Bartın Kamu-Sen’den “2020 Yılı Bütçesi”ne tepki

Türkiye Kamu-Sen Bartın Şubesi adına bir basın açıklaması yapan Türk Sağlık Sen İl Temsilcisi Besim Coşkun, Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde sendika üyeleriyle, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülen 2020 yılı bütçesine tepki gösterdi. Coşkun, “Eğer Komisyon Tasarıyı bu hali ile onaylarsa memurun idam fermanını imzalamış olacak. Kamu çalışanlarından yana olmayan politikaların bir uzantısı olan 2020 yılı bütçesi, bu haliyle memurun bütçesi olmaktan çıkmış, sinekten yağ çıkarma bütçesi olmuştur. 2020 yılı bütçesi, memur ve emeklinin kurban edildiği bütçe değil, memurun bütçesi olsun istiyoruz.” dedi.
Bu haber 2019-11-13 16:36:58 eklenmiş ve 251 kez görüntülenmiştir.

 

 

Erkan Hızoğlu

 

 

Türkiye Kamu-Sen Bartın İl Başkanlığı tarafından, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülen 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Tasarısı'na ilişkin olarak sendika binası önünde basın açıklaması düzenlendi.

Türkiye Kamu-Sen İl Başkanlığı adına açıklama yapan Türk Sağlık Sen Başkanı Besim Coşkun, hükümetin 2020 yılı için öngörülen bütçenin kamu çalışanlarının yaşam koşullarını iyileştirici bütçe olmadığına dikkat çekti.

 

“2020 daha zor geçecek”

 

Kamu-Sen’e bağlı sendikaların şube başkan ve yöneticilerini de katıldığı basın açıklamasında konuşan  Coşkun, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Sosyal devlet olma ilkesini hiçe sayan, toplumumuzun büyük bir kesimini göz ardı ederek, çalışanlardan alınacak vergilere bel bağlayan 2020 bütçesi, ‘memurun bütçesi değildir.’ Bu bütçeyle 2020 yılının, başta kamuda çalışanlar olmak üzere, tüm vatandaşlarımız için geçmiş yıllardan daha da zor geçeceği ortaya çıkmıştır. Hepimizin bildiği gibi bütçe, Devletin gelirlerinin ve bu gelirlerin nerelere dağıtılacağının belgesidir.  Biz bu bütçede, gelirlerin kamu çalışanlarından kesilen vergilerle elde edileceğini ama gelirin paylaşımında memurun adının dahi olmadığını görüyoruz. 

Önümüzdeki sene için memur ve emekli maaşlarına yüzde 4+4 zam yapılması kararlaştırıldı.  Bunun anlamı bütün bir yıl için iki taksitte toplam yüzde 8,2 yani ortalama memur maşına 329 lira, en düşük memur maaşına 247 lira zam demek. Halbuki daha geçen yıl 4 kişilik bir ailenin zorunlu harcamaları bin 32 lira zamlanmıştı. Verilmesi öngörülen zam, harcamalar karşısında devede kulak bile kalmıyor. 2002 yılından beri vatandaşlarımızdan toplanan vergiler 10,4 kat artarken memur maaşları ancak 7,5 kat arttı. Yani maaşlardan yapılan kesintiler, maaş zammını aştı. 

 

“Bütün yatırım araçları karşısında alım gücümüz düşüyor”

 

‘Milli gelir büyüyor’ diyoruz. Milli gelirdeki artıştan dar gelirli ve ücretliler hak ettiği payı alamıyor. Memurun, emeklinin pastaya eklediği pay büyüdü ama pastadan aldığı pay küçüldü. Maaşların döviz, altın ve diğer yatırım araçları karşısındaki hali ortada. Bütün yatırım araçları karşısında alım gücümüz düşüyor.   

Son bir yıl içinde gıda fiyatlarındaki resmi ortalama enflasyon yüzde 25,25 oldu. Doğalgaza yüzde 28, elektriğe, kılık kıyafete yüzde 18, okul masraflarına yüzde 13, kiraya yüzde 12, gazeteye yüzde 28, dergiye yüzde 50, ekmeğe bile yüzde 15 zam geldi. TÜİK son 12 aylık enflasyonun yüzde 8,5 olduğunu iddia ede dursun, 2019 yılının 10 aylık enflasyonu yüzde 10,6 oldu. Ama memura bu sene için yapılan toplam zam enflasyon farkı da dahil yüzde 10,26; yani maaşlar şimdiden erimiş durumda. Önümüzde enflasyonun, ısınma, elektrik, gıda harcamalarının en fazla artacağı kasım ve aralık enflasyonu var. Onlar da eklenince memur ve emekli maaşlarının iyiden iyiye eridiği daha net biçimde ortaya çıkacak. Maliye Bakanlığı bile TÜİK’in açıkladığı enflasyona itibar etmiyor olacak ki, yeniden değerleme oranlarının yüzde 22,58 artacağını söylüyor. Yani bir bakıma resmi rakamlar birbiriyle çelişiyor, TÜİK’in enflasyonu cebimize yansıyan zamları görmüyor. 

 

“Kaşıkla verilip kepçeyle alınmasın”

 

Zaten vergiler her şekilde memurun, emeklinin belini büküyor. Yaptığımız her kuruş harcamadan yüzde 25 ile yüzde 45 arasında vergi kesiliyor. Yani verirken cimri alırken acımasız davranılıyor. Ama iş maaşlara zam yapmaya geldiğinde bir hedef enflasyondur tutturuluyor. Hayaller karın doyurmuyor. Elbette enflasyon hedeflemesi yapılsın ama gerçekler de göz ardı edilmesin. Maaşlar iktidarın pembe hayallerine göre, vergiler ve zamlar acı gerçeklere göre belirlenmesin. Kaşıkla verilip kepçeyle alınmasın. 

Bir toplu sözleşme dönemi yaşadık: evlere şenlik. Tek bir konu dahi tartışılıp karara bağlanmadı. Memurlar adına tek bir kazanıma dahi imza atılmadı. 20 milyon vatandaşımızın hayalleri, umutları yıkıldı, gitti. Bu hangi vicdana sığar? İki yıl; aileleriyle bir araya gelmeyi bekleyen milyonların, kadro bekleyen yüz binlerce sözleşmelinin, bayramlarda ikramiye hayali kuranların, mülakata takılmadan adil bir yükselme sistemi içinde terfi etmeyi umut edenlerin, vergi dilimine girdiği için kuş kadar maaş zammını da vergi dilimine kurban eden çalışanın,  iki yıldır 3600 ek gösterge konusunda verilen sözlerin tutulmasını bekleyenlerin, hak ettiğini almayı umut eden yardımcı hizmetler sınıfı çalışanlarının dünyalarını karartmak reva mıdır? Bu insanlarımıza ‘kusura bakmayın, bu sene hiçbir şey olmadı, şimdi git 2 sene sonra gel’ demek hangi adalet anlayışıyla izah edilebilir. Külfeti sürekli birileri yüklenirken sefayı başkalarının sürdüğü bir yerde huzur olur mu?

Bütçe, nimet külfet dengesi kurmak içindir. Bütçe, zenginden alıp dar gelirliye vermek içindir. Bütçe, millet için, vatandaş içindir. Bizde ise memur bütçe için çalışıyor; bütçe, çalışandan alıp kimseye vermemek için kullanılıyor.Bu bütçe ile vatandaşlarımızdan toplanan vergilerin artırıldığı, sağlık harcamalarında katılım paylarının, ilaç bedellerinin ve tedavi giderlerinin büyük bölümünün vatandaşlarımızın cebinden çıkacağı, memur ve emeklinin yoksulluğa mahkûm edileceği, yaşamın biraz daha zorlaşacağı bir yıla daha başlayacağız. 

 

“Kabul etmemiz mümkün değil”

 

Bu durumu Türkiye Kamu-Sen olarak kabul etmemiz mümkün değildir. Bu bütçeye karşı olduğumuzu, bu bütçede memur olmadığını, bu bütçenin de memurun bütçesi olmadığını her yerde dile getiriyoruz. 

2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Tasarısı, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülüyor. Eğer Tasarı, bu hali ile Komisyondan geçerse bir daha değiştirilmesi mümkün değil. Eğer Komisyon Tasarıyı bu hali ile onaylarsa memurun idam fermanını imzalamış olacak. Bu nedenle Tasarıya memur maaşlarına ilişkin bir düzeltme eklenmek zorundadır. 

Ardından da bir memur paketi hazırlanarak sözleşmeli personele kadro başta olmak üzere, bayram ikramiyesi, vergi dilimleri, mülakatın kaldırılması, 3600 ek gösterge, yardımcı hizmetlilerin genel idari sınıfa geçirilmesi gibi konular acilen çözülmelidir. Biz, bu konuda hazırladığımız mektuplarımızı, ülkemizin her köşesinden sayın Cumhurbaşkanına, Cumhurbaşkanı Yardımcısına, siyasi partilerimizin grup başkanvekillerine ulaştıracak ve bir çözüm üretilmesini isteyeceğiz. Kamu çalışanlarından yana olmayan politikaların bir uzantısı olan 2020 yılı bütçesi, bu haliyle memurun bütçesi olmaktan çıkmış, sinekten yağ çıkarma bütçesi olmuştur.  2020 yılı bütçesi, memur ve emeklinin kurban edildiği bütçe değil, memurun bütçesi olsun istiyoruz.

ETİKETLER : Bartın Türkiye Kamu-Sen Türkiye Kamu-Sen Bartın İl Başkanlığı Türk Sağlık Sen İl Temsilcisi Besim Coşkun
Diğer GÜNCEL haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 ›