SES üyesi sağlık çalışanları iş bırakarak taleplerini açıkladı

Sağlık ve Sosyal Hizmet Birlik ve Mücadele Platformu (SABİM), üyesi Sağlık Emekçileri Sendikası Bartın’da da iş bırakırken Sağlık Ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Bartın Temsilcisi Fehmi Yüksel, “Uzun yıllardır emeğin ve işkolu emekçilerinin hakları ile halkın sağlık ve sosyal hizmet hakkına yönelik bazen konfederasyonumuz KESK ile birlikte, bazen yalnız başımıza, bazen sağlık emek ve meslek örgütleri ile birlikte SES’imizi yükseltiyoruz. Temel taleplerimiz başta olmak üzere TİS masasına konfederasyonumuz KESK tarafından gönderilen tüm taleplerimiz için; 1 Ağustos 2023 tarihinde bugün kuruluş yıl dönümümüzde mücadeleyi büyütmek ve taleplerimizi bir kez daha dile getirmek için alanlardayız” dedi.
Bu haber 2023-08-02 15:30:38 eklenmiş ve 62 kez görüntülenmiştir.

 

Erkan Hızoğlu

 

 

Sağlık ve Sosyal Hizmet Birlik ve Mücadele Platformu (SABİM), üyesi Sağlık Emekçileri Sendikası Bartın’da da iş bıraktı.

 

 

Sendika üyesi sağlık çalışanları Bartın Devlet Hastanesi önünde toplanarak bir basın açıklaması yaptı.

 

 

Sağlık Ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Bartın Temsilcisi Fehmi Yüksel, yaptığı basın açıklamasında şunları söyledi:

 

 

“Bugün 1 Ağustos SES’imizin 27. kuruluş yıldönümü. Bugün üyelerimiz ile sağlık ve sağlık sosyal hizmet emekçileri ile birlikte eğlenceli kutlamalar yapmak isterdik. Ancak eğlenmek yerine bizlere yine mücadele düşüyor. Bu nedenle de bugün iş bırakıp iş yerleri önünde, alanlarda, meydanlarda SES’imizi yükseltiyoruz.

 

 

Bugün sağlık emekçileri ve halkın sağlık alanı ile ilgili yaşadığı sorunların temelinde uygulamaya konulan ‘sağlıkta dönüşüm’ programları yatmaktadır. Devrim diye nitelendirilen ve eczane kuyruklarını, muayene kuyruklarını bitirdik diye övündükleri sistemde sanal kuyruklarda muayene sırası için aylarca bekliyoruz. Çeşitli görüntüleme vb tetkikler için yıllarca bekliyoruz. Birçok ilaca erişim yok. Katkı, katılım payı, ilave ücretler gibi birçok kalemde verdiğimiz vergiler dışında ekstra ücretler ödüyoruz. Artık sağlık hizmetleri alınır satılır bir metaya dönüşmüş durumda. Sağlık hizmetleri kamusal ve ücretsiz niteliğini yitirmiş artı değer yaratılan, kar elde edilen bir alan konuma getirilmiştir.

 

 

“Mezarda emeklilik dayatmasıyla karşı karşıyayız”

 

 

Hizmeti üreten sağlık emekçileri açısından da kışkırtılan sağlık talebi ile birlikte eksik personel nedeniyle uzun çalışma süreleri, angarya çalışma dayatılmıştır. Döner sermaye, performans, teşvik, taban gibi ücret rejimine yapılan müdahaleler ile temel ücretlerimiz yıllar içinde düşmüş gelirlerimizi arttırmak için fazla mesai ve sürekli nöbet tutmak zorunda bırakıldığımız bir dönemi yaşıyoruz. Üstelik almış olduğumuz ücretlerin yarısından fazlası emekliliğe yansımadığı için de mezarda emeklilik dayatmasıyla karşı karşıyayız.

 

 

Yine sağlık emekçilerinin kanayan yarası şiddet artarak devam etmektedir, ‘dönüşüm’ öncesi hastanelerde sadece bir polis memuru adli işleri takip etmek için bulunurdu ve bu kadar şiddet yoktu. Bugün her hastanede onlarca güvenlik görevlisi var fakat sağlık emekçilerine yönelik şiddet artarak devam ediyor. Biz artan şiddetin sebebinin bu sağlık sistemi olduğunu biliyoruz. Yine yöneticilerin mesleklerimizi değersizleştiren yaklaşımları, halka karşı halkın bir parçası olan bizleri kötüleme yaklaşımları şiddetin artmasındaki en büyük nedenler arasında yer almaktadır.

 

 

“SES’imizi yükseltiyoruz”

 

 

Sağlık alanı gibi sosyal hizmet alanında da sorunlar devasa boyutlara ulaşmıştır. Sosyal politika yerine sadaka kültürünün yaratılarak sosyal yardımların iktidar tarafından bir örgütlenme ve toplumu baskılama aracı olarak kullanılması sosyal adaleti sağlamadığı gibi refahın yeniden dağıtımında da dezavantajlı olanları daha da güçsüz bırakmaktadır. Sosyal hizmetlerin geçirdiği olumsuz dönüşüm sosyal hizmet emekçileri olan bizlerin de çalışma koşul ve biçimlerini ASDEP Sözleşmeli, sözleşmeli, ek ders karşılığı çalışma gibi kadrosuz güvencesiz çalışma biçimlerine dönüştürmüştür. Çalışma koşullarının her geçen gün daha da kötüleştiği, personel yetersizliğine bağlı iş yoğunluğunun arttığı, çalışma sürelerinin uzadığı, mesleki standartlara uygunluğun ortadan kaldırılmaya çalışıldığı bir dönemdeyiz. Buna karşın ücretlerin giderek eridiği ve alım gücümüzün azaldığı, gerek yönetim mekanizmalarından gerekse hizmet verdiğimiz kişiler tarafından şiddetin arttığı bir süreç yaşayan biz sosyal hizmet emekçilerinin sorunları son ekonomik kriz ile birlikte daha da belirgin hale gelmiştir.

 

 

Uzun yıllardır emeğin ve işkolu emekçilerinin hakları ile halkın sağlık ve sosyal hizmet hakkına yönelik bazen konfederasyonumuz KESK ile birlikte, bazen yalnız başımıza, bazen sağlık emek ve meslek örgütleri ile birlikte SES’imizi yükseltiyoruz.

 

 

Temel taleplerimiz başta olmak üzere TİS masasına konfederasyonumuz KESK tarafından gönderilen tüm taleplerimiz için; 1 Ağustos 2023 tarihinde bugün kuruluş yıl dönümümüzde mücadeleyi büyütmek ve taleplerimizi bir kez daha dile getirmek için alanlardayız.”

 

 

“Emekliliğe yansıyan temel ücret istiyoruz”

 

 

Sendika Genel Sekreteri Erkan Bozkurt da sağlık çalışanları olarak taleplerini dile getirerek şunları kaydetti:

 

 

“Temel taleplerimiz; performans, ek ödeme, taban, teşvik değil, tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine yoksulluk sınırı üzerinde emekliliğe yansıyan temel ücret istiyoruz. Bunun üzerine yapılan işin niteliği ve riski, eğitim durumu, hizmet yılı gibi kriterler eklenerek giydirilmiş ücretler belirlensin, grevli toplu sözleşmeli, özgür pazarlık hakkı içeren sendika yasası çıkarılsın. Sağlık hizmetleri ağır ve tehlikeli işler kapsamındadır. Fiili hizmet süresi (yıpranma payı) yıllık 90 gün üzerinden tam olarak tüm emekçilere ödensin ve geçmiş yılları da kapsasın. Nöbet, icap ve fazla çalışma ücretleri 2 kat arttırılsın. Sağlık alanında çalışan tüm emekçiler ‘sağlık hizmetleri sınıfı’na alınsın, üniversite hastanelerinde de çalışanlara tayin hakkı verilsin, sağlık emekçilerine yönelik şiddetin son bulması için ‘şiddet üreten sağlık sistemi’ değişsin. Halk ve emekçiler yararına yeni bir sağlık sisteminin inşası için işkolu emekçileri ve halkın örgütlü yapılarının, hizmetin planlanmasından sunulmasına kadar karar alma mercilerinde yer alacağı mekanizmalar oluşturulsun.

 

 

Sağlık ve sosyal hizmetler alanında OECD ortalamasında kadrolu güvenceli personel istihdam edilerek, sözleşmeli tüm çalışanlar 657 4/a kapsamına alınsın. Kamu sağlık hizmeti verilen ASM’lerde her türlü giderler devlet tarafından karşılansın, Covid-19 gibi meslekle ilgili hastalıklar, illiyet bağı aranmadan sağlık kurumlarında çalışan tüm personel için meslek hastalığı sayılsın, haklarında kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan ihraç sağlık ve sosyal hizmet emekçileri derhal göreve başlatılsın

 

 

“Birlikte kazanacağız”     

 

 

Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü personelinin özlük, mali ve sosyal hakları, bir an önce Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğündeki emsali personellere eşitlensin, geçmiş hak kayıplarını acilen telafi edilsin. Sağlık Bakanlığı’nın diğer tüm personellerine sağlanan imkan ve haklardan aynı ve eşit derecede yararlandırılsın. Muayene, tedavide ve ilaçta hiçbir ad altında; katkı, katılım payı, ilave ücret alınmasın. Sağlık hizmetleri ücretsiz olsun.

 

 

Bütün dünyada olduğu gibi emekçiler örgütleri aracılığıyla işverene karşı söz kurar ve tüm haklar TİS ile elde edilir. Fakat ülkemizde İktidarlar birilerine sendika kurduruyor. Emekçileri mobbing ve baskı ile üye yaptırıp yetkilendiriyor. Sonrada onlarla TİS masasına oturuyor. 6 dönemdir (12 yıl) bu yöntemle emekçiler sefalete mahkûm edilmektedir. 2024-2025 yılı mali, özlük ve sosyal haklarımızın görüşüleceği TİS süreci öncesi Konfederasyonumuz KESK ile birlikte taleplerimizi dile getiriyoruz. Elbette emekçilerin bu sarı sendika yüklerinden kurtulması lazım ve mücadeleci sendikalarda örgütlenmesi lazım. Fakat işyerlerindeki baskı ortamı ve emekçilerin yaşadığı kaygı nedeniyle zorunlu olarak buralarda örgütlenmek zorunda hissediyorlar kendilerini. Onlara da çağrımız şudur. Gelin tüm kaygılarınızı bir tarafa bırakıp yöneticilerinin şatafat içinde yaşadığı bu sendikalardan vazgeçin. Tek kurtuluşumuz ve haklarımızı almanın yegâne yolu birlikte örgütlenmek ve mücadele etmektir. Birlikte örgütlenirsek, birlikte kazanacağız.”

 

 

SABİM üyesi sağlıkçılar grevde!

 

 

Bünyesinde sağlık sektöründe örgütlü 19 sendikanın yanı sıra 2 de Aile Hekimliği derneğini barındıran Sağlık ve Sosyal Hizmet Birlik ve Mücadele Platformu (SABİM), mevcut sağlık sisteminin işlevsizliğini vurgulamak amacıyla 1-2 Ağustos’ta iş bırakma kararı aldı. Buna göre; Bartın Devlet Hastanesi ve ilimizdeki bazı aile hekimlikleri de dahil olmak üzere ülke genelindeki hastanelerde ve aile hekimliklerinde SABİM Platformuna mensup sendika ya da dernek üyesi olan sağlık çalışanları acil servisler hariç olmak üzere iki gün süreyle iş bıraktı.

 

 

SABİM’de kimler var

 

 

Hekimler ve sağlık çalışanlarını temsil eden 21 sivil toplum kuruluşu, (AHESEN, AHEF, ASEF, BDS, GENEL SAĞLIK İŞ, SES, TABİPSEN, HEKİMSEN, HEKİM BİRLİĞİ SENDİKASI, HEP-SEN, HÜRRİYETÇİ SAĞLIKSEN, ANADOLU SAĞLIKSEN, BİRLİK SAĞLIKSEN, YENİLİKÇİ SAĞLIKSEN, BAĞIMSIZ SAĞLIKSEN, SAĞLIK LİYAKATSEN, SAĞLIK HAK-SEN, SAĞLIK ÇALIŞANLARI SEN, SAĞLIKÇI BİRLİĞİ SENDİKASI, TÜM SAĞLIKSEN ve SAHİM) etki alanlarını genişletmek ve ortak eylemsellikte buluşmak için SABİM Platformu’nu kurdu. Enflasyonist ortama bağlı gelişen ekonomik sıkıntıların dayanılmaz hale gelmesine karşı oluşturulan Platform, yetkili sendikaların sorunlara çözüm bulmaktan uzak ve hatta mevcut durumun sorumlularından olduklarını düşünen sendika ve federasyonlar, birlikte hareket etme ve mücadeleyi büyütmeye karar vererek SABİM çatısı altında toplandı.

 

 

Amacı ne?

 

 

Amacı, “Mevcut sağlık sisteminin işlevsizliğini, önlemler alınmazsa çökeceğini görünür kılmak” olan SABİM Platformu, öncelikle devletin kasasından ödenen toplu sözleşme ikramiyesinin kaldırılmasını, bunun yerine emekliliğe yansıyan katsayı düzenlemesiyle iyileştirilmeler yapılmasını istiyor.

 

 

Aciller hariç 2 gün iş bırakıyorlar

 

 

SABİM Platformu bünyesindeki sendikalarda ve derneklerde Bartın’daki sağlık çalışanlarından da çok sayıda kişinin üye olduğu biliniyor. Bu yüzden SABİM Platformu’nun kurulduktan hemen sonra almış olduğu 1-2 Ağustos tarihlerinde acil servisler hariç iş bırakma eylemine ilimiz Bartın’dan da katılım olacağı belirtiliyor. Buna göre başta Bartın Devlet Hastanesi ile Bartın Kadın ve Çocuk Hastanesi olmak üzere ilimizdeki aile hekimliklerinin bazılarında hekimler ve platform üyesi sendikalı sağlık çalışanlarının bir bölümü greve katılarak 2 gün süreyle hizmet vermeyecekler.

 

 

ETİKETLER :
Diğer YAŞAM haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 ›