“Biz bu yargılamayı göstermelik bir dava yaptırmayacağız”

Amasra maden faciası davasının üçüncü duruşmasının ardından açıklamalarda bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Bartın Milletvekili Av. Aysu Bankoğlu, “Amasra maden faciası ülkenin ilk iş cinayeti değil. Soma örneği hepimizin hafızasında yerini koruyor. Facianın ardından geçen 287 günlük sürece baktığımızda sorumluları koruyup faciayı unutturmaya çalışan, suçu işçiye atarak sorumluluktan sıyrılmaya çalışan bir anlayışın izlerini görüyoruz. Biz bu yargılamayı göstermelik bir dava yaptırmayacağız. Ocağımıza ateş düştü. 43 canımızı yitirdik. Geride pırıl pırıl çocukların, kadınların, annelerin babaların acıları kaldı. Amasra Müessesesi’nde yıllardır süregelen liyakatsizliğin, disiplinsizliğin ve türlü yolsuzlukların bedelini canımızla ödedik. Bu facianın unutulmasına, unutturulmasına asla müsaade etmeyeceğim” dedi.
Bu haber 2023-07-31 14:10:27 eklenmiş ve 715 kez görüntülenmiştir.

 

Kübra Nur AK

 

 

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Bartın Milletvekili Av. Aysu Bankoğlu, Amasra maden faciası davasının üçüncü duruşmasının ardından açıklamalarda bulundu.

 

 

Bankoğlu, duruşmada faciaya ilişkin ihmallerin, denetimsizliğin ve liyakatsizliğin yeniden gözler önüne serildiğini ifade etti.

 

 

“Adaletin sağlanmadığı her saniye ailelerin acısını daha da artırıyor”

 

 

“Hiçbirimizin acısı dinmedi” diyen Bankoğlu, sözlerinin devamında şu ifadeleri kullandı:

 

 

“Amasra maden faciasının üzerinden 287 gün geçti. 287 gündür maden şehitlerinin aileleri, yakınları bağrına taş bastılar, hiçbirimizin acısı dinmedi. Patlamanın arkasında bazı ihmallerin ve yanlışların olduğuna dair yığınla delil, rapor ve ifadeler var. Bunlara ilişkin tüm sorumluların tek tek yargı önünde hesap vermeleri lazım. Dava sürecinde yaşananları hepimiz hatırlıyoruz. Savcılığın, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı görevlilere ilişkin talep ettiği soruşturma izni bakanlıklar tarafından reddedilirken, Bilirkişi Öninceleme Raporu’nca kusur atfedilen TTK eski Genel Müdürü sessiz sedasız EYT’den emekli edilmişti. TTK’nin 2022 yılı faaliyet raporunda da yine Amasra Müessesesi’ndeki eksiklikler açıkça yer almasına rağmen kurum yöneticileri ve bağlı olduğu Bakanlık yetkililerine ilişkin somut bir adım atılmadı. Geçtiğimiz gün davanın üçüncü duruşması bitti ve bir sonraki duruşma tarihi 16 Ekim’e ertelendi. Adaletin sağlanmadığı her saniye ailelerin acısını daha da artırıyor.

 

 

“Bu yanlıştan dönülmelidir”

 

 

Bu davada 23 sanık ve 100’den fazla müşteki bulunuyor. Ayrıca dava sürecinde maden şehit ailelerinin yanında olan, onlara destek olan onlarca insan, birçok avukat ve STK var. Dolayısıyla duruşmayı yakından takip eden büyük bir kamuoyu var; ancak Bartın Adliyesi’nde madenci yakınlarının, sanık ve avukatların sığabileceği, yeterli büyüklükte bir salon yok. Savcılığın duruşmanın Bartın Gençlik Merkezi’nde görülmesi için Gençlik ve Spor Bakanlığı’na talebi ise merkezin ‘amacı dışında kullanılamayacağı’ gerekçesiyle reddedilmişti. AKP’nin seçim öncesi temayül yoklaması için kullandığı merkez, yani AKP’nin parti etkinliği için kullandığı merkez, 43 madencimizi kaybettiğimiz facianın duruşmasına gelince kullanıma uygun bulunmuyor. AKP için geçerli olmayan kurallar, herkesin yakından ilgilendiği duruşmaya gelince birden uygulamaya konuluyor. Daha da kötüsü Bartınlı Adalet Bakanı, Bartın’da yaşanmış en büyük facianın duruşmasının adliye koridorlarında görülmesinden zerre rahatsızlık duymuyor.  Şehit yakınları her duruşmada patlama gününü yeniden yaşıyor, tanıklar olay gününü anlattığında travmalar yeniden tetikleniyor. Bu tür yanlışlar nedeniyle ailelerin acısı bir de öfkeyle birleşiyor. Bu yanlıştan dönülmelidir.

 

 

“Hem suçlu hem güçlü olmanın göstergesidir”

 

 

Duruşmada maden şehitlerimizin yakınlarının ve yaralı kurtulan madencilerimizin ifadeleri ihmalleri, denetimsizliği, liyakatsizliği bir kez daha ortaya koydu. Amasra Müessesesi, Türkiye’nin bir özeti gibi. İş ve işçi güvenliği “maliyet” olarak görüldüğü için yok sayılmış; bir maskenin bir işçiden daha değerli olduğu bir yerde işçiler göz göre göre ölüme yollanmış. Personel eksikliği nedeniyle bir işi olması gereken sayıdan çok daha az sayıda işçiye yaptırmışlar. Havalandırma sorunu faciadan çok daha öncesinden biliniyor; patlama anında ise maskeler çıkarılamıyor; ocakta kullanılan malzemeler eski, eğitimler ise zaten yetersiz... Öngörülebilir ve önlenebilir her kazanın cinayet olduğunu defalarca dile getirdik. Amasra maden faciasının iktidarın her zamanki alışkanlığıyla nitelediği gibi ‘kader veya fıtrat olmadığı’ birçok somut örnek ve ifadeler nezdinde apaçık ortadadır. Facianın sorumlusu olarak işçiyi suçlamak ise hem suçlu hem güçlü olmanın göstergesidir.

 

 

“Sonuna kadar davanın takipçisi olacağım”

 

 

Amasra maden faciası ülkenin ilk iş cinayeti değil. Soma örneği hepimizin hafızasında yerini koruyor. Facianın ardından geçen 287 günlük sürece baktığımızda sorumluları koruyup faciayı unutturmaya çalışan, suçu işçiye atarak sorumluluktan sıyrılmaya çalışan bir anlayışın izlerini görüyoruz. Biz bu yargılamayı göstermelik bir dava yaptırmayacağız. Ocağımıza ateş düştü. 43 canımızı yitirdik. Geride pırıl pırıl çocukların, kadınların, annelerin babaların acıları kaldı. Amasra Müessesesi’nde yıllardır süregelen liyakatsizliğin, disiplinsizliğin ve türlü yolsuzlukların bedelini canımızla ödedik. Bu facianın unutulmasına, unutturulmasına asla müsaade etmeyeceğim. Özellikle de ben, bu toprakların çocuğu, hukukçu bir milletvekili olarak bu davanın takipçisi olacağıma buradan söz veriyorum. Başkaca acıların yaşanmasının önüne geçmek adına, davanın sürüncemede bırakılmaması ve etkin yargılamanın yapılması için sonuna kadar davanın takipçisi olacağım.”

ETİKETLER : Aysu Bankoğlu
Diğer YAŞAM haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 ›