“Toplum da borç batağına sürüklendi”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bartın İl Başkanı Selim Karakaş, gündemle ilgili haftalık değerlendirmelerine devam ederken Rusya-Ukrayna Savaşı başta olmak üzere ekonomiye ilişkin de değerlendirmelerde bulundu. Bir yılda kredi ve kredi kartı borcu nedeniyle yasal takibe düşen kişi sayısında yüzde 147 artış yaşandığını söyleyen Karakaş, iktidarın kamu borç stokunu 3,5 yılda 3’e katlayarak devletin hazinesini borç bataklığına sürüklediği gibi, salgın süresince uyguladığı politikalarla halkı, ihtiyaç sahiplerini, işyeri kapananları, parasal nakdi destek yerine sürekli şekilde kredi ve borçlanmaya yönlendirerek toplumu da borç batağına sürüklediğini savundu.
Bu haber 2022-02-28 15:47:31 eklenmiş ve 315 kez görüntülenmiştir.

 

Nilay Meryem ÇÖMLEK

 

 

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bartın İl Başkanı Selim Karakaş, dünya ve ülke gündemleri ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

 

 

Rusya’nın Ukrayna’ya başlattığı harekâtın yeni bir mülteci sorununu ve ağır bir insani krizi ortaya çıkardığını belirten CHP İl Başkanı Karakaş, Rusya-Ukrayna Savaşı başta olmak üzere ekonomiye ilişkin de değerlendirmelerde bulundu.

 

 

28 Şubat 2022 Zirvesi’nin Türkiye’nin bugününde ve geleceğinde tarihi ve hayati bir dönüm noktası olduğunu belirten Karakaş, şöyle konuştu:

 

 

“Rusya’nın Ukrayna’ya başlattığı harekât yeni bir mülteci sorununu ve ağır bir insani krizi ortaya çıkartırken, AB ve Avrupa ülkelerinin iki yüzlü yaklaşımları yine gün ışığına çıktı. Ukrayna’da savaştan kaçan insanlara kapıların açılması gayet insani ve doğaldır. AB; Suriyeli, Libyalı mültecilere kapattığı kapıların aksine Ukrayna’dan gelecek mülteci akınına ‘açık kapı politikası’ başlattı.

 

 

Tabii ki ülkelerinde savaştan, çatışmadan kaçan Ukraynalı sivillere kapıların açılması, yaşam güvenliklerinin sağlanması, güvenli bölgelere geçişlerine olanak yaratılması olumlu ve insani bir yaklaşımdır. Ancak Ukraynalılara gösterilen bu insani yaklaşımın insanlık adına savaştan, ölümden kaçan tüm insanlara aynı şekilde gösterilmesi gerekir.

 

 

“Siyasi tarihimize altın harflerle yazılacak”

 

 

28 Şubat 2022 Zirvesi, Türkiye’nin bugününde ve geleceğinde tarihi ve hayati bir dönüm noktasıdır. Demokrasi, özgürlük, adalet ve refah temelli yeni siyasal yapının temel taşları, altı liderin üstlendiği tarihi sorumlulukla döşenecektir. Ülkemizin, yurttaşlarımızın demokratik toplum özleminin yolunu açacak, toplumsal ilerlemeye ivme kazandıracak ‘Türkiye Taahhütnamesi’ tarihsel uzlaşmanın belgesi olarak siyasi tarihimize altın harflerle yazılacaktır.

 

 

“Büyük mesafe kat edildi”

 

 

Ülkemizin içinde bulunduğu, siyasi, hukuki, ekonomik sorunların, yaygınlaşan adaletsizlik ve yükselen toplumsal kaygıların, temel hak ve özgürlüklere yönelik baskı ve kısıtlamaların temelinde her türlü kuralsızlığın kural haline getirildiği tek kişilik yönetim sistemi yatmaktadır. 16 Nisan 2017’deki anayasa değişikliği ile topluma dayatılan, 24 Haziran 2018 erken seçimiyle fiilen uygulamaya konulan bu sistemin ülkeyi her alanda çöküşe sürüklediği, kurumsal yıkım, basiretsizlik, beceriksizlik ve liyakatsizlikle toplumda adalete inancı tükettiği apaçık ortadadır. Türkiye’yi karanlığa sürükleyen, gerileten bu sistemin değiştirilmesi ve ülkemizin çağdaş demokrasiyle kucaklaşmasının yolunu açmak üzere büyük özveriyle yürütülen çabaların sonunda müzakereden mukaveleye dönüşen bu süreç, altı siyasi liderin topluma taahhütleriyle çok önemli bir aşamaya ulaştı. Altı siyasi partinin ortaya koyduğu siyasi irade, ortak akıl ve ilkeler temelinde bugüne kadar örneği olmayan, topluma umut ve heyecan veren bir tarihsel uzlaşı sağlandı. Anayasal, demokratik, laik hukuk devletini, yargı bağımsızlığı ve güçler ayrılığını, siyasetin finansmanında şeffaflık ve ahlaki-etik kuralları özümseyerek önceleyen, eylem ve işlemleri yasama ve yargının denetimine açık hesap verebilir bir yönetim mekanizmasının yanı sıra, milletin ve meclisin egemenliğini her şeyin üstünde tutan Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem hedefiyle çıkılan yolda büyük mesafe kat edildi.

 

 

Bu nedenle 28 Şubat 2022, ülkemizin demokrasi mücadelesinde yadsınamayacak önemde bir gündür. Demokratik parlamenter sistemin güçlü bir şekilde yeniden inşası, milletin egemenliğinin, meclisin saygınlığı ve yasama-denetim yetkisinin, temel hak ve özgürlüklerin, eşit yurttaşlık ve her yurttaşın adalet talebinin güvence altına alınması, iktidar gücünün denge-denetim mekanizmalarıyla kontrol altında tutulması, demokratik toplum olmanın en temel, vazgeçilmezleridir.”

 

 

“İcra, haciz, yasal takibe düşenlerin sayısı üç ayda patladı”

 

 

Ekonomiye ilişkin de değerlendirmelerde bulunan CHP İl Başkanı Karakaş, bir yılda kredi ve kredi kartı borcu nedeniyle yasal takibe düşen kişi sayısında yüzde 147 artış yaşandığını söyledi. İktidarın kamu borç stokunu 3,5 yılda 3’e katlayarak devletin hazinesini borç bataklığına sürüklediği gibi, salgın süresince uyguladığı politikalarla halkı, ihtiyaç sahiplerini, işyeri kapananları, parasal nakdi destek yerine sürekli şekilde kredi ve borçlanmaya yönlendirerek toplumu da borç batağına sürüklediğini ifade eden Karakaş, şunları söyledi:

 

 

“İktidarın uyguladığı politikalar toplumsal ve sosyal huzurun ardından ekonomik huzuru da yok etti. BDDK’nın kredi borçlarının yasal takibe intikal süresini 180 güne çıkartma uygulamasının Eylül sonunda dolmasıyla, bireysel kredi kartı veya kredi borcundan dolayı icra, haciz, yasal takibe düşenlerin sayısı üç ayda patladı. 2021 sonu itibarıyla kredi ve kart borcunu ödeyemeyip takibe düşenlerin sayısı 2 milyona, takibe alınanların sayısı 34 milyara yaklaştı.

 

 

Bir yılda kredi ve kredi kartı borcu nedeniyle yasal takibe düşen kişi sayısında yüzde 147 artış yaşandı. Sadece Bireysel Kredi Kartı borcundan dolayı yasal takibe intikal etmiş kişi sayısı 2020’de 397 bin kişiyken 2021 sonu itibarıyla bu sayı geçen neredeyse ikiye katlanarak 732 bin kişiye çıktı. Bir yılda kredi kartı borcu nedeniyle yasal takibe düşen kişi sayısında yüzde 84,3 artış yaşandı. Sadece Bireysel Kredi borcundan dolayı yasal takibe intikal etmiş kişi sayısı ise 2020’de 434 bin kişiyken 2021 yılında 1 milyon 354 bin kişi oldu.

 

 

Bir yılda bireysel kredi borcu nedeniyle yasal takibe düşen kişi sayısında yüzde 211,9 artış yaşandı. İktidar kamu borç stokunu 3,5 yılda üçe katlayarak devletin hazinesini borç bataklığına sürüklediği gibi, salgın süresince uyguladığı politikalarla halkı, ihtiyaç sahiplerini, işyeri kapananları, parasal nakdi destek yerine sürekli şekilde kredi ve borçlanmaya yönlendirerek toplumu da borç batağına sürüklemiştir.

 

 

“Nakdi ödeme programları başlatılmalı”

 

 

Tarımsal girdi fiyatlarındaki enflasyon artışına yönelik açıklanan veriler, yaz aylarında da pek çok mevsim ürününün fiyatının çift haneli olacağını, ceza ve tehditlerle fiyat düşürme politikasının tutmayacağını gösterdi. Henüz elektrik, doğalgaz, akaryakıt zamlarının yansımadığı Tarım-Girdi Fiyatları Endeksi, yıllık yüzde 45,61’e yükseldi.

 

 

Yaşanan gerçekler, tarımsal-hayvansal üretimde kendi kendine yeterliliğin, stratejik ve hayati bir kalem olan gıda üretiminin her ne pahasına olursa desteklenmesi, teşvik edilmesi, üreticinin korunmasının gerekliliğini somut şekilde bir kez daha gösteriyor.

 

 

Bir an evvel 2022 bütçesindeki tarımsal destek ödenekleri daha acil olmayan başka ödenek kalemlerinden ve yapılacak aktarmalarla en az 100 milyar TL’ye çıkartılmalı, üreticiye süratle gübre, mazot, tohum, ilaç vb. kalemlerde nakdi ödeme programları başlatılmalıdır.”

ETİKETLER : Cumhuriyet Halk Partisi Selim Karakaş Borç Bartın
Diğer EKONOMİ haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 ›