Kayıp Yıllar


Bu makale 2021-01-07 01:02:44 eklenmiş ve 262 kez görüntülenmiştir.
ZEKAİ PEKERBAŞ

 

 

Sıkıntılarla geçen günlerin ardından yeni bir yıla yeni beklentilerle girdik. Gösterilen çabaların ve bilimin salgın problemini çözecek olması, sosyal ve ekonomik anlamda normale dönülebilmesi beklentilerimizin önceliği olmakta.

Yaşanılan olumsuzluklardan her sektör gibi sportif faaliyetler ve futbolda etkilendi. Dünyada ve ülkemizde bunun etkilerini görmekteyiz. Seyircisiz oynanan maçlar, ürün pazarlamasında ve yayıncılık politikasında yaşanan güçlükler, bozuk olan gelir gider dengelerinin daha da bozulması futbol ekonomisini ve kulüpleri yakından ilgilendirmekte. Çünkü kulüplerin ekonomik yapılarındaki yetersizlikler, kurumsallaşma adına yapılamayanlar bir süre sonra sportif rekabet gücünü maalesef zayıflatacak;  idari ve teknik anlamda takım olup ilkeli davranan kulüpler bu süreçten kazanımlarla çıkacaktır. Kulüplerimize baktığımızda futbol faaliyetleri yasalar doğrultusunda dernek ve anonim şirket çatısı altında yürütülmekte. Ülkemizde profesyonel ve amatör kulüplerimizin çoğunluğu dernekler kanununa göre yönetilmekte olup; kaynak olarak mahalli idarecilerin destekleri, maç günü gelirleri, bazı yerel sponsorların ve varlıklı kulüp başkanlarının katkıları   kullanılmaktadır. Gerek dernek gerekse anonim şirket olarak ellerindeki gücü sportif başarıya dönüştürmek arzusunda olan kulüplerin, günümüz koşullarında kurumsal yapıya sahip olması gerekiyor.

Yönetimlerde konularında uzman kişilerin bulunması, işlerin sistematik yürütülmesi, istikrarın sağlanması, kulüp-toplum ilişkilerinin temini, tesisleşme ve sporcu eğitim merkezlerinin işlerlik kazanması, hedefler doğrultusunda ilkelerin belirlenmesi, uygulanması mümkün olan projelerin yapılması kurumsallaşma adına örnek unsurlar. Bunları yerine getirerek geleceğe yatırım yapan kulüpler daha başarılı oluyor.

İlimizde de yerel ve bölgesel amatör ligde futbol adına mücadele eden kulüplerimiz bulunmakta, 2020 Mart ayından bu yana salgın nedeniyle oynanamayan bu liglerdeki tüm takımlarımıza önceliğimin insan sağlığı olduğunu belirterek başarılar dilerim. Ayrıca sporcular, antrenörler ve diğer çalışanlar karşılaştıkları sıkıntıları bir kez daha yaşamazlar, yapısal sorunlarına kalıcı çözüm bulunur. Salgın koşullarına bağlı olarak başlatılması öngörülen Bal liginde Amasraspor ve Bartınspor kulüplerimiz ilimizi temsil edecekler. İlimiz futbol niteliğinin istenilen düzeyde olmaması, sporcu geliştirmeye yönelik alt yapımızın yetersiz kalması her iki kulübümüz adına dezavantaj olarak görülmekte. Her iki kulübümüzün ekonomik potansiyellerinin büyük bölümünü kadro oluşturmak için harcayacaklarını düşünüyorum. Ancak turizmde marka olmuş ilçemizin temsilcisinin Bal liginde yapacağı faaliyetlerin camia adına olumlu bir laboratuvar çalışması olacağını, kendilerini test ederek yeni bir vizyon ve yol haritası çizeceklerini ifade edebiliriz. İlimizi ve Amasra’yı gerektiği şekilde temsil etmesini beklediğimiz kulübümüze şimdiden kolaylıklar dilerim.

İlimizde futbolun öncüsü olan Bartınspor kulübümüze baktığımızda şu özeti çıkarabiliriz. Serbest piyasa ekonomisinin futbola olan etkileri doğrultusunda 1984 yılında 3.ligde yer alan kulübümüz, 2.profesyonel lig (şimdiki 1.lig) dahil olmak üzere toplam 12 sezon ilimizi başarı ile temsil etmiş, oyunun gösteri bölümünü taraftarlarına izlettirmiştir. O dönemin koşullarına bağlı olarak futbolcu ve teknik adam temini ağırlıklı olarak transfere dayalı gerçekleşiyor. 1998 yılında yaşanan sel felaketinin olumsuz etkileri, dönemi yaşayan idareci arkadaşlarımızın ifadesine göre kurumsal yapının ve destek alınacak alt yapının olmaması temsilcimizin 1999’da amatör lige dönmesinde başlıca etken oluyor. Kulübümüzün Bal ligindeki işletme yöntemini değerlendirdiğimizde transferin öncelik olduğu, bu yönde 10 sezonda yapılan 175 futbolcu transferi (Devre arası yapılan transferler hariç) ve 22 teknik sorumlu tercihi dikkat çekiyor. Genel hatları ile baktığımızda istenilen verimliliğin ve gereken futbol istikrarının sağlanamadığını; gösterilen çabalara, harcamalara ve maliyetlere rağmen kazanımların yetersiz olduğunu ifade edebiliriz. Kulübümüzün önceliklerinin arasına il futbolunun gelişmesine yönelik çalışmaları alması, kolektif bütünlüğü sağlaması, daha verimli ve kalıcı sonuçları ortaya çıkaracaktır.

Gelecek yıllara ait büyüme ve gelişme iddiasında olan ilimizin profesyonel liglerde temsil edilmesi ortak düşüncemiz olup, bu beklentinin gerçekleşmesi hepimizi mutlu edecektir. Dönem itibarı ile profesyonel ligde temsilcisi olmayan 16 ilin içerisindeyiz, aradan 22 yıl geçmiş. Buna rağmen üzülmemek ve karamsar olmamak gerekiyor. Zira değerlendirilmesi gereken avantajlarımız hayli fazla. Yeter ki olanaklarımızı ve insan kaynaklarımızı, bugünden yarına gelişerek kazanmak için doğru yönlendirelim. Geçmişi iyi değerlendirip endüstriyel şartlarda rekabeti kolaylaştıracak çözüm yollarını arayalım. Öz kaynaklardan edinilen sabit gelirlerin bir bölümünü eğitim ve gelişim amaçlı kullanalım. Ulusal futbol arenasında kalıcı olabilmek için il futbolunun kurumsallaşmasına ve geleceğimize yatırım yapalım. Yetileri ile doğan çocuklarımızın yeteneklerini geliştirmeyi skor önceliğinin yerine koyalım. Her şeyden önemlisi, kayıp yılları telafi etmek için çözüm odaklı çalışmaları sonuçsuz söylemlere tercih edelim.

Kalın sağlıcakla.

  


Diğer yazıları...
Köşe Yazarları
 ‹ 
 ›