar uygulandı mı? Bakan bunlara cevap vermiyor. Sayıştay iş güvenliğinde aksama var diyor. Bunlarla ilgili bakanlık işlem yaptı mı? 25 dakika konuşan Bakan’ın maalesef buna da bir cevap veremiyor. Metan boşalması diyor, Sayın Bakan, ama bunun nedenine ilişkin tek kelime çıkmıyor ağzından” diye konuştu. 

 

Bankoğlu açıklamalarında, madenci yakınlarının facianın yaşandığı 16-24 vardiyasından önceki vardiyanın artan gaz sebebiyle erken çıkarıldığını ifade ettiğini belirterek “Bir önceki vardiya erken mi çıkarıldı? Öyleyse, şehitlerimizin olduğu 16-24 vardiyası neden çalıştırıldı? Vardiya değişiminde gaz ölçümü neydi? Sayın Bakan’ın burada bunları anlatması gerekirdi” ifadelerini kullandı.

 

“5 koca gün geçti, ne bir görevden alma ne bir göz altı var!”

 

Sözlerine olayla ilgili soru işaretlerini belirterek devam eden Bankoğlu, “Deniliyor ki, resmi makamdan olmayan iddialara güvenmeyin. Peki, o zaman aslını siz söyleyin, biz dinleyelim! Burada metrajına uygun en son sondaj çalışması ne zaman yapıldı? Havalandırma sistemleri ne zaman kontrol edildi? Genel müdür değişikliğinden sonra, bu müesseseden kaç kişi ayrıldı? Gelen idari amirler atanırken liyakat ilkeleri göz önünde bulunduruldu mu? Facianın üzerinden 5 gün geçti ya, beş koca gün. Hala ne bir görevden alma var ne bir göz altı var. Bu nasıl bir soruşturma?” dedi.

 

“Seçimlerde dağıtacağınız kömürü nereden karşılayacaktınız?”

 

Madenci ailelerinin ve yakınlarının Amasra Müessesesinde son dönemlerde ciddi bir üretim baskısı olduğunu ifade ettiklerini belirten Bankoğlu, hükümet sıralarına dönerek, “Gelecek seçimlerde partiniz kaç kişiye ne kadar kömür yardımını yapacak? Bu kömürü nereden karşılayacaktınız? Yoksa bu müessesenin üzerinde bu yüzden mi bir üretim baskısı vardı?” sorularını yöneltti.

 

Bankoğlu, yine madenci yakınlarının çok benzer ifadelerde bulunduklarını ve birçoğunun “Üretim durdurulup, madencilere izin verilecek, maden temizlenecekti” dediğini belirterek bu temizliğin sendika seçimleri sebebiyle ertelenmiş olabileceği iddialarını da gündeme getirdi.

 

“Amasra, Suudi Kral kadar umurunuzda değil”

 

Ülkede insan hayatının değersizleştirildiğini ifade eden Bankoğlu, “Bu ülkede insana değer verilmiyor. Başka gelişmiş ülkelerde bunlar yaşanmıyor.  Suudi kral ölünce yas ilan ediliyor, ama Amasra için yas bile edilmiyor” diyerek hükümetin faciayı gerektiği şekilde ele almadığını savunurken “Bildiğimiz şey şu, biz buradaki soruların beş mislini soru önergesi olarak verdiğimizde, aylarca cevap alamayıp, üç beş cümleyle geçiştirileceğiz. Bildiğimiz şey şu, dün kortejlerle Bartın’a gelenler, yarın bu konuyu unutup gidecekler. Kader, fıtrat edebiyatıyla, sorumluluklarından kaçmaya çalışacaklar. Ve bildiğimiz şey şu ki, ocağına ateş düşen 41 ev, bir daha asla eskisi gibi olmayacak” dedi. 

 

“Yemin olsun ki unutturmayacağız”

 

Olay yerinde yakınlarını kaybedenlerin adalete inancı kalmadığını belirten Bankoğlu, şöyle konuştu:

 

“Biz ‘Bu işin peşini bırakmayacaksın değil mi?’, ‘Abla orda devlet yokmuş,’ diyen Rabia’yı da, babasının tabutu önünde elindeki fotoğrafı gösterip, ‘Bak bu benim babam’  diyen 2,5 yaşındaki  Miray’ı da, madendeki altı arkadaşını çıkarıp kendi geri dönemeyen Elisa’nın babası  Yener’i de unutmayacağız. Biz, ‘24 yaşındayım ben, dul kaldım, geçer mi bu? Yanmış kocamı öpemedim ben, suratı yanmış, bacağı yanmış, kolu yanmış. Ben hayat arkadaşımdan korktum, öpemedim, canı yanar diye’ diyen acılı eşi de ‘Sizden tek isteğim var; bu suçu da ölülerin üzerine atmasınlar. Gerçek suçluları ortaya çıkarın benim yüreğim ancak, o zaman soğur’ diyen anneyi de unutmayacağız. Ve yemin olsun ki unutturmayacağız.”

 

Öngörülebilir ve önlenebilir her kazanın cinayet olduğunu yineleyen Bankoğlu, “Bu cinayette de Soma’da, Ermenek’te, Kozlu’da hukuku etkin uygulamayanların parmağı var. İnsan hayatı sizin rantlarınızdan çok daha önemli. Kader diyen liderler, binlerce korumayla kuşansa da gelip burada hesap verecekler. Biz, sorumlular tek tek hakim karşısına geçip, hesap verene, cezalandırılana kadar bu davanın takipçisiyiz” derken maden şehitlerinin ailelerinin asla yalnız olmadığını belirterek “Güneşi görmek için karanlığı kazıyanlara selam olsun” diyerek konuşmasını sonlandırdı.

 

 

 

ETİKETLER : Bartın Amasra CHP Bartın Milletvekili Av. Aysu Bankoğlu TBMM maden faciası
Diğer SİYASET haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 ›