200 milyon liralık kaynak Bartın dahil 11 ile dağıtılacak!

Kabine Toplantısı sonrasında açıklama yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz Ağustos ayında yaşanan sel felaketinin ardından tarım ürünleri zararlarının karşılanması konusundaki eksikleri tamamlamak için AFAD üzerinden 200 milyon liralık bir kaynak daha ayırdıklarını belirterek “Ülkemizde 2021 yılında yaşanan yangın ve sel afetlerinde zarar gören vatandaşlarımıza 2 bin 90 iş yeri, 2 bin 338 araç ve muhtelif ev eşyası yardımı kapsamında toplam 354 milyon lira ödeme yapılmıştır. Ayrıca, tarım ürünleri zarar gören vatandaşlarımıza da 133 milyon lira ödeme gerçekleştirilmiştir. Şimdi de tarım ürünleri zararlarının karşılanması konusundaki eksikleri tamamlamak için AFAD üzerinden 200 milyon liralık bir kaynak daha ayırıyoruz. Bu meblağ da en kısa sürede Antalya, Artvin, Aydın, Bartın, Kastamonu, Mersin, Muğla, Osmaniye, Rize, Sinop ve Van’daki hak sahiplerine dağıtılacaktır” dedi.
Bu haber 2022-01-20 16:45:12 eklenmiş ve 210 kez görüntülenmiştir.

 

 

Nilay Meryem ÇÖMLEK

 

 

 

 

Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde toplandı.

 

 

Toplantıda ele alınan konulara dair açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, pandemi süreci ve yeni ekonomi modeli ile ilgili de değerlendirmeler yaparak şunları kaydetti:

 

 

“Geçtiğimiz haftaya organize sanayi bölgelerimizde kurulan mesleki eğitim merkezlerinin ortak açılış töreni ile başlamıştık. En büyük zararı 28 Şubat’ın verdiği mesleki eğitim sistemimizi yeniden ayağa kaldırma çabalarımızın bu en son ve en verimli adımıyla ülkemizin önemli bir meselesini daha hâl yoluna koyduğumuza inanıyorum. Hem işverenlerimizin ihtiyaç duyduğu nitelikli personel ihtiyacını karşılayacak, hem gençlerimizin donanımlı bir şekilde hayata atılmalarını ve geleceklerini görebilmelerini sağlayacak yeni mesleki eğitim merkezleri modelimizin bir kez daha ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.

 

 

Türkiye’nin yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla yoluyla büyüyerek dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmesini hedeflediğimiz bir dönemde böyle bir projenin gerçekleştirilmiş olması ayrıca önemlidir. Nitekim bu törende bir araya geldiğimiz sanayicilerimizin hedeflerimize ulaşma konusundaki inancına ve gayretine bizzat şahit olduk. İnşallah önümüzdeki yıl bu zamanlar bambaşka bir Türkiye fotoğrafıyla milletimizin huzuruna çıkacağız. İşte o zaman kimi inanmadığı, kimi istemediği için ülkemizin takip ettiği büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası hedefini karalamaya çalışanların mahcubiyetlerini hep beraber göreceğiz.

 

 

Türkiye’yi hedeflerine ulaştırmak, sorunlara çözümler üretmek, programımızdaki işlerin takibini yapmak, yeni projeler geliştirmek için var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz.

 

 

Dünyanın yakın tarihin en büyük sağlık ve ekonomik krizini yaşadığı bir dönemde hem ülkemizi bu fırtınadan sâhil-i selâmete çıkartmak, hem önümüze gelen fırsatları en iyi şekilde değerlendirmek için daha çok çalışacağız. İstikrar ve güven iklimini güçlendirerek, programlarımızı kararlılıkla uygulayarak, ekonomideki hedeflerimize ulaşmamızı engellemek isteyenlere aradıkları ortamı vermeyeceğiz. Bu ülkenin boş teneke gürültüsünden öte anlamı olmayan, insanımızın önüne herhangi bir vizyon ve umut koymayan polemiklerle, kavgalarla, itiş-kakışlarla kaybedecek vaktinin ve enerjisinin olmadığı bilinciyle yolumuza devam edeceğiz.

 

 

“Hedeflerimizden kopmadan yolumuza devam edebiliyoruz

 

 

Türkiye geçtiğimiz 20 yılda kurduğu güçlü altyapı üzerinde küresel sınamalara hiç olmadığı kadar hazırlıklı girdiği bir dönemden geçmektedir. Bugünün Türkiye’si ne 1970’li yılların, ne de 1994 ve 2001 krizlerinin kırılganlığıyla maluldür. Siyasetinden ekonomisine kadar tüm unsurlarıyla küçük iç sarsıntılar ve dış baskılarla yerle yeksan olan Türkiye fotoğrafı hamdolsun artık geride kalmıştır. Ülkemizin Gezi olaylarından beri yaşadığı her hadise bu gerçeği bize tekrar tekrar göstermiştir. Milletimizin birliğinin, beraberliğinin, kardeşliğinin gücü devletimizin altyapısı ve makro dengeleriyle geldiği seviyenin desteği sayesinde kendi hedeflerimizden kopmadan yolumuza devam edebiliyoruz. Bunun son örneğine geçtiğimiz aylarda yaşadığımız ekonomimizin gerçekleriyle uyumlu olmayan, daha ziyade belli kesimlerin oluşturduğu suni bir panik hâlinin etkisiyle ortaya çıkan döviz kuru dalgalanmasında hep birlikte şahit olduğumuz konudur. Kendi içerisinde dinmesini beklediğimiz bu dengesizlik hâli devam edince, serbest piyasa ekonomisi kuralları çerçevesinde 20 Aralık’ta açıkladığımız bir tedbir paketiyle panik havasını dağıtmak mecburiyetinde kaldık. Her şey bitip kur yeniden dengeye oturduğunda görüldü ki aslında ortaya böyle bir sert çıkış yaşanmasını gerektirecek hiçbir sebep, hiçbir tehdit, hiçbir tehlike mevcut değildir.

 

 

“163 milyar liralık mevduat, kur korumalı sisteme geçti”

 

 

Açıkladığımız tedbir paketindeki unsurlardan biri olan kur korumalı Türk Lirası mevduatına bireylerin ve yatırımcıların ciddi ilgi gösterdiğini görüyoruz. Şu ana kadar 163 milyar liralık mevduat, kur korumalı sisteme geçmiştir. Katılım finans kuruluşlarını da sisteme dâhil ederek bu imkânın cazibesini artırdık. Döviz ve altın cinsi hesaplardan bu mevduata dönüşleri zorunlu karşılıktan muaf tuttuk. Tüzel kişilerin döviz ve altın hesaplarından bu sisteme geçişini teşvik etmek için stopaj oranını sıfırladık. Türk Lirası hesaplarına Hazine desteğinin hukuki altyapısını oluşturacak kanun teklifi Meclis Genel Kurulu’nda görüşülmektedir.

 

 

Merkez Bankamız da dış ticaret firmalarına Türk Lirası vadeli döviz satım ihaleleri düzenleyerek kendi paramızın istikrarına katkıda bulunuyor.

 

 

Devlet iç borçlanma senetlerine olan talebi artırmak için burada da stopajları sıfıra indirdik. Aynı şekilde temettü gelirlerine uygulanan stopajı 5 puanlık indirimle yüzde 10’na çektik.

 

 

Yastık altı altınları ekonomiye kazandırmaya yönelik çalışmalarımız sürüyor. Bu çerçevede hurda altın değerleme sisteminin işlerliğini ve sürdürülebilirliğini sağlamak için milyem değerlerinde değişiklik yaptık. Bankaların, darphanenin ve altın rafinerilerinin içinde yer aldığı bir mekanizmayla vatandaşlarımızın altınlarını sisteme sokmalarını temin edeceğiz. İsteyen vatandaşlarımız bu sisteme verdikleri altınlarını veya darphane altını bazında açtıkları hesaplarındaki birikimlerini fiziki altın olarak alabilmelerini de sağlayacağız. Hazine ve Maliye Bakanlığımız altın tahvili ve altına dayalı kira sertifikası ihracını farklı alternatiflerle sürdürüyor.

 

 

Tutarı 250 milyar lirayı, katılımcı sayısı 13,2 milyon kişiyi bulan bireysel emeklilik sistemindeki devlet katkısını yüzde 25’ten yüzde 30’a çıkartan kanun teklifi de Meclis Genel Kurulu’ndadır.

 

 

“Yatırımcılarımıza Türk Lirası bazlı yeni alternatifler sunuyoruz”

 

 

Girişim sermayesi yatırım fonu katılma payları ile girişimci sermayesi yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinden elde edilen kazançları Kurumlar Vergisinden istisna tutuyoruz. Bunun yanında çeşitli fonlardan elde edilen kar paylarının iştirak kazançlarını da bu kapsama alıyoruz.

 

 

Kamu iktisadi teşebbüslerinden elde edilen ve bütçeye aktarılan gelir paylarına endeksli kamu borçlanma senetleri çıkartarak yatırımcılarımıza Türk Lirası bazlı yeni alternatifler sunuyoruz. Kamu bankalarının kredilerinin belli bir oranını her yıl önceden ilan edilecek sektörlere şeffaf bir şekilde kullandırmalarını temin ediyoruz.

 

 

Kredi Garanti Fonu desteğiyle istihdamı koruma ve geliştirme öncelikli işletme ve yatırım kredileri vermeye yönelik paketin hazırlığı da bitmek üzeredir. Finansal istikrar ve güveni temin için sermaye artırımlarını teşvik ettiğimiz bankaların kredi tahsisi ve izlemesini uluslararası standartlara uygun sistemlerle yapabilmelerini sağlayacak bir altyapı kurduk. Böylece proje odaklı bankacılığı yaygınlaştırmayı amaçlıyoruz.

 

 

İhracat ve imalat sektörlerindeki sanayi şirketlerinin Kurumlar Vergilerini 1 puan indiren düzenleme de Meclis’te görüşülmektedir. Katma Değer Vergisinde etkinliği, adaleti ve basitleştirmeyi sağlayacak çalışma tüm taraflarla görüşülerek hazırlanıyor. Ekonomi Koordinasyon Kurulu, Finansal İstikrar Komitesi ve Fiyat İstikrarı Komitesi gibi yapıları etkin şekilde çalıştırıyoruz.

 

 

Türkiye ekonomi modeli çerçevesinde hazırlıklarını sürdürdüğümüz çalışmaları ilgili taraflarla beraber olgunlaştırarak kamuoyuyla paylaşmayı ve hayata geçirmeyi sürdüreceğiz. Ülkemizin bir daha geçtiğimiz aylardakine benzer dalgalanmalar yaşamaması için gereken her türlü tedbiri alıyoruz. Kendi ülkesinin ve ekonomisinin felaketi pahasına açgözlülük yapanlara hareket alanı bırakmamakta kararlıyız. Kısır hesaplarla hareket ederek içinden geçtiği kritik süreçte ülkemize zarar verenleri, kusura bakmasınlar, affetmeyeceğiz.

 

 

“Bu ekonomi programımızı da başarıya ulaştıracağız”

 

 

Büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası yolunda sabrıyla, fedakârlığıyla, gayretiyle, emeğiyle, üretimiyle, dirayetiyle bize destek veren her bir vatandaşıma şükranlarımı sunuyorum. Nice büyük mücadelelerden alnının akıyla çıkan, nice aşılmaz gözüken engelleri geride bırakan, nice olmaz denilenleri gerçekleştiren bir millet olarak inşallah bu ekonomi programımızı da başarıya ulaştıracağız.

 

 

Türkiye’yi çift paralı bir ülke olmaktan çıkartarak dış ticaretle iştigal edenler dışında herkesin işini de, tasarrufunu da Türk Lirası ile yaptığı bir yer hâline getirmek için herkesten destek istiyoruz. Ülkemizde döviz mevduat hesapları hâlâ oldukça yüksek seviyelerdedir. Vatandaşlarımızı, kurumlarımızı, yatırımcılarımızı sağladığımız imkânlardan faydalanarak dövizden kendi paramıza ve kendi paramızla yürütülen finansal enstrümanlara geçmeye davet ediyoruz. Hükümet olarak devletimizin tüm kaynaklarını milletimizin emrine tahsis ettiğimizden kimsenin şüphesi olmasın.

 

 

Geçtiğimiz yıl sadece milletimize daha uygun fiyatlarla doğal gaz, elektrik ve akaryakıt vermek için yaptığımız fedakârlığın tutarı 165 milyar liradır. Bu tutarın bütçenin neredeyse onda biri kadar olduğunu hatırlatmak istiyorum. Yılbaşından itibaren bu ürünlerin fiyatlarında yaşanan artışlar da mümkün olabilecek en alt seviyede yapılmıştır. Bir başka ifadeyle, devlet bu alanlarda fedakârlık yapmayı sürdürmektedir. Yanı başımızdaki Avrupa ülkeleri başta olmak üzere dünyayı takip eden herkes bu gerçeği teslim edecektir. Üstelik tüm bunları salgından, tabii afetlere kadar yaşadığımız nice badireye rağmen başardık.

 

 

Aynı şekilde asgari ücretten memur ve emekli maaşlarına kadar çalışanlarımızın gelirlerinde yaptığımız artışları da bütçe imkânlarını sonuna kadar zorlayarak gerçekleştirdik. Amacımız; ülkemizi yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla yoluyla büyütmek, böylece ortaya çıkacak artı değeri tekrar insanlarımızın hizmetine vermektir.

 

 

Dünyadaki değişimlerin, ekonomide de yeni yaklaşımları, yeni çözümleri, yeni politikaları, yeni uygulamaları gerektirdiği gerçeğini ilk gören ülkelerden biriyiz. Türkiye’nin izlediği bu yol şimdi pek çok ülke tarafından konuşulmakta, değerlendirilmekte, yavaş yavaş uygulanmaya başlanmaktadır. Bir asırlık, yarım asırlık çözümleri ülkemize tek hakikat, tek kurtuluş yolu olarak dayatanlar da elbette bir gün efsunlu uykularından uyanacaklardır. Biz o güne kadar inşallah ülkemizi her alanda olduğu gibi ekonomide de hak ettiği seviyeye getirmiş olacağız.

 

 

“Sağlık sistemimiz gerekli kapasiteye sahip”

 

 

Dünya koronavirüs salgınının yeni dalgası altında sıkıntılı günler geçirmeyi sürdürüyor, Avrupa ve Amerika başta olmak üzere pek çok coğrafya Omicron varyantının etkisi altında kıvranıyor. Türkiye, salgının her safhasında olduğu gibi bu süreçte de hem vatandaşlarının sağlığını gözeten, hem günlük hayatın kendi akışında sürmesini temin eden bir yaklaşımla yoluna devam ediyor. Hamdolsun, sağlık sistemimiz hastane ve yoğun bakımından aşıya kadar salgınla mücadele için gereken her türlü ihtiyacı karşılamaya yetecek kapasiteye sahiptir. Ülkemizin bilim insanlarının geliştirdiği ve yine ülkemizdeki tesislerde üretimine başlanan TURKOVAC aşımız sayesinde artık kendimize daha güvenle bakıyoruz. Aşı geliştirme ve üretimi konusunda devam eden çalışmalarımızda inşallah yakın gelecekte Türkiye bu alanda dünyanın önde gelen merkezlerinden biri hâline dönüşecektir. Salgının yayılması, istihdam ve üretim tarafında şu ana kadar kayda değer bir soruna, kesintiye yol açmamıştır.

 

 

Eğitim-öğretim başta olmak üzere hiçbir alanda insanlarımızın mağduriyetine neden olacak bir açığa, aksaklığa, gereksiz kısıtlamaya meydan vermedik, vermeyeceğiz. Bu son dalganın koronavirüsü öncelikle tehdit olmaktan çıkartarak rutin salgınlar seviyesine geriletmesini umuyoruz. Vatandaşlarımızdan bu dönemde de temizlik, mesafe, maske kurallarına uymayı, aşılarını yaptırmayı veya tamamlamayı ihmal etmemelerini istiyoruz.

 

 

“60 yaş üzeri vatandaşlarımız için hatırlatma dozları önemli”

 

 

Bilhassa 60 yaş üzeri vatandaşlarımızın sağlıkları için hatırlatma dozları önemlidir. Yeni varyantta maske kullanımının etkin sonuçlar verdiği bilinmektedir. İnşallah bu badireyi de geride bıraktıktan sonra salgınla birlikte zorunlu olarak odak değiştiren sağlık sistemimizi vatandaşlarımıza daha etkin ve kalite hizmet sunacak şekilde geliştirmeye yöneleceğiz. Ülkemizi geçtiğimiz 20 yılda şehir hastaneleri ve onları aratmayan devlet hastanelerimizle, özel kuruluşlarımızla dünyanın en üst düzeyde sağlık hizmeti veren kurumlarına kavuşturduk. Doktorlarımızla, hemşirelerimizle, destek personellerimizle sayıları artık bir milyon 200 bine ulaşan sağlıkçılarımıza şükranlarımızı sunuyoruz. Ecdadın, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi diyerek dünyada sağlıktan daha büyük mutluluk olmadığını ifade ettiği düsturla çalışmayı sürdüreceğiz.

 

 

Son dönemde vatandaşlarımızdan gelen serzenişleri biliyoruz, bunları da çözüm için gereken hazırlıkları yapıyoruz. Milletimiz müsterih olsun, geçtiğimiz 20 yılda olduğu gibi bugün de, yarın da bu ülkenin ve insanlarının çözülmedik hiçbir sorununu bırakmayacağız.”

 

 

“200 milyon liralık bir kaynak daha ayırıyoruz”

 

 

2021 yılında yaşanan yangın ve sel afetlerinde zarar gören vatandaşlara 2 bin 90 iş yeri, 2 bin 338 araç ve muhtelif ev eşyası yardımı kapsamında toplam 354 milyon lira ödeme yapıldığını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca, tarım ürünleri zarar gören vatandaşlara da 133 milyon lira ödeme gerçekleştirildiğini kaydetti. Şimdi de tarım ürünleri zararlarının karşılanması konusundaki eksikleri tamamlamak için AFAD üzerinden 200 milyon liralık bir kaynak daha ayırdıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu meblağanın da en kısa sürede Antalya, Artvin, Aydın, Bartın, Kastamonu, Mersin, Muğla, Osmaniye, Rize, Sinop ve Van’daki hak sahiplerine dağıtılacağını açıkladı.

 

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sosyal destek yelpazesini genişleten bir başka çalışmayı da bitirmek üzere olduklarını ifade ederek şunları söyledi:

 

 

Ülkemizde 2021 yılında yaşanan yangın ve sel afetlerinde zarar gören vatandaşlarımıza 2 bin 90 iş yeri, 2 bin 338 araç ve muhtelif ev eşyası yardımı kapsamında toplam 354 milyon lira ödeme yapılmıştır. Ayrıca, tarım ürünleri zarar gören vatandaşlarımıza da 133 milyon lira ödeme gerçekleştirilmiştir. Şimdi de tarım ürünleri zararlarının karşılanması konusundaki eksikleri tamamlamak için AFAD üzerinden 200 milyon liralık bir kaynak daha ayırıyoruz. Bu meblağ da en kısa sürede Antalya, Artvin, Aydın, Bartın, Kastamonu, Mersin, Muğla, Osmaniye, Rize, Sinop ve Van’daki hak sahiplerine dağıtılacaktır.

 

 

Öte yandan, kadim tarihî ve kültürel bağlarımızın bulunduğu Afganistan’da yaşanan sıkıntılara bigâne kaymıyoruz. Uzun yıllardır süren iç çatışmalar, dış yardımların kesilmesi, kuraklık ve sert hava şartları sebebiyle milyonlarca Afganlı kardeşimiz çok zor şartlarda hayata tutunma mücadelesi vermektedir. Ülkede 13 milyonu çocuk olmak üzere 19 milyona yakın kişinin acil gıda sıkıntısı olduğu bilinmektedir. Türkiye olarak bu zor dönemlerinde Afganistanlı kardeşlerimizi yalnız bırakmamakta kararlıyız. AFAD koordinasyonunda 10 sivil toplum kuruluşumuzun desteğiyle bu ülkeye 700 ton gıda, giyim, sağlık, malzeme olarak söylüyorum, acil ihtiyaç ürünleri taşıyan bir iyilik treni göndermeye hazırlanıyoruz. Sivil toplum kuruluşlarımız ve vatandaşlarımız tarafından temin edilecek bu ihtiyaç maddeleri Devlet Demiryolları’mızın bir treniyle Afganistan’a ulaştırılacaktır. İmkânı olan vatandaşlarımızı bu iyilik trenine katkıda bulunmaya davet ediyoruz.

 

 

Diğer yandan, pancar üreticilerimize verilecek avans, kota tamamlama pirimi ve posa bedellerinde yüzde 100’e varan onlarda artış yaptık. Pancar alım fiyatını da kilogramda 42 kuruştan 80 kuruşa çıkardık, böylece pirim ve posa desteğiyle birlikte önümüzdeki dönem için üreticilerimize ton başına 875 liralık bir pancar bedeli ortaya çıkıyor. Hasat döneminde elbette bu rakamlar tekrar değerlendirilecektir. Çiftçilerimizin 2022 hasat dönemindeki üretimini desteklemek için imkânlarımızı seferber etmeyi sürdüreceğiz.

 

 

“Doğal gaz desteğinden yaklaşık 4 milyon hane yararlanacak”

 

 

Bir başka konu, elektrik tüketim desteği programı kapsamında yapılan ödemelerdir. Bu kapsamda ülkemizde son 3 senede yıllık ortalama 2,1 milyon haneye toplamda 6,4 milyar lira kaynak tahsis edilmiştir. Elektrik desteği programının kapsamını kronik hastalığı sebebiyle cihaz kullanan, maddi imkânı yetersiz vatandaşlarımızın elektriğe erişiminde sıkıntı yaşamalarının önüne geçecek şekilde genişletiyoruz. Bu şekilde 50,4 milyon liralık ilave kaynakla 20 bin aileyi daha elektrik desteği kapsamına alıyoruz.

 

 

 

Kömür yardımı alan hanelerden isteyenlerin bunu doğal gaz olarak da kullanabilmelerini sağlayacak düzenleme tamamlandı. Doğal gaz desteğinden yaklaşık 4 milyon hane yararlanacak. Sosyal destek yelpazesini genişleten bir başka çalışmayı da bitirmek üzereyiz.”

ETİKETLER : Bartın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AFAD sel Antalya Artvin Aydın Bartın Kastamonu Mersin Muğla Osmaniye Rize Sinop Van
Diğer YAŞAM haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 ›