Memleket Partisi'nden iki önemli açıklama!

Bartın Memleket Partisi İl Başkanı Hacı Gölbucaklı, Bartın Memleket Partisi Merkez İlçe Sekreteri Zeynep Bilal ve Memleket Partisi Merkez İlçe Başkanı ve Bartın Hayvanları Koruma ve Yaşatma Derneği (HAYTAP) Bartın Temsilcisi Özge Öztekin ile parti binasında basın açıklaması yaptı. Bartın Memleket Partisi Merkez İlçe Sekreteri Zeynep Bilal, “Kadına Yönelik Şiddet” ile ilgi, “Sadece 2022 yılının ilk on ayında 280 kadın cinayeti işlenmiştir. Nerede ise ortalama gün başına bir kadın katledilmiştir. Öyle ki, İstanbul sözleşmesi gibi yol gösteren uluslararası bir sözleşmeye bağlı kalamayıp sözleşmeden çıkmayı kadınlarımıza layık görmüşlerdir” dedi. Memleket Partisi Merkez İlçe Başkanı ve HAYTAP Bartın Temsilcisi Özge Öztekin de ikinci önemli konu olan “Hayvanlara Şiddet” ile ilgili açıklamasında, “Hayvanlara yapılan her türlü eziyet ve kötü muamele ne medeniyete ne insanlığa ne de dini inançlara sığmamaktadır” diye konuştu.
Bu haber 2022-11-29 09:34:07 eklenmiş ve 286 kez görüntülenmiştir.

 

 

Bilal: “Öldüren sevgi istemiyoruz”

 

Öztekin: “Bu acı olayların son bulmasını umuyoruz”

 

 

Bartın Memleket Partisi İl Başkanlığı tarafından “Kadına Yönelik Şiddet” ve “Hayvanlara Şiddet” gibi iki önemli konu hakkında parti binasında basın açıklaması yapıldı.

 

 

“Ülkemizin en çok aciz kaldığı konuların başı…”

 

“Ülkemizin en çok aciz kaldığı konuların başında Kadına şiddet yer almaktadır” diyen Bartın Memleket Partisi Merkez İlçe Sekreteri Zeynep Bilal, sözlerinin devamında şu ifadeleri kullandı:

 

 

“25 Kasım 1961’de Dominik Cumhuriyeti’nde bir uçurumun dibinde ölü halde bulunan Mirabel kardeşlerin mücadelelerinden ilham alan Birleşmiş Milletler, bu tarihi “Kadına Yönelik Şiddetin Yok Edilmesi İçin Uluslararası Mücadele Günü” ilan etti.

 

 

Ne yazık ki, Ülkemizin en çok aciz kaldığı konuların başında Kadına şiddet yer almaktadır. Katledilen, şiddet gören, şiddete ses çıkaramayan kadınların ardında bıraktıkları çocuklar bizim geleceğimizi oluşturacak olan, şiddete sessiz kalmayı öğrenmiş yaralı çocuklardır. Bu çocuklar kader motiflerinde gördükleri şiddeti uygulayan ya da uygulanmasına sessiz kalan bireyler olacaklardır. Ne yazık ki, ülkemiz kadınlarını, çocuklarını, hayvanlarını ve doğasını koruyamayan bir ülke haline gelmiştir.

 

 

“İlk on ayda 280 kadın cinayeti…”

 

 

Maalesef, 20 yıldır bizleri yönettiğini sanan iktidar partisi hala daha, kadına şiddeti önlediklerini, aile mahkemelerini kurduklarını, töre ve namus cinayetlerinin cezalarını ağırlaştırdıklarını ve 6284 sayılı kanun ile kadına yönelik şiddet ile mücadelede önemli mesafeler aldıklarını İddia ediyorlar. Tüm bu iddialara baktığımızda acaba hangi yasalar kadınlarımızı şiddetten korumuştur. Sadece 2022 yılının ilk on ayında 280 kadın cinayeti işlenmiştir. Neredeyse ortalama gün başına bir kadın katledilmiştir. 

 

Öyle ki, İstanbul sözleşmesi gibi yol gösteren uluslararası bir sözleşmeye bağlı kalamayıp sözleşmeden çıkmayı kadınlarımıza layık görmüşlerdir. Hâlbuki sağlam bir adalet sistemi kadını kendisini korumak zorunda bırakmamalıdır. Yapılması gereken, şiddet eğilimi olan, vahşi insanları kadınlarımızdan, çocuklarımızdan uzak tutabilmektir. Bunun da en mümkün yolu eğitimden, ekonomik özgürlüklerden, caydırıcı yasalardan geçer.  Bu anlamda kadınlara yönelik her türlü şiddet girişimi en ağır yasalara tabi tutulmalıdır.

 

 

“Öldüren sevgi istemiyoruz”

 

Kadına şiddete hayır demek zorunda bırakılmayacağımız bir hayat umut ediyoruz… Öldüren sevgi istemiyoruz… Biz kadınlar olarak Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere verdiği hakları sonuna kadar savunacağız.”

 

 

Öztekin: “‘BARINAK’ gerçeğini bir kez daha ve en acı haliyle”

 

 

Bartın Memleket Partisi Merkez İlçe Başkanı ve Bartın Hayvanları Koruma ve Yaşatma Derneği (HAYTAP) Bartın temsilcisi Özge Öztekin de Türkiye genelinde birçok şehirde yaşanan sokak hayvanları katliamlarına değinerek sözlerine şu ifadelerle devam etti:

 

“Memleket Partisi olarak Türkiye genelinde birçok şehirde yaşanan sokak hayvanları katliamları, barınaklarda yaşanan eziyetler bizi derinden üzmüştür. Konya Büyükşehir Belediyesi Sahipsiz Hayvan Bakımevinde çekilen görüntüler, ‘BARINAK’ gerçeğini bir kez daha ve en acı haliyle tüm dünyaya göstermiştir. Bakımevi personelinin kasti olarak, iple sabitlenen bir köpeğin kafasına kürekle vura vura öldürmesi, diğer personelin ölen köpeği iple çekerek yeni kurbana yer açması ve diğer çalışanların buna seyirci kalması, bu işin orada sistematik olarak yapıldığını açıkça göstermektedir. Ayrıca, köpeklerin aç bırakılarak, açlıktan birbirlerini yemeleri, köpeklerin çoğunun iskelet gibi bir deri bir kemik kalmış olmaları vahşetin ve eziyetin çok acı bir kanıtıdır. Bakımevi aracından çıkan torbalara konmuş kediler hepimizin kanını dondurmuştur.

 

 

“Kimi kimden korudu?”

 

 

Bu görüntülerin üzerine, Türkiye’nin dört bir yanından Konya Bakımevi ’ne akın eden hayvan severleri, STK’ların ve vicdanlı insanların iki gün boyunca bakımevine sokulmamaları, kapıda Çevik Kuvvet barikatları kurulması, göz altıların yaşanması, Konya’ya gelmeye çalışan başka hayvan severlerin şehre girmelerine izin verilmemesi herkesi çok üzmüştür. Çevik Kuvvet ekipleri, barınak kapısında barikat kurarak acaba kimi kimden korudu? İçerideki hayvanları dışarıdaki hayvan severlerden mi korudu? Bunu herkes çok merak ediyor.

 

“Bir temizlik operasyonu yapılmıştır”

 

 

Bölgeye jammer getirerek interneti kesmek, havadan dron çekimi yapılmasın diye uzun namlulu kolluk kuvveti desteği getirilmesi herkesi dehşete düşürmüştür.  Olayları sosyal medyadan canlı takip eden ve yoğun paylaşım yapan duyarlı insanlar, içeride bulunan hayvanlar için daha çok endişe duymaya başlamışlardır. Bakımevindeki hayvanlara yardımcı olmaya gelmiş hayvan severler iki gün boyunca içeri alınmazken, belediyenin çöp arabaları, nakil araçları ve iş makinaları gece yarısı bakımevine sokularak, içeride çalışma yapmışlardır. Hepimizin tahmin ettiği ancak kanıtlayamadığı bir temizlik operasyonu yapılmıştır. Görülmesi istenmeyen kötü manzaralar temizlenmiştir, bunu hepimiz maalesef biliyoruz.

“Ne emir alıyorlarsa onu uyguluyorlar”

Vicdanları paramparça eden bu olayların üzerine, sanki tek suçlu sadece o iki personelmiş gibi lanse edilmesi, yetkililerin bu tarz açıklamalar yapması gerçeklikten çok uzaktır. Hepimizin de bildiği gibi orada çalışan personeller, ne emir alıyorlarsa onu uyguluyorlar.

 

 

“Peki, çözüm nedir?”

 

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın örnek gösterdiği barınağın aslında bir eziyet ve ölüm kampı olduğunu hepimiz görmüş olduk. Demek k örnek bir barınak, oranın büyüklüğü ya da harcanan beton miktarı ile alakalı değilmiş. Bir barınakta, bakımevinde, hayvanların olduğu her yerde ancak hayvan sever, vicdanlı, merhametli insanlar çalışıyorsa, orası örnek bir bakımevi olabilir. Peki, çözüm nedir? Acilen tüm ülkede kısırlaştırma seferberliği başlatılmalıdır, cins hayvan üretimi ve satışı derhal yasaklanmalı, bununla ilgili caydırıcı cezalar uygulanmalıdır, ‘Satın alma sahiplen’ bilincini yaygınlaştırmak için gerekli çalışmalar yapılmalıdır, sokak hayvanlarının sosyal canlılar olduğu, beslenme kadar sevgiye de ihtiyaçları olduğu, kısır ve aşılı olduktan sonra, hapsedilmeden özgürce yaşamaya hakları olduğu bilinci bu topluma aşılanmalıdır, biraz empati yapmayı toplum olarak öğrenmemiz gerekiyor.

 

 

“Çok da zor değil!”

 

 

İnsanlar aç-susuz kaldıklarında, hapis hayatı yaşadıklarında, sevgisiz ve ilgisiz kaldıklarında saldırganlaşmıyorlar mı? Hastalanmıyorlar mı? Can dostlarımız olan Hayvanlar için de aynı şeyler geçerli. Vatandaşların, gördükleri her sokak hayvanı için belediyeleri arayıp hayvanları toplattırma talepleri bu sorunları büyütmektedir. Bunun yerine, hayvanın kısırlaştırılıp, aşılanıp, kendi sokağında yaşamasına izin vermek, bir kap mama bir kap su koymak çok da zor değil.

 

“Can taşıdıklarını unutmamak gerekir”

 

Evet, herkes hayvanlarla yakın temas kuramayabilir, korkabilir, çekinebilir. Ama onların da bir can taşıdıklarını unutmamak gerekir. Sevmek zorunda değiliz ama yaşam haklarına saygı göstermek zorundayız. Toplum bilinci bu konuda çok büyük rol oynamaktadır. Belediyeler üzerlerine düşen görevleri tam olarak yaparlarsa sorun çözülecek.

Hayvanlara yapılan her türlü eziyet ve kötü muamele ne medeniyete ne insanlığa ne de dini inançlara sığmamaktadır. Unutulmamalıdır ki, Kuran-ı Kerim’de Allah-ü Teâlâ buyurur ki, ‘Hayvanlar benim sessiz kullarımdır. Onlar şimdi zulme susuyorlar ama hesap günü konuşacaklardır.’

 

 

“Masum canlara yaşatılan kötü muameleler gizli kalmıyor”

 

 

Konya bakımevinde yaşanan acı olaylar başka şehirlerde yaşayan duyarlı insanların, kendi şehirlerindeki bakımevlerine daha çok dikkat kesilmesine, bakımevi ziyaretlerini arttırmalarına sebep olacaktır. Bu üzücü olaylar, tüm belediyelere, bakımevlerine, yetkililere ve çalışanlara bir ders olmalıdır. Masum canlara yaşatılan kötü muameleler gizli kalmıyor, er ya da geç ortaya çıkıyor ve hesabı soruluyor.   

 

 

“Bu acı olayların son bulmasını umuyoruz”

 

 

Memleket Partisi Bartın İl ve İlçe örgütleri olarak bizler de Bartın Cumhuriyet Başsavcılığı’na konuyla ilgili şikâyet dilekçemizi vermiş bulunuyoruz. Yüce adaletin tecelli etmesini, suçluların cezalandırılmasını ve bu acı olayların son bulmasını umuyoruz.”

 

                                                                                                         

 

ETİKETLER : Bartın Memleket Partisi
Diğer SİYASET haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 ›