Adalet Bakanı Tunç’tan CNN TÜRK'te önemli açıklamalar

Bartın’daki binlerce kişiyi de ekranlara kilitleyen “Hakan Çelik’le Hafta Sonu” programının canlı yayın konuğu olan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, gündeme ve merak edilen konulara dair soruları yanıtlarken önemli açıklamalarda bulundu. 8. Yargı Paketi’nin taslak aşamasında olduğunu ifade eden Bakan Tunç, Bartın dahil tüm Türkiye’de 1 Eylül’den itibaren başlayan kira davalarındaki arabuluculuk uygulamasına ilişkin de açıklamada bulundu. Gündemde en çok merak edilen “af” konusuna ilişkin ise Bakan Tunç, “Gündemimizde böyle bir şey söz konusu değil şu anda. Disiplin affıyla ilgili de bir çalışma yok. Adil yargılanmama iddiası sübjektif iddialar.” dedi.
Bu haber 2024-01-22 10:14:18 eklenmiş ve 406 kez görüntülenmiştir.

 

Nilay Meryem ÇÖMLEK

 

 

CNN Türk ekranlarında yayınlanan “Hakan Çelik’le Hafta Sonu” programı konu ve konuklarıyla gündem yaratmaya devam ediyor.

 

 

Gazeteci Hakan Çelik’in hafta sonu konuğu, Bartın’daki binlerce kişinin de çalışmalarını ve açıklamalarını yakından takip ettiği Bartınlı Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, oldu.

 

 

Adalet Bakanı Tunç, “Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay arasındaki anlaşmazlık nasıl çözülecek, Sekizinci yargı paketi hangi düzenlemeleri içeriyor, ne zaman yürürlüğe girecek, kamuoyunun yakından takip ettiği davalarda süreç nasıl işleyecek?” gibi milyonlarca vatandaşı yakından ilgilendiren önemli başlıkları Hafta Sonu’nda değerlendirdi.

 

 

Bartın’daki binlere kişi de CNN TÜRK ekranlarında canlı olarak yayınlanan programa kilitlenirken Bakan Tunç’un konuşmasından öne çıkan önemli satır başları şöyle oldu:

 

 

“Alper Gezeravcı'nın uzaya çıkış yolculuğunu Gökmen Uzay Havacılık Merkezi'nde izledik. Gençler ve çocuklar çok merak ediyor. Türkiye'nin uzay yolculuğunun başlaması tarihi an.

 

 

Döndüğünde deneylerini Türk gençlerine anlatacak. Çok önemli bu gelişme. Bugün çok farkına varılmayabilir ama gelecekte bunun meyveleri alınacak. Gençlerimize rol model olması açısından önemli. Aslında geç bile kalındı. Türkiye'nin uzay uyduları var. Bugün internet çekiyorsa, görüntülü konuşmalar varsa bu uzaydaki çalışmalarımız neticesinde.

 

 

“Çok sayıda kanunda değişiklik yapılıyor”

 

 

8. Yargı Paketi, henüz taslak aşamasında. Son şekli verilmek üzere. Uzun süredir çalışma gerçekleştiriyoruz. Cevdet Yılmaz başkanlığında değerlendirdik. Yakın zamanda vekillerimize sunulacak. Takvim çok uzamaz. Meclis ara vermeden, Şubat sonu gibi Meclis'te görüşülür. Çok sayıda kanunda değişiklik yapılıyor. Uyum düzenlemeleri var. Toplumda cezasızlık algısı yaygın. Bunu ortadan kaldıracak düzenlemeler var. İki yıl ceza alan biri bunun koşullu salı verilmesi bunun yarısıdır. Bazı suçlarda dörtte üçtür. 2 yıl ceza alan biri 1 yıl sonra koşullu salıverilme süresi dolar. Denetimli serbestlik de 1 yıl. Öyle olunca hiç cezaevinde kalmamış olur.

 

 

1 yıllık denetimli serbestlik yerine oran getirmek istiyoruz. 2 yıl ceza almışsa en az 5 ay cezaevinde kalsın istiyoruz. Ceza ile oranlı denetimli serbestlik getirilsin istiyoruz. 3 yılı da geçmesin.

 

 

Bizimki taslak çalışması. Meclis'e gidince Meclis Grubu da muhalefet ile görüşüyor. Toplumun genelini ilgilendiren siyasi tarafı olmayan konular bunlar. Meclis'e gidince komisyonlarda tartışılıyor. Parti temsilcileri ile tartışılıyor ve karara bağlanıyor. Bir takım değişiklikler olabiliyor. En doğru kararı verebilmek en önemlisi. Başka düzenlemeler de var. 70'e yakın madde. Temyiz süreleri bunlardan biri. Farklılık arz ediyor bu süreler. Tamamını standarda bağlıyoruz. 2 hafta diyoruz. Sadeleşme olmuş olacak. Hukuk profesörleri ile çalıştık. Bir kısmı tebliğden bir kısmı yüze karşı okunmadan başlıyor bu ayrımı da kaldırdık.

 

 

“Tazminat Komisyonu oluşturuyoruz”

 

 

Anayasa Mahkemesi (AYM) bir karar verdi, Tazminat Komisyonu oluşturuyoruz. Vatandaş AYM’ye gitmeden önce adalet bakanlığındaki bu komisyona başvuracak.

 

 

İnfaz kanunlarında geçmişte de değişiklikler yapıldı ve bu uygulanmalarda da zorluklara neden oluyor. Tekrar tekrar suç işleyenler var. Denetimli serbestliklerdeki oranlarda öneriler var. Burada haklı yaklaşım da var. Bu talebi de değerlendiriyoruz.

 

 

Yasama, yürütme yargı... Buralarda güvenin zedelenmemesi gerekiyor. Bir davanın iki tarafı var. Bir taraf kazanıyor bir taraf kaybediyor. Yargıya güveni yüzde yüzden başlatırsak yanlış sonuca ulaşabiliriz. Güven veren adalet sloganda kalmasın diye önemli çalışmalarımız oldu. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) bunlar büyük uzlaşma ile geçti. Bunlar siyasi niteliği olmayan metinler. Tamamı yenilendi. Mevzuatın ihtiyaca cevap vermesinde eksikliğimiz yok. Fiziki mekanlarda sıkıntımız yok. Burada da en ileri ülkelerdeniz.

 

 

Hakim ve savcılarımızın daha donanımlı olması için çalışmalar yapıyoruz. Hatalı karar ilk derecede verilince infial uyanabiliyor ama bu hatalı kararlar 24 bin hakim arasında birkaç tane oluyor. Burada basını bilgilendirmek lazım. Bazı dosyaların içeriği bilinmeden kulaktan dolma yayılıyor. Kamuoyunu bilgilendirmek lazım. Yargıya güven konusunda kasıtlı propaganda yapılıyor. Kürsüye çıkanlar yargıya yönelik eleştiri yapılıyor. Hukuka güven endeksi diye çalışmaları var. Bunu öne sürüyorlar. Türkiye'nin yargıya gücünde dünyada 116. sırada olduğunu söylüyorlar. Bu bilgi hatalı.

 

 

Bunlar masa başında hazırlanıyor. Türkiye'nin üstündeki ülkelerde Angola var. Türkiye'nin bu ülkelerin altında olması mümkün mü? Türkiye burada olamaz. Demokrasinin beşiğiyiz diyenlerin Gazze'de hukuka nasıl saygılı olduğunu görüyoruz. Uluslararası hukukun soykırım karşısında nasıl sessiz kaldığını gördük.

 

 

Türkiye demokrasi bakımından, seçimler bakımından en önde gelen ülkeler arasında. Yargıyı yıpratan açıklamalara itibar etmemek lazım. Türkiye'de yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü her zaman tartışıldı ve her zamankinden daha bağımsızdır yargı. Bugünkü yargımızla gurur duymalıyız. Darbecileri yargılaması gerekenler darbe mağdurlarını yargılayıp başbakanı idam etti. 18 yaşından küçüklerin yaşını büyüterek idam etti. Darbe mağdurlarını daha da mağdur ettiler. 15 Temmuz'da darbecilere karşı ilk harekete geçen yargı oldu. Tutuklama kararları verildi, darbeciler yargılandı. Türkiye 116. sıralarda değil. Çok daha üst sıralarda. Dünyada hakkaniyeti savunan bir ülkeyiz.

 

 

“AİHM kararlarına uyma ortalamamız yüzde 89”

 

 

Demirtaş, Kavala kararı gündeme getirilerek eleştiriye maruz kalıyoruz. Avrupa İnsan Hakları kararına tüm ülkeler bakımından 34 bin ihlal kararı var. 25 bin 407 karara tüm ülkeler bakımından uyulmuş. Tüm ülkelerin uyma ortalaması yüzde 79. 4 bin 374 ihlal kararı var. Türkiye’nin kararlara uyma ortalamamız yüzde 89. Tüm ülkelerinkinden fazla. 2012’den bu yana Türkiye için mahkemeye 90 bin başvuru var ve bin 54 ihlal kararı verilmiş. Türkiye için mahkemeye 90 bin başvuru var ve bin 54 ihlal kararı verilmiş

 

 

“AİHM, siyasi yaklaşıyor”

 

 

AİHM'nin bu davalara (Kavala-Demirtaş davası) siyasi yaklaşıyor. Kararı ortaya çıkaran deliller hukuki açıdan değerlendirmiyor. Türk yargımız bu davalardaki kararlar Yargıtay'dan geçmiş olan kararlar.

 

 

Anayasamızda yüksek mahkemelerimiz var. AYM’de yüksek mahkemeler kısmında sayılıyor. Hepsinin görev alanları belli. AYM Yargıtay arasındaki görüş farkı sebebi anayasamızın bazı maddelerinin son değişikliklerle bireysel başvuru ile birtakım sorunlar ortaya çıktı. Kanun koyucu sorun çıkmasın diye hükümler de koymuştu. Anayasada vekillerin tutukluluğu konusunda suçüstü olan ağır cezalık suçlar hariç deniyor. Atalay'ınki seçimden önce başlayan bir dava. Anayasal düzene karşı suçlar Atalay'ınki. Bu suçlar kanunla düzenlenmiş. Terör suçları şu şu maddelerdir deniyor. AYM diyor ki ‘Anayasa'nın 14. maddesindeki suçlar belirsiz’ diyor, Yargıtay da ‘bu suçlar düzenlenmiştir’ diyor. ‘Daha önce de uygulamaları var zaten’ diyor. ‘83 ve 14. maddesini uygulanmaz hale getiriyorsunuz’ diyor.

 

 

Kanunlar arasında farklılık var. Bunu da Meclis düzeltebilir. Vatandaşlarımıza ‘seçimden önce işlenen bir terör suçu dokunulmazlık kapsamında olsun mu olmasın mı?’ sorusunu soruyoruz. Anayasa olamaz diyor. Bu suçun neler olduğunu yazmanız lazım diyor, Yargıtay da var diyor.

 

 

İki mahkememizin de yıpratılmaması lazım. AYM kararları kadar Yargıtay kararları da bağlayıcıdır. Verilen bir karar noktasında iki mahkememiz anayasa maddelerini farklı yorumluyor. Sorunun kaynağı anayasa. 184 kez değişiklik yapıldı. AYM'nin yapısında adliye mahkemelerinde verilen kararların da gitmesini sağlarsanız süper temyiz olur. AYM'ye gelen bireysel başvuruları Yargıtay ve Danıştay'dan gelen üyeler incelesin diye bir hüküm olabilir.

 

 

Basın önemli. Herkesin düşüncesini özgürce ifade edebilmesi lazım. Gazetecinin suç işleme özgürlüğü yok. Yazdığı suç teşkil ediyorsa, gazeteci için de yargı söz konusu oluyorsa. terör propagandası olursa bu özgürlük kapsamında değerlendirilemez. Kimsenin suç işleme özgürlüğü yok.

 

 

Dünyada kanunlarla basın özgürlüğü belirlenmiştir sınırları. Meclis'imiz de düzenlemeler yaptı. Haber sınırını aşmayan düşüncelerin suç teşkil etmeyeceği ifadesini kanuna koyduk. Öyle yazılarla karşılaşıyoruz ki, vatandaşı rahatsız eden, hakaret içeren açıklamalar oluyor. Dezenformasyon da söz konusu olabiliyor. Halkı yanıltıcı bilgiyi yayanlara karşı yargı olaya el koyar.

 

 

“Tekrar cezaevine girmesi yargılamanın vereceği karar”

 

 

90'lı yıllar boyunca gazeteci cinayetini yaşadık. Hrant Dink cinayeti ile de acı yaşadık. Tetikçi 18 yaşından küçük olduğu için çocuk statüsünde yargılandı. 22 yıl ceza aldı. İnfaz süresini tamamlayınca oradaki iyi halli olmaması gerekçesi ile, oradan da ceza aldı. 24 yıla varan cezası oldu. Denetimli serbestlikten de yararlanmadı. Lehe olan hükümlerden yararlanmadı. İnfaz süresini tamamlayınca da tahliye oldu. FETÖ'den dolayı bir dava daha açılmıştı. O yargılamada da hüküm verildi. Samast'ın dosyası ile ilgili yeniden suç duyurusunda bulunuldu. Terör örgütüne yardım ve yataklıktan yargılamaları devam ediyor. Tekrar cezaevine girmesi yargılamanın vereceği karar. Böyle bir karar da olabilir.

 

 

Ev sahibi-kiracı davaları

 

 

8 milyon civarında dosya var bu konuda. Bunlar devam eden davalar. Burada sayının artmasının bir takım sebepleri var. Özellikle nüfusun artması, ticaretin artması, yeni suç tiplerinin ortaya çıkması gibi...

 

 

Dolandırıcılık konusunda vatandaşlarımız çok dikkatli olmalı. Vatandaşı telaşlandıracak mesajlar atıp şifresini ele geçiriyorlar.

 

 

Suç teşkil eden paylaşımları vatandaşlar içeriğini okumadan paylaşıyor. Sosyal medyada da hakaret bir suçtur. Yazdığımıza çizdiğimize dikkat etmek lazım. Soruşturmaların en zirvesindeki sosyal medya yolu ile hakaretler sonrasında da dolandırıcılıklar geliyor.

 

 

“Başvuruların yarısı uzlaşmaya kavuştu”

 

 

Kira hukuku ile ilgili davaları arabuluculuk kapsamına aldık. 1 Eylül itibari ile buraya başvuru şartı geldi. Amacımız iş yükünü azaltmaktan ziyade dostane biçimde tarafları uzlaştırmak. Kira uyuşmazlıklarında 106 bin 265 başvuru oldu, 52 bini uzlaşma ise sonuçlandı. Arabulucu çözüm önerisi dikte etmiyor. Tarafları bir araya geliyor, konuşarak belli noktaya varmaya çalışıyor. Kira artışını yüzde 25 ile sınırlamıştık. Fahiş artışlar olmuştu. Burada 1 Eylül'den itibaren arabuluculuk ile kira fiyatı ve tahliye konularında uzlaşıldığını görüyoruz. Kiracı ile kiralayan genelde aynı ortamı paylaşıyor. Husumet çıkabiliyor.

 

 

Adliyeleri ziyaret ettiğimizde hakim ve savcıları dinliyoruz. Uygulamalarımızı genişletiyoruz. Çok genç bir kadromuz var yargıda. Tecrübe açısından da Adalet Akademisi'nde yeni uygulama başlıyor. 3 kez eğitime katılma zorunluluğu getirildi. Hukuk fakültesi bitildikten sonra sınava girme şartı getirildi. Hakim savcı yardımcılığı getirdik.

 

 

Hukuk fakültelerindeki artış

 

 

İstanbul Hukuk'a girdiğimizde 5 profesörümüz vardı. Fakülteler çoğalınca bu profesörler vakıf üniversitelerine dağıldı. Kontenjanları azalttık. İlk 125 bine girme şartı getirdik. YÖK ile çalıştık. Akademisyen yetiştirme konusunda hukuk fakültelerimizin ağırlık vermesi gerekiyor. 2 yıllık Adalet MYO vardı. Buralardan hukuk fakültelerine geçiş bu sene kaldırıldı.

 

 

Atatürk'e hakaret - şeriat tartışmaları

 

 

Oradaki ifadeler suç teşkil ediyorsa bunu değerlendirecek olan cumhuriyet savcıları. Çok sayıda dosya açıldığını görüyoruz. Sloganlar suç teşkil ediyorsa savcılarımız buna el koyacaktır. Atatürk'e hakaretle ilgili çok sayıda dosya var. Tutuklamalar gerçekleşiyor zaman zaman.

 

 

Anayasamızın değişmez maddeleri vardır. Türkiye demokratik bir hukuk devletidir. Anayasal düzene ilişkin bir açıklama olduğunda yargı buna el koyar. Başka düzene geçilmesini savunamazsınız. Bu düşünce açıklaması olmaz. Burada Türkiye Cumhuriyeti'nin şekli bellidir. Ona karşı açıklama ya da fiili hareket karlısında yargı harekete geçer.

 

 

Fenomenler davası

 

 

Basının da ilgisi var bu konuya. Sürekli gündemde yer işgal ediyor. Bunlar biraz daha öne çıkıyor. Orada soruşturma devam ediyor. MASAK ile birlikte yürütülen soruşturmalar. Diğer davalarda da dolandırıcılık iddiası var. (Seçil Erzan). Yargı şikayetçileri dinleyip hesap hareketlerine bakıyor. Hepsinin değerlendireceği yer yargımız. Kim yanlış yapmışsa cezasını alacak. Yavaş davranılsa bu davalar açılmazdı. Yargı kimseden çekinmez. Ortada delil varsa yok etmek mümkün değildir. Savcı şuraya gönderildi deniyor, konuyu bilmiyorlar. Tek bir savcı yoktur. Bu bir kişinin yaptığı soruşturma değildir.

 

 

Af konusu

 

 

Gündemimizde böyle bir şey söz konusu değil şu anda. Disiplin affıyla ilgili de bir çalışma yok. Adil yargılanmama iddiası sübjektif iddialar.”

ETİKETLER : Adalet Bakanı Yılmaz Tunç
Diğer YAŞAM haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 ›