CHP’den alternatif tören

CHP Bartın İl Başkanlığı 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını düzenlediği alternatif törenle kutladı.
Bu haber 2020-10-29 15:51:33 eklenmiş ve 191 kez görüntülenmiştir.

 

 

CHP Bartın İl Başkanlığı, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını düzenlediği alternatif törenle kutladı.

 

Nilay Meryem ÇÖMLEK

 

Cumhuriyet Meydanındaki törene CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, CHP İl Başkanı Selim Karakaş, Merkez İlçe Başkanı Nazif Çomak, Atatürkçü Düşünce Derneği  (ADD) Bartın Şubesi Başkanı Yavuz Alpay ve partililer katıldı.

Törende CHP ve ADD tarafından ilk olarak Atatürk Anıtına çelenk bırakılırken ardından günün anlam ve önemini belirten konuşmalar gerçekleştirildi.

 

Bankoğlu, “Kutlamalarımızı yapmaya devam edeceğiz”           

 

CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu törende “Cumhuriyetimizin 97. Yaşını minnetle, mutlulukla sevinçle kutluyorum. Bugün aslında sadece cumhuriyetin ilanı değil ulusumuzun da yeniden doğuşunun bir simgesi. Bunu unutmamak lazım. Bugün Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu cumhuriyet ve onun değerleri, hepimizin yolunu aydınlatmalı. Bunun farkında olmayanlara bunu anlatmak bizim en büyük sorumluluğumuzdur. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm silah arkadaşlarımızı ve ebediyete intikal etmiş tüm şehitlerimizi rahmetle, saygıyla ve minnetle anıyorum. Türkiye zor dönemlerden geçiyor. Ama bugün şunu unutmamalıyız ki 1923’te Ata’mız ve silah arkadaşları cumhuriyeti kurarken asla umutsuzluğa kapılmamışlardı. Bizde umutsuzluğa kapılmamalıyız. Bugünleri de atlatacağız. Umutla, sevgiyle aydınlığa çıkacağız. Huzurlu, mutlu bir Türkiye’yi hep birlikte inşa edeceğiz. Onlar nasıl umutsuzluğa kapılmamışlarsa aynı zamanda onlar cumhuriyeti kurarken izin almamışlardı. Bu akşam bizde Cumhuriyet Bayramımızı kutlarken izin almayacağız ve burada akşam 18.30’dan itibaren kutlamalarımızı yapmaya devam edeceğiz. Aydınlık bir Türkiye’de hep birlikte buluşmak dileğiyle” dedi.

 

Karakaş: “Anadolu işgal altındaydı…”

 

CHP İl Başkanı Selim Karakaş ise törende şöyle konuştu:

“Anadolu işgal altındaydı. Mustafa Kemal 19 Mayıs 1919'da Samsun'a ilk adımı attı ve kurtuluş ateşini yaktı. Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, işgal altındaki bir ülkeyi bağımsızlık meşalesi altında topladı. Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları,  Kurtuluş Savaşını yalnızca emperyalist işgale karşı değil, işbirlikçi ve çürümüş Osmanlı Sarayı’na karşı da vermişlerdir. Parçalanmış ve yokluk içindeki bir imparatorluktan, tüm dünyanın saygı duyduğu, çağının ilerisinde bir devlet yarattılar. Sıra ülkeyi aydınlığa ve çağdaşlığa kavuşturmaya gelmişti. Tarih yeniden yazıldı. Bundan tam 97 yıl önce bugün bağımsızlığın simgesi olan Cumhuriyet ilan edildi. Bağımsızlığımızın tapusu o büyük devrimin adı Cumhuriyet oldu. Cumhuriyet halkın bayramı oldu. Tüm unutturma çabalarına ve kısıtlamalara rağmen 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı her yıl artan bir coşkuyla kutlandı ve kutlanacak. 1923’te kurulan Cumhuriyet, devletin dinsel referanslardan arındırılması olmaksızın gerçek anlamını kazanamazdı.  1928 yılında “Devletin dini İslam dinidir” ibaresinin Anayasa’dan çıkarılması, 1937 yılında laiklik ilkesinin Anayasa hükmü haline gelmesi ile gerçek anlamını kazandı.

 

“Acımasızca bir saldırıda bulunmuşlardır”

 

Partimizin kurucusu ilk genel başkanımız Mustafa Kemal Atatürk, CHP’nin temellerine tereddütsüz demokrasiyi yerleştirdi; yaşamı boyunca da demokrasiyi Türkiye Cumhuriyeti’nin ulaşacağı nihai hedef olarak savundu. “Hâkimiyet bilakaydu şart milletindir” ilkesine duyduğu inançtan ömrü boyunca vazgeçmedi. Bu tutarlılığının vücut bulduğu iki kavramdan biri “Halkçılık” diğeri “Cumhuriyetçilik” ilkeleridir. Amasya Genelgesi, Erzurum ve Sivas Kongresi kararları, 23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılması, 20 Ocak 1921 ve 20 Nisan 1924 anayasaları “Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir” ilkesi çerçevesinde oluşmuş tarihsel dönemeçlerdir.  Cumhuriyetin karanlığın üzerine güneş gibi doğuşundan, kimsesizlere yuva, korunak ve gelecek, dinimizi sömürmeye çalışanlara duvar oluşundan, rahatsızlık duyanlar, yurttaşlarımıza eşitlik ve adalet sunmasını kabul etmek istemeyenler, cumhuriyetle hesaplaşmak gibi nafile ve acınası bir çaba içine giren şer ve ihanet odakları her dönemde başkaldırmaya çalışmışlardır.

Her dönemde Cumhuriyet'i, Atatürk ilke ve devrimlerini içine sindiremeyen oluşumlar ortaya çıkmış, Türkiye, benzer olayları Çorum'da, Kahramanmaraş'ta, Sivas'ta daha geniş katliamlar halinde defalarca yaşamış; Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Ahmet Taner Kışlalı, Abdi İpekçi gibi nice Atatürk devrimcisi şehit edilmiştir. Dini referans göstererek, halkımızı gericiliğe ve yobazlığa mahkum etmek isteyenler tarikatlar, cemaatler sahte hacı ve hocalarla birlikte cumhuriyeti yıkma girişiminde bulunanlar sadece bu ülkeye ihanet etmemiş, hem dinimize hem de dinimizi özgürce yaşayan dindar insanlarımıza karşı acımasızca bir saldırıda bulunmuşlardır.

Ne yazık ki, günümüzün iktidarı da Cumhuriyeti içine sindiremeyenler de gecelerini gündüzlerine katarak Cumhuriyet’in kazanımlarını ortadan kaldırmaya, yasaklarla Cumhuriyet kutlamalarını engellemeye çalışıyorlar. Bu konuda sinsi sinsi girişimlerini sürdürüyorlar. Ama çok iyi biliyoruz ki dün, emperyalizmin uzantısı, işbirlikçisi ve maşalarının topraklarımızı işgal ettiği şartlarda bile mitingleri yürüyüşleri engelleyemeyenler gibi, bugün de Cumhuriyet’e, Cumhuriyetin kazanımlarına ve değerlerine el uzatanlar Cumhuriyet coşkusuna engel olamayacaklardır.

 

“Atatürk’ün sözleri bugüne ve yarına tutulan en önemli ışık”

 

Cumhuriyet tarihinde, Menemen'de yaşanan cumhuriyet karşıtı gerici ayaklanma benzerlerinin yaşanmış olmasına rağmen, bu tehlikeden ve gericilerle kurulacak ortaklıkların yarattığı felaketlerden hala ders çıkarmayanlar var. Tarihimizde böylesi acı bir tecrübeyle, devlete ve cumhuriyete başkaldıranların nelere sebep olabileceğini yaşamış olsak da, 15 Temmuz 2016'da FETÖ terör örgütünün darbe girişimi bizlere gösterdi ki, bu şer odaklarıyla iktidar sahiplerinin ortaklıkları ülkemizde felaketlere yol açabilmekte, cumhuriyetimizi tehdit edebilmektedir. Büyük Atatürk’ün ‘’Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır.’’sözleri düne, bugüne ve yarına tutulan en önemli ışıktır. Günümüz iktidarı bu ilkelerden uzaklaşıldığında, 15 Temmuzların sonunun gelmeyeceğini artık anlamalı, "Ne istediler de vermedik' sözleriyle ilan edilmiş olan çıkar ve ihanet odaklı ortaklıklardan uzak durmalıdır."

 

“Kutuplaştırıcı bir yönetim anlayışı ile karşı karşıyayız”

Cumhuriyet Halk Partisi olarak üreten ve hakça bölüşen bir Türkiye’yi, özgürlükler konusunda ödünsüzlüğü, kuvvetler ayrılığını, denetimi, örgütlenme hakkının önündeki tüm engellerin kaldırılmasını, liyakati, şeffaflığı, laikliği, eğitimde bilimselliği ve demokratik değerleri komşularımızla barış içinde yaşamayı, kimsenin dini, inancı, etnik kimliği ve yaşam tarzı nedeniyle ötekileştirilmemesini savunuyoruz.  Türkiye’nin temel sorunlarına biz, bu konumlanış üzerinden bakıyor ve çözüm önerilerinde bulunuyoruz. Bu bağlamda, bugün Türkiye’nin temel problemlerini, “Demokrasi, eğitim, dış politika, ekonomi ve toplumsal barış” başlıkları altında sıralıyoruz. Şüphesiz “demokrasi” sorunu, diğer sorunları da kapsayan bir önem arz ediyor. Çünkü Türkiye’nin diğer dört temel problemini, demokrasi sorununu ortadan kaldırmaksızın çözebilmenizin bir yolu bulunmamaktadır. Günümüz Türkiye’sinde, demokrasi karşıtı popülist bir yönetim egemen. Kendini “halkın gerçek temsilcisi” olarak sunan, karşıtlarını “milli irade düşmanı” olarak gösteren, asgari bir demokratik tartışma ortamına dahi tahammül edemeyen, kutuplaştırıcı ve eski uzlaşmazlıkları besleyen bir dili tercih eden, temel hak ve özgürlüklerin kullanım hakkını kendisi için tehdit gören bir yönetim anlayışı ile karşı karşıyayız.

“Güçlü bir parlamenter demokrasiyi hedefliyoruz”

Kendini denetletmemek için gerekli olan tüm hukuki değişimleri yapan, liyakati ve şeffaflığı ortadan kaldırmış, medyada teksesliliği savunan, tüm muhalif sesleri susturmayı hak gören, yargı bağımsızlığını yok etmiş, güçler ayrılığını ortadan kaldırmış, ülkenin tüm zenginliklerini / gelirini “Saray iktidarı” ve ona bağlı küçük bir zümreye peşkeş çeken “otoriter / tek adam” rejimi... Hal böyleyken mevcut iktidarın yarattığı “demokrasi sorunu” çözülmeden, diğer dört temel sorunun çözülebileceğini düşünmek yanlış olur. CHP olarak bu gerçekten hareketle, Türkiye’nin temel problemine, solun sahip olduğu “eşitlik, özgürlük, kardeşlik” değerleriyle çözüm üretiyoruz.   Bizim seçmenimiz olsun olmasın, geçmişte karşılıklı olarak haklı / haksız kavgalarımız bulunsun bulunmasın herkes için ve yaşamın her alanında adaleti hâkim kılmak istiyoruz. Bu doğrultuda, yargı bağımsızlığını ve 12 Eylül - 12 Mart yasal / düzenlemelerinden kurtarılmış (yani darbe hukukundan arınmış) güçlü bir parlamenter demokrasiyi hedefliyoruz.  Bunlar bizim sol kimliğimizin olmazsa olmaz hedefleridir. Bu hedefleri gerçekleştirmek doğrultusunda, cesaretle ve ödünsüz bir şekilde, popülist tek adam rejimine karşı, “Tek çare demokrasidir” diyoruz. Popülist tek adam rejiminin bizi çekmek istediği “kutuplaştırıcı” siyaset ve bu siyasetin diline karşı, demokrasi parantezinde gerçekleştirdiğimiz toplumsal uzlaşıyı, toplumsal birlikteliği büyütmeye çalışıyoruz. “Hakkı, hukuku ve adaleti” yücelterek ilerliyoruz.

 

“Cumhuriyeti, bütün kazanımları ve değerleriyle koruyacağız”

 

CHP olarak halkla birlikte Cumhuriyeti, bütün kazanımları ve değerleriyle koruyacağız, savunacağız, yaşatacağız.    Cumhuriyetimizin 97. yılını kutladığımız bu anlamlı günde başta  Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarını, Cumhuriyetimizin kurucu meclisi üyelerini,  başlangıçtan bugüne kadar bu toprakları bizlere vatan yapmak için canlarını  feda eden aziz şehitlerimizi ve ebediyete intikal eden kahraman  gazilerimizi  rahmetle, yaşayan kahraman   gazilerimizi şükran, minnet ve saygıyla anıyoruz.  Bu duygu ve düşüncelerle hemşerilerimin ve ulusumuzun 29 ekim Cumhuriyet Bayramını ve Cumhuriyetimizin 97. Kuruluş yıldönümünü kutluyor Cumhuriyetimizi  bugünlere taşıyanlara ve geleceğe taşıyacak olanlara en içten saygı ve sevgilerimi sunuyorum.”

 

Alpay: “Cumhuriyeti, tüm varlık ve değerleriyle sonsuza değin yaşatacağız”

 

Atatürkçü Düşünce Derneği  (ADD) Bartın Şubesi Başkanı Yavuz Alpay ise şunları söyledi:

“Devletimiz ve ülkemiz, Cumhuriyetin bizlere verdiği güç sayesindedir ki uluslararası camiada önemli bir yere sahip olmuş ve yine ülkemiz Atatürk'ün koymuş olduğu ilkelerle de en dünyanın saygın ülkelerinden biri haline gelmiştir. Bu nedenle bizlere ve gelecek nesillere düşen olan en önemli görev; Türkiye Cumhuriyeti hin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü korumak, Atatürk ilke ve inkılaplarını koruyup kollamak, iç ve dış tehlikelere karşı duyarlı olmaktır. Bu nedenle de, büyük bir imparatorluktan Cumhuriyet’e doğru giden yolu çok iyi bilmek, anlamak, kavramak ve her zaman hatırlarımızda her daim canlı tutmak zorundayız. Çünkü bu süreç yüce devletimizin bekası ve ulusumuzun geleceği, huzur ve refahı açısından çok önemli bir kılavuzdur. Mustafa Kemal Atatürk'ün rehberliğinde ve önderliğinde büyük Türk Milleti'nin kanı, canı ve büyük emekleriyle kurulan Türkiye Cumhuriyeti, tüm varlık ve değerleriyle sonsuza değin yaşatılması çocuktan kadına, yaşlıdan gence herkesin vazgeçilmez ortak sorumluluğu olmalıdır.”


ETİKETLER : Bartın Cumhuriyet Bayramı CHP alternatif tören
Diğer GÜNCEL haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 ›