Endüstri ve Futbol


Bu makale 2020-12-02 23:18:19 eklenmiş ve 342 kez görüntülenmiştir.
ZEKAİ PEKERBAŞ

 

 

Günümüzde sanayi ve teknolojinin gelişerek yarattığı ekonomik değerlerden futbolunda

etkilendiğini ve ENDÜSTRİ halini aldığını görüyoruz.

Ticari faaliyetlerin üretim bölümünü, üretilen malzemelerin tüketime hazır hale gelmesini

endüstri olarak ifade ediyoruz. Endüstriyel futbolu ise; oyunu izleyenlerin, rekabet edenlerin

başarı ve kazanma arzularının ticarete dönüşerek futbolun pazar haline gelmesi olarak yorumlayabiliriz. Diğer bir deyişle futbol, ekonomik değerlerin kitlelere ulaşmasında, rağbet

görmesinde etkili bir araç olarak kullanılmakta. Ayrıca oyun olmanın ötesinde eğlence, iktidar,

güç, üzüntü, sevinç ve onur kaynağı olmakta. Uluslararası ve ulusal düzeyde yapılan müsabakalarla farklı kültürlerin birbirlerinden etkilenerek ortak bir kültür yaratılmasına aracı olmaktadır. Başlangıçta maçların oynandığı sahalarda izlenen futbol, daha sonrasında radyo ve televizyon ile günlük yaşamımıza ve evlerimize kadar girmiştir.  Özelikle televizyonla ulaşılan seyirciler sayesinde ,  pazarlama ve reklam yöntemleriyle tüketici kitlesi oluşmuştur. Bunların yanında turizm, hizmetler sektörü, tekstil ve futbolda kullanılan araçların pazarlanması, bahis oyunları  futbol ekonomisini büyüten diğer etkenler. Üretilerek pazarlanan ve tüketilmesi amaçlanan ürünlere futbolun bünyesindeki  kulüplerin ve futbolcu dediğimiz oyuncuların ‘’kazan, kazan’’ anlayışıyla aracılık ettiğini görüyoruz. Dolayısı ile kulüplerin birer ekonomik örgüt olduğunu söyleyebiliriz.

Futbol adına yapılan düzenlemeler (ligler, turnuvalar, şampiyonalar), oyun haricinde iş haline

dönüşmüş etkinlikler olarak karşımızda; yıldız olarak bahsedilen, becerileri üst düzeyde olan

futbolculardan ve futbol insanlarından faydalanılmakta. Bu kesim medya aracılığı ile hayatımıza ortak olmakta, rol modellik üstlenmekte. Rol modelliğin toplum yararına  sosyal sorumluluk olarak yapılması; zeki ve çevik olmanın yanı sıra ahlaki değerler taşıması önceliğimiz olmalı diye düşünüyorum.

Endüstriyel futbolun oluşturduğu ekonomik değerden kulüpleri ayrı tutmamız mümkün değil.

Gerek profesyonel gerekse amatör kulüplerin ortak hedeflerinin bu değerden pay alma arzusu

olduğunu görmekteyiz. Sponsorluk anlaşmaları, şirketleşme, ürün pazarlama gibi faaliyetlerle beraberce yapılan  insan odaklı eğitim çalışmalarının daha verimli olduğunu  görüyoruz.

Bizlere fikir verebilmesi için dünya futbolunun zirvesinde bulunan bulunan ülkelerin kulüpleri olan Manchester United, Santos, Sao Paulo, Sporting Lizbon, Ajax, Barcelona, B.Dortmund  gibi kulüplerin; ekonomik güçleri, şampiyonlukları, marka değerleri olmasına rağmen ‘’Alt Yapı’’ düzenlemelerinde yetiştirdikleri oyuncuların nitelikleri ve bunlardan elde ettikleri kazanımlar ortak noktaları olarak görülüyor.

Ayrıca futbolda çok başarılı olan ve nüfusu ülkemizle aynı düzeyde olan Almanyanın spora

ait yapılanmasını kısaca özetleyelim. İlgili ve istekli tüm çocukların ‘’toplumcu yaklaşım

modeli’’ temelinde istediği spor dalında eğitim alması hedeflenerek, çocukların spor ile

buluşması sağlanıyor, oyun ihtiyaçları karşılanıyor.  Belirli ölçüde beceri sahibi olan ve gelişime açık çocukların tespiti yapılarak, performans eğitimine uygun çocuklar bir üst eğitim merkezlerinde değerlendiriliyor. Sistem yerelden ulusala, tabandan tavana doğru işliyor. Ayrıca bu ülkede 7 milyon lisanslı futbolcu bulunmakta.

Son yıllarda futbolun gelişmesi yönünde olumlu çalışmalar yapan, örnek alınan Altınordu

Kulübünün başkanı sayın Seyit Mehmet Özkan yaptıkları araştırma neticesinde Türkiye süper

liginde alt yapıdan gelen oyunculara en fazla şans veren kulüplerin Trabzonspor ve Gençlerbirliği olduğunu bildiriyor, ancak ülkemizin bu konuda yapılan değerlendirmede 

% 3 ile son sıralarda olduğunu belirtiyor.

Ülkemizde de futbol kulüpleri ile futbolcular,  futboldan kazanç temin eden profesyoneller ve

kazanç  gözetmeyen (!) amatörler olarak ayrılmış bulunmakta.

Liglerimizde müsabakalara katılan 145 profesyonel kulüpteki futbolcular ve teknik adamların

maddi talepleri, sosyal güvenlikleri bir şekilde yerine getirilmekte. İşlerini profesyonel anlamda yapmaya çalışanlar, futbolun ülkemizde oluşturduğu ekonomik değerlerden paylarına düşeni

farklı miktarlarda alıyorlar. Yapılan her işin ve sarf edilen emeklerin karşılığının alınmasının doğal olduğunu belirteyim. Ancak ortaya çıkan verimliliğin, üretkenliğin arzulanan düzeyde olmaması ayrı bir değerlendirme konusu. Ülkemiz futbolu için en büyük insan kaynağı olan

amatörlere baktığımızda; genç nüfusumuzun fazlalığına rağmen katılımın yeterli olmadığını görüyoruz. 2019’a göre amatör futbolcu sayımız 365 bin civarında, bunun 60 binini 17 yaşından

küçükler oluşturuyor. Amatör futbolcuların bir bölümünün maddi ve ayni kazanımları olmasına

rağmen genel olarak futbolla ilgili Sosyal Güvenliklerinin bile olmadığı görülüyor.

Bu satırların sahibi olarak futbolla ilgili konuları, her hafta sizlerin değerlendirmelerine sunmaya çalışıyorum. Ülkemiz futbolunun problemleri, yapısal sorunları yok mu? Mutlaka

bulunmakta. Bunların çözümü adına çalışmalar yapılıyor ve yapılacaktır. Sonuçlarının olumlu

olması hepimizin ortak dileği. Ayrıca  ilimizde de ‘’Bizim Çocukların’’ futbol becerilerinin ve eğitimlerinin gelişmesi, ulusal futbolumuza kazandırılması için daha kapsamlı  çalışmalar gerektiğini ifade etmek isterim. Özellikle alt yaş gruplarındaki çocukların katılımlarının çoğaltılarak, eğitim-öğretim bütünlüğü içerisinde gelişmelerini temin edebilmek ilimiz futboluna değer katacaktır.

 Sohbetimizi iyi futbolcu, değerli futbol adamı, olumlu rol model olan Johan CRUYFF’un

sözleri ile noktalayalım.

‘’Hayatım Boyunca Para Dolu Çantanın Gol Attığını Hiç Görmedim’’

Sağlıklı günler dileğiyle hoşça kalın.

 

 

 

 

 

 


Diğer yazıları...
Köşe Yazarları
 ‹ 
 ›