Bankoğlu’ndan eleştirel “Tıp Bayramı” açıklaması

Zor şartlarda çalışan sağlık çalışanlarının 14 Mart Tıp Bayramı’nı kutlayan CHP Bartın Milletvekili, Parti Meclisi ve TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi Av. Aysu Bankoğlu, hükümeti ve AK Parti’yi hedef alan eleştirel bir açıklamada bulunarak “Yanlış siyaset ve yanlış yönetimin ekonomiye, sağlık ve eğitim alanlarına vurduğu darbeleri tüm yurttaşlar yaşamak, hissetmek zorunda kalıyor. ‘Maske, mesafe, tedbir’ diye her yerde konuşanlar, işler kendi il kongrelerine gelince ‘Maşallah lebalep, tıklım tıklım’ diye tebrik etmekten geri kalmıyorlar.” dedi.
Bu haber 2021-03-15 00:36:40 eklenmiş ve 171 kez görüntülenmiştir.

 

 

 

“İşler kendi il kongrelerine gelince…”

 

 

CHP Bartın Milletvekili, Parti Meclisi ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Anayasa Komisyonu üyesi Av. Aysu Bankoğlu, “14 Mart Tıp Bayramı” dolayısıyla bir açıklamalarda bulundu.

 

CHP'li Milletvekili Bankoğlu, sözlerinin başlangıcında, ülkemizde bir yıldan fazla süredir mücadele edilen COVID-19 salgınına karşı aralıksız surette çalışmaya devam eden başta doktorlar olmak üzere tüm sağlık personelinin ve emekçilerinin “14 Mart Tıp Bayramı”nı kutladı.

Sözlerinin devamında ise sağlık çalışanlarının sorunlarına ışık tutan Bankoğlu, hükümeti ve AK Parti’yi hedef alan değerlendirmelerde bulundu.

 

Yanlış siyaset ve yanlış yönetimin ekonomiye, sağlık ve eğitim alanlarına vurduğu darbeleri tüm vatandaşların yaşamak zorunda kaldığını ifade eden Bankoğlu, sözü AK Parti İl Kongrelerine getirdi.

 

Tüm sağlık çalışanlarını değersizleştiren politikaların, hekimlik mesleğine duyulan ilgi ve sevgiyi de azalttığını savunan CHP’li Bankoğlu, açıklamasında şöyle dedi:

 

“Çok ama çok ciddi bir sorun”

 

"Salgının ülkemizi etkisini almasından bu yana bir sene geçti ve ne yazık ki, bu sürede 385 sağlık çalışanımızı kaybettik. Hepsini bir kez daha rahmetle anıyorum. İnsanın vazgeçemeyeceği bu yegâne meslek grubunun mensupları; çok meşakkatli, büyük emek isteyen bir eğitimin sonunda bizlere hizmet ediyorlar.

Özellikle son yıllarda hekimlerimize yönelik saldırıların görmezden gelinmesi, ülkemizi yönetenlerin kullandığı siyasi dilin topluma yansımasının işaretlerinden sadece biridir. Hasta yakınlarının doktorlara karşı gösterdiği şiddet, bu şiddete göz yumulması ya da bu durumun hafif cezalarla adeta teşvik ediliyor olması, çok ama çok ciddi bir sorundur. Hekimlerimizin salgın süresince, yani bir yıldır gece gündüz demeden, izin yapmadan, sevdiklerinden uzak ağır ve kötü koşullarda çalışmak zorunda bırakılması kabul edilemez. Nitelikli insan kaynaklarını bu kadar görmezden gelen, yaşam kalitelerini iyileştirmek bir yana hekimleri ve tüm sağlık çalışanlarını değersizleştiren bu politikalar, hekimlik mesleğine duyulan ilgi ve sevgiyi de azaltmaktadır.

 

“İşsiz hekimler ordusu da kapıda”

 

Günümüzde, tıp fakültelerinin niteliklerinin gittikçe düşmeye başlaması, aşırı sayıda öğrenci alınması, yeteri düzeyde uygulamalı eğitim görememek, deneyimli ve nitelikli hocaların eğitim vermesinin bir şekilde önüne geçilmesi, AKP yönetiminin sağlık alanında nasıl büyük bir tehlikeyi beslediğine dair sadece birkaç başlıktır. Bugün, atanmayan öğretmenler gibi işsiz hekimler ordusu da kapıdadır. Bu hesapsız, kitapsız uygulamaların bir an önce sonlandırılması ve sağlık alanına çok ciddi bir reçete yazılması şarttır. Keza, mevcut sistem içerisine dâhil olabilmiş, eğitimleri devam eden ve görece daha az kıdemli doktorların, kurumları içerisinde yaşadığı sorunlar da, esasen Bakanlığın ilgilenip çözmesi gereken bir başka sorun olarak önümüzde durmaktadır.

 

“Hükümet, kulağının üzerine yattı”

 

Salgın süresince istifa etmesi yasaklanan ve COVID-19 sebebiyle hayatını kaybeden doktorların, meslek hastalığı sonucu hayatlarını kaybetmelerini kabul ettirmemiz bile tam 10 ay sürdü. Hükümet, bu konuda resmen kulağının üzerine yattı ve devlet olarak doktorlarımıza olan borcunu, ısrarla görmezden geldi. Nihayet Aralık 2020’de sağlık çalışanlarının COVID-19'a bağlı vefatlarını ‘meslek hastalığı’ olarak kabul etmeye ve haklarını ailelerine ödemeye mecbur kaldı.

 

Bahsettiğim bu durum, kesinlikle yaşanmaması gereken ve büyük özveriyle çalışan sağlık emekçilerinin moralini yerle bir eden yaklaşımlardan sadece bir tanesiydi. Ne yazık ki; böyle zorlu bir dönemde herkesin gündeminin ilk ve en önemli maddesine dönüşmüş olan bu salgını, sağlık yönetimi alanında da başarıyla geçemiyoruz. Yanlış siyaset ve yanlış yönetimin ekonomiye, sağlık ve eğitim alanlarına vurduğu darbeleri tüm yurttaşlar yaşamak, hissetmek zorunda kalıyor. ‘Maske, mesafe, tedbir’ diye her yerde konuşanlar, işler kendi il kongrelerine gelince ‘Maşallah lebalep, tıklım tıklım’ diye tebrik etmekten geri kalmıyorlar.

 

“Kanayan yaralarının reçetesini CHP yazacak”

 

Son olarak ifade etmek isterim ki; AKP zihniyeti tıpkı yollara, köprülere ve havaalanlarına yaptığı gibi hastaneleri de ‘hasta garantili’ işletmelere dönüştürerek doktorlarımızı, vicdanlarıyla ekmek parası arasına sıkıştırmıştır. Doktorlarımızın bu kanayan yaralarının reçetesini, temiz siyaset ve şeffaflıkla CHP yazacak.

Başta hekimler olmak üzere tüm sağlık çalışanlarına bir kez daha teşekkür ediyor; kendilerine, hak ettikleri saygınlıkla can güvenliklerinin olduğu ve insanca koşullarda çalışabilecekleri günler diliyorum. Her şey çok güzel olacak.”


ETİKETLER : Bartın CHP CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu 14 Mart Tıp Bayramı sağlık çalışanları
Diğer SİYASET haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 ›