“Kansersiz Mutlu Bir Bartın” için

Bartın İl Sağlık Müdürlüğü, Kanser Birimi, Bartın KETEM ve Aile Sağlığı Merkezleri’nin yaptığı işbirliği çerçevesinde, il genelinde planlanan “Kansersiz Mutlu Bir Bartın” için eğitim ve tarama programlarının ilki Tekkeönü ve KETEM’de gerçekleştirildi.
Bu haber 2019-06-20 11:54:57 eklenmiş ve 274 kez görüntülenmiştir.

 

 

 

Nilay Meryem ÇÖMLEK

 

 

 

Bartın genelinde halk sağlığının korunması ve geliştirilmesi amacıyla, Bartın İl Sağlık Müdürlüğü, Kanser Birimi, Bartın KETEM ve Aile Sağlığı Merkezleri’nin yaptığı işbirliği çerçevesinde, Sağlık Bakanlığı’nın halkımıza ücretsiz olarak sunduğu Kanser Tarama Programları’ndan maksimum fayda sağlanması planlanıyor. Bu çerçevede; Bartın İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetlerinde Birim Sorumlusu Uzm. Dr. Gülser Doğan, Kanser Birim Sorumlusu Uzm. Hem. Derya Karakoyun, KETEM Sorumlu Hemşiresi Emine Yarbaşı ve Tekkeönü ASM hekimi Dr. Ezgi İncereis, Kozcağız ASM ve KETEM Sağlık Personellerinin katkıları ile 17 Haziran Pazartesi günü, Tekkeönü ve KETEM’de “Kansersiz Mutlu Bir Bartın” için eğitim ve tarama programları uygulanmaya başlandı. Konuya ilişkin olarak İl Sağlık Müdürlüğü’nden yapılan yazılı açıklamada, program kapsamında KETEM Sorumlu Hemşiresi Emine Yarbaşı tarafından vatandaşlara “Kanserler, Kanserlerden Korunma Yolları ve Kanser Tarama Programları” hakkında eğitim verildiği bildirildi. Açıklamada şöyle denildi:

Taramalar ücretsiz

 

“Eğitim esnasında ‘Kendi Kendine Meme Muayenesi’ öğretilerek maket üzerinde uygulama yaparak meme maketi üzerinde kanserli kitleyi bulmaları istenmiştir. Ayrıca halkımıza broşür dağıtılarak bilgilerinin pekiştirilmesi sağlanarak hemen ardından bez afiş açılıp pankartlar eşliğinde farkındalık oluşması sağlanmıştır. Eğitim sonrasında ise 30-65 yaş arasındaki kadınlardan Rahim Ağzı Kanseri taraması için HPV numunesi alınarak, 40-69 yaş aralığındaki kadınların Mamografi çekilerek Meme Kanseri Taramasını gerçekleştirmek amacıyla  KETEM'e ulaştırılması sağlanmıştır. Ayrıca 50-70 yaş aralığındaki vatandaşımıza ise Kolon Kanseri teşhisi için GGT (gaitada gizli kan tahlili) tüpü dağıtılarak taramalarının yaptırılması sağlanmıştır.  Tekkeönü  Aile Sağlığı Merkezinde eğitim ve tarama programı 28 Haziran 2019 tarihine kadar devam edecek olup ‘Kanserden değil geç kalmaktan kork’ diyerek tüm halkımızı ücretsiz olarak kanser taramalarını yaptırmaya davet ediyoruz.”

 

Her 2 yılda bir tarama yapılmalı!

Bartın İl Sağlık Müdürü Dr. Dursun Koç da  81 ilde faaliyet gösteren Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri’nde (KETEM) ücretsiz olarak mamografi çekildiğini, ayrıca kendi kendine meme muayenesi eğitimleri ve broşürleri ücretsiz olarak verildiğini söylerken 40-69 yaş aralığındaki kadınların her 2 yılda 1 meme kanseri taraması yaptırması gerektiğini belirtti.

 

Kadınlarda en sık görülen kanser türünün meme kanseri olduğunu belirten Dr. Koç, kadınların 20 yaşından sonraki dönemde, her ay memelerini kendi kendilerine muayene etmeleri gerektiğini vurguladı.

 

Her 8 kadından birinin kansere yakalanma riski olduğuna dikkat çeken İl Sağlık Müdürü Dr. Dursun Koç, kadınlarda en sık görülen kanser türünün meme kanseri olduğunu belirterek önemli bilgiler verdi. Kadınların meme kanseri nedenleri, risk faktörleri, belirtilerini anlatan Dr. Koç, şunları söyledi:

“Meme kanseri kadınlarda görülen kanser tipleri arasında birinci sırada yer almaktadır. Hayat boyu her 8 kadından birinin kansere yakalanma riski vardır. Meme kanseri, meme dokusundaki hücrelerden gelişen kanserlerdir. Meme dokusunun herhangi bir yerinden kaynaklanabilir. En sık görülen tipi; meme kanallarından kaynaklanan ‘duktal’ kanser denen kanserlerdir. Süt üreten bezlerden köken alan ‘lobüler’ kanserler de sık görülür. Ayrıca diğer dokulardan kaynaklanan daha nadir medüller, tübüler, müsinöz gibi tipleri de vardır. Meme kanseri oluşumunda genetik değişiklikler çok önemlidir. Genetik yapıda çeşitli faktörlerin ve normal yaşlanmanın etkisiyle ortaya çıkan bozukluklar kansere neden olur. Ancak meme kanserlerinin sadece yüzde 7-9’luk bir kısmı ailesel geçişlidir. Özellikle anne tarafında genç yaşta meme kanseri ve erkek meme kanseri görülmesi ailesel bir geçişe işaret edebilir.

 

İşte meme kanseri riskini arttıran faktörler…

 

Kadın cinsiyet ve yaşlanma meme kanseri için en önemli risk faktörleridir. İlk doğum yaşı: 30 yaşından sonra ilk doğumunu yapanlarda, 18 yaş öncesinde ilk doğumunu yapanlara göre risk artmaktadır. Daha önceleri doğum sayısı ile kanser gelişimi arasında ters ilişki olduğu öne sürülmüşse de bu ilişki gösterilememiştir. Yine de hamilelik döneminde östrojen hormonunun daha düşük seviyelerde olması bu koruyucu etkinin ortaya çıkmasını sağlıyor olabilir. İlk âdetini erken yaşlarda görenler, yaşam boyu daha uzun süre östrojen hormonuna maruz kalacaklarından dolayı risk artmaktadır. Menopoz bilindiği gibi kadının adetten kesildiği, doğurganlığının sona erdiği dönemdir. İleri yaşta menopoza girme meme kanseri riskini arttırmaktadır. Burada da etken uzun süre östrojen hormonuna maruz kalmadır. En az bir yıl süreyle emzirmenin koruyucu etkisinin olduğunu gösteren verilerin yanı sıra herhangi bir etkisinin olmadığını iddia eden çalışmalar da mevcuttur.

 

Doğum kontrol hapları kanser riskini arttırıyor!

 

Doğum kontrol haplarının uzun süre kullanımı meme kanseri gelişim riskini arttırmaktadır. Bunun yanı sıra en az beş yıl süreyle bu ilaçların kullanılmasının kalın bağırsak, rahim ve over (yumurtalık) kanseri riskini azalttığı gösterilmiştir. 10 yıldan daha uzun süre kullanımlarda ve özellikle genç yaşta (20 yaş öncesinde) kullanmaya başlamakla meme kanseri, kalp krizi ve inme riski artmaktadır. Burada özellikle belirtilmesi gereken husus doğum kontrol hapıyla birlikte sigara içiminin ciddi sorunlara yol açabileceğidir. İkisi birlikte kalp hastalıkları ve inme riskini belirgin arttırmaktadır. Menopoz sonrası hormon tedavisinde kullanılan ilaçlar genellikle menopoza bağlı şikâyetlerin ortadan kaldırılması veya azaltılması amacıyla kullanılırlar. Bu ilaçlar vücudun üretimini kestiği östrojen ve progesteron hormonlarını içermektedir. Bu ilaçları 5 yıl ve daha uzun süre kullanan menopoz sonrası dönem kadınlarda meme kanseri ve rahim kanseri riski artar.

 

Nedeni bilinmiyor ama …!

 

Uzun boylu kadınlarda meme kanseri riski artmaktadır. Bunun nedeni bilinmemektedir. Benzer şekilde bu kadınlarda kalın bağırsak kanseri riski de yüksek saptanmıştır. Menopoz öncesi dönemde aşırı zayıf kadınlarla, menopozdan sonra idealin üzerinde kilosu olan kadınlarda meme kanseri riski artmaktadır. Menopoz sonrası dönemde aşırı kilolar ve özellikle yağ dokusu fazla miktarda östrojen hormonu (meme kanserine neden olduğu bilinen hormon) yapımına neden olmaktadır. Menopoz sonrası dönemde yağ oranı yüksek gıdalarla beslenme ile meme kanseri gelişimi arasında ilişki mevcuttur. Aksi olarak sebze ağırlıklı beslenmenin ise koruyucu etkisi vardır. Günde 1 bardaktan daha fazla alkol tüketimi kadınlarda östrojen hormonu düzeylerini arttırdığı için kanser gelişim riskini arttırabilir. Kist, fibroadenom ve hiperplazi gibi meme hastalıkları iyi huylu tümörlerdir. Biyopsi sonucu habis olmayan oluşumlar tespit edilmesi risk faktörüdür. Annesinde, anne tarafından akrabalarında, teyzesinde veya kız kardeşinde meme kanseri olan kadınlarda meme kanseri gelişmesi riski normal toplumdan daha fazladır.

 

Moralinizi yüksek tutun!

 

Bazı risk faktörleri sizin kontrolünüz altındadır. Genel sağlık durumunuzu koruma amaçlı dengeli beslenme, zayıflama veya kilonuzu koruma, sigara içmeme, alkolü sınırlandırma, düzenli egzersiz gibi faaliyetlerde bulunabilirsiniz. Ancak bunlar riskinizi tamamen yok etmez. Bu nedenle meme kanserine yakalanmışsanız bu hiçbir şekilde sizin veya başkasının suçu değildir. Kendinizi suçlu hissetmek veya yanlış olduğunu düşündüğünüz şeyleri veya kişileri suçlamanızın size bir faydası yoktur; tam aksine moralinizi yüksek tutmak tedavinizi de olumlu yönde etkileyecektir.

 

Meme kanserinin belirtileri

 

Meme kanserinin en sık rastlanan belirtisi, memede ağrısız, zamanla büyüyen bir kitlenin hissedilmesidir. Ancak, hastaların çok azında ağrı da belirtilere eşlik edebilir. Daha nadir olarak memede çekintiler, deride kalınlaşma, şişlikler, deride tahriş ya da bozulmalar ve meme ucunun hassaslaşması ya da içe dönmesi de dâhil olmak üzere meme ucu belirtileri yer almaktadır. Sanıldığının aksine ağrı ve kanlı akıntı ileri evrelerde ortaya çıkmaktadır. Erken evrede meme kanserleri diğer kanser çeşitlerinde olduğu gibi ileri dönemlere gelene kadar belirgin bir belirti vermeyebilir. Erken teşhiste en önemli faktör, kişinin bu konuda bilinçlendirilmesidir. Bu nedenle, meme kanserinin erken tanısı için önerilen kontrol programlarını uygulamanız çok önemlidir. Meme kanserine erken evrede tanı konması, tedavinin başarıya ulaşma ve hayatta kalma şansını arttırır. Erken tanı için üç temel yöntem uygulanabilir. Bunlar; evde kendi kendine yapılan meme kontrolleri, doktor tarafından yılda bir yapılan meme muayeneleri ve mamografi (meme röntgen filmi) olarak sayılabilir. Kadınların 20 yaşından sonraki dönemde, her ay memelerini kendi kendilerine muayene etmeleri gereklidir. Menopoz öncesi dönemde âdetin başlangıcından sonraki 7-10. günlerde, menopoz sonrası dönemde ise her ayın aynı gününde muayene yapmalısınız. Meme dokusu içerisinde herhangi bir şüpheli kitle ele geldiğinde vakit geçirmeden doktora başvurunuz. 20 yaşından sonra 2 yılda bir, 40 yaşından sonra yılda bir kez doktorda meme muayenesi yaptırınız. Bu şekilde takip edilen kadınlarda kanserin çok erken dönemlerde yakalanabildiği ve meme kanserine bağlı ölümlerde yüzde 30 oranında azalma sağlandığı saptanmıştır.”

 

“Hızlı bir süreç değil”

 

Meme kanseri oluşumunun çok hızlı bir süreç olmadığını kaydeden Dr. Koç, meme kanserinin evreleme sürecinden bahsederek  “Meme kanseri oluşumu çok hızlı bir süreç değildir. Tümör ortalama 5-7 yılda 1 cm büyüklüğe erişir. Yayılımı öncelikle lenf kanalları yoluyla koltuk altı lenf bezlerine ve daha sonra kan yoluyla karaciğer ve kemik gibi uzak organlara olur. Tümörün yayılımını tespit etmek için evreleme yapılıp, tedaviye karar verilir. TNM sistemi adlı bir evreleme sistemi kullanılır. T tümör çapını, N hastalıklı koltuk altı lenf bezi sayısını, M ise uzak yayılım (metastaz) durumunu belirtir. Buna göre 4 evreden bahsedilebilir. Erken evre hastalık dendiğinde evre I, II ve bazı evre III tümörler anlaşılır. Evre III tümörlerin bir kısmı ve evre IV tümörler ileri evre olarak adlandırılır.” dedi.

 

“Tedavilere doktorunuz karar verip sizi yönlendirecektir”

 

Erken evre küçük tümörlerde meme koruyucu cerrahi yapılmasının uygun olduğunu ifade eden Bartın İl Sağlık Müdürü Dr. Koç, şöyle konuştu:

 

Meme kanseri tedavisi, alanında uzmanlaşmış bir ekip tarafından yapılmalıdır. Bu ekibin temel üyeleri meme cerrahı, tıbbi onkolog ve radyasyon onkoloğudur. Meme kanserinin temel tedavisi cerrahidir. Tercih edilen cerrahi şekli meme dokusunun tamamen çıkarıldığı mastektomi ameliyatıdır. Ancak, erken evre küçük tümörlerde meme koruyucu cerrahi yapılması da uygundur. Kanserli dokunun memeden, çevresinde bir parça sağlıklı meme dokusu bırakılarak çıkarılmasına lumpektomi adı verilir. Ancak, lumpektomi yapılan memelere daha sonra radyoterapi verilmesi şarttır. Yapılan çalışmalar sonucunda meme koruyucu cerrahi sonuçlarının mastektomi ile benzer olduğu anlaşılmıştır. Bu yaklaşım özellikle batı ülkelerinde mastektomiye tercih edilmektedir. Sevindirici olarak ülkemizde de giderek daha çok uygulanmaktadır. Cerrahi sonrası gerekiyorsa tamamlayıcı olarak kemoterapi veya hormonoterapiler tıbbi onkologlar tarafından yapılır. Bazı durumlarda radyoterapi de uygulanması gerekebilir. Tedavi kararı verirken tümörün büyüklüğü, koltuk altı lenf bezlerine yayılım olup olmaması, tümörün hormon bağımlılık durumu, Her2 (c-erb-B2) adı verilen kanser geninin varlığı gibi faktörler göz önüne alınır. Tümörün büyük olduğu durumlarda tedaviye önce kemoterapi ile başlanıp tümörün küçültülüp cerrahiye uygun hale getirilmesi gerekebilir. Bu tedavilere doktorunuz karar verip sizi yönlendirecektir.”

 

“Yılda bir kez doktorda meme muayenesi yaptırın”

 

Erken tanının önemine de değinerek kanser tarama programları hakkında bilgiler veren Dr. Koç, “Normalde 20 yaşından sonra meme muayenesi ve yılda bir kez doktorda meme muayenesi yaptırmanız önerilir. Bu nedenle, erken dönemde hastalığın yakalanması için kadınların bilgi sahibi olması gereklidir. 40 yaşından sonra 2 yılda bir mamografi çekilmesi önerilmektedir. Ulusal kanser tarama programı önerilerine göre ülkemizde uygulanan meme kanseri tarama protokolü gereği 20-40 yaş arası; ayda bir kendi kendine meme muayenesi, iki yılda bir klinik meme muayenesi, 40-69 yaş arası ayda bir kendi kendine meme muayenesi, yılda bir klinik meme muayenesi, iki yılda bir mamografi çekilmesi gerekmektedir.” dedi.

 

Son olarak verdiği bu bilgilerin genel bilgiler olduğuna dikkat çeken Koç, kişisel değerlendirme için uzmanlarla görüşülmesi gerektiğini söyledi.

 

ETİKETLER : Bartın KETEM
Diğer SAĞLIK haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 ›