Normal ve normalin üzerinde zekaya sahipler!

Ailelere seslenen Bartın İl Sağlık Müdürü Dr. Dursun Koç, “Disleksili bireylerin de normal ya da normalin üzerinde zekaya sahip oldukları unutulmamalıdır. Önemli olan onların yeteneğinin keşfedilmesi, özgüven aşılanması ve gerekli eğitim desteğini alarak bu durumdan en az etkilenmeleri sağlanmalıdır.” dedi.
Bu haber 2018-11-10 12:28:32 eklenmiş ve 403 kez görüntülenmiştir.

 

 

 

Erkan Hızoğlu

 

 

Bartın İl Sağlık Müdürü Dr. Dursun Koç, 1-7 Kasım Disleksi Farkındalık Haftası dolayısıyla bir açıklamada bulundu. Disleksinin bir zeka geriliği sorunu olmadığını belirterek disleksi problemi yaşayan çocukların algılarının ters olduğunu söyleyen Dr. Koç, öğrenme güçlüğü yaşayan çocuklara yakınlarının yardımcı olması gerektiğini vurgulayarak şunları kaydetti:

 

“Çocukluk döneminde özgül öğrenme güçlüğüne bağlı olarak anlama, dinleme, konuşma, yazma, matematiksel hesaplama gibi çeşitli alanlarda yetersizlikler yaşanabilmektedir. İlköğretime yeni adım atan çocuklarda kendini gösteren disleksi de özgül öğrenmenin bir alt tipidir. Disleksi okuma güçlüğü olarak karşımıza çıkar, sözcük okuma yanlışları, okuma hızının yavaş olması ve okuduğunu anlamanın az olması şeklinde kendini gösterir.

Disleksili bireyler harf ve kelimeleri tersten algılarlar. Okuma ve konuşmada zorluk yaşarlar. Okumada yaşıtlarına göre daha geriden takip ederler. Okurken yerleri kaybeder, satır atlar ya da aynı satırı tekrar okur. Bazı harfleri öğrenmekte zorlanırlar. Harfin şekli ile sesini birleştiremezler. Okurken hece ekleyip çıkartabilirler. Uydurabilirler. Ters okuyabilirler,  okuduğu parçanın anlamını anlamakta ve parçayla ilgili sorulara cevap vermekte zorlanırlar.

 

Nörolojik kökenli gelişimsel bir bozukluk

 

Özgül Öğrenme Güçlüğü; dinleme, konuşma, okuma, yazma akıl yürütme ile matematik becerilerinin kazanılması ve kullanılmasında önemli güçlükleri olan standart eğitime rağmen yaşına ve zekâsına uygun başarı gösteremeyen bireylerde görülen nörolojik kökenli gelişimsel bir bozukluktur. Özgül öğrenme güçlüğü, eğitim sistemiyle yakından ilintili bir bozukluktur. Bu nedenle ilköğretim döneminde tanı konmaktadır. Konuşma bozukluğu ve motor beceri bozukluğu öğrenme güçlüğüne göre daha çabuk fark edildiğinden aileler bu konuda erken dönemde destek almaya yönelmektedirler. Ancak, zekâları normal, herhangi bir nörolojik sorunu olmayan bu çocuklar okula başladıklarında bir dizi sorunlarla kendini göstermektedir. Bu sorunlar ağırlıklı olarak yazım hataları olarak karşımıza çıkmaktadır. ‘p, b, d, m, n’ sıklıkla karıştırılan harflerdir. Görsel uyaranları algılamakta da güçlükleri olduğu için yazılanları tersinden okuyup yazma sıklıkla görülmektedir. Örneğin ‘koy’ yerine ‘yok’ yazmak gibi. Sayıları sıklıkla karıştırırlar. Ardıl olarak saymak kolay bir görevdir. Ancak eşleme yaparak ya da kategorileme yaparak sayı saymak ve dört işlemi örneğin 5 yerine 2, 6 yerine 9 yazma görülmektedir. Yön ve zaman kavramları yoktur. Noktalama işaretlerini kullanmama, okurken yazıları takip edememe, eksik okuma ve ters yazma gibi belirtiler bozukluğun işaretleridir.

 

Önemli derecede güçlük yaşanması söz konusu

 

Özgül öğrenme güçlüğü yaşayan öğrenciler; düşük okul başarısı akranlarından anlamlı derecede geri olmalarıyla fark edilebilirler. Konuşma, dinleme, okuma, yazma, matematik, akıl yürütmede önemli derecede güçlük yaşanması söz konusudur. Okuma Güçlüğü ile Giden (disleksi),Yazılı Anlatım Güçlüğü ile Giden (disgrafi), Sayısal Hesaplama Güçlüğü ile giden (diskalkuli) şeklinde olmak üzere 3 alt tipi bulunmaktadır. 1- 7 Kasım tarihleri Disleksi Haftası olarak kabul edilmiş olup bu kapsamda farkındalık faaliyetleri düzenlenmektedir.”

 

Beyin hasarı risk oluşturabilir

 

Disleksinin beyin hasarı ve genetik faktörlere bağlı olabileceğine dikkat çeken Dr. Koç, araştırmalar sonucunda disleksiye erkek çocuklarda daha sık rastlandığının görüldüğünü ifade ederek “Doğum öncesi, doğum sonrası ve doğum sırasında yaşanılan problemler, bebeğin MSS’ini (merkezi sinir sistemi) etkileyebilir ve risk faktörü oluşturabilir. Genetik faktörlerin beynin gelişimi, fonksiyonel formunu etkilediği ve bu sebeple öğrenme güçlüğünün bilişsel işlevleri ile ilgili etkilenmeye yol açtığı kabul görmektedir. Nörolojik fonksiyonlardaki bozukluk, bilgi işleme modeli, algısal bozukluklar, yakın akraba evlilikleri, genetik, metabolik hastalıklar, gebelik sırasında bakımın yetersizliği, ilaç, alkol, sigara ve madde kullanımı gibi neden olabilir.” diye konuştu.

 

“En az etkilenmesi sağlanmalı”

 

Son olarak ailelere tavsiyelerde bulunan Dr. Koç, “Öğretmenler tanılama aşamasında; akranlarına göre anlamlı derecede akademik başarısızlık çeken öğrencileri gözlemlemeli öğrencide zeka geriliği, duygusal davranışsal bozuklukla, tıbbi bozukluklar, kültürel ve sosyal çevrede yoksunluklar olup olmadığının ayrımında olmalı; başarısızlığın nedenlerini tam olarak anlamalıdır. Çocuk Ergen Ruh Sağlığı uzmanı tarafından tanısı konulan bireyin özel eğitim desteği alarak bu durumdan daha az etkilenmesi sağlanır. Disleksili bireylerin de normal ya da normalin üzerinde zekaya sahip oldukları unutulmamalıdır. Önemli olan onların yeteneğinin keşfedilmesi, özgüven aşılanması ve gerekli eğitim desteğini alarak bu durumdan en az etkilenmeleri sağlanmalıdır.” dedi.

 


ETİKETLER :
Diğer SAĞLIK haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 ›