“Belediyecilik hizmetleri olarak hak ettiğimizi desteği alamıyoruz”

Gündemindeki konuları değerlendirmek üzere basın mensuplarıyla bir araya gelen Amasra Belediye Başkanı Recai Çakır, “Belediyecilik hizmetleri olarak hak ettiğimizi desteği alamıyoruz. Biz, siyasetlerin gelip geçici olduğunu biliyoruz. Bu şehirde taş üstüne taş koyan herkes için kalıcı olacak. Bu konuda da herkesin desteğine, önerisine, eleştirisine ve tavsiyesine açığız” dedi.
Bu haber 2022-01-27 10:10:10 eklenmiş ve 107 kez görüntülenmiştir.

 

 

Nilay Meryem ÇÖMLEK - Erkan Hızoğlu

 

 

Amasra Belediye Başkanı Recai Çakır, basın mensuplarıyla bir araya gelerek gündemindeki konuları değerlendirirken soruları yanıtladı.

 

 

Amasra Belediyesi’nin çalışmalarından da bahsederken son 3 aylık süreci masaya yatıran Başkan Çakır, şuan için en önemli gündemlerinin karla mücadele olduğunu belirtti.

 

 

İlçede yaşayan vatandaşların ve ziyaret için gelen misafirlerin mağduriyet yaşamaması için Amasra Belediyesi’nin 7/24 karla mücadele verdiğinin altını çizen Çakır, tüm belediye çalışanlarına da teşekkür etti.

 

“Tanıtım için önemli çalışmalar yaptık”

 

Amasra’nın tanıtımı için önemli çalışmalar yapıldığını belirten Belediye Başkanı Recai Çakır, Amasra Belediyesi’nin son 3 aylık sürecini şöyle değerlendirdi:

 

 

“Amasra’mızın tanıtımı için önemli işler yaptık. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Karadeniz Konfederasyonu iş birliğiyle düzenlenen Kültür Sanat ve Coğrafi İşaretli Ürünler Festivaline katıldık. Burada Bartın ilimizin dernekleriyle birlikte Amasra’mızın da hem tarihini, kültürünü, gastronomik değerlerini, denizini, kumunu, güneşini ve Çeşm-i cihan özelliğini tanıtmış olduk.

 

 

Önemli işlerden bir tanesi, Amasra’da yeni yapılaşan Kaleşah bölgesinde, Çeşm-i Cihan sokak dediğimiz bölgede yaptığımız işti. Aslında kısa bir güzergâh olmasına rağmen yapılan asfaltlama alt yapısıyla belediye tarihimizin belediye koordinasyonuyla sağlanan en büyük yol yapımıydı. Kısaca rakamları vermem gerekirse 290 ton asfalt malzemesi, 2 bin 500 ton PMT, 300 ton dekoratif taş malzemesi, yine alt yapıyı kotuna getirmek için yani yolu kotuna getirmek için ciddi bir dolgu yaptık. 20 bin ton balast taşı, 350 metre uzunluğunda 300 çapında beton büz döşeyerek gelişen bölgenin kanalizasyon altlığını oluşturmuş olduk.

 

 

Yine bölgedeki su hattımızı yenilemiş olduk. Geriye kalan üst yapılar ve aydınlatma çalışmalarıyla birlikte Mayıs ayından sonra tamamlanan bu bölge Amasra Belediye tarihinin belediye koordinasyonuyla yapılan en büyük yatırımı olacak. Tabi bu arada desteğini esirgemeyen Karayollarına, Bartın Belediyesi Başkanımıza da özellikle teşekkür ediyoruz.

 

“Biz söylediğimizin arkasındayız”

 

Yine bu süreç içerisinde İstanbul’da Bartın kamuoyunun hatta ulusal kamuoyunun takip ettiği biliyorsunuz Bartın’ın Amasra’nın insanlarının örnek bir mücadele verdiği termik santral sürecinin bir parçası olan bir davamız vardı. 21 Aralık tarihinde İstanbul’daydık. Bölgemize aslında kömür çıkarmak için geldiğinde alkışlarla karşıladığımız Hattat Holdingine bağlı HEMA şirketinin daha sonra uzunca bir yıl kömür çıkmaması, buradaki işçilerin mağdur olması, termik santral derdiyle, gündemiyle uğraşmamamız gibi başlıkları da ifade eden ve bölge insanıyla teknik ya da üretim işçisi bölge insanıyla kömürün çıkarılmasını önemsediğimizi ifade ettiğimiz bir mektup nedeniyle, ana fikir şu aslında, bölgede bir yatırama niyetlenene, ortaklığa niyetlenen, şirketlerin, seçilmişlerin ya da bölge halkının görüşlerini almadan yatırıma karar vermemesini önerdiğimiz bir mektup nedeniyle muhatap olduğumuz bir milyonluk bir dava. Hem Belediye hem Belediye Başkanı olarak muhatap olduğumuz bir milyonluk bir dava vardı. Bunun duruşmasına gittik. İddia sahibi şirketin 4 avukatla temsil edildiği bu davanın ilk duruşmasına katıldık. Davanın devamında kamuoyuyla paylaşacağız. Biz söylediğimizin arkasındayız. Yani bölgede kömürün, öncelikle kamu eliyle üretiminden yanayız her zaman ancak Amasra gibi sadece bırakın bölgeyi, ülkeyi, Çeşm-i Cihan adıyla, dünyanın gözü olarak anılan bir bölgede bir termik santral yatırımın hele Paris İklim Anlaşmasını imzalandıktan sonra Meclisten geçtiği Çevre Şehircilik Bakanlığımıza ‘iklim’ kelimesin eklendiği bir süreçte tartışılmasını bile doğru bulmadığımızı her zaman ifade ediyoruz. Çevre Şehircilik Bakanlığımızdan da hala bu termik santralle ilgili, bundan sonrada başvurunun önünü kapatan bir iptal kararını müjdeli haberi bekliyoruz.

 

 

Yine bu süreçte, tabi ki Amasra Belediyesi ya da Başkanlık makamı olarak bu süreci sahiplenmemiz mümkün değil. Biz bunun değerli bir parçasıyız. 120’nin üstündeki kitle örgütünün katılımıyla, halkın katılımıyla yürütülen 15 yıllık bir mücadele ki geçmişi var. Mobil santrallerle ya da kamu yatırım süreçleriyle bir mücadele tarihinin bir mücadelesiyiz biz de halkımızdan aldığımız, bölgemizden aldığımız turizmden aldığımız tarihi kimliğimizden aldığımız güçle bu süreci takip etmeye devam edeceğiz.

 

Amasra’nın turizmde geleceği için çalıştay!

 

Yine bizim için çok önemli başlıklardan bir tanesi, ‘Amasra Turizmde Geleceğini Arıyor’ başlıklı süreçti. Daha sonra 10 ayrı grupla birlikte yürüttüğümüz bir çalıştayla kentimizin aslında 50 yılını görecek temel sorunlarımızı ve çözüm önerilerini içerecek bir çıktının son aşamasına gelmiş durumdayız. Kısa, orta, uzun vadeli planlarla Amasra’nın turizmdeki yerini güçlendirecek bir çalışmayı kentteki paydaşlarımızla, kamu kurumlarıyla, akademinin desteğiyle, bürokrasinin desteğiyle yürütmeye devam edeceğiz.

 

 

Kültür-sanat başlığıyla önemli işlerden bir tanesi Türk sanat müziği korosu oluşumuydu. Onlarca insanımızın başvurusuyla, değerlendirdikten sonra şu an çalışmalar devam ediyor. Umarım bahar ya da sezon içerisinde bu dostlarımızla birlikte Amasralı hemşerilerimizle bir araya geleceğiz.

 

Otopark sorunu gündeme geldi

 

Bir başka önemli başlık Kasım ayı içerisinde biliyorsunuz 25 Kasım tarihi Dünyada Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü olarak, aslında farkındalık yaratan bir gün, biz de bugün öncesinde başladığımız bir süreçle Kadın Dernekleri Federasyonuyla bir protokol imzaladık. Aslında şu konuda belki Amasra olarak övünebiliriz; biliyorsunuz Amasra kadınlarımızın yaşam içinde yer aldığı, üretimin içinde yer aldığı, sokakta var olduğu, Karadeniz’de örnek kentlerden birisidir. Her ne kadar bu başlıkta çok istatistik verilere bakıldığında sıkıntı yaşamasak da bu süreci de takip ediyoruz. Bu protokolün gereği olarak olası bir kadına şiddet vakasında kadınlarımızın ulaşabileceği kanalları afişlerle, duyurularla da kendileriyle paylaşıyoruz. Daha sonra bir İzmir’e gittik. ‘Forever Turkey İzmir’ fuarına aslında bu fuarda BAKKAB yani Batı Karadeniz Kalkınma Birliğiyle 6 ilin temsil edildiği bir birlik aracılığıyla gittik. Burada da yine Amasra’mızın tüm değerlerini kültürel, tarihi turistik değerlerini tanıtma imkanını birçok acente temsilcisiyle turizm alanında faaliyet yürüten sektör temsilcileriyle bir araya geldik. Sonrasında Almanya’daki Çevre Köyler Kültür ve Dayanışma Derneğimizin davetiyle hem genel kurullarına katılmak hem bölge dernekleriyle bir araya gelip sohbet etmek üzere bir Almanya’ya ziyaretimiz oldu. Burayla ilgili şu anekdotu paylaşmak isterim, Karaelmas bölgesi dediğimiz Zonguldak, Karabük, Bartın bölgesinin bütün derneklerinin katıldığı bir toplantı da yaptık ve burada bir, bir buçuk saate yakın Amasra’yı konuştuk. En temel taleplerinden bir tanesi de buradaki dernek üyelerinin ya da yöneticilerinin Amasra’daki otopark sorununun bir an önce çözüm bulunması yönündeydi. Kendilerine de aslında nerede olduğumuzu ve sorunun en kolay çözümün ne olduğunu ifade ettik. Kendileri de hem Enerji Bakanlığımız hem de TTK üzerinden buradaki koordinasyonu sağlayacak hazırlıklar için takipçi olacaklarını kamuoyuyla da paylaşacaklarını ifade ettiler.

 

 

Yine kültür-sanata dair önemli başlıklardan bir tanesi bölgemizi de tanıyan yazarımız; Vecdi Çıracıoğlu, Ferhat Uludere ve Turgut Toygar ile birlikte kasaba, deniz, edebiyat başlıklı bir söyleşiydi. Hava koşulları nedeniyle kapalı alanda Sefa Park’ta böyle bir organizasyon gerçekleştirdik. Hayatın yoğun akışı, zorluklar içerisinde kültüre, sanata, edebiyata da böyle bir başlık ayırmak bizim içinde keyifliydi. Onların da katılımlarına teşekkür ediyoruz.

 

Toplu İş Sözleşmesi imzalandı

 

Bu süreçte yıl sonu itibarıyla malum işçilerimizle, toplu sözleşme süreçleri için masaya oturduk. Şurayı ifade etmek lazım açıkça, bir önceki yılın asgari ücreti yeni açıklanan asgari ücretle karşılaştırıldığında, aslında alım gücü açısından değerlendirildiğinde daha geride kaldığını biliyoruz. Yani 4 bin 250 olarak ifade edilen rakamın belki alım gücü 2 bin 825 lira olan asgari ücret kadar yok. Tabi ki belediyenin öznel koşulları var. Bu bahsettiğimiz alım gücündeki değişim, mal ve hizmetlerdeki fiyat artışlarını bizim de belediye olarak karşılamamız güç. Ancak toplamda 5 bin 250 lira taban ücret yani bekar ve çocuksuz bir çalışanımızın alacağı ücret. Sendikamızla toplu iş sözleşmemizi imzalamış olduk. Hem belediyemiz hem de kendilerine hayırlı olsun. Aslında iki yönden de bakılabilir bu sürece, çalışanlar açısından bakıldığında alım güçlerinin daha da düştüğünü bizim de yönetim adına ifade etmemiz mümkün. Belediye açısından bakıldığında da personel giderlerinin genel bütçedeki oranını görece sınırlı tutacak. Böyle bir nokta da buluşmuş olmak bizim için de sevindirici. Tekrar hayırlı olsun.

 

“Mutlaka bir destek sağlanması gerekiyor”

 

İkinci 6 ay içerisinde yine TÜFE dediğimiz Tüketici Fiyat Endeksi oranında artış yapacağız. Tabi burada daha öncede size ifade ettiğim bütün yerel üretimler adına şu başlığı söylemeden geçmeyeyim; genel bütçedeki yerel yönetimlere ayrılan payın mutlaka Türkiye’deki bütün yerel yönetimler için arttırılması gerekiyor. Aksi takdirde birçoğu denk bütçeyi bırakıp borçları sürdürmekte güçlük çekiyor. Amasra’nın öznel bir durumu daha var; turistik bölgelerde olduğu gibi, yaz-kış nüfus farkından kaynaklı alt yapı ve diğer tüm ihtiyaçlar karşılamakta ciddi maliyet artışlarına neden oluyor bu süreç. O yüzden aslında turistik bölgelerde planlama yapılırken yerel yönetimlerde pay dışında mutlaka bir destek sağlanması gerekiyor. Yine personelimizle birlikte yeni nesil bir belediyecilik ve performans çalışmaları yaptık. Buradaki ana fikir de aslında belediye hizmetlerinin anlatımı, halkla ilişkiler, kişisel gelişim ve motivasyon üzerine bir planlamaydı ve devamını da getireceğiz. Aslında ana hedefimiz; bu süreci Amasra’daki turizm hizmetleriyle genel olarak da esnafla bütünleştirecek bir hat oluşturmak.

 

“Daha kullanılır hale getireceğiz”

 

Amasra’da ana arterler, kaldırımlar, buzlama, kar küreme çalışmalarıyla oldukça başarılıyız. Hatta diğer kamu kurumlarına da destek oluyoruz. Belediyemizin öznel bir durumu daha var Bartın Belediyemizle birlikte kullandığımız Ulus Bahçecik hattından gelen su hattındaki boru arızaları nedeniyle zaman zaman kesintiler olabiliyor. Bildiğiniz üzere Amasra deniz kenarı ama Kazpınarı bölgesini aşarak getirdiğimiz suyu elektrik gücüyle basarak kendimize ulaştırıyoruz.

 

 

Bir başka başlığımız, yine kentimize ulaşımda, Çeşm-i Cihana girişte karayollarından belediye bölgesine giriş noktasındaki yollarda özellikle bir kamu yatırım nedeniyle oluşan bir deformasyon. Bununla ilgili de şunu söyleyeyim, Amasra’ya ulaşan tüneli bir rehabilitasyon süreci olacak bu süreçte kapalı kalacak tünelimiz. Bu süreç içerisinde Karayolu tarafından Ahatlar hattı üzerinden Amasra kullanılacağı için bu yolu da daha kullanılır hale getireceğiz.”

 

Tunç’un sözlerine atıfta bulundu

 

Geçtiğimiz haftalarda AK Parti Amasra İlçe Danışma Meclisi Toplantısı’nda muhalefete yüklenen AK Parti Bartın Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Av. Yılmaz Tunç, AK Parti olarak iktidara geldiklerinden itibaren Amasra’ya yapılan yatırımlardan bahsederken Amasra Belediyesi’ni de eleştirerek “Amasra Belediyemize verdiğimiz desteklerle ilçemizi çok şirin bir hale getirdik. Ama bakıyoruz, Amasra Belediyesi’nin hizmetleri çok eksik. Çünkü CHP bunu başaramaz. Yollarda yürünmüyor. Arabalar çukura düşüyor. Temizlik iyi değil. Yürürken ayağınız suya gömülüyor. Amasra’mızın pırıl pırıl olması lazım. Onun için Amasra’mıza sahip çıkacağız. 2023’e giderken pandeminin etkisini daha da azaltırken, halkımızın alım gücünü artırarak esnafımıza, çiftçimize vereceğimiz desteklerle inşallah Türkiye’yi 2023’e hep birlikte hazırlayacağız” diye konuşmuştu.

 

“Hak ettiğimizi desteği alamıyoruz”

 

Tunç’un bu açıklamalarına da atıfta bulunarak sözlerine devam eden Tunç, “Sayın Vekilimiz Yılmaz Tunç’un belediyeye ilişkin söylediği sözler vardı. Bir kısmına katılabiliriz. Türkiye de pandemi, ekonomik kriz, mücadele nedeniyle birçok bölgede yerel yönetimlerin sıkıntılar yaşadığı doğrudur. Sayın Vekilimiz Amasra’ya olan desteklerinden bahsetmiş, sanırım yol meselesinden bahsediyor. Bu yol meselesinin de hayata geçeceğini umuyoruz. Bakanlığımızın ve devletimizin planları gereğince burada yapılan işler var. Örneğin; alt yapısı biten liman işletmesi bunlardan biridir, tünelimiz de, kamu binalarımız da. Bu konuda da teşekkürü devletimize etmeden geçemeyeceğiz. Belediyecilik hizmetleri olarak hak ettiğimizi desteği alamıyoruz. Biz, siyasetlerin gelip geçici olduğunu biliyoruz. Bu şehirde taş üstüne taş koyan herkes için kalıcı olacak. Bu konuda da herkesin desteğine, önerisine, eleştirisine ve tavsiyesine açığız” dedi.

 

“İmkanlı görünmüyor”

 

Tarlaağzı Limanı’nın kömür nakliyesinde kullanılmak istendiği yönündeki konu üzerine de Çakır, “Tarlaağzı Balıkçı Barınağı Kooperatifi Yönetimi, Su Ürünleri Kooperatifi Yönetimi ve muhtarlarımızdan aldığım bilgiye göre ki burada B Sahası adı altında ihale yoluyla devletimizden izinle alınan kömür çıkarma alanı var ve biz buradan yıllardır kömür çıkmadığı için de serzenişte bulunuyoruz ve aldığımın bilgiye göre kömürün çıkarılmasına yönelik bir hazırlığın olduğu konuşuluyor. Pek tabii buna memnun oluruz ama mümkünse en önce kamuoyu ve bölge insanıyla konuşulması şartıyla. Bildiğim kadarıyla şu an çıkacak kömürün nakli için liman arayışı ile birlikte firmanın da bir talebi var, o da balıkçı barınağının bu şekilde kullanımına dönük. Ama oradaki arkadaşlarımız ise kesinlikle ‘Bırakın o tonajdaki kömür taşıyacak gemilerin buraya girmesi, mevcut bulunan büyük balıkçı gemilerinin bile deniz tabanı yükselmesi ile gemiler karaya oturuyor’ olduğunu ifade ediyorlar. Onların ifadeleriyle de Tarlaağzı Balıkçı Barınağı’nın bu amaç için kullanılması imkanlı görünmüyor” açıklamasını yaptı.

 

 


 

Amasra Belediye Başkanı Recai Çakır, açıklamalarını “Bu bölgenin ekmeğini yediği kömürü üretmek için gelen firmanın 15 yıl boyunca o veya bu nedenlerle kömür çıkaramaması bölge istihdamının başka şehirlerde mahalle oluşturmasına yol açıyor. Bu en çok da bu yönüyle bizim için önemli. Amasra Belediyesi Başkanı olarak turizmini, balığını, sağlığını düşünmeyeceksem ve bunu dile getirmeyeceksem kim getirebilir? İsterse bin dava açılsın, bunları ben dile getirmeyeceğim de kim getirecek? Amasra’nın geleceğini tehlikeye atacak herhangi bir şey hakkında Amasra Belediye Başkanı olarak tabii ki ben dile getireceğim. Burası birçok insanın ekmeği olmuştur. Dolayısıyla tabii ki biz düşüneceğiz. Kimseyle şahsi husumetimiz olmaz. Buradaki temel derdimiz bölgenin ekonomik değerinin korunması ve geleceğe taşınmasıdır” diyerek tamamladı.

ETİKETLER :
Diğer YAŞAM haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 ›